Devlet Hava Meydanları İşletmesi çalışanlarının hemen hemen tamamına yakınının faydalandığı havacılık tazminatı, askeri hava trafik kontrolörlerinin de hak iddia etmesi ile yeni bir tartışmanın fitilinin ateşleneceği işaretini veriyor.
Uzun zamandır asker hava trafik kontrolörlerinden mesajlar alıyorum. Kendilerinin de sivil havacılığa hizmet verdiklerini, sivil uçakların iniş-kalkışını sağladıklarını ifade ederek Eurocontrol tarafından ödenen havacılık tazminatından faydalanamamalarının haksızlık olduğunu söylüyorlar.
Mantık olarak bakarsanız doğru. "Havacılık" ise evet havacılık yapıyorlar, "kontrolörlük" dersen evet kontrolörlük yapıyorlar.
DHMİ kontrolörlerinden ne farkları var? İş anlamında farkları yok.
Asker kontrolörlerin haklı davalarının yanında olmamak kendimizle çelişmek anlamı taşır. Bu yüzden asker hava trafik kontrolörlerinin bu haklı mücadelelerinin yerinde olduğundan şüphem yok.
Havacılık tazminatında özellikle ARFF'ciler açısından haksızlık olduğunu da daha önce yazmıştım. Bu konuda DHMİ Genel Müdürü Serdar Hüseyin Yıldırım'ın da sözü var. O sözün de takipçisiyiz.
Askerlerin bu durumunu geçen hafta en tepedeki askeri yetkiliye sordum. Yanımızda DHMİ Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ateş de vardı.
Askeri yetkili, asker kontrolörlerin kesinlikle havacılık tazminatından faydalanması gerektiğini, DHMİ ile özel bir anlaşma yapılabilceğini, kanunla da bu sözleşmenin kalıcı hale gelebileceğini söyledi.
DHMİ Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ateş, karşı çıkarak mümkün olmadığını söyledi. Mehmet Ateş, DHMİ'de seyrüseferden sorumlu olduğu için havacılıktan da faydalanıyor. Havacılık tazminatından gelen ek para ile toplamda 40 bin TL'ye yakın maaş alıyor.
Aslında kendisi de bir kontrolör olan Mehmet Ateş'in peşin hükümlü olup "hayır" demek yerine "bir yol bulup askerlerimizi de faydalandırsak iyi olmaz mıydı" diye de kendime sormadan edemedim.
Formül açık.
Havacılık tazminatı sebebiyle devletin kasasından para çıkmıyor ise, kanun ile askeri kontrolörleri bu haktan yararlandırmak mümkün.
İstenildiği taktirde yapılamayacak şey yoktur. Yeterki "Hep bana" mantığını "hepimize" olarak değiştirelim. Mehmet Ateş'in bu şekilde bakması halinde olumsuz düşüncesi değişecektir.
Bu arada Mehmet Ateş'in bu konuda birinci derece sorumlu olduğunu anlamış olduk. ARFF'lerin Mehmet Ateş nezdinde baskısını sürdürmesi gerekiyor. Bana doğru yolu göstermek düşer.
3. Havalimanı gibi bir devi yapan Türkiye'nin sayıları yüzü bulmayan askeri kontrolörlere havacılık tazminatı ödeyememesi gibi bir ayıp olabilir mi? İşte o yüzden kontrolörün askeri sivili olmaz.
Üçüncü havalimanında yerli malı olmalı...
Her defasında teknolojiden yakınırız, gelişememekten yakınırız. Gelişime destek vermezseniz yakınmaya hakkınız yoktur. Ama bizim yabancı hayranlığımız mevcut. Yabancı yapınca marka olur bizimki yapınca laçka olur.
Ver desteği bak neler oluyor.
Neden kastediyorum? Şu Hendekli cengaver işadamından bahsediyorum. "Aklını peynirle mi yedin" diyesim geliyor. Git paranı paşa paşa ye. Senin neyine gerek yerli malı yolcu köprüsü üretmek.
Bu kelimeler kızgınlığımdan kaynaklanan cümleler. Takip ediyorum bakalım üçüncü havalimanının yolcu köprüleri yerliye mi verilecek yabancıya mı?
Umarım yerli markaya verilir. Üretim için her şey mevcut. Üçüncü havalimanını yapan firmaların ihale kanununa tabi olmadıkları da ortada. Ver imkanı iste köprüleri. Ülke böyle gelişir ancak.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın yolcu köprüsü yapan firmamızdan haberi var mı onu bilmiyorum ama birileri kulağına fısıldamalı. Bizim bizden başka dostumuz olmadığını anlayın artık.
Yerli mala önem verelim.
AÇIKLAMA : DHMİ Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ateş'in maaşı konusunda bilgi eksiğim olduğunu öğrendim. Havacılık tazminatı ile birlikte net maaşı tarafımca bilinmektedir. Lakin bu durumu bu aşamadan sonra paylaşmak doğru olmadığı kanaatindeyim. Düzeltir kendisinden özür dilerim
Yorumlar Tüm Yorumlar (92)