Daha önce de ifade ettiğim üzere: Turkish DO&CO yönetiminin ve de özellikle çalışanlarının üstün gayreti THY ikram hizmetine kalite ve yeni bir ruh getirmiş, uygulamaları ile üst seviyede müşteri beğenisi kazandırmış olduğunu ifade etmek gerekir. Bunu belirtmenin bir görev olduğunu ifade etmek isterim.
Gel gelelim bu konuyu neden bu şekilde gündeme getirdiğime. THY’ nin 28 Haziran 2019 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında bir hissedar Sn. Aycıya THY tarafından talep edilen şerefiye bedelinin DO&CO’ dan tahsil edilip edilmediğini sordu. Cevap; henüz sözleşme imzalanmadı şeklindeydi. Oysaki hizmet sunumu başlayalı aylar geçmişti. Bu süre zarfında THY’ nın sözleşme olmadan hizmet almasını normal kabul etmek mümkün değildi. Bu duraklama üzerine THY YK Başkanı sözleşmenin THY’ nin bağlı olduğu makam tarafından imzalanmasının / onaylanmasının gerektiğini ve bu imzanın beklendiğini söyleyerek konuyu kapatmıştı.
Bundan sonra 16.8.2019 tarihinde ise THY DO&CO İkram Hizmetleri AŞ'nin, tamamen DO&CO Aktiengesellschaf'ın kontrolüne geçmesi için Rekabet Kuruluna başvuruda bulunulduğuna ilişkin haberi okuduk. Ve de bu talep 26.9.2019’ da Rekabet Kurulunca uygun görülmüş.
Evet; DO&CO kızdı ve THY’ nın 15 senelik sözleşme imzalamasının olmaz ise olmaz şatı olarak öne sürdüğü şerefiye bedeli olan 100 milyon Amerikan Dolarını ödememek için THY’ nin Turkısh DO&CO’ daki hisselerini satın aldı demek doğru olabilir mi? Şaka tabii ki. Peki, şimdi ben ne düşünmeliyim? DO&CO bir taraftan THY ile görüşmeleri sürdürdü, 15 yıllık sözleşme imzaladı. Bu sözleşme Ankara’ya onaya gönderildi. Ama Bir süre sonra daha yetkili makamların onayı gelmeden DO&CO şirketin tüm hisselerinin kendileri tarafından kontrol edilmesinin Rekabet Hukukuna uygun olup olmadığını sormak üzere kuruma müracaat etti. Ve uygun görüşü alındı. Buna mı inanmalıyız. Bu sıralamaya kargalar güler.
Gelelim Bizimle ilgili Konuya: Ara konumuz Yazan ve Çizenler: THY DO&CO’ dan talep ettiği şerefiye bedelini aldı mı? Alacak mı? Yoksa bağışladı mı? Aldı ise neden bilançoda gösterilmiyor? Yoksa. Ve de yine yoksa. SATS ile tam anlaşılıyorken neden sırtını döndü ve gitti adamlar? Türk Hava Yolları (THY), İstanbul Havalimanındaki İkram hizmeti için Turkish DO&CO ile anlaştı mı? Anlaşıyor mu? Vb. Biz tüm bunlara çenemizi yorarken, buyurun size bir gazete haberi ve rekabet Kurulunun onay bilgisi. Ve de bizlere yazıp çizenlere gülen kargalar.
En kötüsü ise Genel Kurul Toplantısında hissedarlarına bile doğru bilgi vermeyen bir THY yönetimi. THY Faaliyet raporu Yatırımcı ilişkileri Pay Sahipleri, 2. Bölümü, Türk Hava Yolları bünyesinde yerli ve yabancı yatırımcıların doğru, tutarlı, zamanında bilgilendirilmesi, diye başlıyor. Bilmem anlatabiliyor muyum Sn. Aycı. Doğru bilgilendirmesi diyor. Mecburiyetiniz bu.
Peki: Kurumsal Yönetim İlkeleri nelerdir? SPK şöyle söylüyor.“Kurumsal yönetimle ilgili düzenlemeler dört temel ilkeye odaklanmaktadır: Adillik, Şeffaflık, Hesap verebilirlik ve Sorumluluk ilkesi, şirketlerin hissedarları için değer yaratırken toplumsal değerleri yansıtan kanun ve düzenlemelere uyum gösterecek şekilde faaliyet göstermesini ifade etmektedir. “
Herhalde siz bunlara uymaya mecbur görmüyorsunuz kendinizi. Taraflarınızca hazırlanan, onaylanan THY’ nin “YÖNETİM İLKELERİNE UYUM BEYANINIZDA da, THY Kurumsal Yönetim İlkelerinden zorunlu olan tüm ilkelere uymakta olup, zorunlu olmayan ilkelere ise uyum konusunda azami özeni göstermektedir “ diyorsunuz. Herhalde hisse sahiplerinin doğru, tutarlı ve zamanında bilgilendirilmesi hususlarına uymak sizin için uyumu zorunlu olmayan ilkeler kapsamına giriyor.
