11 Kasım 2019, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

Eleştiriler, Yorumlar & Borçlar Kanunu

Evet; neden bu konu: Geçtiğimiz hafta Pazar günü saat 22.00’ de yayından kalkan olan THY İnsanları Projeye Rağbet Etmez ve Emekliliğe Sıcak Bakmazsa Ne Olacak? Başlıklı yazım için kibar bir yorum geldi. Cengiz Aymatov’un bir sözüydü bu. “ Sen kendini biliyorsan bil ki: kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır. Unutma gereksiz eleştiri sadece gizli hayranlıktır”  Bir anlamda bana yönelik bir eleştiri olan bu yorumu o saatte göndermesinin nedenini düşündüm durdum Öyle ya, 2 saat sonra yazı yayından kaldırılacaktı. Tabii yorumlarda. O saatten sonra bir iki kişi ancak okurdu yazıyı. Yorumları da. Ancak karşı fikirde olanlardan aldığım en kibar yorumdu diyebilirim. Ve de o yorum bu haftaki yazımın konusunu belirledi. Yalnız  “kendini bilmezliğe itirazım var. Ve de gizli hayranlığa. Bu yaşıma kadar hayranlığım, sevgimi veya nefretimi gizlemeyi beceremedim. Gizlemem ve açık söylerim. Yine de bazı kafalar için belirtmek isterim ki; Hiç kimse başkalarını eleştirerek yükselmemiştir. Böyle bir örnek yok. Bana 3 tane eleştirmenin ismini söyleyin desem söyleyemezsiniz. Aslına bakarsanız soruyorum ama cevabı bende de yok. Keşke hiçbir iş yerinde eleştirecek hiçbir konu olmasa.

Öncelikle şu suali sormak ve yazının akışı dolayısı ile de şahsen cevaplamak isterim. Kaç Türlü borç vardır?  Evet; borçlarla ilgili konular 6098 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinde karşılık bulur. Ancak bu kanunda kişilerin “Manevi Borçları” ilgili hiç bir kayıt olmadığı gibi bu tür borçların ödenme şekilleri ile ilgili bilgi ne bu kanunda ne de diğer bir mevzuatta yok. Bu borçların tediye şeklini kendisini alacaklı zannedenlerle  ( ? ) borçlu olduklarını düşünenlerin kişilikleri belirliyor gibi.

ELEŞTİRİ İÇİN KİM NE DEMİŞ?

Evet, konumuz eleştiri.  William Churchill’in “ Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama gereklidir, ağrı ile aynı işi görür. Zira ağrıda vücutta bir arıza olduğunu haber verir.” sözü eleştiriyi çok güzel tarifliyor.  Evet; samimi eleştiri ancak bu kadar güzel açıklanabilir. İnternette de bir söz görüp not almışım.” Eleştiriye aldırmayın. Eğer doğru değilse, yok sayın; eğer adil değilse, sinirlenmeyin; eğer cahilceyse gülüp geçin; eğer haklıysa, eleştiri değil demektir. Ondan ders çıkartın.” Evet; eleştiriler kuruma değil kişilere yöneliktir. Benim ise hataları hatırlatmaktan öte, bir amacım olmadığı gibi kimseye ders verecek halim de yok. O iş beni çok aşar.

ELEŞTİRİYİ KABULLENMEK YÖNETİCİLER İÇİN OLMAZ İSE OLMAZ BİR ÖZELLİK Mİ?

Evet; eleştiri kabul etmek de övgü kabul etmek kadar önemli bir meziyet. Size ve işinize yönelik eleştirileri olumlu bir şekilde karşılamak ve onlardan faydalı olabilecek sonuçlar çıkarmak iş yaşamında başarının altın anahtarlarından biri. Bir eleştiri ile karşılaştığınızda sinirlenmemek ve karşınızdakinin söylediklerini iyice anlamadan cevap vermemek gerekir. Gelelim Bizim okurların eleştirileri nasıl karşıladığına. Evet; bu sayfalarda sık sık sivil havacılık kuruluşlarının yönetimlerini eleştiriyorum. Sektör tepe yönetimlerinin bu tür eleştirileri cevaplamak gibi bir alışkanlığı yok. Bu geri dönüş noksanlığı bir prensip kararından kaynaklanabilir veya eleştirileri dikkate almadıklarının bir göstergesi şeklinde yorumlanabilir. Tabii ki bir husus daha var ki oda eleştirilere verilecek bir cevap veya bir ifade edilen hususlarla ilgili bir açıklama bulunamama durumudur. Sizler mutlaka bir şeyler bulup cevaplarsınız. İşverenleriniz size bu konuda güveniyorlardır mutlak? . Hani ateşi maşa ile tutarlar ya. Sizin durumunuz bu söze uygun

KİMLER ELEŞTİRİLERİ DİKKATE ALMAZ.

