Herkese iyi haftalar. Geçtiğimiz hafta yorumlar kısmına Türkiye'deki gecikmeler Avrupa Hava Sahası sebebiyle yaşanıyor diye yazan talihsiz okurlarım arasında çekiliş yapacağımı belirtmiştim. Neyse ki kimse çıkmadı. Sevindim!
Hava Trafik Kontrolörlerinin haklı faaliyeti İAÇ hız kesmeden devam ediyor. Konuyu ilk başlarda yalnızca ben ele alırken şimdi herkes konuşur oldu. Uluslararası medya kuruluşlarından ve ana akım medyadan telefonlar ve e-postalar alıyorum. Herkes durumu merak ediyor. Durumu, yaşananları ve tüm süreçleri kendilerine şeffaf olarak iletiyorum. Merak buyurmayın biz de neyse o… Ne bir eksik ne bir fazla.
Bu konunun baş muhatabı aslında Hüseyin Keskin ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu. Ne hikmetse kendileri seçim öncesi ATC’lerin durumunu anladıklarını ve gereğini yapacaklarını söyleseler de şimdilerde konuya değinmiyorlar.
Yok saymakla, görmezden gelmekle bu işin sonlanacağını mı düşünüyorlar bilemiyorum. Ancak geçen hafta uyardığım üzere bu iş çözümsüz kalmaya devam ederse ATC’ler durumun rahatlığına alışabilirler. Aman bu konuya dikkat! Daha fazla zaman kaybetmenin kimseye faydası yok!
Aklım mantığım almıyor. Bu işin içinde sanırım başka bir şeyler var. ATC’lere yapılacak iyileştirme EUROCONTROL’den çıkacak. Öyleyse neden yapılmaz? Aklıma tek bir şey geliyor. Acaba bu para zaten alınıyor da başka yerlere mi aktarılıyor? Siz ne dersiniz?
Bir başka merak ettiğim konu; Hüseyin Keskin hem DHMİ Genel Müdürü hem de THY Yönetim Kurulu üyesi. Bu durumdan THY son derece olumsuz etkileniyordur. Neden yönetiminde olduğu şirkete zarar ettirir bir insan? NEDEN?
RABİA
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda hava trafik kontrolörü olarak görev yapan Genel Başkan Yardımcısı Rabia DEMİR KARABAŞ, iki yıldır eş durumundan görev yaptığı yerden alındı. Bu yanlıştan ivedi olarak dönülmeli.
Rabia işaretini bilmeyeniniz yoktur. 4 rakamını işaret eder gibidir. Seçimlere de 4 yıl kaldı en kötü ihtimalle 4 yıl çocuklarından ayrı bırakırsınız ama ondan sonra….
Unutmayın, herkes yaptığının bedelini öyle ya da böyle, bugün ya da yarın öder. Haklı her zaman hak ettiğini suçlu da her zaman cezasını alır. Tarih boyunca böyle oldu bundan sonra da böyle olacaktır.
Şimdi kısa bir es verelim yazımın sonunda İAÇ’ye devam …
Gelelim bayrak taşıyıcı havayolu şirketlerimizden THY’ye… %100 iştiraki olan AJET sosyal medyada ve basında yerden yere vuruluyor. Hatta yandaşlar bile vuruyor. Şaşırıyorum.
Tecrübesizlik mi dersiniz, deneyimsizlik mi yoksa arka planda başka bir olay mı ? THY tarafında Ahmet Bolat’ı övenler, AJET ile yerden yere vuruyor. Belki farkında değiller belki de bilerek yapıyorlar! AJET’in İcra komitesi başkanı kim ?
DHMİ’nin kontrolörlerdeki olayı gibi SHGM de AJET konusunda sessiz. Onca insan her gün mağdur oluyor. Neden sessizsiniz SHGM?
Gerçi kimi kime şikâyet ediyoruz? Biz de hata.
