Aslında bu yazı için “ Merak Bu Ya? Acaba Bu Araştırmaya Sektörümüzün Gençleri de katıldılar mı?” başlığını düşünmüştüm ama geçtiğimiz haftaki yazıma THY ve özellikle TGS çalışanlarından öyle yorumlar geldi ki? Sanki mutluluklarını, haykırıyorlardı ( ? ) yarınları için ilerisi için ne denli ümit var olduklarını tüm iyimserlikleri ( ? ) ile anlatıyorlardı. Çok üzüldüm. Bu arada başlık ile ilgili planlamamı değiştirdim. Yine de başlıktaki THY ve TGS gençleri sözünün tüm sektörün gençlerini temsil ettiğini düşününüz lütfen.. Do&CO’ nun THY kargo çalışanlarının vb. hepsini. Hani derler ya İyimserlik bulaşıcıymış. İnşallah Vodofon’ un ve TUIK’ in öngördüğü mutluluk ve iyimserlik tüm sektör gençlerine bulaşır. Aslında mevcut sıkıntılardan kurtulmanın yolu bu. Aşağıda sizlerle paylaştığım Osman Müftüoğlu’ nun yazısında belirtildiği üzere, bakın iyimserlik depresyonu da azaltıyormuş.
Vodofon aralarında Türkiye’nin de olduğu 15 ülkede 18-24 yaş arası 6 bin gencin katıldığı bir araştırma yaptırdı. “Z kuşağının durumu” başlıklı araştırmada gençlerin gelecekten beklentileri ortaya çıkarttı. Bu araştırmada en iyimser Türkiye’deki gençler çıktı. Araştırmanın sonuçlarına göre İngiliz gençlerin yüzde 36’sı, Alman gençlerin yüzde 14’ü “Ailemin neslinin yaşam standartını tutturamayacağım” derken, bu oran Türkiye’de yüzde 7 çıktı. Bu sonucun başka türlü yorumlanması da mümkün ise de bu iyimserlik mefhumuna ters düşen bir değerlendirme olur.
ALLAH UMUDUMUZU DAİM KILSIN. AVRUPADA EN İYİMSER GENÇLER TÜRKİYEDE: İster İnanın İster İnanmayın. Bu başlık geçtiğimiz hafta Hürriyet Gazetesinin İK sayfasındaydı. Vodofon’un yaptığı bir araştırmanın sonucu bu başlığı ortaya çıkarttı. Ve de paneli yöneten moderatör alınan bu sonuç üzerine şaşkınlığını gizleyemeden “ Türkiye’ de neler oluyor? ” diye sordu. Vodofon CEO’su yaptığı konuşmada Türkiye’nin durumu diğer ülkelerden farklı, Türkiye’de genç nüfus oranı yüksek ve de Türkiye istisnai bir ülke. Avrupa’da ise bu durum farklı. Bu konuda Avrupa’nın geri kalan ülkelerini de Türkiye’yle aynı duruma getirmeliyiz ” dedi. Tabii ki bu sözler de bizleri mutlu etti. .
Evet; Vodofon’un bu araştırması Türkiye İstatistik Kurumunun yaptığı Yaşam memnuniyeti Araştırması sonucu ile çok büyük ölçüde örtüşüyor. 2015 yılı araştırmasında yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, en yüksek mutluluk oranı %63,8 ile 18-24 yaş grubunun olduğu görülüyor. 2016 yılında ise en yüksek mutluluk oranı %65,1 ile yine 18-24 yaş grubunda 2017 yılında ise hayrettir ki gençlerimiz birinciliği 64 ve üstü yaş grubuna kaptırmış Başka bir ifade ile emeklilere. Buda düşünülmesi gereken ayrı bir konu. Gençlerimiz bu yıl herhalde ikinci olmuşlardır.
