Size bir yaşam hikâyesi anlatmak isterim. Arzu ederim ki, sektörümüz çalışanları, özellikle işe girer girmez ilk nefeste terfi alanlar bu anlatımdan kendilerine bir şeyler çıkartabilsin. Bu hikâye size yaşama nasıl tutunabileceğinizi anlatırken, etrafınızdakilerin görevde yükselmelerine, hırslarına ve size yönelik eleştirilerine aldırış etmeden kendi gelişiminizle ilgilenmeniz gerektiği hususuna ışık tutsun. Önünüzdeki zamanı daha iyi kullanmanızın ileride size neler getirebileceğini ve sabırlı olmanın size zaman içinde neler kazandıracağını düşündürsün. Etik değerlerden ayrılmadan şartlara adapte olmanın sizi nasıl yücelteceğini, zaman içinde iş konunuzun derinlerine inerek sağlam kök salmanızın hayatınızda ve iş yaşamınızda nasıl dik tutacağını size anlatsın.
Ağaçla ilgili bundan sonra söylenebilecekler kitabi bir anlatım. Sn. Ayşe Pınar Kalemci hanımın internette de yer alan anlatımı kitabilikten olabildiğince uzak geldi bana.
“Moso, Uzakdoğu’da yetişen bir çeşit bambu ağacıdır. Dikildikten sonra kendisi için en uygun şartlar sağlansa dahi gözle görülür hiçbir değişim göstermez. Hikayesini bilmeyenler ağacın tutmadığını, yerini sevmediğini ya da hayatta kalmayacağını düşünürler.. Yaklaşık beş yıl onu bıraktığınız gibi bulabilirsiniz, çünkü Moso bu sırada hiç büyümez, hep aynı kalır.. Dikimi takip eden 5.nci yılın sonunda Moso, birdenbire günde 40 – 45 santim civarında büyümeye başlar. Bu hızla da yaklaşık iki ay içinde otuz metre boyuna gelir.
Moso, beş yıl boyunca toprağın altında büyümüştür. Sadece toprağın üzerindeki büyümesini görmek için beş yıl bekledik demek yanlış olmaz. Hikâyesini okuyunca çok stratejik bir ağaç olduğunu da düşündüm doğrusu Çünkü otuz metrelik heybetli gövdesini taşıyamayacağını ayakları toprağa bastığı andan itibaren anlamış olmalı ki geleceğe yatırım yapmış geçen bu beş yıl boyunca. Zira temellerini böyle bir stratejiyle beslemeseydi ilk zorlu koşulda kırılıp başladığı yere dönecekti. Bu yüzden yıllarca kök salmış toprağa. Üzerinden ne fırtınalar ne yağmurlar geçti, kaç ağacın kökü ile kesişti yolları kim bilir?… Hayata tutunabilmek, sağlam temeller üzerinde varlığını sürdürebilmek için ne çok emek vermiş değil mi? Şimdi ne gelecek fırtına kırabilir dallarını ne de kesiştiği kökler alıkoyabilir onu yolundan. Temeli sağlam olanı bir çırpıda yok edebilmek kolay mıdır? Moso’nun azmi ve sabrı hayattaki duruşunu da ortaya koymuştur.
Şimdi sıra sizde. Normal yaşamımızda, iş yaşamında, gelişim sabır ve sadakat başarıya ulaşmanın yolları değil mi? .Olmuyor deyip vazgeçmek yerine, hedefe odaklanıp harekete geçmek kendimize yapabileceğimiz en büyük iyilik olsa gerek. Aslında her birimiz bir Moso Ağacı değil miyiz kendi hayatımızda? Her yeni bilgi, her yaşanmışlık, günden güne artan tecrübelerimiz toprağın altındaki köklerimiz. Ne kadar sağlamsa köklerimiz, o denli güçlü olacak gövdemiz. Hatta başka Moso’lar yetiştirerek toplumun gelişimine katkı sağlayabiliriz.
Moso ormanında bir ağaç olmanız ve de” Şems-i Tebrizi’nin “ Hayatta Her Şey Olabilirsiniz, Fakat Önemli Olan Hayatın İçerisinde İnsan Olabilmektir.” sözünü unutmamanız dileği ile.
Bilmem ilk paragraftaki isteklerimle A. Pınar kalemci hanımın anlatımları arasında yaşamınızla ilgili bir ilişki kurabildiniz mi? 7
Yönetici Kriz Döneminde Belli olur. Alkışlar İlker Aycı Bey İçin.
Birincisi ortada THY açısından bir kriz falan yoktu. THY bünyesinde yeni bir sendika kurulmuştu ve de çalışanlar yapılacak olan seçimle birini onaylayacaktı. Geçmişte örneği bulunduğu üzere ortada bir kriz yoksa krizi kendimiz yaratır ve yaşarız. İlker beyde böyle yaptı. Siyasi görüşü ile iş iyiden iyiye karıştırdı açık seçik taraf tuttu ve bunu acemice yazıları ile sağı, solu hafiften tehdit ederek duyurdu. Bu yetmedi Hava Sen’in Genel Başkanını Disiplin Kuruluna çağırttı. Bunu da yeterli görmedi. Disiplin kurulu toplantısından önce adama iş akdinin feshini yazılı olarak tebliğ etmeye kalktı. Aklınca kuvvet gösterisi mi yaptı? Bilemiyorum. Türk Hava Yolları gibi büyük ve uluslararası bir şirketin en tepesi, Yönetim Kurulu Başkanı böyle acemice bir stratejik hata yapsın? Olur, şey değil.
