İnternetten baktım. Atatürk Havalimanı ile İstanbul Havalimanı arasının kaç km olduğunu anlayamadım. Mesafeyi 24 Km olarak da veren var 43’ km. olarak ta veren mevcut. Başka biri ise 61 km diyor. Hangisine rağbet edeceğimi şaşırdım. Ortalamalarını aldım ve 42.7 km, 43 km olduğunu varsaydım.
Anlayamadığım diğer bir husus daha var.. O da İstanbul Havalimanında Türk Hava yollarının ortağı Turkısh DO&CO’nın ikram tesislerinin yapılmamış olması ve de İstanbul Havalimanı çıkışlı yolculara uçuş esnasında sunulacak olan ikramın Atatürk Havalimanındaki tesislerden 10- 12 TIR ile her gün İstanbul Havalimanına taşınması.
THY’DE DAHA ÖNCE DE BENZERİ YAPILDI. ŞARTLAR VE YAPILMA NEDENİ HERHALDE AYNI DEĞİLDİ: Evet, Üstelik o zaman Havalimanında İkram tesisleri vardı. Ben Türk Hava Yollarında bir süre İkram Başkanlığı yaptım. Ve de yalnız uçaklarımıza ikram hizmeti veren Gate Gourmet ile yapılacak olan yeni sözleşme görüşmelerinde bir anlamda diğer hizmetlerinde ( Dış hat yolcu ikramı ) kendilerinden alınmasında vazgeçilmesinin THY açısından büyük bir sorun teşkil etmeyeceğini ( tabii ki bu doğru değildi) göstermek amacı ile havalimanı dışında ürettirdiğimiz ( Üretim tesisi Sağlık Bakanlığımızın kontrolündeydi ) iç hat ikramını soğutma sistemine sahip araçlar ile Atatürk Havalimanına taşıyıp, uçaklara yüklettik. O zaman filomuz bu günün yaklaşık 1/ 4’ den azdı. Taşıdığımız yolcu da o oranda azdı tabii ki. Ve de taşınan ikram malzemesi yalnız İç hat uçakları içindi. Malum konunun esas ağırlığını dış hat yolcularına verilen ikram teşkil eder. Ve de taşıma ikram malzemelerinin taşındığı mesafe çok kısaydı. Tüm bunlara rağmen yaşadığımız zorluk halen aklımda. O dönemde THY ikramda görev yapan arkadaşlarımızda çektiğimiz sıkıntıyı hatırlayacaklardır. Ben ise bu uygulama sonucunda ve de takiben Gate Gourmet ile yapılan sözleşme görüşmelerinde THY’ nin ne kadar kazandığını biliyorum.
Her ne kadar Türk Hava Yolları İstanbul Havalimanında halen tam tarife uygulamasına başlamamış olsa da yinede bu konuda Do&CO’ nun çektiği operasyonel sıkıntıların ne denli büyük olduğunu düşünebiliyorum. Eminim ki DO&CO operasyonel personelinin uykuları kaçıyordur.
Bu tesislerin yapılmamış olmasının kabahati herhalde IGA’ nın değildir. Turkish DO&CO’nun ikram tesislerinin projesini IGA’ ya zamanında vermiş olması gerekir. Verilmiş olsa IGA’ nın bu binayı / binaları bu süreç içerisinde yapmamış olması mümkün değil tabii ki. Operasyondaki aksaklıklardan en büyük sıkıntıyı duyacak olan Türk Hava Yollarının bu nedenle DO&CU’ yu yaylım ateşine tutmuş olması gerekir. Neden tutmadı ki? Eğer THY bünyesinden herhangi birisi bu inşaatı durdurdu ise bu şahsın kim olduğunu bilmekte fayda var. Kaldı ki gerek Türk Hava Yollarının Yönetim Kurulu Başkanının ve gerekse Genel Müdürünün “ taşınmaya tam olarak hazırız “ beyanatları halen aklımızda. Bu operasyonun Turkish DO&CO’ ya yüklediği ve de zaman içerisinde yükleyeceği + maliyet’i kimin üslendiği ise ayrı bir konu. THY’ nin İstanbul Havalimanı inşaatının en yoğun dönemi olan 2017 yılında DO&CO’ dan vazgeçip Singapur SATS’ a yönelmesinden bu yana geçen zaman içerisinde neler oldu ki bu tesis yapılmadı / yapılamadı. Hadi anlaşmazlık dönemi yaşandı diyelim. Peki, 2018’ de tekrar Do&CU’ya dönülünce neden tesisi inşaatına başlanmadı. Sorun IGA’ de değildir diyorum zira para olunca inşaatın ne deni süratle ilerlediğine Antalya 2. Dış Hatlar Terminalinin inşası esnasında bizzat şahit olmuştum.
