Bir türlü ders almıyoruz olandan bitenden. Yaşamış olsak da geçmişte, unutuyoruz. Siz siz olun bu günlerde sakın İlker Aycı gitti, gidiyor, gidecek vb. bir şeyler söylemeyin ve de yazmayın. Bir adım öte düşüncelerinize ambargo koyun aklınızdan bile geçirmeyin bunu. Aksi takdirde sonuçlarına katlanmak size düşer. Bilirsiniz mutlak. Sn. Cumhurbaşkanımızın bir huyu var. Birileri istedi veya istemiyor diye kimseyi görevden almam demişti bir aralar. Aycı gidiyor sözü ancak onun koltuktaki ömrünü uzatır. Eh; takdir edersiniz ki bir paragraflık bir haber uğruna Türk Hava Yollarına hiçbirimizin bu denli bir kötülük yapma hakkı yok.
Hatırlar mısınız bilmem, Pandemi’nin ilk başında bir yazıda “Kriz Yöneticileri imtihan eder” demiştik. Yöneticinin ne denli başarılı – başarısız olduğu bu tür olağanüstü durumlarda kendisini gösterir. Her iki durumda kriz dönemlerinde özellikle sürecin sonunda bütün çıplaklığı ile ortaya çıkar. Bu dönemler de cilalı parlak sözler, yapacağız, edeceğiz anlatımları prim yapmaz. Ne demiş EINSTEİN “ İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.” Evet, sonuçların endişesi ile yaşamak mümkün değil. Bu nasıl olsa yaşanacak. Bunu bir tarafa koyup yapmamız gereken bu günkü göreve odaklanmalıyız. İşi taçlandıran bu tür durumlarda alınan sonuçlar.
Evet, kriz imtihan eder ama aslında iyi bir öğretmen değildir. Önce imtihan eder sonra ise öğretir. Öğrenilenler ancak takip etmesi muhtemel başka bir krizde kullanılır. Esasen kriz dönemleri iyi lider tanıtımını da değiştirir. Bu dönemlerde klişelerin yerini ihtiyacı karşılayan özellikler alır. Liderler artık büyüleyici güç ve kuvvetleri ( ? ) ile değil iletişime yakın olmaları ve çalışanları ile ne kadar başarılı ilişki kurdukları ile değerlendirilip, önem kazanırlar. Ve de yöneticiler gerek üstleri ve gerekse çalışanları tarafından bu imtihanda aldıkları sonuçlar üzerinden sevgi, saygı ve bağlılık notu alırlar. Evet, Aycı’nın eğitiminin yarıyılı bitti gibi. Karnesi nasıl diye mi sordunuz? 30 Temmuzda yayınladıkları ücret güncellemesinden sonra ve önerisini kabul etmeyenleri süratle ücretsiz izne çıkartmasından sonra kanaat notunun nasıl olmasını beklersiniz ki? İkinci yarıyıl sonunda bir üst sınıfa geçemeyeceği de ortada. Kriz yöneticilerinin açık ve net olmaları, sorunları ertelememeleri ve onları, konuşarak doğruları
Anlatarak çözmeleri gerekirken Sn. Aycı ilk önce bunu yapamadı. Ve de kendisinin bir konuşmasının şu paragrafını yorumsuz olarak tekrar yazıma alıyorum. “ Önemsediğimiz konuların başında 2020 ve 2021 yıllarında şirketin ne kadar kar ettiği gelmiyor. Hedefimiz gücümüz yettiğince istihdamı korumaktır. Çalışanları korumak çok önemli diyor ve sözlerine devamla Sendika ve personel ile birlikte çalışıyoruz, yetişmiş insan kaynağımız var. Onlar için dayanacağız. Bizim için en önemli konu öncelikle yolcumuzun, sonra çalışanın en sonrada şirketimizin sağlığı“ demişlerdi.” Şimdi şirketin altı aylık bilançosunda belirtilen zararın benzerini tüm dünya sineye çekiyor, zararın nedeni belli, TÜRK HAVA YOLLARI ’nı Sn. Aycı mı zarara soktu diye düşüneceksiniz. Haklısınız. Tabii ki söz konusu zararın nedeni belli. Ancak Sn. Aycı yukarıdaki hamasi sözleri ve benzerlerini iyi düşünerek sarf edeceklerdi. Kriz sözcülüğüne ve tepe yöneticiliğine böyle soyunulmamalı. Tüm çalışanları havada bıraktılar. Kimse aylarca ne kadar çalışacağını ve ne kadar ücret alacağını kestiremedi. Zannetmiyorum ama şayet Türk Hava Yollarında mevcut ise, kriz komitesi elindeki tüm bilgi ve bulguyu yalın çıplaklık ile paylaşmalıydı. Aldığı kararların arkasında durmalı, fedakârlık yapılıyorsa bunu herkesin gözünde net olarak ortaya koymalıydı. Bu dönemde alınan tuhaf kararlar ile çalışmayanın veya az çalışanın çalışanlardan daha fazla ücret aldığını bile okuduk. Kriz yönetimi böyle yapılmaz. Yapılırsa ne olur? İnsanlar böyle allak bullak olur. Tabii şirket de.