TUIK 2017 YAŞAM MEMNUNİYETİ ARAŞTIRMA SONUÇLARINI AÇIKLADI: TÜRKİYE’DE ÇOĞUNLUK MUTLU. Evet; Vodofon’un yukarıda detayları verilen bu araştırması Türkiye İstatistik Kurumunun yaptığı Yaşam memnuniyeti Araştırması sonucu ile çok büyük ölçüde örtüşüyor. 2015 yılı araştırmasında yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, en yüksek mutluluk oranı %63,8 ile 18-24 yaş grubunun olduğu görülüyor.. 2016 yılında ise en yüksek mutluluk oranı %65,1 ile yine 18-24 yaş gençlerinde. 2017 yılında ise hayrettir ki gençlerimiz birinciliği 64 ve üstü yaş grubuna kaptırmış Başka bir ifade ile emeklilere. Buda düşünülmesi gereken ayrı bir konu. Gençlerimiz bu yıl 2017’ de herhalde ikinci olmuşlardır.
TUIK SON İŞGÜCÜ İSTATİSTİĞİNİ AÇIKLADI. ( 2017) Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılında bir önceki yıla göre 124 bin kişi artarak 3 milyon 454 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %10,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0,2 puanlık azalışla
%9,4 kadınlarda ise 0,4 puanlık artışla %14,1 oldu. Aynı yılda; tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre değişim göstermeyerek %13 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1,2 puanlık artış ile %20,8 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran değişim göstermeyerek %11,1 olarak gerçekleşti.
MHP eski Milletvekili ve Hazine eski Müsteşarı Durmuş Yılmaz 18- 24 yaş arası işsizlik oranının % 40 civarında olduğunu televizyonda söyledi. Diğer kaynaklar bu yüzdenin 30-35 dolaylarında olduğu nu söylüyor. Onlar muhalefet. Biz TUİK’ e inanalım yine de. Evet; gençlerimiz işsiz ama umutlu ve iyimserler. Allah bozmasın.
BU ARAŞTIRMA SONUÇLARINA İNANABİLMEK ZOR GELİYOR. Malum TUIK her 3 yılda bir Yaşam Memnuniyeti anketini iller bazında yapıyor. En son olarak İller bazında yapılmış olan araştırmada “ Bireylerin evinde yalnızken kendilerini güvende hissedip hissetmediklerine” ilişkin bir sual mevcut. Özellikle başta güvenlik ile ilgili olan konularda müşterek tarafları fazlası ile mevcut olan dört ilimizi gruplandırdım. Bunlar Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri ve Tunceli. Bu illerimizin deneklerin kendilerini evlerinde güvende hissetmeleri ile ilgili olarak verdikleri puanları toplayarak ortalamasını aldım. Ve de söz konusu yerleşim merkezlerinde yaşayan vatandaşlarımızın % 79,3 ’nün evlerinde kendilerini çok güvende hissettikleri, 19,3 oranındaki bir topluluğun orta güvensizlik çizgisinde olduğu, % 1,4’ nün de kendilerini güvensiz ve çok güvensiz noktada hissettikleri sonucu ortaya çıktı.
Bu sonuçları aşağıda yer alan 2.12.2016 tarihli gazetelerdeki haber ile yan yana koyunca” Bu ne yahu dememek” mümkün değil. Haber şu: “ Aralarında terör örgütünün yöneticileri ile dağ kadrosundan gelenlerin de bulunduğu 508 teröristin etkisiz hale getirildiği, 50 ton ağırlığında bin 845 el yapımı patlayıcının imha edildiği, vb.vb. Tüm bunlara rağmen Devletin sunduğu hizmetlerden mutlu olanlarında hayli fazla olduğu dikkati çekiyor.