Evet; bu husus ile ilintili bir konu daha var. Herkesin bildiği üzere, hepimizin zaman zaman İstanbul Havalimanının yapılışına çeşitli konularda karşı çıkmamıza rağmen Sn Cumhurbaşkanı konuyu çok yakından takip etti. Menfi yayınlara rağmen havalimanının bir an önce açılmasını sağlamak üzere ilgilileri cesaretlendirdi Bir anlamda arkalarında durdu. Ve de İstanbul Havalimanı hizmete açıldı. Kendisinin bu büyük eksiklikten haberdar olduğunu ve de operasyonun yukarıda anlatıldığı şekilde yürütüldüğünü bildiklerini zannetmiyorum. Varsayımım doğru ise merak ettiğim konu bunun makamın bilgisine nasıl sunulmadığıdır. Nasıl saklandığıdır. Havalimanının toprağının altını bile yazdık Neden bu konuda çıt çıkmadı? Halen de çıkmıyor.
DO&CO’ dan kimse bu konuyu görüşmüyor, bir şey söylemiyor. Ha aklıma gelmişken söyleyeyim. THY ve DO&CO bu işte ortak ya. THY bu ihmalin maddi, manevi her türlü sonuçlarından kendisini soyutlayamaz. Patron olmak ve patron geçinmek, benim dediğim olur demek zor iş.
Herhalde dünyada içinde veya havalimanına bitişik konumda İkram tesisleri olmayan bir havalimanı daha yoktur. Yapmayı unuttuk deseniz ayıp olur. Projede yoktu deseniz kargalar güler. İkinci faz’da yaptıracağız deseniz hiç uymaz. Öyle bir şey, öyle bir neden uydurun ve söyleyin ki, Cumhurbaşkanımız sizi haşlamasın. Sonra sonu kötü olur. Hatalar konuları değişik olsa bile birleşince sorumlulukta, müeyyide de artar.
En iyisi siz İGA ile görüşün ve inşaatı hemen başlatın. Ve dua edin ki, büyük bir aksaklık yaşanmadan inşaat bitsin. 7Hizmete gölge düşmesin. İnşaatın % 50 maliyetini de DO&CO karşılayacaktır. Ortaklık dağılımı da öyle değil miydi?
THY’ DE TIS SONUÇLANDI. ALKIŞLAR KİMİN İÇİN?
THY – HAVA-İŞ Toplu İş Sözleşmesi için bir tarafsız arabulucu atandı. Adı nedense sır gibi saklandı. Nedenini anladık, ismini de öğrendik. Prof Dr Alper Güvel. Alper Bey Çukurova üniversitesinden emekli bir iktisat profesörü. ( Yanılmıyorsam Cuma günü akşamıydı ) Bunu takip eden iki gün içerisinde toplu sözleşme imzalandı.
