Evet, konumuz Torpil. İmam & cemaat konusunun cemaat ile ilgili kısmına değineceğiz. Konu direk bizlerle ilgili olacağı için ele alınmasından mutlu olmayacak bir kitle olacaktır haliyle. Konuyu doğru bulanların büyük bir kısmı her zamanki gibi sessiz kalacaklar ve ben mutsuz kitleyi cevaplamak için didineceğim. Nedenini pek anlamıyorum ama hemen hemen her görüştüğümüzde bir vesile ile bana “ senin yazılarını okumuyorum” diyen uzun seneler birlikte yakın pozisyonda çalıştığım arkadaşım bile var benim. Her neyse. Bu düzene alıştım desem yalan olmaz.
AYETLER AKRABALARINI KORU VE KOLA DİYOR. meğer TOPÇU BEYİN YAPTIKLARI KURANIN EMRİNİ DİNLEMEKTEN ÖTE DEĞİLMİŞ. Bir gazeteci THY’nin en tepelerinden birine şirkete kendi soyadını taşıyan 13 kişiyi, TGS’ ye ise evlilik bağından ötürü soyadı değişen 6 akrabasını işe alıp almadığını sormuş. Şimdi görevden ayrılmış olan o beyefendi tabii ki gazeteciyi cevaplamamış.
Ancak Mehmet Metiner isimli milletvekili kendisine bir akrabasının işe alınması ile ilgili olarak yöneltilen suali cevaplarken “ Biz inançlı insanlarız. Cuma namazında hutbe okunur. Ne der. Akrabalarını koru kolla der. Evet, Ayetler akrabanı koru, kolla der. Buna hayır diyerek Allahın emrine karşı geliyorsanız söyleyecek bir şeyim olmaz şeklindeki sözü ile THY’ nin tepesinin yerine suali muhteşem ve kimsenin aklına gelmesi mümkün olmayan bir şekilde cevaplamış olmuştu. ( https://www.youtube.com/watch?v=UHfhHMelJV8 ) Demek ki bazı noktalarda torpil caiz oluyormuş.Her ne kadar daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı ( https://www.youtube.com/watch?v=5USJqcDmqig&t=23s) Metiner’in bu cevabına “ olmaz öyle şey” diyerek bir ayar yaptı ise de, tabii ki konu kapandı. Mehmet Metiner’ in bu sözüne inananlar olmuş mudur derseniz mutlak olmuştur. Hem de az değildir.
EMİR YÜKSEK YERDEN: Her şeyi yukarılara, her uygunsuzluğu tepedekilere fatura etmek çok kolay. Ve de iyi bir sığınak arkasına saklanmak için. Önceki dönemde tepedekilerin hatırı sayılır kişilerle yaptıkları ikili görüşme ve sohbetlerde çok kullanıldığı söyleniyordu bu sözün. Sizce Cumhurbaşkanımız neden ismimi kullananlara rağbet etmeyin dedi? Durduğu yerde mi? Size emir geldiyse bile yakınlarınızı, akrabalarınızı toparlayın ve hepsini işe mi alın dediler. Bilmez misiniz ki, onlar mensubu olduğunuz ( şirkette ) daha fazla dikkat çeker? Bilirsiniz ama yine de yaparsınız? Ya biz yaparız olur dersiniz ya da kimseyi dikkate almazsınız. Emir ne kadar tepeden gelirse gelsin, faturayı kim öder sonuçta? Siz ona bakın.Bakın, sizi anıyoruz.
Geçtiğimiz haftaki yazıma yorum yazan bir okur “Güzel bir yazı olmuş, keşke sektör içi atamalara biraz değinseydiniz. Size yardımcı olayım. Google’ a “ thy torpil hava yolları “yazın ve gelen linkleri okuyun diyordu. O linki sizinle paylaşıyorum. İçinde hayli dosya var. Ve de bunları sizinle paylaşmanın sayfa doldurmak olduğunun bilincindeyim. Bu nedenle onlara değinmiyorum. Vaktiniz olursa bir göz atın. Hayli ilginç şeyler bulabilirsiniz Tabii bir çoğunu da biliyor.(https://www.google.com.tr/search?q=thy+torpil+havayollar%C4%B1&ei=MbtwWt7IGYiXsAH_gYTQAQ&start=20&sa=N&biw=1366&bih=662) olmanız mümkün.. İnternette ararsanız daha neler bulabilirsiniz?
