Fransızca “empathie” kelimesinden Türkçe’ye giren empati, eşduyum ya da duygudaşlık, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır. Hep kullanırız ya biraz empati yapın diye…
Yazımı hazırladığım Pazar günü sabahına doğru Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ahmet BOLAT sosyal medya hesabından, geçen hafta sorduğum sorulara cevap niteliğinde olan bir paylaşım yaptı.
Sorduğum başlıca soru depremzedeler için açılan ilan sonrası İngilizce eğitimini alan bir kişinin olup olmadığı idi. Eğer varsa da özür dileceğimi belirtmiştim. Bu konu net olarak cevaplanmasa da sanıyorum yok. Ancak yine de özür dilemek isterim. Çünkü gördüğüm kadarıyla zaten tüm imkanlar zorlanıyor. Ve üstüne daha fazlasının da yapılması için çaba sarf ediliyor.
Haberlerimizde muhakkak görmüşsünüzdür. Depremzede vatandaşlarımız için tekrar bir kontenjan açılacak. Çok güzel. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da yine aynı şekilde depremzede lise öğrencilerine ek kontenjan tanınacağını açıkladı. Ailesini kaybetmiş gençlerimize anne babalarını geri getiremesek de bir nebze de olsa, kol kanat germek herkesin boynunun borcu. Bu bağlamda emeği olan herkese teşekkürler.
GENEL KURUL
Yine geçen haftaki yazımda genel kurulun atlanmamış olduğunu ümit ettiğimi yazmıştım. Arkasından Cuma günü, genel kurul tarihi KAP’a bildirildi. Sizlerden sormamı veya dile getirmemi istediğiniz hususları yazmanızı istemiştim. Yazan tüm okurlarıma teşekkür ederim. Güzel sorularınızın hepsini sormaya çalışacağım.
Genel kurul tarihi belli olur olmaz kulağıma türlü türlü senaryolar gelmeye başladı. Ancak eğer doğruysa en fazla üzüleceğim şey Ahmet Bolat’ın koltuğu bırakması olur. Görüşsek de görüşmesek de, yiğidi öldürüp hakkını teslim etmek lazım. Adam işini çok iyi yapıyor. Gece yarıları bile çalışıyor. Hatta bazen düşünüyorum ne zaman uyuyor diye. Personelin tüm dilek ve şikayetleri ile ilgileniyor. Her birine ayrı ayrı cevap veriyor. Şirketin geleceği için planlamalar yapıyor, toplantılara katılıyor, başka ülkelere gidiyor, say say bitmez, eee koskoca şirketin başında… Empati yapmak lazım. İşi hakikaten zor ama başarıyor. Böyle bir yönetici sanıyorum bir daha gelmez, o sebeple umarım kulağıma gelenler dedikodudan ibarettir ve şirketin başında kalmaya devam eder.
ANCAK;
Böyle bir yöneticiden de elbette empati yapmasını ve kendisini personelin yerine koyması beklenir. Ve sanıyorum sürekli olarak yapıyor. Geçtiğimiz gün ilgili sendika sanki yönetimle görüşemiyormuş gibi bir açıklama yaparak maaşlara zam istedi. Ben istedim oldu denilmesi için atılan bir hamle olabilir mi?
Çünkü Prof.Dr.Ahmet Bolat’ın zaten durumları gördüğüne ve bir iyileştirme yapma isteği içerisinde olduğuna inanıyorum.
Yalnızca Ahmet Bolat da değil tüm sektör oyuncaları, üst üste rekorlara imza atan tüm personeli görmemezlikten gelmeyecektir. Haa görmemezlikten gelen olursa da o da onun ayıbıdır.
Döviz aldı başını gitti… Şirketlerin kazancının çoğu döviz üzerine. İç pazardaki enflasyon ve hayat pahalılığı da ortada. Dövizle maaş alınmıyor ama döviz bir artınca iğneden ipliğe her şey üç artıyor. Kiralar deseniz yine keza aynı şekilde.
Tüm bunlar hesap edilerek ve genel kurul gündeminin 7. Maddesinde yer alan “Yönetim Kurulu Üyelerinin ücretlerinin belirlenmesi” maddesi gereğince (maaşları bilmesekte) belirlenecek zam oranında, personele de bir maaş artışı yapılsa ne kadar güzel olur, değil mi?
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (73)