Plastik Kullanımı
Belki 10 yıl olmuştur. Bizzat kabin hizmetleri başkanı ve ikram başkanına giderek yurt dışından getirdiğim ahşap kaşık, çatal ve bıçağı kendilerine sunmuştum. Hatta poşet çayların yanında verilen karıştırıcı bile verilmesin diyerekten kendinden karıştırılabilen bir paket poşet çay vermiştim belki örnek alınır diye . Yapıldı mı yapılmadı.
10 yıl olsada sonunda plastik bardağı kaldırmayı başardılar. TEBRİKLER, ALKIŞLAR SİZLER İÇİN!
Peki fotoğraflara bakın lütfen yalnız bardak yeterli mi?
Bir işi yapacaksanız tam yapın. İkram dağıtıyorsanız iyi bir ikram dağıtın (Eskilerdeki yemek sepeti gibi) , her şeyi geçtim daha dağıtılan ikramın içeriğini bilmeyenler var . Her uçuşta soruyorum! İçini açıp bakıyorlar. Pes artık!
Binlerce kişi var binlerce personel, ama gel gelelim yeni bir fikir üretebilen yok. Yeni fikirler için elbette yine mil karşılığında yarışmalar… Ohh ne ala memleket! Sizin aklınız nerede?
6 yaşındaki yeğenim bile fikir beyanında bulundu. Amca lounge da masaj yapılıyordu, neden uçakta yapılmıyor, her yerim ağrıyor ABD’den gelirken… Alın size fikir. Hem de 6 yaşındaki bir çocuktan! Uçan şef oluyor da masör neden olmasın? Business Class yolcularınızın hoşuna gitmez mi?
Tekrar dönelim İAÇ’ye…
Havacılık veya gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, yalaka, birilerinin kuklası, cahil cesaretli, iki ayaklı bir mahlukat, HTK-SEN’den para aldığım dedikodusunu yayıyormuş. HTK-SEN yönetimiyle kiminle yüz yüze görüşmüşüm? Git bak sendikanın hesaplarına kime nereye para gönderilmiş. Sonra bir şey bulursan o zaman biriyle konuş ya da yaz! Senin iddialarını ….
Bak oğlum, benim özgürlüğüm senin gibi satılık olmamamdan gelir. Ben senin gibi birilerini tehdit ederek kazanç sağlamaya çalışmam! Senin tehdit ettiğin kişiler de bizlere seni şikâyet ediyor ama gereğini yapacaklar, merak etme. Bir de gülerek diyormuşsun ya biz de iyi olmayan haberlerinizi yaparız diye! Dürüst ol, namuslu ol, şerefli ol!
Aklını da başına al. Sen kısa pantolonla gezerken ben tüfeklere arpacık geliştirip, hangarlarda ayak tenisi oynardım. Aman dikkat bir gün yine oynarsak top olarak seni araya almayalım! Eminim seni kokpite soksam daha kemeri bağlayıp çözemesin!
Senin foyanı da ortaya şak diye çıkartırım ama değmezsin. Belanı benden bulma! Takipçi sayını, web tıklamanı suni olarak geliştirip sonra da bunla mutlu olan bir şizofrensin.
Hakkımda tek bir mesnetsiz konuşma daha yaparsan, elimden geleni ardıma koymam bilesin. Gerçek gazetecilere ve havacılara da küfredip durma! Bu da sana ilk ve son ihtarım!
Hayatında bir kez olsun haklıdan yana ol, yandaştan yana değil!
Başlığa takılanlar olmuştur. AMK aslında bir gazeteydi. Açılımı; AÇIK, MERT. KORKUSUZ.
Bizim AirportHaber kapatılınca AMK’nin kapanması aklıma geldi.
Bilmeyen ya da hatırlamayanlarınız varsa;
Kalemini satmayan, namuslu, dürüst, tarafsız gazetecilere ve havacılara selam olsun.
Herkese iyi bir hafta dilerim.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (38)