Küçük bir sağlık problemi nedeni ile bu ve takip eden hafta APH için yazamayacağımı düşünmüş ve yönetime bildirmiştim. Ancak operasyon kolay ve ağrısız geçti. Her ne kadar bilgisayara fazla bakmamam gerekiyorsa da, eski bir konuyu bu günkü bulgularla birleştirip ortaya kısmen güncel bir konu çıkartmak zor gelmedi.
TUIK 2018 yılı Yaşam memnuniyeti anketini yayınladı. Buna girmeden önce, aynı kuruluş tarafından, aynı konuda yapılmış olan eski bir araştırma hususunda değindiğim konuların üzerinden bir kez daha gitmek istedim.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı’nın Yaşam Memnuniyeti Araştırması Anketi, bir vatandaşı mutsuz etmiş bir zamanlar. TÜİK’in geçmiş senelerde yapılan anketlerinden birine katılmak istemeyen, ancak 857 TL’lik cezayı öğrenince evine gelen memurun onlarca sorusuna yanıt vermek zorunda kalan T.T. adlı vatandaş, şikâyette bulunarak TBMM’den yardım istemiş. Başvurunun nasıl sonuçlandığını bilmiyorum. Bu haber beni meraklandırdı ve TUIK araştırmasını imkânlarım nispetinde tetkik edip değerlendirmiştim.
TUIK tarafından ilan edilen araştırma sonucundan önce bilgi dosyasında yer alan izahatlar bölümünde “Araştırmanın örneklem çalışmalarında kullanılan çerçeve 2007 yılında tamamlanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) altlık oluşturan ve güncellenmiş Ulusal Adres Veri Tabanıdır (UAVT)” kaydı var. Ha linki açmak için Vatandaş Kimlik numarası veya şirket sicil numaranı gir, ha deneklerin belirlenmesi Ulusal Adres Veri tabanından yapılsın. İkisi de aynı kapıya çıkmıyor mu?
Yaşam memnuniyeti araştırmasında görüş veren denekler nasıl seçiliyor, denekleri kimler biliyor, kimler tanıyor onları? Hoş; araştırma görevlisi denek olan vatandaşın evine bizzat gelip, ( Köy ve nahiyelerde mutlak bu görevlilere Muhtarlarda refakat ediyordur) oturup formun doldurulmasını bekledikten sonra kimlik yazılsa ne olur yazılmasa ne fark eder? Yine de İnşallah böyle değildir diyorum. Zira “Yaşam Memnuniyeti Araştırması” sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı hayli fazla. Kim, hangi Türk bu sonucun doğru olduğuna inanmak istemez ki?
KORKU MANTIKTAN DAHA KUVVETLİ ( 1 )
Her hangi bir konuda anket düzenleyip o konunun içinde yaşayanları güldürecek bir sonuç çıkartıp, ilan etmek sizce doğru mu? Bana göre büyük hata. Geçmişte ülkemizde Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı için yapılan referandumda % 92 evet oyu çıkmıştı. Bu Referandumun tarafı olan Kenan Evren dış güçlerle işbirliği içinde olanların yeni hazırlanmakta olan Anayasa'nın kabul edilmemesi için bir kampanya içerisine girdiklerini' belirtiyor ve 'Normal demokratik nizama geçme zamanı yaklaştıkça, eski dönemin hasretini çekenler, vatan hainleri, yönetimi kötülemek için faaliyette bulunuyorlar' diyordu. Türkiye aleyhinde yayın yapanlar, komünist radyolardan talimat alanlar bunlardır. Evet; mavi renkte olan Red oyları şeffafa yakın zarflara konulunca seçmenin oyu belli oluyordu. Vatandaşın bunu nasıl yorumladığını sizlere bırakıyorum. Evet, korku mantıktan daha kuvvetliymiş.
