Evet; hepimiz biliyoruz ki Sivil Havacılık bir takım işidir. Bir uçağı sefere hazırlamak bu takımın işidir. Söz konusu takım Apron görevlisinden, Kontuar Görevlilerine, Dispeçlere, Yer Harekât Kontrol Merkezi çalışanlarına ve Teknik ünite görevlilerinden, Kabin personeline (vb.) Genel Müdüre kadar uzanan bir hizmet zinciridir. Buraya kadar tüm çalışanların bu hizmet zincirine olan katkısını saygı ile karşılarız. Ancak benim yazının başlığında zikrettiğim “ Bu uçakları kim Havada tutuyor? ” sualinin cevabı Pilot ve Teknik ünite görevlileridir. Uçuşa hazırlamak için çalışmak başka, uçağı sürekli havada tutmak için çalışmak başka.
Benzeri bir seslenmeyi Sn. Topçunun Teknik ünite ve Habom ile Puzzle oynar gibi yapıp bozduğu dönemde kaleme almıştım. Faydası oldu mu? Hayır, tabii ki. Şimdi benzeri yazıyı okurlar ve bazı yorumcular için yazıyorum. Başka bir deyişle yazının hedef kitlesi değişik. Peki, bu yazının bir fayda sağlayacağını mı düşünüyorum? Yine hayır. Anlaşılması konusunda 2014, 2015’ senelerinden daha fazla ümitsizim. Ama yazmaya mecburum. Benim işim bu. Okunurmuş, okunmazmış o ayrı bir şey. Hani büyük kuşlar orman yangınına minik gagası ile su taşıyan ve o bir damla suyu ateşlerin üzerine bırakı, gidip yeniden gagasını dolduran ve bu hareketi sürekli devam ettiren serçeye seslenmişler. “Senin üzerine attığın bir damla su ile bu ateş söner mi? Vazgeç. Serçenin cevabı. Ben elimden geleni yapayım da. Evet, benimde elimden gelen bu kadar. İkaz etmek.
Rahmetli Başmüdürümüz İlhan Tufanın Pilotlara Ve Teknik Görevlilere Bakışı
“ BAŞARILI İŞ GÜCÜ MUTLU İŞGÜCÜDÜR” sözünü ilk ondan duymuştum. Teknik ünite kökenli ve anadan doğma yönetici olan İstasyon Başmüdürümüz İlhan Tufan’dan. “Pilotluk, uçak teknisyenliği, vb. meslek gruplarının çalışmalarında kendilerini tüm dikkatleri ile işlerine vermelerinin gerektiğini ve iş yerinde mevcut yönetimsel ve akçeli uygulamalar paralelinde oluşması muhtemel, geçim sıkıntısı başta olmak üzere her türlü gerginlik ve stresten mümkün olduğunca uzak tutulmalarının şart olduğunu ifade ederdi. Ve bir adım öte, uçak başında onarım veya bakımla meşgul olan teknisyen ve uçuşa giden kaptanlarla yer personelinin haklı olsalar dahi kesinlikle münakaşaya girmemesinin gerektiğini ısrarla belirtirdi. Konuya ilişkin görüşmenin kaptanın uçuştan dönmesini, teknisyenin ise işinin sonlanmasını takiben yapılmasını salık verirdi. Aksi davranışlarımızı takiben ortaya çıkması muhtemel olan bir olayın nedeninde yer alıp almamaktan da bağımsız olarak, olayın üzüntüsünü ömür boyu üzerimizden atamayacağımızı bir yaşanmışlardan bir örnekle anlatırdı. Kendisi İngiltere’de bulunmuştu. İngiltere’ de havayolu yönetimlerinin düzenlenen grup toplantılarında bahis konusu çalışanların ailelerini bu konunun önemini vurgulayarak bilgilendirdiklerini anlatırdı. Kanaatimce, sanal medyanın okur sayısını artırmak için yazı ve haberlerin peşine yerleştirdikleri yorumlar sütununda akıl almaz anlatımları ile bünyedeki bazı meslek gruplarını lime lime etmeğe çalışan ( bunlara şirket personeli demek istemiyorum) kişiler bu duygudan da yoksundurlar herhalde. Airporthaber’ de yazmaya başladığım ilk gün patrona bir öneride bulunmuştum. Programı VPN ile girilen yorumları yayınlamayacak şekilde yapalım ve de insanlar yorumlarını Vatandaş kimlik numaralarını yaparak girsinler. Önerimin tüm sanal medya sisteminin aynı uygulamayı yapması halinde düşünülebileceğini söylemişlerdi. Yani teklifim kibarca kabul görmemişti. Şayet bu uygulansaydı yazı ve haberlere ya hiç yorum gelmezdi ve bu tür çirkinlikler sayfalarda yer almazdı. Veya cesareti olanlar fikirlerini ( daha edepli ) bir şekilde ortaya koyardı. Hiç dikkat ediyor musunuz? Pilotlar ve teknisyen kardeşlerim sizin ünitelerinizi, çalışmalarınızı kötüleyen yorumlar yazıyorlar mı? Hayır. Tabii siz sataşmadıkça. Yine de gerekeni sizlere tam olarak söylemiyorlar.
