Hayatımızın her anında matematiği kullanırız. Ancak son gelen zamlardan sonra matematikte çığır açacak durumlara düştük. Geçen haftaki yazımda da belirttiğim üzere son akaryakıt zamlarından sonra hayat pahalılığı iyice kendini göstermeye başladı. Ve bu durum her geçen gün katlanarak insanları zorlamaya devam ediyor.
Havacılık sektörü çalışanları da haliyle bu durumdan etkileniyor. Henüz alınmayan zamlı maaşlar çoktan eridi gitti. Bugün özellikle büyük şehirlerde çalışan personelin tam maaşı kira bedeline yaklaştı. Bu insanlar taş mı yiyecek?
Kokpitte namaz tartışmalarına da bu sebeple şaşırıyorum. Dinimizin en büyük özelliklerinden biri de paylaşmayı bilmektir. Kur'an-ı Kerim'de tüm insanlığa paylaşmak öğütlenmiştir. Hatta yoksullar ve yetimlerle ilgili bir sürü de Ayet var. Eee biz ne yapıyoruz? Yoksula bir tekme daha atıp, yetimi işten atıyoruz. Sonra da kokpitte namaz kılınsın mı kılınmasın mı diye tartışıyoruz. Oldu mu?
TASARRUF
Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yayınladığı bir genelgede kamu kurum ve kuruluşlarının, kendi bütçeleri veya tasarruflarındaki diğer kaynaklardan yapacakları yurt içi ve dışı harcamaları ile taşınır ve taşınmazların kullanılmasında genelgeyle belirlenen tedbirlere uymakla talimatlandırıldığı ifade edildi.
Hal böyle olunca bu genelge sanıyorum Türkiye Varlık Fonu’na ait Türk Hava Yolları’na da gitmiştir. Ancak görünen o ki tasarruf yerine sürekli gider kalemi karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde THY yönetimi uzak doğuda birçok etkinlik yaptı. Frekans artışlarına gidilecek noktalar ve yeni hatlar belirlendi. Ancak bu etkinliklerde hiç bulunmaması gerekenler bile bulundu. Organizasyonda da eksiklikler ve yanlışlıklar yapılmış. Adı üzerinde olan üç kişilik ekipten bile iki işi sahne almış vs. Hani dedik ya başta matematik diye, neden acaba hesaplar hep şaşıyor?
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof.Dr. Ahmet Bolat’ın Türkiye’yi düşünerek turistlerin Türkiye’de kalmalarını sağlamaya çalışması takdir edilir. Ancak burada da bir matematiksel hata var. Türkiye’ye gelecek yolcular en fazla İstanbul’a kadar gelebilir. Çünkü diğer hatların çoğunda yer yok. Havalimanlarımız var, uçak seferlerimiz yok. Hemen hemen her ilden bir feryat. Yine matematiksel bir hata.
Uçak seferlerini planlarken hiç kimse yolcu sayılarına göre uçak tipi belirlemiyor mu? Örneğin bu hafta Sinop seferlerinin tamamı dolu. A319 tipi uçak belirlenmiş. Yine bu hafta Kastamonu seferlerinde bir sürü yer var üstüne B737 atanmış. Ben daha gideceğim yere gidemezken, turist nasıl gitsin?
Türk Hava Yolları’nın bana kalırsa Osmanlı ve Selçuklu desenli 6000 kahve fincanı gibi gereksiz harcamaları ve anlamsız sponsorlukları bir kenara bırakarak personele günümüz şartlarının gerektirdiği maaşları vermesi gerekir. Bu hayata herkes bir kere geliyor. Özgür, rahat ve huzurlu yaşam herkesin hakkı. Ama intiharı düşünen o kadar çok kişi var ki!!! Kimse farkında değil.
GENEL KURUL
Türk Hava Yolları’nın genel kurulu salı günü yapılacak. Yazım ise çarşamba günü manşete çıkacağı için şimdiden bir şeyler yazmak istemiyorum. Ancak kısmet olursa salı günü ben de orada olacağım. Ve daha önce sizlerden gelen soruları sormaya gayret edeceğim.
Hepinize iyi haftalar dilerim.
Yorumlar