AYNI SGÖRÜŞTE OLAN ÜÇ KİŞİ YAN YANA OTURDU VE BİR ÇIRPIDA ANLAŞTILAR. Topsuz iş sözleşmesinin akdedilmesine adı geçen arabulucu ne rol oynadı bilemem, bildiğim bir tek şey varsa oda aynı siyasi görüşe sahip üç görevlinin yan yana geldiği / getirildiği. Bu sözleşmeden memnun olanlar kime teşekkür etmeli. Sn. Arabulucuya mı? Sendikanın Sn.. Başkanına mı, yoksa THY Yönetim Kurulu Başkanı Sn Aycıya mı? Benim görüşüme göre THY Yönetim Kurulu Başkanına teşekkür etmelidirler. Zira onun, işveren Vekilinin dediği oldu. Dediği oldu sözüm doğru değil. Ama birilerini temsilen rakamları ortaya koyan o. Veya ona söyleyeni muhterem heyete aktaran kendilerinden başkası olamaz. Görüşme vs. hepsi hava.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İLE İLGİLİ KİŞİSEL GÖRÜŞÜM. Bundan azı olmazdı. Veremezlerdi. Bundan fazlada vermeyecekleri belliydi. Ülkede biten sözleşmelere bakınca muhalefet partileri tarafından yönetilen Belediyeler dışında çalışanlarına daha fazla veren kurum veya kuruluşa ben rastlamadım. Özel sektör zamlarının nasıl şekilleneceğine ilişkin olarak yapılan araştırmalarda ise 2019 ücret artışlarının genelde % 16 civarında olacağı belirtiliyor. Uygulamalar da buna yakın gibi.
Her ne kadar sözleşme metni elimize geçmedi ise de Sendikanın konuyu tarafsız aracıya gönderdiğini duyurduğu metnin ekindeki listede kayıtlı tüm maddelerin bu denli süratle karara bağlanması takdire şayan.
Anlaşmaya göre; 2019'un birinci 6 ayı için enflasyon+%2, ikinci 6 ay için enflasyon+ %1,5, olarak hesaplama ve ödeme yapılacak. 2020'nin ilk 6 ayı için enflasyon+%2, ikinci 6 ayı için enflasyon+%1,5 tutarındaki fark maaşlara yansıtılacak. Ve de tüm THY çalışanlarına seyyanen 5000 TL ödeme yapılacak.
Tabii ki Devlet Babanın ilan ettiği enflasyonla reel enflasyon birbirinden uzaksa ne çare.bağıtlanmış olan TIS ile ilgili yapılabilecek bir şey yok tabii ki..
ZAFER KİMİN? Evet: Basına yapılan duyuruda, zafer sözü geçiyormuş. İşin arabulucuya geç götürülmesinin tüm hatası Sendikada. Gelelim devamına. Şayet taraflar arabulucunun (?) teklifine hayır deseler ne olurdu? Örneğin Sendikanın bunu kabul etmediğini düşünün. Ne yapması gerekir di? Mevzuata bakarsanız bu durumda Grev kararı alması şart. Bu kararı alabilir mi? Aldırırlar mı? Alsan bir türlü almasan bir türlü. Hani sakal ve bıyık sözü var ya işte o hesap. Tercih sendikanın. Grev kararını alamaz ise yetkisi düşer. Alsa Tatlıbal Yönetimin sendikacılık hayatı biter. En iyisi, yapılacak tek şey bu sözleşmeyi imzalamaktı. Bu ne biçim bir zafer ama? Ne gerek var konuyu abartmaya, zafer kazandık vb. sözler sarf etmeğe. Mevcut şartlarda ancak bu yapılabilirdi sözü daha inandırıcı ve basit olmaz mıydı? Çoğu kimse mevcut şartları kim yarattı diye sormazdı veya pek az kimse sorardı o da duymazdan gelinirdi.
BULUTLU HAVADA YAPILAN ÜÇ SENELİK ANLAŞMA. Bu Hava-İş Sendikası üzerindeki gölgeyi kesif kara bulutlara dönüştüren bir kabul. Ülkemizde ekonomik açıdan 3 sene sonrasını görebilen / tahmin edebilen kim var bilemiyorum. Olmadığı kesin. Ancak her halde Hava İş bunu görebiliyor ki, alınan sonucun sendikal açıdan bir zafer olduğunu söyleyebiliyor. Arabulucunun müdahale ettiği bir Toplu İş Sözleşmesinden bağıtlanması nasıl taraflardan birinin zaferi olur. Anlayamadım. Evet, 2021'in ilk ve ikinci dönemleri için çalışanlara enflasyon+%1 oranlarında zam yapılması kararı alınmış. Sosyal haklarda yapılan iyileştirmeler konusunda nasıl adımların atıldığını, metin tam olarak ortaya çıkınca anlayacağız.