Evet, Akaryakıttaki hissenin % 50’ den % 25’ e düşürülerek yeni ortak seçilmesinin nedenini anladık. Şimdilik kaydı ile İyi karar. Uygulamaları gördükten sonra inşallah çok iyi bir karar diyebiliriz. Şimdi ise THY’ nin ikram konusundaki bu tercihinin havayolumuza sağlayacağı menfaati / avantajı çözümlemek için uğraşacağız.
Türk girişimcilerin içeride ve dışarıda uzun uğraşı, emek, alın teri ve yatırımla elde ettikleri pazar paylarını yabancı sermaye birer birer satın alıyor. Rekabet Kurulu, 2016’da 107 Türk şirketinin yabancı şirketler tarafından satın alınmasına izin verdi. Satışlar 2017 yılında da devam etti. Her satış Bir anlamda Türk ekonomisinin yerli sanayi kaybı oluyor. Türkiye'de 49 bankanın 37'sinde yabancı ortaklık var. Türk bankacılık sisteminde yabancıların toplamdaki payı yüzde 25'lere yaklaşırken, Borsa İstanbul'un yabancı hisse sahiplik oranına göre yüzde 42'yi geçti. Buda % 100 hisse satışının gerçekleşmemiş olduğunu veya işlem adedinin çok az olduğunu gösteriyor. Genel durum işte böyle.
SHY 22 Havaalanları Yer Hizmetleri Yönetmeliği’nin 7/e maddesinin.4 fıkrası halen: “A veya C grubu çalışma ruhsatı alacak yer hizmetleri kuruluşlarının; Şirketi idare ve temsil etmeye yetkili olanların çoğunluğunun “ Türk vatandaşı” olması ve şirket ana sözleşmesine göre oy çoğunluğunun Türk ortaklarda bulunması zorunludur.” diyor. Bu arada belirtmeyi unuttum söz konusu Yönetmeliğe göre ikram şirketleri C Grubu kuruluş olarak kabul ediliyor.
Bir işi mevzuata rağmen yapmak bazılarını aynada daha büyük mü gösteriyor dersiniz? Bilmem ki? Evet, Yönetmelik değişikliklerini önermek kimin işi bilmem. Birilerinin bunu yapması gerekiyor. Tabii ki bu işlem mutlak ve mutlak yeni çıkan bir kanuna dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Tabii ki kanun veya bu konuda kanun hükmünde bir kararname mevcutsa Yönetmeliklerin hükmü kalmaz. Yine de Yönetmeliği kanuna uygun hale getirmek gerek.
Her ne ise: İnşallah 25 yıllığına kiralanan Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalılarındaki ortaklık hissesini DO&CO bize devrediyor diye çıkmazlar ortalığa. Kira dönemi 2014’ de başlamıştı galiba. Sarf edildiği bazı sitelere yansıyan150 Milyon TL tutarındaki yenileme bedelinin yarısını THY ödedi değil mi? Tabii ki bu satıştan THY lehine sağlanan menfaat yalnız bu değildir?
Evet, Taş yerinde ağır. THY’ nin kendi işine dönmesi güzel diyecektim ama bu otel işi olmasa. İnşallah gerekli yenileme çalışmaları biter ve de THY uluslararası bir işletmeci ile işbirliği yapar. Ve de bu çalışmada yönetimde kendisini temsil edecek profesyonel bir otelci bulur. Hiç anlamadığı bir konuda tıpkı Turkish DO&CO’ da olduğu gibi Yönetim Kurulu Başkanı THY’ den olmalı diye düşünmez. Patronların yönetimi tamamı ile profesyonellere verdiği örnekler mevcut.
İster misiniz şimdi THY’nin vara yoğa yorum yazan çalışanlarından biri çıksın ortaya. Yorumunu aslanlar gibi. Vursun kafama. Aycı bey THY Yönetim Kuruluna geldi ve bir süre sonra Başkan oldu. Sivil Havacılıktan anlıyor muydu sanki? Hayır anlamıyordu. O otelciliğe de alışır ve başarılı olur, aynen ikamda olduğu gibi. Kısa zamanda görürsünüz deyiversin. Ve de o zihni evvel bunu İlker beyi koruma güdüsü ile yazsın. Hani bir söz var İnsanın aptal dostu olacağına, akıllı düşmanı olsun derler ya. Doğru söz.
