18 Kasım 2024, Pazartesi
Erdal GÜLMEZ
Erdal GÜLMEZ [email protected]

BOEING GREVİ UÇUŞ EMNİYETİNİ ETKİLER Mİ?

Merhaba, en büyük iki uçak üreticisinden biri olan Boeing firmasının çalışanları ile yaşadığı zorlu grev süreci tarafların anlaşması ile geçtiğimiz günlerde bitti.  Firmanın yaşamış olduğu üretim sorunları , yaşanan kazalar ve  bütün bunların üzerine gelen grev,  Boeing için yaraya  tuz biber olmuş gibi gözüküyor. Bununla birlikte  gibi Boeing   büyük bir yeniden yapılanma ile yükselişe geçebilir. Büyük ticari organizasyonlarda durulma olması için bazen dalgalanma olması gerekir.

Grev yaşayan  sadece  Boeing değil.  Farklı süreçlerle de olsa Airbus’ın Almanya ve Kanada tesislerinde ve farklı başka firmalarda da  grev süreci söz konusu oldu. Yazı konusu olan Uçuş emniyeti grev ilişkisi ile ilgili  hususlar Boeing’e özel değil genel olarak sektörün tüm grev süreçleri içindir. En göz önünde olan ve en yakın tarihli olan Boeing grevi  olduğu için konunun Boeing grevi üzerinden okunmuş olması normal.

Havacılık haber sitesi  yazarı olarak konunun beni en çok ilgilendiren yönü grev sürecinin uçuş emniyetine etkisi olup olmadığı. Değinmek istediğim konu  uçuş emniyeti olmakla beraber  okur açısından konu bütünlüğünün sağlanması için  kısaca işin diğer yönlerini de yazmak faydalı olabilir.

Dünyanın neresinde olursa olsun işçi ile işveren karşı karşıya gelirse prensip olarak işçiden/emekten yana durmak gerektiği -bence de- doğru bir yaklaşım. Bununla birlikte bazen genel kabullerin  büyük yanlışlara/mağduriyetlere sebep olduğu da bir gerçek. Tüm personeline iş  sözleşmelerine uygun şekilde haklarını saglayan bir işverene karşı personelin birlikte hareket ederek,  kendi lehlerine ve işyeri aleyhine olarak işvereni , işe başlarken kabul ettikleri şartlardan  çok  daha ağır şartlarla anlaşmaya mecbur edip sonra da işyerinin batmasına sebep olan örnekler olduğunu biliyoruz.

Şahsi düşüncem tarafların (işçi-işveren) işe başlarken karşılıklı olarak kabul ettikleri şartlara uygun hareket etmeleri esas olmalı. İstisna durumlar hariç olmak üzere; bu şartlara uyan taraf haklıdır.  Hakim konumunu (bazen işçi çoğunlukla işveren) diğer tarafın aleyhine kullanarak şartları kendi lehine değiştirmeye çalışan  taraf  ise haksızdır.     

13 eylül 2024 tarihinde başlayan grev, süreç  çok kötüye gitmeden işçilerin  Boeing’in 3. teklifini %59 oy oranı ile kabul etmesi  ile anlaşma ile sonuçlandı. Kabul oyu %9.1 daha az olsa grev devam edecekti.  Kötü senaryo olsaydı yani süreç negatif devam edip  Boeing’i toparlanamayacak  noktaya getirseydi o zaman ne olacaktı ?                  Firma çalışanı bir kaç ay işsiz kalıp sonra başka bir yerde iş bulabilirdi  peki Boeing ne yapacaktı ?

William Boeing tarafından 1. Dünya savaşı yıllarında  Seattle’da kurulan yüz yıllık böyle bir  işletme kurmak için yeni bir  William Boeing ve 100 yıl lazım.   ( Mehmet Akif Ersoy’dan : Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, İki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.” )

Buradan dönelim esas konumuza, uçuş emniyetine…  Uçak üreticisi bir firmanın grev nedeniyle yaşadığı sürecin uçuş emniyeti ile nasıl bir ilgisi olabilir ?

Uçuş emniyeti  için en kritik unsurun insan faktörü-crm  olduğu bu konu ile ilgilenen çoğu insanın  ortak düşüncesidir diyebilirim. Aynı şekilde  insan faktörü konusunun alt başlıkları olarak, fizyolojik nedenler, sosyolojik nedenler , psikolojik nedenleri  sayabiliriz. Grev sürecinde personelin konsantrasyonun etkilenmesi çok doğaldır haliyle burada uçuş emniyetine negatif etki edebilecek bir hata potansiyeli oluşur. Potansiyel olması , hata yapıldığı  anlamına gelmez fakat bizim için esas olan  hata potansiyelinin  ortadan kaldırılmasıdır.

Bir hangarda kaygan bir zeminde insanlar düşmesin diye pek çok tedbir alabiliriz  fakat bu şekilde hem çok zaman ve para harcarız  hem de riski yok edemeyiz oysa  zemini kaygan hale getiren kök neden için çözüm üretirsek sorun tamamen hallolur.

Grev sürecinin negatif etkisi için mutlaka iş bırakma ile sonuçlanan bir duruma gerek yok, işçi- işveren  TİS görüşmelerinin negatif seyretmesi  ve grev yaşanabileceği duygusu bile personel konsantrasyonun bozulmasına, evet diyenler hayır diyenler olarak kamplaşmalara vb negatifliklere neden olur. Bir başka kritik süreç te grev dönüşü tekrar işe başlandığında üretim sürecine verilen ara nedeniyle personel adaptasyon sorunlar için çzöümlerin yanısıra teknik tarafta da ;   kompozit gibi bazı imalatlar, hidrolik sistem, yakıt sistemi gibi sıvı sistemleri için özel kontrol setleri  olmalı.

Grev olursa  Uçuş emniyeti  için potansiyel risk olur diyerek işçinin grev hakkının kısıtlanması asla söz konusu olmamalı. Bununla birlikte  sivil havacılık otoriteleri de dahil -hatta en başta olmak üzere-  tüm taraflar benzeri süreçlerde  çalışma şartları ve denetleme mekanizmalarını bir kademe daha dikkatle yürütmelidir. Tabii ki  zararın neresinden dönülse kardır daha da iyisi en baştan anlaşmak.

Saygılarımla

Erdal GÜLMEZ

BOEING GREVİ UÇUŞ EMNİYETİNİ ETKİLER Mİ?

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000