UÇUCULARLA, TARAFLARIN ORTAK MEMNUNİYETİ ÇERÇEVESİNDE GÖRÜŞMEYE DEVAM. Öte yandan uçucu personele yönelik detaylı çalışmalar da sendika ile birlikte THY arasında ortak memnuniyet çerçevesinde sürdürülüyor ve sürdürülmesi yönünde ortak karar alındığı duyuruldu. Ne demekse. Bu görüşmelerde sağlanabilecek iyileştirmeler toplu Sözleşme kapsamına alınacak mı? Yoksa YK Başkanı “Ağa Gönlüm” bunu mu istedi mi diyecek? Şekil ikinci şıkkın geçerli olacağını söylüyor. Oturup dua edelim. Ağanın eli tutulmazmış.
Tarafların ortak memnuniyeti sözü yalnız THY İşvereni ve Sendikayı kastediyorsa ve personel bu kapsamda değilse sorun yok. Taraflar birbirini memnun ve mesut edecektir.
THY’ nin uçucu çalışanlarının n İstanbul Havalimanındaki mesai durumu malum. Anadolu yakasından İstanbul Havalimanı neredeyse 2 saat. 2saat öncede brifing vb..git gel bir dış uçuş yaklaşık 10 saat .İstanbul Havalimanından eve dönüş 2 saat.Toplamı 16 saat sürüyor eve dönüş. . İşverene sorarsan Uçuş 10 saat. İşveren bu uygulamadan bu hesaplama şeklinden son derece memnun. Çalışana sorarsan memnun değil. Peki; ortak memnuniyet nasıl tesis edilecek?
Sendikanın 2016 yılında aldığı ve de nedense uygulamadığı % 3 tutarındaki az ödeme kararını 2019 için ortaya çıkartmasını tarafları memnun edecek bir uygulama olarak mı düşünmemiz gerekiyor. Konulara tarafların memnuniyeti çerçevesinde yaklaşılacağına göre sonuç ne olur? Konuyu ortaya atan Sendika. O memnundur. THY’ de az ödeme yapacaktır. O da mutludur. Ya çalışanlar? Gel gelelim THY İşveren Vekilleri ve Sendika ne yaptı? Bu konuyu toplu İş Sözleşmesine Ek Protokol maddesi olarak ilave etti. Evet; böyle yaptılar, taraflarda bu konudan gayet memnun.
Hatırlarsanız, THY Hava-İş’e üye olmadan dayanışma aidatı ödeyen çalışanların 25 nci dönem Toplu İŞ Sözleşmesinden yararlanma haklarının 31 Aralık tarihi itibariyle sonlandığını söylemişti. Bu personelin 26 ncı dönem TİS’ten faydalanmak için THY ve Hava İş tarafından yürütülen TIS görüşmelerinin hitamında yeniden müracaat etmelerinin gerektiği hususunu damdan düşer gibi ortaya atacaksın. Amacı ne ola ki bu uygulamanın? Bu uygulamanın kapsamına giren çalışanlara 31 Aralıktan TIS’ in sonuçlanmasına kadar geçecek süre için fark ödememek. Bundan ötürü THY memnundur. Bu kapsamdaki çalışanların % 99’nun pilot personel olduğu dikkate alınınca insanın aklına ilk önce Hava Sen’ e üye olan pilot personelin istifa ederek Hava-İş Sendikasına kaydolmalarını sağlamak amacı ile üzerlerine baskı kurmak gelir değil mi? Sendikayı memnun edecek başka bir şey gelmiyor akla. Nasıl isterseniz öyle düşünün. Ama bu uygulamadan her iki tarafta memnun olacağı görünüyor. THY daha az ödeme yapacak. Hava iş ise Hava Sen üyelerine tercihlerini gözden geçirmelerini sağlayacak bir baskının işverence kurulmasından ötürü mutlu olacaktır. Ama hayır, THY için bunu düşünemezsiniz. Zira THY Yönetimi ciddi ve günümüzün işletme ve özellikle istihdam mantığına ve mevzuata uygun hareket eden tecrübeli kişilerden oluşmuş olup çalışanları ile Sendikaların arasına girmez, bu tür konuların da tarafı olmaz ( ? ) Hani yönetim adabı da bunu gerektirir ya.