Her şey bir tarafa yine de siz siz olun Aycı THY’ den gidiyor diye konuşmayın. Ve de yazmayın. Ne olur ne olmaz.
Bir de bakarsınız ki; Pandemi krizini en iyi yöneten şahıs olarak da seçilmiş Sn. Aycı.
Senin Yerine Bir Başkası Olsaydı:
Hepimizde bir hastalık var. Hani iki üç kişi bir araya gelir sohbet eder, hanım pencereden ne yapıyorsunuz diye seslendiğinde verilen cevap “ memleketi kurtarıyoruz “ olur. Kimimiz ben Cumhurbaşkanı olsam diye başlarız, öbürümüz kendisine Ana muhalefet partisi Genel Başkanlığını bir diğerimiz ise Hava İş Başkanlığını uygun görür. Ve de hepimiz kuracağımız cümleye “ BEN OLSAM ” diye başlarız. Biz böyle başlamayalım. SENİN YERİNE BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI diyerek sohbete girişelim.
SENİN YERİNDE BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Krizin ilk adımlarını takiben esnek ve gidişata göre üzerinde her türlü değişiklik yapılabilecek bir kriz programı hazırlatır ( Mevcut Kriz programını ( ? ) Pandemi konusuna göre güncelleştirir ve yüzleri eskimemiş, çalışanların sözlerine güvenebileceği bir veya iki kriz sözcüsü seçerek tüm şirkete duyurur ve üst yönetim ile çalışanların her türlü iletişim kanalını sürekli açık tutardı.
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Kriz sözcülüğü görevine hiç soyunmazdı. Kriz sözcülerinin bu kritik ve değişken ortamda yapmaları muhtemel hatalarını düzeltecek bir tepe makam olarak yerinde kalırdı.
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Bu dönemde iletişim kopukluğunun yaşanan belirsizlik ortamında sebebiyet vereceği spekülasyonları dikkate alarak çalışanlara açık davranır ve onların yönetime güven duymalarını, bu güne kadar olanı ve biteni bir kenara bırakarak bu süreci ayrı bir şekilde ve başka kompartımanlarda değerlendirmelerini sağlardı. ( BKNZ https://hbrturkiye.com/blog/korona-virus-doneminde-sirket-yonetmek)
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Evet; başka birisi şirketin tepelerinde oturuyor olsa 30 Temmuz günü personele yapılan Ücret Güncelleme duyurusunu ( Önerisini ) biraz daha bekletir, 2020 yılı 2 ci çeyrek Mali Sonuçlarının açıklanmasından sonra yapardı
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Evet başka birisi olsa, 30 Temmuz Ücret Güncelleme duyurusunun ekine başta kendisininki olmak üzere tüm Yönetim ve İcra Kurulu üyelerinin ve Genel Müdürün imzalı ücret güncellemesi kabul formatını ek olarak mutlak ve mutlak koyardı. Bu şekilde taşın altına hepimiz elimizi koyuyoruz mesajını çalışanlara daha inanılır bir şekilde verirdi.
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Üst yönetimin seçilmesi için her şeyi yaptığı ( Malum yönetimler devamlıdır ve de Sn. Aycı bizzat biz giden yönetimin devamıyız demiştir) ve adeta zorlayarak, tehdit ederek personele kabul cebren seçtirdiği Sendika ile bu kritik dönemde ipleri koparmaz ve de görüşmeleri sürdürürdü.
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Bu dönemde bağlı oldukları sendikaya görüşmeğe / görüş bildirmeğe giden personeli kınamaz şu veya bu şekilde gözdağı vermeğe çalışmaz ve şirketin diğer çalışanlarının menfi düşünmelerine yol açacak gereksiz hareketlerden tümü ile kaçınırdı.
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Bu kritik dönemde çalışanlar arasında ayırımcılık yapılmasına engel olmak için öncelikle kendi davranışlarına dikkat eder ve diğer yöneticilere bu konuda kesin uyarıda bulunur aksi davranışları şiddetle tecziye ederdi ve personele bu konuda güvence verirdi..
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: İçinde bulunulan bu kriz döneminde çalışanlar önlerini göremezken, işlerinin devamlılığı konusunda tereddütler yaşarken İnsan Kaynakları uygulamaları konusunda daha dikkatli hareket eder ve bu süreçte özellikle tayin ve terfi konularını dondururdu.
SENİN YERİNDE, BİR BAŞKASI TEPEDE OTURSAYDI: Kriz sürecinde çalışanlara yapılacak ödemelerin adil ve açık olmasını sağlar ve belirlemede çalışma saatlerinin tek kıstas olarak ele alınmasını sağlardı.
Eminim ki, bu listeyi tamamlamaya kalksam yazı bir bu kadar daha uzar. Bu kadarı ile sizlere bir şey anlatıyor olması gerek. Umarım ki öyledir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (47)