Her ne hikmetse Rahmetli Atatürk’ten sonra bu dış güçler sözü her zaman her seçim veya referandumda karşımıza çıkmıştı.
KORKU MANTIKTAN DAHA KUVVETLİ ( 2 )
Bu aklıma Hava İş Sendikasının Türk Hava Yollarının personele 2017 yılı zammı uygulanmamasına ilişkin teklifini organize ettiği bir oylama ile personelin kabulüne sunmasını getirdi. Personel mail adresine gönderilen oy atma linkini ancak TC Kimlik numarasını girmek suretiyle açabilecekti. Çalışanlar linki açtılar ve konuyu oyladılar. Ve de galiba % 92 oranında evet çıkmıştı oylamadan Yönetimin teklifine “Hayır” diyenlerin şirketten dışlanabileceği konuşuluyordu o sıralarda. Korkunun mantıktan daha kuvvetli olduğunu bir kez daha görmüştük.
KORKU MANTIKTAN DAHA KUVVETLİ ( 3 )
TUIK tarafından ilan edilen araştırma sonucundan önce dosyada yer alan izahatlar bölümünde “Araştırmanın örneklem çalışmalarında kullanılan çerçeve 2007 yılında tamamlanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) altlık oluşturan ve güncellenmiş Ulusal Adres Veri Tabanıdır (UAVT)” kaydı var. Ha linki açmak için Vatandaş Kimlik numarası veya şirket sicil numaranı gir, ha deneklerin belirlenmesi Ulusal Adres Veri tabanından yapılsın. İkisi de aynı kapıya çıkmıyor mu?
Bizim Türk Hava Yolları çalışanlarının bazılarının benim anlayamadığım bir yaklaşımları var. Bir yazı yazıyor ve de o yazıda THY tepe yönetiminin ( x ) konudaki bir uygulamasını konu alıp tenkit ediyorsunuz. THY mensubu okurlardan bazıları bunu baştaki hükümeti ve dolayısı ile hükümeti kuran iktidar partisinin zemmedildiği şeklinde düşünüyor ve de yazıyı bu noktadan hareketle yorumluyorlar. O tepe yöneticileri iktidar sistemi atamıştır. Onlardan şikâyet etmek veya onları tenkit etmek iktidarı yıpratmak amacına yöneliktir. Tabii ki niyetimiz o değil ama buna kimseyi inandırmak ta mümkün değil. Dervişin fikri neyse, zikri de odur meselesi.
Acaba Şırnak’ta yaşayan vatandaşlarımızda benzeri bir yaklaşımla o tarihlerde yapılan yaşam memnuniyeti araştırma suallerinin cevaplarken ne düşündüler? Yöneltilen suallerin doğru olarak cevaplandırılmasının yerel yöneticileri tenkit ettikleri şeklinde yorumlanmasının mümkün olabileceğini düşünmüş ve bundan çekinmiş olabilirler mi? Her ne kadar formun üzerinde isim yazmıyorsa da bu anketi düzenlemek için eve gelen görevliler, adres ve de büyük bir ihtimal ile isim ve soyadı bilgisine sahiptir. Muhtar emminin de köye gelen memurlara refakat ettiğini düşünecek olursanız, ankette kimin ne söylediğini bütün köyün bilebileceğini düşünmek olası.
