Son zamanlarda artan hayat pahalılığı sebebiyle çalışan ve tek maaşla geçinmek durumunda olan herkes zorda. Tabi ki bunu birkaç yerden maaş alanların anlaması güç.
Sektörümüzde tek başına çalışarak ve aile geçindirmeye uğraşan birçok kişinin farklı yerlerde de çalıştığını öğrendim. Taksicilik, garsonluk, kuryecilik … Hakikaten hoş değil. Bu insanların alın terleri neden verilmez? Bu kul hakkına girmek değil de nedir?
Sektör genelinde başarıdan başarılara koşuluyor. Eee bu başarıda sadece üst yönetimin mi hakkı var? Biraz vicdan!
Yurt Dışı Çıkış Harcı
1 Nisan 2007’de 15 TL, 1 Ağustos 2019’da 50 TL ve 18 Mart 2022’de 150 TL olan yurt dışı çıkış harcına yine zam yapılması gündemde.
20 Mayıs 2024 tarihinde yazdığım “Doğum Günü” başlıklı köşe yazımda aynen şu ifadeleri kullanmıştım.
“Zamlardan herkes şikayetçi. Gelen turistte giden turistte… Yerli turist için zaten olay apayrı bir noktada. Bilet fiyatları ve otel fiyatları uçtu. Yahu bu insanların hiç mi tatil yapmaya hakkı yok? Yurt dışı çıkış harcı bari alınmasın artık. (Eşeğin aklına karpuz kabuğu da düşürmek istemem, sakın zam yapmayı düşünmeyin!)”
Sanıyorum karpuz kabuğu yerine ulaşmış! Yapmayın etmeyin. Zaten her türlü vergi uçak biletlerinin içinden alınıyor. Bir de Türk vatandaşına Türk pasaportuna bu yükü getirmeyin! Pasaport ücretleri deseniz dünyada en önlerde, eee zaten sürekli bir vize alma derdindeyiz, vize ücretleri de almış başını gitmiş. Ne yani yurt dışına çıkana bir darbe de biz mi vuralım deniliyor?
Bilet fiyatlarından haberi olan siyasiler var mıdır acaba? 1,5 saatlik vizesiz gidilebilen şehirler bile 15-20 bin TL. 1500 TL veya 3000 TL hiç fark etmez. Bu harç olayı artık kabak tadı verdi. Kasa boş diyerek farklı yerlere göz dikileceğine asıl bakılması gereken yerlere bakılsın!
Bazı şirketlerin vergi borçları neden siliniyor? Millet iş bulamazken, 40 yerden maaş almak neyin nesi? Bulunmaz Hint kumaşı mı bunlar? İki lafı bir araya getiremeyen, zır cahillere iş yaptırıyorsunuz ya… Ne diyeyim size!
Şu hayata hepimiz bir kere geliyoruz. Herkesin yaşamaya, gezmeye ve tatil yapmaya hakkı var. Ve emin olun bu hak eninde sonunda hak sahiplerine teslim edilecek.
Şimdilik belki trol ordularıyla gündemi sağlayabilirsiniz ancak onun da sonu gelmiş. Sosyal medya devlerinden birinde çalışan tanıdığımdan yakında trollerin ve çakma hesapların kaldırılacağını öğrendim. O zaman göreceğiz akla karayı. Suni büyümelerle zaten nereye kadar giderdi, değil mi?
Gelelim Algıcılara…
Hava trafik kontrolörlerinin başlattığı inisiyatif almadan çalışma faaliyetlerinde yeni bir basamak daha oluşturuldu. Ne emniyet kaldı ne eylem ne de grev. Öte yandan bazı şirketler de kalktı Avrupa kaynaklı ATC problemleri sebebiyle gecikmeler yaşanıyor dedi. Uçak Türkiye sınırları içinde, doğuda şurada burada, zamanında yerinde. Ama İAÇ’yi görmezden gel. Sonra da Avrupa kaynaklı gecikmeler yaşıyoruz de. İyi denemeydi ama kimse yemiyor.
Sendikanın haklı faaliyetlerinden elbette ben ve ailem de etkilendi. Minimum 4 saatlik gecikmeler yaşadık. Ama inanın hoşuma gitti. Çünkü bu insanlar canla başla sarıldılar bu işin peşine. Tek vücut oldular tam tabiriyle. Böyle bir örneğe tanıklık etmekten mutlu oldum.
İşi farklı yönlere çekmeye çalışanlar da vay efendim grev yapıyorlar vay efendim şirketleri zarar uğratmaya çalışıyorlar gibi algı operasyonları çekiyorlar.
Yılmadan, usanmadan bir kez daha yazıyorum. Bu faaliyet, iş yavaşlatma, grev ya da bir eylem değil. İAÇ dediğimiz olay kurallarla uygun hareket etme şeklidir.
Hep verdiğim örneği bir kez daha veriyorum. ATC’lere kurallar diyor ki; kardeşim sen 20 şişe su taşıyabilirsin. Ama 5 şişe daha fazla da taşıyabilirsin. Ancak fazladan taşıdığın şişelerin mesuliyeti de sana aittir. Yani diyor ki; o fazladan beş şişeyi kırarsan vay haline…
Hava trafik kontrolörleri arkadaşlarımız da diyor ki; biz yıllardan beri fazladan olan bu 5 şişeyi ülkemiz ve şirketlerimiz menfaati doğrultusunda taşıdık. Türkiye’nin hava sayasında inanılmazı başardık. Ancak tüm bunlara rağmen EUROCONTROL üyesi 41 ülke içinde özlük hakları en kötü olan biziz. Bu durumu düzeltin diyorlar.
Kaldı ki bu durum düzeltilirken de devletin kasasından bir şey de çıkmayacak. Üstüne bir de vergilerle girecek.
Birilerinin çıkıp zarar ediyoruz demesine de anlam veremiyorum. Ben ekonomist değilim ama sizinki kârdan zarar olmasın? Bir düşünün isterseniz!
Güzel bir sözle bu haftayı bitirelim;
Pazarcı bağırır kuyumcu bağırmaz,
Eskici bağırır antikacı bağırmaz,
Sadece malı ucuz olanlar bağırır!
Bir insan kendini övüyorsa bilin ki pahalı gözüken ucuz birisidir!
Son olarak varlığı ile onur duyduğum, her daim kendisini örnek aldığım, Kuvayi Milliye sülalesinden gelen, özgür kalem, duayen ve dürüst gazeteci Yılmaz Özdil’i türlü yıpratmalarla al aşağı edebileceğine inanan zır cahillere bir söz de ben söyleyeyim. Avucunuzu yalarsınız!
Yolundan Yılmaz’lara selam olsun…
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar Tüm Yorumlar (34)