Biz bu ara başlığın yalnız iş yaşamına aksine bakacağız. THY’ nin eski bir yöneticisi ile ilgili bir yazı yazmıştım. O yazıda orta kademe bir Müdürün Başkanı “ Yapmak istediğiniz uygulama mevzuata terstir. Yanlıştır diyerek ikaz ettiğini ifade etmiştim. Aldığı cevap yukarıdaki ara başlıkta belirtilen sualin cevabıydı adeta. “ Bizi kim sorgulayacak ki “ Evet o başkan her kimse yapılan / yapılacak eleştirileri dikkate almayacağı kesin. Evet, sizi sorgulayacak kimse yoksa başka bir deyişle sırtınızı sağlam bir yere / kişiye dayamışsanız size yönelik tüm eleştirileri dikkate almayabilirsiniz. Sivil Havacılık şirketlerinin tepesinde oturanların bu güne kadar hiçbir eleştiriye aldırmadıkları ve de dönüp bakmadıkları gibi. Kaldı ki sizlerin arkasının bu yöneticiler kadar sağlam olmadığı da açık. Buna rağmen onların yerine siz bir şeyler söylemeye çalışıyorsunuz. Yarın şirketle ilişkiniz bir şekilde biterse bu insanların sizi hatırlayabileceklerinden bile emin değilim.

YAZININ BUNDAN SONRASINDA SİZLERİ ELEŞTİRECEĞİM.

Şimdi eleştiri yapma konusuna dönelim. Ve başlayalım. Sn. İlker Aycıyı mı eleştireceğiz yoksa Genel Müdür Sn. Bilal Ekşiyi mi?  İkisini de değil. Sanki görevlendirilmiş gibi onların yerine yazılarımdaki eleştirileri cevaplayanları. Tabii ki eleştiri cevaplanır. Ve de cevaplanması gerekir. Ama Nasıl?

1. Yukarıda da belirttiğim üzere eleştiriler kuruma değil, şahıslara yöneliktir. Şayet haksızca eleştirilen kurum olsa bunu cevaplamanızı belki kimse yadırgamayacaktır. Ancak kurumun bu tür eleştirileri cevaplama yetkisi verilmiş olan görevlileri vardır. Bunu öncelikle dikkate almanız gerekir. Durup dururken eleştirileri cevaplamaya soyunmanız sizi riske atmamalıdır. Adım, sanım belli değil ne riski demeyin. Bunu ileride anlayacaksınız.

2. Yapılan eleştiriyi bilinçsizce cevaplamak, eleştirilen konuya hiç girmeden işi yazarın şahsiyatına dökmek ve yazı konusu ile ilgili tek kelime serdetmeden eleştiren şahsı yıpratmak amaçlı sözlerle ona seslenmek eleştiriyi cevaplayan durumda olanların zafiyetini ortaya koyar. Ve de bu tablo haliyle kurumu da zedeler.

3. Eski yönetimlerin yaptıkları hatalar, şu andaki yönetimin yanlışlarını hiçbir zaman örtmeyecektir. Eleştiriyi cevaplamak yerine şu yönetim zamanında da böyle olmuştu demek, yapılan eleştirinin doğruluğunu kabul etmektir. Bunun nasıl farkında olmazsınız?

4. Evet üstleriniz hakkındaki eleştirileri onların kişiliklerine yapılan bir saldırı olarak gördüğünüz mutlak. Direk savunmaya geçmek yerine eleştiriyi iddialı bir şekilde cevaplamanın daha doğru olacağı açıktır. Ancak eleştiriyi iddialı bir şekilde cevaplayabilmek için eleştiri metninde ifade edilen hususların doğru olmaması gerekir. Doğru bir eleştirinin iddialı bir şekilde cevaplanması ve yalanlanması mümkün değil. Bunu yapmaya çalışmanız ancak sizin ve verdiğiniz cevabın ciddiye alınmamasını sağlar.

5. Öncelikle yapılan eleştirinin iyi anlaşılması ve doğru algılanması şarttır. Bunun yapılamaması halinde eleştiriyi cevaplarken mazeret üretmekten başka çareniz olmayacaktır. Bu da eleştirinin doğruluğunu gösteren bir yaklaşımdır. Bu duruma düşmek istemezsiniz. Eleştirinin tonuyla içeriğini ayırmamaya dikkat edin. Nezaketsizce söylenmişse o eleştiri doğru olamaz. Mantıklı bir biçimde söylenmiş ise de yanlış olamaz. Bunu anlamak için eleştiriyi iki kez okumak gerek. Veya anlayana kadar.