Uzun seneler sonra, Uçak Bakım 850CK0002 sayılı Uçak Bakım ve Çevre dokümanındaki şu paragraf dikkatimi çekti. “ Uçak bakımında teknisyenin önemi unutulmamalıdır; Göz, kulak, beyin, duygusal stres, bedensel yorgunluk, dikkat, uyku, beslenme, solunum, öğrenme ve unutma gibi insanı insan yapan özellikleri de mutlak dikkate alınmalıdır.” yazıyor bu kitapçıkta. Temenni etmiştim ki Sn. Topçu ve ekibi’ de bu yaklaşımın yer aldığı dokümanı Türk Hava Yollarından ayrıldıktan sonra görmezler. Şimdi aynı temennide Sn. Aycı ve ekibi için bulunuyorum.
Her ne ise, bazılarımız kendini bilmekten öte öncelikle kendine gelmelidir. Yaptıkları iş itibarı ile milyonlarca yolcuyu havada tutan mesai arkadaşlarınızı yıpratmak size bir fayda sağlamayacaktır. Her türlü olayın içinde yer almanız ne sorunu halledecektir ne de yöneticiler sizin yorumlarınızla uygulamalarına yön vereceklerdir. Allah Türk Hava Yollarını kötü olaylardan saklasın Unutmamak gerek. Söylediğiniz sözler sizi rahatsız edecektir Vicdanınızı bahanelerle rahatlatamazsınız. Evet, kalp herkeste olsa da vicdan herkese nasip olmuyor.
UÇAKLARI HAVADA TUTANLARDAN BİRİLERİ, ONUR AİR TEKNİKCİLER DE HAKKINI ARIYOR.
Aslında Onur Air Teknik Ünite Yönetiminin kulağıma gelen, bana anlatılan muhtemel davranış şeklini yadırgadığımı söyleyemem. Birkaç sene önce Türk Hava Yollarından dışlanan 211 çalışana da benzeri saçmalıklar kısmen uygulanmıştı. Uygulayan kim derseniz Türk Hava Yollarının tepesindeki zatı muhterem. Şimdi bakalım Onur Air Teknikte çalışanlar haklarını ararken neler olacak? Hatırlar mısınız Türk Hava Yolları çalışanlarına neler yapmıştı. Kendilerine mesaj ile tebligat yapıldıktan sonra şirketin kapısından içeri sokmamışlardı. Dolayısı ile bu arkadaşların şirkette bulunan şahsi eşyalarını bile almalarına müsaade etmemişlerdi. Ancak belirli bir süre sonra şirkete çağırıp mesaj ile yaptıkları duyuruyu yazıya dökmüş ve imzalatmışlardı. Çalışanlar Güvenlikçilerin nezaretinde şahsi eşyalarını toplayabildikleri kadarı ile almışlardı. Tabii ki kartları da bu arada iptal edilmişti.
Onur Teknikte çalışan ve yaklaşık 383 kişinin de işyerine giriş kartlarının iptal edileceği söyleniyor. Geçmişte Türk Hava Yollarının yaşattığı bu çirkinlikler tekrarlanacak gibi. Daha doğrusu öyle söyleniyor.
Mart ve Nisan 2020’ den beri bir Allah’ın kulunun Onur Air Teknik ünite çalışanlarına bilgi vermediği uzun zamandır söyleniyordu. Yarın toplanıp bilgi istemeye Genel Müdürlüğe gideceklerine göre bu doğru demektir. İnsanlar kendilerine anlatılmış hususları bir kez daha işitip morallerini iyice bozmak için harekete geçerler mi sizce? EVET ONURLULAR YARIN 07 EYLÜL SABAHI GENEL MÜDÜRLÜĞE TOPLU HALDE GİDİP BİLGİ İSTEYECEKLER.
