Neresinden başlayacağımı pek kestiremiyorum. Ama “bu kaçıncı ihanet” diyesim geldi. Saçma sapan, uyduruk Ermeni lobisinin yalanının arkasına takılıp sözde Ermeni soykırımı yalanına Almanya gibi bir devletin “evet” demesine okkalı cevap verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Daha önce de bu konuya değinmiştim. Size karşı bir savaş yürütülüyor ise aynı ölçekte karşılık vermek sizin hakkınızdır.
Elimizde o kadar çok koz var iken Avrupa’nın, Türkiye üzerinde oynadığı oyuna karşı sessiz kalışımıza anlam veremiyorum.
Kendi sektörüm adına konuşacak olursam, vereceğimiz o kadar cevap var ki inanın Almanya’ya değil Avrupa’nın tamamına Osmanlı tokadı gibi inecek imkanlarımız var.
Daha önce Airbus örneği vermiştim. Bu kez durum daha da farklı.
Çok övündüğümüz üçüncü havalimanı için gerek Cumhurbaşkanımızın ve gerekse Başbakanımızın yerli mal üzerinde telkinde bulunmasına rağmen halen özellikle Almanya markalı ürünlerin tercih edilmesi bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir.
Bir örnek vereceğim.
Malum yolcu köprüleri havalimanları için vazgeçilmezdir. Bu köprüler Türkiye’de de üretiliyor. Diyarbakır Havalimanı’nda test edildi ve devletimizin en tepesindekiler tarafından beğenilmiştir.
O halde neden tercih edilmez?
İmkan verdiniz de yapılmadı mı?
Öğrendiğim kadarı ile Türk şirketi pazarlık masalarında yem olarak kullanılıyor. Alman menşeili ThyssenKrupp’a verildiği yönünde bilgiler mevcut. Kapıda pazarlık kozu için bekletilen Türk firmasına verilmeyen yolcu köprüleri, Ermeni soykırımı diyen Almanya şirketine veriliyor.
Şimdi gel de yazma!
Bizim, bizden başka dostumuz yok. Vesselam. Kimse boşuna kendini avutmasın. Birbirimizin elini tutmadığımız sürece her daim güç odaklarının maşası olmak zorunda kalacağız.
O yüzden havacılık adına Almanya’ya verilecek en sıcak ders yolcu köprüleri ile olmalı.
Gelelim Türk Hava Kurumu Üniversitesi’ne…
Yaptığı işlerden dolayı kuruma verdiği zarardan dolayı THK’nın eski başkanı Osman Yıldırım’dan hiç haz etmiyorum. Lakin daha önce de yazdığım gibi Yıldırım’ın yaptığı tek olumlu iş kuruma üniversite kazandırmaktır.
Ne var ki o üniversite kirli eller tarafından boğulmak isteniyor. Bir çok iddia var ama ben bu iddialardan çok YÖK’ün vermiş olduğu karara takmış durumdayım.
YÖK, kurumları batırmak için teşkil edilmiş bir kurum mudur? THK Üniversitesi'ne hasmane tutumunuz kimden kaynaklanmaktadır? YÖK’ün bu kararını derhal gözden geçirmesi gerekmektedir.
Ben iddia ediyorum; kendi alanında en iyi alt yapıya sahip üniversitedir THK Üniversitesi. “Öğrenci alamazsın” demek de ne oluyor? Ülkemizde işsizliğin kol gezdiğini düşünürsek tamamen tematik eğitim veren bir kuruluşun önünü kesmek hangi aklı evvelin, hangi vicdansızın haddi olabilir ki?
Yazık. Gelişime, eğitime destek verileceği yerde köstek olunuyor!
Nasıl bir anlayış bu? Biri anlatsın da ikna olalım.
Yorumlar Tüm Yorumlar (44)