Misafirperverlik Türk kültürünün en eski ve en önemli manevi değerlerinden biridir. Misafir baştacı edilir, en iyi yerlerde, en iyi ikramlarla ağırlanır. Halen bu gelenek özellikle Anadolu’da devam ederken, büyük şehirlerde durum büyük ölçüde değişmiş halde.
Geçtiğimiz hafta içinde gerçekleştirdiğim bir uçuşta milli bayrak taşıyıcı havayolumuz Türk Hava Yolları’nda çeşitliliğin azaldığını farkettim. İç hat uçuşlarında sadeleşmeye gidilerek sıcak sandviçin yanında yalnızca çay, kahve ve portakal suyu ikram edilmeye başlanmış. Sebebini biraz kurcaladığımda artan yolcu sayına karşın ikramların yetiştirilememesi gösterildi.
Halbuki; yolcu sayıları halen aynı seviyelerde. Operasyona dahil olan uçak sayısı artsa da kabin memuru çalışan sayısı da artmış durumda. Hal böyle olunca da gazlı içeceklerin, domates suyunun ya da milli içeceğimiz ayranın servis edilememesini anlamakta güçlük çekiyorum.
Kabin hizmetleri başkanlığı gerekli eğitimleri vermiyor desem, eskiden nasıl yetiştiriliyordu? Şirketin karlılığı düşük ikram da kesintiye gidildi desem o da yok, durumlar gayet iyi. Kabin memurları daha yavaş çalışıyor desem öyle bir durum da olmamalı. Eee peki problem ne? Sorun bir profesörden daha fazla maaş alan kabin memurlarının istenilen siparişleri yanlış vermeleri olmasa gerek!
*
İkram demişken de geçtiğimiz günlerde Airport Haber tarafından kamuoyuna duyurulan skandal görüntüler hakkında da bir kaç şey söylemeden edemeyeceğim. Tarımla uğraşmış, biraz da yemek yapmasından anlayan biri olarak, şirket yetkililerinin 200 derecede yemeklerini pişirdiğini belirterek bu şekilde hayvanların diri kalmasının imkansız olduğunu belirtmelerine şaşırdım.
Kaldıki basına servis edilen görüntüler de salyangoz yeşilliklerin içinde. İster serada ister tarlada bu tür ürünler yetiştirmeye kalkın salyangoz ilacı atılmazsa bunların olması çok muhtemel. Önemli olan yenilmeden önce iyi yıkanması. Diğer bir görüntü de ise yılan başı olduğu iddia edilen bir kafa vardı. Yılan yeşillik tüketmez. Sadece çileğe bayılır. Ancak kaplumbağalar yeşilliği sever. Ve baş kısımları yılana göre daha serttir. Bu pencereden baktığımızda da ürünlerin toplandıktan sonra kasalama işlemi sırasında böyle bir kaza olmuş olabilir diye düşünüyorum.
İşin bir de diğer tarafından bakacak olursak eğer yemek şirketine karşı bir komplo kurulmuşsa bu canlıların uçak içine kadar nasıl geldiğinin araştırılması gerekir. Sonuçta ölü bile olsa x-ray cihazlarında tespit edilebilir.
Tüm bunlar elbette artık ilgili kişiler tarafından araştırılarak gün yüzüne çıkacaktır. Ancak ekiplerin daha önceden bizlere ilettikleri bilgilere göre yemeklerden şikayetçi olduklarını belirtmemde yarar var. En azından belki biraz daha dikkatli hareket edilir.
Serdar Başağaoğlu
[email protected]
Yorumlar Tüm Yorumlar (306)