Evet, Pandemi dolayısı ile Onur Air Teknik Yöneticileri belirli bir personelini kısa çalışma ödeneğinden istifade edebilmeleri için devletin ilgili mercii’ ne ismen bildiriyor. Diğer çalışanlar ise o esnada içerideki çalışmalarını sürdürüyor ve de bakıma ihtiyacı olan uçaklara bakım ve onarım hizmeti vermeğe devam ediyor. İşte uyuşmazlık bu noktada başlıyor. Onur Air Yöneticileri Teknik ünitede uçak altında bakım ve onarım hizmetini sürdüren çalışanlarının isimlerini yürüttükleri bu hizmetin sonlanmasını takiben ilgili kuruluşa bildiriyor. Ve de bu personel kendilerine 1010 TL / ay ücret tahakkuk edeceğini öğreniyor. Çalışanlar hali ile ilgili devlet kuruluşuna başvuruyor. Ve de morallerini sıfıra indiren şu bilgiyi alıyorlar. “ Sizin de daha önce bildirilenler ile aynı maaşı alabilmeniz için şirketinizin isimlerini o tarihte diğerleri ile birlikte bildirmesi gerekirdi. “ Neticeten çalışmayıp evinde oturanlara asıl maaşlarından belirli bir miktar eksik istihkak hakkı tanınırken uçak başında ter dökenlere 1010 TL bir ücret öngörülüyor. Ve de bu da yetmezmiş gibi şimdi de bu personel ücretsiz izne çıkartılıyor. Buna ilaveten geçen 2-3 aya ait hiçbir hak ediş kendilerine ödenmiyor.
Ana üs dışında, diğer hizmet noktalarında mesai yapmış olan arkadaşların, harcırahlarının 2019 yılından bu yana ödenmediği doğru değil mi? Yoksa kayıtlarda ödendi olarak mı görünüyor. Bu arada ödenmemiş olan mesailerin ödenmiş olduğunun kayıtlara geçilmesi de ayrı bir ayıp.(Ben ayıp diyorum siz ne derseniz deyin).
Bir çalışanınızın Şubat 2020 maaşının kısmen ödendiği Mart, Temmuz, Ağustos aylarında kendisine hiç ödeme yapılmadığı ( çalışmasına rağmen ) yanlış bir bilgi mi dersiniz?
Şubat ve Mart 2020 maaşlarının 1/5 oranında ödendiği doğru değil mi? 130 kişilik bir teknik ekibin KÇÖ’ ye çıkartılmadığı yanlış bir söylem mi?
20 Nisan 2020’ de 3 ay boyunca % 60 maaş ödemesi yapılacağını kabul ettiklerine ilişkin belge imzalattığınız çalışanlarınıza. Onu bile 02 Eylül tarihine kadar yarımşar yarımşar ödediğiniz doğru değil mi?
Ve aynı insanlara 3 aylık ücretsiz izne çıkartıldıklarına ilişkin bir mail göndererek Apron kartlarını iptal ettiğiniz temenni ederim ki doğru olmasın. Ne dersiniz?
Hangar giriş kapılarını kilitlemeniz karşısında ne düşüneceğimi şaşırdım. Sizin bu insanlara güvenizin yoktu da bu güne kadar uçaklarınızı onlara nasıl teslim ettiniz?
Temmuz 2020’ den bu yana personeliniz eski maaşlarından çalışır görünmelerine rağmen aynı durum SGK bildirimlerinde yer alıyor mu?
Bu yazdıklarım doğruysa yöneticilerin ihmalinden veya yapılan işlemi kitaba uydurmak için yaptıkları eksik bildirimden dolayı 300’ün üzerinde ailenin çok büyük bir sıkıntıya düşmesine sebebiyet verdiler.
Devlette bu yöneticilere bir şey söyleyecek makam yok mu?
Çalışanlara eşit ve adaletli bir işlem yapmayan bu insanlara sual soracak bir devlet kuruluşu yok mu?
Bir üst yönetici yok mu bu haksızlıklara isyan edecek?
İçinde bulunulan Pandemi krizini istismar eden Onur Air başta tüm havayollarına haykıracak bir tepe yönetici arayışımızın sonuçsuz kalması Devlete olan güvenimizin sarsılmasına yol açar. Onur Air Teknik çalışanlarının bu durumu arzu etmedikleri açık ve de kabulü zorunlu olan bir gerçek. Bu güne kadar ses çıkartmadan beklemeleri bunu göstermiyor mu?
Kuzum saygıdeğer Onur yöneticileri hele bir söylesenize ONS harfleri bir araya gelince size ne ifade ediyor? Bir anlamı var mı? Yoksa bunu da insanlara biz mi anlatalım?
Evet, lafa geldi mi kalp herkeste var. Vicdan ise herkese nasip olmuyor. Sözüm size Onur Air ve Onur Teknik Yöneticileri. Bilmem anladınız mı?
Yorumlar Tüm Yorumlar (54)