Benim derdim ne Taksim'deki Gezi Parkı olayları ne de siyasilerin kavgaları. Benim derdim havacılık. Son on yılda gelinen nokta belli. Havacılıkta çağ atlarken çığ da yaşadık.
Atıl olan havalimanlarının aktif hale getirilmesinden tutun mevcut havalimanlarının yenilenmesi, ek tesislerle kapasitesinin artırılmasına kadar, yeni havalimanları yapılmasından mevcut havalimanlarının ihale edilmesine kadar bir dizi gelişmeleri hep birlikte gördük gözlemledik.
2003 yılında başlayan havacılık atağı uçak filosu anlamında, havalimanları anlamında yolcu sayısındaki artış anlamında mükemmel diyebiliriz.
Ama gel gör ki bu dönemde 8 havayolu şirketi kapısına kilit vurmuş durumda. Bu şirketlerin bir iki tanesi hariç hepsinin ruhsatı da 2003 yılından sonra verildi.
Her havayolu şirketinin kapısına kilit vurması bizim için üzüntü verici bir durum. Birer birer nedenlerini yazmak istemiyorum. Bu şirketlerle ilgili çokça yazılar yazdık ve söylediklerimiz de harfi harfine gerçekleşti.
Son SKY olayı daha da kötü. Tam yaz sezonunda patlak veren bu kapanış çok soru işaretlerini de arkasında bıraktı. Uçurmak için uçak bulunamadığı sırada gelen bu iflasın açıklaması da tatmin edici değil. Bildiğim kadarı ile beş otel satıldı. Bu oteller de SKY Havayolları'ndan gelen paralarla yapılmış veya satın alınmıştı.
Sormak isterim ki tek bir SKY Havayolları beş otel alıyorsa, beş otel bir SKY Havayolları'nı neden kurtaramadı? Oluk oluk akan paralar ne oldu?
Görgülü kardeşlerden Tahir ve İsa'yı bir tarafa koyarsanız Talha Görgülü bildiğim kadar uyanık bir tüccar. Dolayısıyla bu parayı batırmak istesen batıramazsın. O halde aklıma gelenler ve iddiaları yadsımıyorum. Yani Türkiye'de değilse bile başka bir ülkede Talha Görgülü ismi kısa bir süre sonra duyulmaya başlanacaktır.
Olaya havacılığımız açısından baktığımızda özel şirketlere izin verilen 1985 yılından itibaren 28 yıl geçmiş. Bu 28 yılda toplam 58 havayolu firması kurulup batırılmış. Yani bir yılda iki havayolu şirketi batırma başarısını göstermişiz.
Aslında burada Sivil Havacılık yasamızın kadük olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Yapılması geren şudur. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, havayolu şirketlerinin batışlarını önleyecek yasal düzenlemeye gidilmesi için Ulaştırma Bakanlığı nezdinde girişimde bulunmalı. Havayolu şirketlerinin yolcu taşımacılığından kazandığı parayı "har vurup harman savuracak" şekilde harcamasını engelleyici hükümler getirmeli. Yasada havayolu şirketlerini korucuyu maddeler yer almalı. Kazanılan paranın belli bir kısmını şirketin kasasında tutacak zorunluluk getirilmeli.
Bir şirketi en az 6 ay ile bir yıl arasında hiç uçmayacakmış gibi götürecek mali birikimin garantiye alınması sağlanmalı.
Başkaca yatırımlara heveslenip havayolu şirketlerini batırmamak gerekir.
Avrupa'ya, Amerika'ya güldüğümüz şeyler başımıza geldi. Antalya'da özel diyeceğimiz bir tek Corendon kaldı. Nazar değmesin, dilinizi ısırın.
SKY'ın sonunu İstanbul Havayolları'na benzettim. İstanbul Havayolları da otel yatırımlarından sonra banka kredisi bulamadığı için şirketi batırmıştı.
Onca kişi işsiz kaldı. Umarım diğer şirketler bu arkadaşlara sahip çıkar.
Büyürken çöken havacılığımızın sonu iyi olsun diyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)