BU KONUDA BİR YAŞANMIŞ. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı’nın Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2012 anketine katılmak istemeyen, ancak 857 TL’lik cezayı öğrenince evine gelen memurun onlarca sorusuna yanıt vermek zorunda kalan T.T. adlı vatandaş, şikâyette bulunarak TBMM’den yardım istemiş. Başvurunun nasıl sonuçlandığını bilmiyorum. Bu ifade bana deneklerin sualleri eve gelen görevli memurların yanında cevapladığını düşündürmüştü ki öyle yapılıyormuş. Vatandaş ne söylesin. Tabii ki her şeyden memnun olduğunu söyleyecek. Devletin Hizmetlerinden fazlası ile memnun ve de evlerinde kendilerini güvende hissediyorlar. .Allah bilir araştırma görevlilerine mahalle muhtarları da refakat ediyordur. Dolayısı ile hangi değerlendirme formu hangi sokakta hangi numaralı eve ait bunu kestirmek inanılmaz kolay..
Bu da yetmezmiş gibi TUIK tarafından ilan edilen araştırma sonucundan önce dosyada yer alan izahatlar bölümünde “Araştırmanın örneklem çalışmalarında kullanılan çerçeve Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine (ADNKS) altlık oluşturan ve güncellenmiş Ulusal Adres Veri Tabanıdır (UAVT)” kaydı var. Türkçesi kimin hangi suali nasıl cevapladığını herkes görebilir.
SONUÇ: Katılır mısınız bilmem VATANDAŞ DEVLETİNDEN KORKARSA kâğıt üzerinde her yer gülistanlık olur. Daha fazla yoruma gerek var mı? İşte bu nedenle be ve benzeri araştırmaların sonuçlarına ihtiyatla yaklaşmayı tercih ediyorum.Tabii ki sizlerin bunu nasıl değerlendireceğinizi bilemiyorum.
VODOFONCULARA BASİT BİR SORU. Evet; Vodofon’ un araştırma sonuçları tabii ki bizi gururlandırdı. Hangi Türk buna sevinmez ki? Ama verdiğim diğer bilgilerin ışığında Vodofon’a da bir sual yöneltmek de şart oldu. Bu araştırmaya ülkemizi temsilen denek olarak iştirak eden gençlerin seçimi nasıl yapıldı? Siz mi seçtiniz? Yoksa bizim ilgililer tespit edip kimlerle görüşüleceğinin listesini mi size sundular? Malum, biz kendimizi aldatmayı da severiz. Kendimiz kurgular, anlatır ve hikâyeye ilk önce kendimiz inanırız ya. Onun için bir sorayım istedim.
TÜİK’in 2014 yılı sunumunda kullanıldığını ifade edilen şu söz ile “İstatistik; geçmişi anlamanın, bugünü yönetmenin ve geleceği planlamanın anahtarıdır. “ her ne kadar yapılan araştırmaların amacı özetlenmekte ise de bu işlerde bilerek yanlış anahtar kullanmanın bizi ne gibi bir sonuca taşıyacağını dikkate almaya gerek görmeyen insanlar tarafından yönetildiğimizi düşünmek ürkütücü.
Yine de bu günlerde kahverengi dallarda pembe çiçekler açmaya başladığına göre bu yaşamda ümitsizliğe gerek yok. Umudu olanlar tabii ki iyimser olacaktır.Tüm gençlerimizin iyimser olmaları dileği ile.
Lütfen ve lütfen aşağıda yer alan Hürriyet Gazetesi yazarı Sn. Osman Müftüoğlu beyin SÜREKLİ GENÇLİĞİN SIRRI: İYİMSERLİK yazısının İYİMSERLİK ÖĞRENİLEBİLİR bölümünü okuyunuz. Faydalı olacağını umuyorum.