Bildim bileli pilot zümresi ile ilgili düşüncem belirli bir konu dışında birbirleri ile anlaşamadıkları yönündedir. Şimdikiler değişik mi bilemiyorum. Eskilerden kime isterseniz sorun aynı veya yakın cevabı alırsınız. Ve de İlker Beyin üstün yöneticilik vasfı ve stratejik düşünme becerisi ile bu zümreyi kaynaştırdı. Vallahi bunu bu güne kadar yapabilen kimse olmamıştı. Türk Milletini uçuran İnsanlar şimdi daha fazla düşünüyor. Ve de TK Yönetim Kurulu Başkanının uygulaması onları bir araya getirdi. Tek yumruk sözü çok iddialı olar. Kaynaştırdı diyelim.
Evet; İlker Bey, yarattığınız kriz tırmanır ve can sıkıcı şeyler yaşanırsa, krizi çıkartan da işi bu kulvara sokan da sizsiniz. Tabii ki süreci Herkes yaşayacak ama bunun size özel bir sonucu da olur mu dersiniz?
Bu arada Hava İş Başkanı Sn. Tatlıbal çok önemli bir fırsatı kaçırdı. Çıkıp; Disiplin Kuruluna yazılı davet edilen bir Türk Hava Yolları çalışanının iş akdini bu şekilde feshedemezsiniz. Biz rakibimizle Genel Kurulda mücadele ederek sonuca gitmek isteriz. Sendikacılık mefhumuna tamamı ile ters olan bu uygulama bir takım çevrelerce Sendikamıza destek olarak düşünülür ve bu Hava İş’i küçültür. vb demeyi becerebilseydi, hem kendisi hem de Hava İş açısından mükemmel olurdu.
Sonuç HavaSen bundan sonra gerekli üye sayısına ulaşırsa, İlker beyin kendilerine olan katkılarını unutmasınlar. Kaş yapayım derken göz çıkarttı. Oysaki ne iş, ne kaş nede göz, hiçbiri kendisinin değildi. Buna rağmen üslendi ve kanaatimce işi yüzüne gözüne bulaştırdı.
TED ve TEDx
Aşağıda TED ve TEDx ile ilgili iki link göreceksiniz. Ve de bir tanıtım. Bu kuruluşun konferanslarının gençlere ufuk açıyor. 18 dakikalık konuşmalar. İlginizi çekmesini ve sizler açısından faydalı olmasını diliyorum. Ve de birçoğunuzun bu tür bilgilere ihtiyacının olduğunu hissediyorum. İlk iki paylaşımımın konusu ve linkleri:
İLETİŞİMİZ KADARSINIZ: https://www.youtube.com/watch?v=34RsefZzs_Y&t=11s. Lütfen dinleyiniz. İkinci olarak ise: TEK UMUDUMUZ GENÇLERE İNANMAK konuşmasını sunuyorum. Eğer bizden bahsediyor diyebiliyorsanız ne mutlu size. https://www.youtube.com/watch?v=4sO-3ACa9WY&t=1s.
İşe İade Davaları İle İlgili Bilgi
Bu not 09.04.2018 tarihli yazıma BİLEN BİLİR rumuzu ile yorum gönderen ve işe iade davaları ile ilgili bilgi talep eden arkadaşımıza cevaptır. İfade ettiğim üzere ben hukukçu değilim. Dolayısı ile bu konuda bildiklerimi size nakletmekten huzursuzluk hissederim. Bir hukukçu arkadaşımın önerisi üzerine işe iade davaları ile ilgili olarak İŞ HUKUKU ENSTİTÜSÜNÜN çalışmasını aşağıdaki linkte bilgiye sunuyorum. Güvenilir bir kayıt olduğu açık. Takip edilmesi gereken yöntemi basit ve herkesin anlayabileceği bir lisanla anlatıyor. Ancak. İŞÇİNİN SAVUNMASININ ALINMASI bölümüne haddimi aşıp bu notu koymak istedim. Dikkate alıp almayacağınız sizin bileceğiniz bir konu. “Sektörümüzde ifade ettiğiniz ve şirketinizin alışılagelen tür işlemlerinde iş sözleşmesinin feshedildiğine ilişkin tebligat yapılmadan savunma istendiğinde rastlamadım. Zira savunma talebinde iş akdinin fesih nedeninin açık ve net olarak belirtilmesi gerekir. Yapılan bu tür işlemlerde belirli neden olmadığına göre( bu bizim kabulümüzdür ) savunma istenmeyeceği açıktır. Yine de işverenin bu talepte bulunması halinde işçinin bu savunmayı çok dikkatle yazması gerekir. Veya avukatının görüşünü alarak savunma vermemesi de bir yöntemdir. Zira bu belgenin daha sonra mahkemede dava dokümanları içinde değerlendirileceği tabiidir. Savunmada suçlanmayı sağlayacak veya işe iade talebini hukuken zayıflatacak her hangi bir ifadenin bulunmaması esastır. Bu nedenle savunmanın bu konuyu çok iyi bilen biri ( tercihen iş hukuku davalarına aşina bir hukukçu ) tarafından gözden geçirilmesinde fayda vardır. Hatırlatmak isterim ki yapılacak olan işe iade taleplerine ilişkin davaların davacı adına bir hukukçu tarafından takip edilmesi gerekir.
(http://www.ishukuku.org/index.php?option=com_content&view=article&id=49:ise-iade- davalari&catid=50:is-ve-ise-iade-davalari&Itemid=78
Yorumlar Tüm Yorumlar (24)