Bu konuda o sene yapılan araştırmada sonuçları verilen Şırnak’ ı ele alırsak, kendilerini evlerinde çok güvende ve güvende hissedenlerin oranının 69,7 olduğu, 19,2 oranındaki deneğin bu güveni orta seviyede hissettiği ve 11,1’nin ise güvensiz ve çok güvensiz bir çizgide bulundukları görülüyordu. Bu sonuçları aşağıda yer alan 2.12.2016 tarihli haber ile yan yana koyulması mümkün değil. Haber şuydu: “ Aralarında terör örgütünün yöneticileri ile dağ kadrosundan gelenlerin de bulunduğu 508 teröristin etkisiz hale getirildiği, 50 ton ağırlığında bin 845 el yapımı patlayıcının imha edildiği, el yapımı patlayıcılarla tuzaklanan 240 barikatın kaldırıldığı belirtilmektedir. Bu arada 39 çukurun kapatıldığı, 14 bin 727 evde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce hasar tespit çalışmasının yapıldığı kentte, 14 Kasım'da sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından imar ve altyapı çalışmaları hızla başlatıldı ifade edilmektedir. ” Bu terör altyapısının hazırlanmasının son kaç sene içinde yapıldığı bilinmemekle birlikte 2014 yılında Şırnak’ın şartlarını düşünebilmek çok zor olmasa gerek. Evet; İller bazında yapılan bireylerin evinde yalnızken kendisini güvende hissetmeleri konulu araştırmada Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri ve Tunceli’ aynı durumda ki iller olarak değerlendirmiş ve gruplandırmıştım. ve bu dört ilimizde deneklerin % 79,3 ’nün kendilerini çok güvenli ve güvenli pozisyonda hissettikleri, 19,3 oranındaki bir topluluğun orta güvensizlik çizgisinde olduğu, % 1,4’ nün de kendisinin çok güvensiz noktada gördükleri belirlenmişti.
Ancak bu araştırma bu gün yapılsa Güneydoğuda bulunan bu illerimizin tüm deneklerinin kendilerini güvende hissetmelerini hiç birimiz yadırgamazdık. Zira bu bölgelerimiz terörden arındırıldı ve terörün izleri süratle siliniyor. İnsanlarımızın bu konuda rahatlamış oldukları mutlak.
BİZİMKİ İLE KOLOMBİYA, HONDURAS, EL SALVADOR ARAŞTIRMA SONUCU BENZERLİĞİ?
2014 yılında ABD merkezli araştırma şirketi Gallup dünya çapında bir mutluluk araştırması yaptı. Ve sonuçlarını geçtiğimiz sene Dünya mutluluk gününde açıklamıştı. 143 ülkenin yer aldığı araştırmada oldukça şaşırtıcı sonuçlar çıkmıştı. Şiddet ve terör olaylarıyla nam salan Kolombiya, Honduras, El Salvador gibi Latin Amerika ülkeleri listenin ilk sıralarında yer aldı. Bu ülkelerde halk mutluymuş. Bir süre önce Ebola virüsünün kırıp geçirdiği Liberya da şaşırtıcı şekilde pek çok ülkeyi geride bıraktı. Savaşların ve iç karışıklığın sürdüğü Ukrayna, Afganistan, Yemen gibi ülkelerde de beklentilerin üzerinde sonuçlar çıkmıştı. Tesadüf olduğunu düşünüp işimizi zorlaştırmayalım.
ARAŞTIRMADA ÇALIŞANIN GELİRİNDEN DUYDUĞU MEMNUNİYET SUALİ NEDEN YOKTU Kİ?
Maalesef yapılan araştırmada, “ çalışanların gelirlerinden mutlu olup olmadıklarını” direk sorgulayan bir madde yoktu.
Bu da kanaatimce anket sorularının eksik düzenlendiğinin bir göstergesiydi. Bunun yerine konulan soru “Hane halkının gelirinden duyduğu memnuniyet düzeyi “ Hane halkı denince hesaba tüm eve giren gelir giriyor hali ile. Verilen cevaplarda ona göre tabii ki. Evet; 2014 yılında ilan edilen sonuçlara bakılması halinde İstanbul’da hane halkının gelirinden hiç memnun olmayanların yüzdesi yalnız 5. Bunun yanında Çok memnunların ve memnunların toplam yüzdesi ise 44,3. Sizce bunda bir terslik yok mu?