6. Verdiğiniz cevapların birçoğunun nezaket unsurundan çok uzak bir tarzda şekillendirilmiş olması beni şaşırtmıyor. Kaldı ki bu tarzınız bana bir şeyler de anlatıyor. Bunu bir düşünün. Aslına bakarsanız bunu söyleyecek bir şeyi olmayanların çirkin tepkisi olarak yorumlasak hata mı etmiş oluruz? Unutmayınız ki ben söyleyeceklerimi ismimle ifade ediyorum. Söylediklerimin içinde yalan, iftira mevcut ise muhataplarımın bunu bir şekilde cevaplayacaktır. Ya sizler, yöneticilerin yerine bu yorumları cevaplayanlar VPN ‘in arkasına saklanarak ağzınıza gelen her şeyi söylüyorsunuz. Bunun ismi acizlik değilse nedir ki?

7. Dikkat ediyorsanız yaptığım eleştirilerin % 90’ dan fazlası istihdam ile ilgili  konulardan kaynaklanıyor. Bu konuların sizleri de rahatsız etmesi gerekirken etmiyor. Çünkü kendinizi şirketin içinde ayrı bir topluluk olarak görüyorsunuz.  Hem de şimdilik kaydı ile kuvvetli bir topluluk. Ağaca dayanma yıkılır, insana güvenme ölür sözünü hatırlatıp bu maddeleri burada sonlandırıyorum.

MANEVİ BORÇLARI DA ÖDEMEK ŞART: AMA NASIL?

Yaşamda insan birilerinin yardımı ile normal şartlarda erişmesi zor olan bir şeylere sahip olabilir. Ve de kendisine destek olan insana / kuruma minnet ve şükran duyması normal karşılanır. Hatta bu insan olmanın gereğidir. Buraya kadar sorun yok. Takdir etmek gerek. Kime karşı kendinizi borçlu hissediyorsanız, bunu sadakatle çalışarak ödemelisiniz. Manevi borçların ödenme şekline ilişkin yol gösterimi Borçlar Kanununda bulabilmek mümkün değil. Ancak bu borçların ödenme şekli onların yanlışlarını korumaya almak değil. Kaldı ki bu yorumları yazan çalışanların çok büyük bir kısmı üst yönetim karar ve düşüncelerini bilecek pozisyonda da değiller. İyi bir okuyucu yorumların kaleme alınış şekillerinden bunu rahatlıkla anlayabilirler. Bu durumda net olarak bilmediğiniz bir konuyu ancak kişiselleştirerek geçiştirebilirsiniz. Düşünün ki yorum adı altında yazdıklarınızı yayınlayıp yayınlamamak yazarın kararına bağlıdır. Peki;  acaba hiç düşündünüz mü? Bu adam aleyhinde yazdığımız yorumların hemen hemen tümünü neden muntazaman yayınlıyor? Kaleme aldığınız bu yorumlar sizi o işe kabul eden yöneticilerinizi de küçük düşürüyor. İster isminizle, isterseniz VPN ile yapın yorumlarınızı hiç fark etmeyecektir. Bunun farkında olmadığınız belli. VE DE OKURLARIN ANLATILANLARA VE YAZARA İNANMALARINDA SİZLERİN BU TÜR YORUMLARI BENİM YAZILARIMDAN DAHA ÖNEMLİ BİR FAKTÖR. Her ne ise işinize gerekli önemi verin. Çalışın, okuyun ve şirketinize ve sizleri çalıştığınız kuruma kabul edenlere manevi borcunuzu bu şekilde ödeyin.

Eleştiriler, Yorumlar & Borçlar Kanunu

Yorumlar

merhaba ~ 5 yıl önce
marhabalar abi. Doru şeyler yazma.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
keşke ~ 5 yıl önce
keşke anlasalar. kendi iyilikleri için.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
düşünürler mi? ~ 5 yıl önce
çetin bey, sizce bu yazıyı okurlar mı? zannetmem. yazıdaki ifadeleriniz doğru. ancak doğruyu bu insanlar kabul eder mi?onu da sanmam. Dün anıtkabir'e gelen bir grup sn. Cumhurbaşkanını alkışladı, tezahürat yaptı, slogan attı. .Cumhurbaşkanımız anıtkabirden ayrılır ayrılmaz arkasından onlar da çıktı. (?) Belli ki seviyorlar tezahürat yapıyorlar, ama düşünemiyorlar. Kuzum Anıtkabiri terk edişinizi TV' lar verince, bu insanlar ne düşünür?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
bindirilmiş kıta ~ 5 yıl önce
Onlar zaten biliyor ve kendilerinin amacına yönelik yapıyorlar.Buna meydanı boş bırakmamak ve şakşakçılık deniyor. Taaa Osmanlıda bile sarayda bu nevi profesyoneller varmış..

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000