Cihan altüst olurken, seyre baktın, öyle durdun da,
Bugün bir serseri, bir derbedersin kendi yurdunda!
Desen bir kere "İnsânım!" kanan kim? Hem niçin kansın?
Hayır, hürriyetin, hakkın masûn oldukça insansın...
Mehmet Akif Ersoy’un “Alınlar Terlemeli” şiirinden... Ne güzel dizeler… Hürriyetin, hakkın korundukça insansın…
İçişleri Bakanlığı’nca yayınlayan genelgeye göre iç hatlarda seyahat edecek yolculardan 6 Eylül’den itibaren PCR testi veya aşı kartı/geçirilmiş hastalık belgesi istenecek. Ve bunları ibraz edemeyenler uçuşlara kabul edilmeyecek. Bu sayede insanlarımız korunmuş mu olacak? En yakın örneğini geçtiğimiz gün yaşadık. Türk Hava Yolları’nın İstanbul – Hong Kong seferini yapan uçakta PCR testi negatif olan üç yolcu 13 saatlik uçuşun ardından pozitif çıktı. Ve Hong Kong, Türk Hava Yolları’nın uçuşlarını tek yönlü askıya aldı. PCR testleri ne kadar işe yarıyormuş değil mi? Aynı pandemi başında ateş ölçme işine döndü PCR testi de.
Aşı olunması için video çeken tüm sanatçılara ve haber yapan gazetecilere de hayret ediyorum. Lakin bunu yapabilmek için öncelikle onamda yer alan bazı maddelerin değişmesi gerekir. Ne üretici firma ne de bakanlık aşıların yan etkisiyle ilgili olarak sorumluluk almıyor. Hal böyle olunca da aşıyla ilgili dayatma yapmak cehaletten öteye gitmiyor gözümde. Nasıl olur da bir bilinmeze insanlar sürüklenebilir? Kaldı ki aşı olan yakınlarımın birçoğu çok ağır reaksiyonlar gösterdi. Özellikle de ikinci dozdan bir hafta on gün sonrasında… Ayrıca merak ettiğim diğer hususta Türkiye’de iki aşı arasında 3 haftalık bir süre belirlenirken araştırmalar sekiz haftayı işaret ediyor. Yok mu bu işin bir standardı?
Aşılama tamamen isteğe bağlı olmalı. Dayatmayla, insanların önüne set çekmeyle, aşılamaya yöneltmek hiç doğru bir yaklaşım değil. Zaten anayasanın 17. Maddesi de derki; Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Ve yine Anayasamızın 23. Maddesine göre herkesin seyahat özgürlüğü vardır.
BORÇ BATAĞI
Alınan kararlar neticesinde düşürülen maaşlar, personeli artık hacizlik olacak duruma getirdi. Eminim ki personel işleri de bu durumun farkında ve üstlerine de bilgi veriyordur. Göz göre göre personelini bu hale getiren THY yönetimi acaba bu sorunu nasıl çözecek?
Southwest Airlines Pilotlar Derneği geçtiğimiz hafta başında havayolu şirketi aleyhinde Dallas Federal Mahkemesi’nde dava açtı. Dava dilekçesinde de ücretlerinin onay almadan değiştirildiği, çalışma kurallarının habersizce yeniden düzenlendiği ve ücretsiz izin konuları yer aldı. Demokrasi böyle bir şey olsa gerek. Buna Türkiye’de kim cesaret edebilir?
Personelin yüzü gülmezse yolcunun da yüzü gülmez diye defalarca söyledim. Türk Hava Yolları’nın yolcuları da aynı personeli gibi mutsuz!!! Sürekli bir problemle karşılaşılıyor. İnsanlara bilet uzatma şansı verildi, halen uçuşları yok, süreniz bitti diyerek işlem yapılmıyor. Çağrı merkezine ulaşılması halen zor, işlemler çok yavaş ilerliyor. Yolcular artık sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışıyor. Üst yönetim neden bunları görmezden geliyor?
Kart borçları ve krediler yüzünden önümüzdeki haftalarda daha da zora düşecek olan personele acilen bir iyileştirme yapılması elzem. Aksi halde işler daha da karmaşık bir hal alacak.
BU SEFER İNANALIM MI?
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, katıldığı özel bir televizyon programında 5 tane uçak alınacağını belirtti. Halbuki 2021 yılı yangın sezonu için daha önce zaten 5 amfibik uçak ve 30 helikopter alma planları vardı. Neden gecikildi? Hektarlarca alan yok oldu. Ekolojik denge bozuldu. Kuşlar bile on gün önce göç etti. Şimdi mi uçak alacağız? Peki 2022 yılında bu uçaklar hazır olacak mı?
Sayın Pakdemirli, yine aynı programda THK uçakları için “Pilotlar bu uçaklara binmek istemiyor. Hatta şunu diyorlar, bizi memuriyetten atın ama bu uçaklara bindirmeyin.” dedi. Ancak pilotlar ise; “bugün gelin bu yangını söndürün deseler o uçaklara atlarız, yangını söndürüp döneriz”, demişti. Hangisi doğru?
Cihan altüst olurken seyre dalanlar, hürriyeti ve özgürlükleri elinden alınanlar, umarım bir gün kış uykusundan uyanırlar…
Emniyetli uçuşlarınız olsun…
Serdar BAŞAĞAOĞLU
[email protected]
Yorumlar Tüm Yorumlar (72)