GELELİM 2018 YILI YAŞAM MEMNUNİYETİ ANKETİ SONUÇLARINA
TÜİK, 2018 yılı yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarını açıkladı. Özeti aşağıda Türkiye’de mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı 2017'de yüzde 58 iken 2018'de bu rakam yüzde 53'e düştü. Okul bitirmeyen bireylerde mutluluk düzeyi daha fazla olurken, en yüksek mutluluk oranı yüzde 61 ile 65 ve üzeri yaş grubunda görüldü. Belirtilen yaşlar insanların iş yaşamını noktaladıkları ve emekliliğe adım attığı yıllar. İnsanlarımız mutlu zira emeklilik maaşları onlara yeterli düzeyde yaşama imkânı veriyor ( ? ) Bir iki sene önce Hollanda’ da da en mutlu kesim bu yaş aralıklarında olanlardı. Aynen bizdeki gibi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılına ilişkin 'Yaşam Memnuniyeti Araştırması' sonuçlarını özetle şöyle açıkladı.
MUTSUZLUK ÇOĞALDI.
Buna göre, mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı, 2017'de yüzde 58 olarak kayıtlara geçerken, geçen yıl yüzde 53,4 oldu. Mutsuz olduğunu beyan edenlerin oranı ise yüzde 11,1'den yüzde 12,1'e yükseldi. Kadınlarda mutluluk oranı, 2017'de yüzde 62,4 iken 2018'de yüzde 57'ye geriledi. Erkeklerde bu oran, yüzde 53,6'dan yüzde 49,6'ya düştü.
65 YAŞ VE ÜZERİ EN MUTLU
Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, 65 ve üzeri yaş grubu, 2017'de yüzde 66,1, geçen yıl ise yüzde 61,2 ile en yüksek mutluluk oranının görüldüğü yaş grubu oldu. En düşük mutluluk oranı ise 2017 yılında yüzde 53,1, geçen yıl da yüzde 47,8 ile 45-54 yaş grubunda görüldü.
EVLİ OLANLAR DAHA MUTLU
Evlilerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Geçen yıl evlilerin yüzde 56,3'ü mutlu olduğunu belirtirken, evli olmayanlarda bu oran yüzde 46,7 oldu. Cinsiyete göre bakıldığında ise evli kadınların yüzde 60,7'sinin erkeklerin ise yüzde 51,6'sının mutlu olduğu gözlendi.
Kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 74,2 olurken bunu sırasıyla yüzde 12,9 ile çocuklar, yüzde 3,6 ile eş, yüzde 3,3 ile kendisi, yüzde 2,7 ile anne/baba ve yüzde 1,8 ile torunlar takip etti.
OKUMAYAN BİREYLER DAHA MUTLU
Bir okul bitirmeyenlerde mutluluk oranı yüzde 59 iken bunu sırasıyla yüzde 53,9 ile yükseköğretim, yüzde 52,6 ile ilköğretim veya ortaokul, yüzde 52,3 ile ilkokul, yüzde 51,3 ile lise ve dengi okul mezunları takip etti.
En çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade eden bireylerin oranı yüzde 69 olarak belirlendi. Bunu yüzde 15,5 ile sevgi, yüzde 8,8 ile başarı, yüzde 4,2 ile para ve yüzde 2,2 ile iş izledi.
KADINLAR GELECEKLERİNDEN DAHA UMUTLU
Geçen yıl en yüksek memnuniyet oranı yüzde 75,2 ile asayiş hizmetlerinde gerçekleşirken, bunu sırasıyla yüzde 74,8 ulaştırma, yüzde 70,4 ile sağlık, yüzde 63,1 ile Sosyal Güvenlik Kurumu, yüzde 56,7 ile eğitim ve 56,3 ile adli hizmetlerden memnuniyet takip etti. Geleceklerinden umutlu olduğunu beyan edenlerin oranı 2018'de yüzde 72,1 oldu. Kadınlarda bu oran yüzde 73 iken erkeklerde yüzde 71,1 olarak gerçekleşti
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)