Fransızca’dan 1900’lu yılların başında Türkçe’ye giren (Boheme) Bohem’in sözlük anlamı; yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan kimse veya topluluktur. Bohem yaşam tarzının asıl çıkış zamanı ise Fransız devrimi sonrasına dayanmaktadır. Çünkü Fransız ihtilali sonrası birçok sanatçı, entelektüel ve onları destekleyen insanlar işlerinden çıkarıldı ve böylece bohem yaşam süreci de başlamış oldu. Günümüzde ise mecburi olarak bohem yaşam tarzına sürüklenen topluluklar oluşabiliyor.
Dünya genelinde öyle bir dönemden geçiyoruz ki herkesin aklında deli sorular. Ancak cevabını bulamadığımız soruların üstüne gitmektense bir boş vermişlik ve kabullenmeyle birlikte hayatımız bohem yaşam tarzına dönüşüyor. Sorgulamazsak, araştırmazsak, günübirlik bir yaşam tarzıyla ne bireyler, ne aileler ne de toplumlar kalkınamaz!
Geçen haftaki yazıma gelen yorumlar çok hoşuma gitti. Neden yalnız pilotlara yeşil pasaport verilmeli de neden kabin memurlarına verilmemeli diye sorulmuş. Evet haklısınız. Ve bu hakkı aramanız gerekir. Verdiğiniz yetkiyle haklarınızı aramanız için faaliyet gösteren ve aidat ödediğiniz sendikalara sorun. Neden bu konuyu gündeme getirmiyorlar?
Maaş zamlarını neden ilk dile getirenler bizler oluyoruz da sendikalar ondan sonra harekete geçiyor araştırın. Eğer sendikalar veya dernekler sizin haklarınızı savunamıyorsa öncelikle siz sendikalardan veya derneklerden hesap sorun. Siz var olduğunuz ve aidat ödemeye devam ettiğiniz sürece onlar orada olmaya devam edebilir. Bunu lütfen unutmayın.
KAR SUSUZLUK KANDIRMAZ!
Sevdiğim atasözlerinden biridir “Kar susuzluk kandırmaz”. Anlamı ise gerçek gereksinimler, avutucu veya oyalayıcı şeylerle karşılanmaz.
Peki hayatımızda neler oluyor? Bugün böyle olsun, yarına bakarız. Bu seferlik bu kadar verelim, altı ay sonra bakarız. Her şeyi öteleye öteleye insanlar ne adam akıllı yaşayabiliyor ne de ilerleyebiliyor. Millet ayakta durduğuna şükür eder halde.
Gelelim tüm bunları neden yazdığıma… Airport Haber aracılığı ile yakından takip ettiğiniz maaş artış oranlarında sona gelindi. Ancak zaten alt yaşam limitlerinde çalışan TGS personelinden kiminle konuşsam hiç kimse bu artışlardan memnun değil. Çünkü dışarısı yangın yeri. Bugün aldığınız bir ürünü aynı paraya ertesi gün alamıyorsunuz. Ve işin vahim tarafı bu pahalılık yaz aylarında, kuraklık ve mevsimsel değişiklikler yüzünden de artacak. Bu konuda da bir an önce önlem alınması şart.
Şirketler için bir problem yok. Onlar en olmadı bilet fiyatlarını arttırırlar, reklamları kısar ya da personel daralmasına gider. Sahi ya bu tavan bilet uygulamasının bir anlamı yoksa ilgili yetkililer açıklayıp açıklayıp zahmet etmesinler. Nasıl olsa uyan yok!!!
SEÇİM 2023
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türkiye Genel Seçimleri yapılacak. Tarih üç aşağı beş yukarı belli. Politik bir görüşü hiçbir zaman savunmadım. Ancak her seçim öncesi dile getirdiğim üzere bu seçim, her seçmenin oy vermesi gereken bir seçimdir. Havacılık sektörü çalışanları bu anlamda hep unutuluyor. Yatıya gideni oluyor, mesaide olanı oluyor, yolda olanı oluyor…
Daha önceki seçimlerde yolcular için 1 ay önceden sandıklar koyulur ve oy verme işlemiyle ilgili herhangi bir sıkıntı olmazdı. Ancak seçim günü sandık başına gidemeyecek personel için neden bir uygulama yapılmaz anlamak çok güç. Örneğin hatırladığım kadarıyla geçtiğimiz seçimde polislerimiz için bir uygulama yapılarak oy kullanabilmeleri sağlanmıştı. Umarım teknolojinin ve bilişim sektörünün bu kadar ilerlediği günümüzde çalışanların oy kullanabilmeleri için artık bir adım atılır.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (14)