Evet; her yerde sen varsın. Ama yine de taş yerinde ağır derler ya. İş yerini bilmekte.
KİMSE NASİHATTEN HOŞLANMAZ AMA YİNE DE AKLINIZDA BULUNSUN.
Hatırlamıyorum. Bu yazıyı 2016 veya 2017’ de yazmıştım. Seneler çabuk geçiyor. Bir de bakıyorsunuz yaş olmuş 75. Kaç yaşında başlıyor bu yaşlılık? Adamına göre değişiyor mu? Emeklilik hayatının ilk başında “ sanki hiç bir işe yaramazmışım gibi” bir duygu yerleşmişti içime. Uzun süre onunla boğuşmuştum. Ufak tefek meşguliyetlerim vardı ama belli ki yetmiyordu. Hayli fazla okuyordum. Bu suretle yeni şeyler de öğreniyordum. Bu arada üç beş satır da yazmaya vakit ayırıyordum. Günde bir parti tavla ne kadar vaktimi alırsa. Bu yaşa kadar sürekli çalıştığım için kahve veya kulübe gitme ve oralarda zaman geçirme gibi bir kültürümde yok. Evet; işte bu nedenlerle “ bu yaştan sonra ben ne işe yararım” diye sorar olmuştum kendime. Kendime yönelttiğim bu suali “ Pek bir işe yaramam” diye cevaplamam halinde yaşlılığımın başlayacağına inandırdım kendimi. İyi de oldu. Doğduğumdan bu güne kadar 75 yaş aldım. Ama halen öğrenme merakım devam ettiğine göre, ihtiyarlamadım. Züğürt tesellisi gibi geliyor insana ama doğru.
Evet; Galileo Galilei ayın günlük ve aylık hareketlerinin resimlerini yaparken 73 yaşındaymış. İmmanuel Kant “ Ahlak metafiziği ve Antropoloji “ adlı eserlerini yazdığında 74 yaşındaydı. Noah Webster İngilizcenin en büyük lügatini tamamladığında 70 yaşındaydı. Mimar Sinan ustamız kalfalık dönemi eseri olarak nitelendirdiği Süleymaniye Camiini bitirdiğinde 70 yaşını geçmiş, ustalık eseri olarak saydığı Selimiye Camiini tamamladığında ise yaşı 86’ya ulaşmıştı. Goethe en büyük eseri olan Faust’u ölümünden bir yıl önce, 82 yaşında bitirmişti. Harvard Üniversitesinin dünya çapında ünlü profesörü Roscoe Pound 86 yaşında Amerika Adli Sistemi üzerine yazmaya başladığı 5 ciltlik büyük eserini 89 yaşında tamamlamıştı.
Tabii ki bu büyük insanlar başka. Eğitimleri, kabiliyetleri vb. Ve de tabii ki anlatmak istediğimiz insanların kendilerine ve yaşlarına uygun bir meşgale bulabilecekleri. Çoğumuz iş yaşamında kendimizi yalnız işimize veriyor ve iş için yaşadığımız moduna girerek, vakit yetersizliği nedeni ile başka konuda hiçbir hobi edinmek aklımıza gelmiyordu. Bu durumda emeklilik döneminde de uğraşacak bir şey bulunamamasını tabii ki doğal karşılamak gerek. Emeklilikte vakit oturarak veya camdan veya balkondan dışarıya bakarak geçmiyor.
Hayatı boyunca çalışmış ve önemli başarılara imza atmış olan Otomobil sektörünün bir numaralı ismi Henry Ford yaşamı daimi bir yürüyüş olarak görürdü. Henry Ford yaşlanma ilgili kendisine yöneltilen bir suali şöyle cevaplar. “ Öğrenmeyi bırakan kişi yirmisinde de olsa, sekseninde de olsa yaşlıdır ” Öğrenmeyi sürdüren kişi gençtir. Yaşamdaki en muhteşem şey zihni genç tutmaktır.” diye cevaplar.
Emekliliğe çalışırken hazırlık yapmak, ek uğraşlar bulmak ve hobi’ler edinmek gerek ki, o süreçte yaşlanmayıp, orta yaşta kalasınız.
Yorumlar Tüm Yorumlar (28)