İYİMSERLİK ÖĞRENİLEBİLİR: İyimserliğin öğrenilebilmesi her zaman ve her yaşta mümkündür. Erken yaşlarda hayata daha iyimser bakmayı öğrenebilenler, engeller ve sorunlarla karşılaştıklarında ne ümitsizliğe, ne de çaresizliğe gömülürler. Kollarını bir an önce sıvayıp engelleri aşmanın yolunu arama alışkanlığını erkenden edinenler, beklenmeyen olaylar karşısında asla kötümser yaklaşımlar geliştirmezler. Böyle bir yaklaşım iyimser insanlara kötümserlere göre daha zevkli, keyifli, sağlıklı ve uzun bir yaşam olanağı verecektir. İyimser düşünmeyi, içinde yaşadığınız hayatın iniş çıkışlarına ve sarsıntılarına olumlu bakabilmeyi öğrenmek istiyorsanız yapacağınız, şey aldığınız bu kararı bir an önce yaşama geçirmek olmalıdır. Kararlı olur, dik durursanız ve ilk birkaç sorunda pes etmez, ‘‘Bu da geçer’’ diyebilirseniz sorunu çözdüğünüzü şimdiden düşünebilirsiniz. siz doğru yoldasınız.
İyimser düşünmeyi öğrenmek, orta ve ileri yaşlarınen büyük sorunlarından biri olan depresyona girme olasılığını da azaltmaktadır. Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olan depresyonun hızla yayılmasında yaşadığımız dünyanın gittikçe sıklaşan med-cezirleri kadar kötümser yaklaşım alışkanlığındaki artışın da etkisi olduğu muhakkaktır. İyimserlik felsefesi, depresyondan korunmada neredeyse bir panzehir gibidir.
İyimserliğe giden yoldaki ilk adımınızı bugün hemen atabilirsiniz. Son günlerde yaşadığımız ve hepimizin yüreğini kanatan olayların meydana getirdiği psikolojik tahribatla mücadele için de daha olumlu düşünebilmeye şimdi daha çok hitiyacınız var. Mümkünse hemen bu sabah ilk adımınızı atmalı, olumsuz düşüncelerin yerine her konuda olumlu düşünceleri koymaya başlamalısınız. Yaşama iyimser bir pencereden bakmak başarı ve mutluluğun yanı sıra, sağlıklı ve uzun bir yaşamın da anahtarıdır. Ayrıca iyimserlik penceresi toplumsal hoşgörüyü ve dayanışmayı da artıracak, bir arada yaşayarak ürettiğimiz farklılıkların güzelliğini daha çok hissetmenizi sağlayacaktır.
DÖRT YÖNDEN KATKI Yapılan çalışmalar iyimserliğin en azından dört farklı yönden sağlıklı ve kaliteli yaşama katkıda bulunabileceğini göstermektedir:
1.İyimserlik her şeyin kontrol altında olduğu duygusunu önplana çıkararak bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
2.Hayata iyimser bir pencereden bakıp yapıcı ve olumlu tutumlar geliştirebilen insanlar kötümserlere göre daha erken, sık ve fazla oranda tıbbi yardım arayışına girmektedir. ‘‘Ne yapsam faydasız’’ kalıbı ile sınırlı, olumsuzluk ve çaresizlik düşüncesine saplanmış kalmış kötümserler sağlık sorunları için ihtiyaç duydukları tıbbi yardımı yeterince aramazlar.
3.Yaşam sürecinde ne kadar fazla ve sık kötü olayla karşılaşılırsa hastalanma olasılığı da o kadar artacaktır. Böyle durumlarda ayakta kalabilenler genellikle olumlu düşüncelerini muhafaza edenlerdir.
4.Olumlu insanların hoşgörülü, iyimser, yardım edici, yapıcı ve affedici tutumlarının daha çok olduğu bilinmektedir. Bu güzel alışkanlıklar iyimser insanların çevresinde ailesinin, çocuklarının, dost ve arkadaşlarının daha çabuk çoğalmasını ve kilitlenmesini sağlamaktadır. Hastalıklara karşı gösterilen dirençte ve hastalık süreçlerini hafifletip kısaltmada çevremizdeki sosyal desteklerin derecesi ve sürekliliği çok önemlidir. Yalnız kişilerin hastalanma olasılıkları fazla, hastalıkları daha ağır ve uzun sürelidir. Kısacası hastalıklara karşı dirençte ve hastalıkların tedavisinde iyimser insanlar daha şanslıdır.
Yorumlar Tüm Yorumlar (52)