YAN KURULUŞ ÇALIŞANLARI NE OLACAK?
Her ne kadar Sendikaların amaçlarından biri üye adedini artırmaksa da sektörümüzde özellikle THY şemsiyesi altındaki kuruluşlarda Sendika böyle bir niyet beslemesinin sonuçlarını düşünebilir. THY yönetimi yan kuruluş çalışanlarına da benzeri hakları tanıyacak mı? Örneğin aynı ücret artımlarını, seyyanen yapılacak ödemeyi bu kuruluş çalışanları için de düşünecek mi? Ayrı şirket olabilirler. Ama THY varsa ve başarılı ise onlarla birlikte başarıl. Yoksa Sendika korkusu ile THY’ den ayrılmaları şeklinde planlanan kurtuluş mücadelesinin acısını çalışanlar mı çekecek. Örneğin THY Teknik A.Ş. TGS ve diğerleri THY’ nin bünyesinden çıkmadı mı ortaya. Bu oluşumda sendikal konuların yer aldığını cümle âlem biliyor. Aynı amaç için didinen çalışanlar arasında ayırım yapmanın iyi sonuç verdiği görülmedi bu güne kadar.
THY’ DEN DIŞLANAN PERSONELİN DURUMU GÖRÜŞMELERDE MASAYA YATIRILACAKTI?
Bir kısmına Fetöcü dendi ve gönderildi. Toplam 211 çalışan. Diğerleri Hava Sen’ e üye oldu ve sendikal çalışmalara iştirak etti diye gitti. Hatırı sayılır diğer bir kısmının ise ayağı performans değerlendirilmesine takıldı. Ve Sn. Tatlıbal bu konuların Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde ele alınacağını söylemişti. Çıt yok. Başta bu çalışanların şirketten çıkartılmasına alet olanlar ve de tepelerde oturan söz sahibi yöneticiler, hepiniz ve de özellikle Aycı bey biliyorsunuz ki bu insanlar ekmeğinin peşinde olan Fetö, Metö tanımayan kimseler. Ben kişisel olarak inanıyorum ki, o lanet gruba dâhil olanları sizler çok iyi tanıyorsunuz. Bu çalışanların üzerine utanmadan bu yağlı kara’yı sürenler, aldıkları beddua ile nasıl yaşarlar anlamıyorum. Onlarda buralarda tutunamayacaktır. Sizlere Allahın adaletinden,vb.. şeylerden bahsetmenin bir şey ifade etmeyeceğini biliyorum.Allahtan korkun sözü size komik gelir. Sendika Başkanının bu konu için İlker Aycıya yalvarma seviyesinde ricacı olduğunu biliyoruz. Aycı Bey: THY size de kalmayacaktır. Eminim ki siz giderken, hele hele kendi arzunuzla ayrılmayıp devletin tepesi tarafından görevden alındığınız ortalığa yayılırsa görkem’li bir törenle bile uğurlanmayacaksınız. Her ne ise THY’nin size çok faydası oldu. Hiçbir şey yapmadı demeyin. Popüler oldunuz. Hayatınız değişti. Evlendiniz. Oturun ve düşünün önünüzdeki yıllarda yaşayacağınız her şeyin nedeni bu günahlarınızdır. Hele millet, gözden düştüğünüzü bir anlasın ve görsün. Ve de gözden düşmenizin nedenini de tabii. Sonrasını seyreyleyin. Sizi bugün alkışlayanları izleyin. Başkalarını bilmem ama ben sizin için üzülmeyeceğim. Allah layığınızı versin.
Bu güzel kurumda göreve başladığınız hafta çalışanlara yayınladığınız duyuruyu bir okuyun. Sonrada yaptıklarınızı düşünün. Allahın elinde sopası yok. Yaptıklarını insanın ayağına başka vesilelerle dolandırıp onu cezalandırıyor. Bunun için dua ediyoruz. Şimdi sizde bunu bekleyeceksiniz. Ve biz sizi izleyeceğiz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (63)