HİÇ TARAF TUTMADIK” SEN ÇOK YAŞA TEMEL BEY. GÜLDÜRDÜN BİZİ:. THY eski Genel Müdürü Sn. Temel Kotil’ in 09 AUG 2015 tarihli Hürriyet Gazetesinin İnsan Kaynakları ekinde bir söyleşisi yer almıştı. Yöneltilen sualler Temel beyi rahatsız edici bir formatta değildi. Biri dışında. O da “ Göreve geldiğiniz zaman yakın çalışanları nasıl seçtiniz “ sorusuydu. Haydi; önden buyurun. Temel beyin cevabı enteresandı. Direk kendisine rapor edecek yöneticileri ( Genel Müdür Yardımcılarını, belki de direk bağlı Başkanları ) seçebilmek için Ankara’dakilerin yönlendirme ve desteklerini aldım diyor ve de konuşmasına nedendir bilmem, kendisine sorulmayan bir hususu belirterek devam ediyordu.“ Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul un surlarını döven toplarını yapan ustanın Müslüman olmadığını ve Fatih İstanbul’u fethettikten sonra ekonomik yapıyı dik tutmak için bankerleri olduğu gibi yerlerinde tutarken hiç kimse için senin, benim adamım dememişti. Biz de buna çok dikkat ettik on yılda” sözleri ile görüşmedeki bu konuyu noktalıyordu. Temel Bey benzetmeyi Fatih Sultan Mehmet üzerinden yapmıştı. Ve de Sn. Kotil on yılda çalışanlara ilişkin işlemlerde personel arasında hiç ayırım yapmadıklarını söylüyordu bir anlamda. İşte beni gülümseten buydu. Uzun süredir Türk Hava Yollarının içindeydim. Daha sonra da beni şirketin sınır çizgisinin dışına koydular. Yine de yakındım. İzledim sürekli. Torpil ve ayırımcılığın bu denli fazla olduğu bir dönem daha hatırlamıyorum. Ve de yazımın başlığını Sağ olasınız Temel Bey, Güldürdünüz Bizi şeklinde atmıştım.
BU GÜN ESKİSİ KADAR İŞTEN ÇIKARTMA YAPILMIYORSA THY YÖNETİMİ BUNU SN. TOPÇU VE KOTİL’E BORÇLU ( ? ) Şunu da ifade etmeliyim ki bu gün Türk Hava Yollarında o dönemlerdeki gibi bir çalışan ayırımı yok gibi. Sanmayın ki bu durum üst yönetimin tarafsızlığından kaynaklanıyor. Şirkette eski olup işten atılacak kimse kalmadı da ondan. Eğer olsaydı ne yaparlardı bilemem. Tek tük varsa da bilgim dışında. Ancak istihdamın % 99’u 2003 sonrası şirkete girmiş olan çalışanlardan oluşuyor. . Ne demişti Temel Bey, daha doğrusu şöyle söylediğini duymuştuk. “2010 yılında Türk Hava Yollarında 2003 öncesi işe girmiş olan hiç kimse kalmayacaktır.” Dediğini yaptı ve Sn. Topçu ile birlikte bu günkü yönetimi rahatlattılar. Kendilerine Allah selamet versin. Bu noktadan hareketle bu günün tepe yönetimi istihdamla ilgili ne yapmış olabilir? FALAN YERE TAYİN EDİLECEK OLAN ÇALIŞANININ ATAMASINI MEVCUT TORPİLİNİN MEVKİİNE, GÜCÜNE GÖRE DEĞERLENDİRMİŞ VE ONA GÖRE YER TESPİTİ YAPMIŞ OLABİLİRLER. ORTAMA BAKINCA DİĞERLERİNİN YAPTIKLARININ YANINDA MASUM BİR İŞLEM DİYEBİLİRİZ.
BU GÜNKÜ GENEL MÜDÜR TOPRPİL KONUSUNDA ESKİSİ İLE ÂŞIK ATABİLİR Mİ? Bu konuda Temel Beyle kıyaslamaya kalkarsak amatör kalır bay Ekşi. Allah biliyor ya, Sn. Kotil döneminde soyadı aynı olan veya olmayan akrabalarını THY’ na alıp almadığını bilemiyorum. Söylenildiği kadarı ile de kör gözüm parmağına der gibi böyle bir şey de yapmamış. Bildiğim bir tek şey var ki oda Sn. Topçunun bu konudaki tüm yaptıklarına ” evet ” diyerek çirkinliğe ortak olduğudur. Ha bizzat yapmış, ha ses çıkartmamış. Şunu da ifade etmeliyim ki yukarıda da değindiğim üzere bu gün Türk Hava Yollarında o dönemlerdeki kadar atılan olmadığı gibi çalışan ayırımı yok. Hepsine yakını 2003 sonrası girişli. “En çok kullanılan deyimle tamamına yakını “ bizden ” Yine de bu günkü Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanını bu konuda eskileri ile kıyas edebilmek mümkün değil. Linkini verdiğim dosyalara baktım. Sayın Ekşi THY’ da Genel Müdür Teknik Yardımcısı olduğu dönemde THY Teknik’ de memur statüsünde çalışan kardeşi, Sn. Ekşi Sivil Havacılık Genel Müdürü olmasını takiben THY Kadrosuna geçmiş ve THY’ da Şeflik ve Depo Stok Kontrol Müdürlüğüne yükseltilmiş. Koskoca Sivil Havacılık Genel Müdürü telefon edip “ benim kardeşimi “ şef yapın diyebilir mi? Bilmem? Başkası için talepte bulunmak kolaydır ama kendi yakının için zor gelir insana. Ama bildiğim bir şey var ki, her zaman ve her dönemde mevcut olan yalaka zihniyet bunu kendiliğinden de yapabilir. Sonuç olarak koskoca Türk Hava Yolları Genel Müdürü aile yakınlarından yalnız bir kişiyi mutlu etmiş, o da kardeşi. Tabii şunu da belirtmekte fayda var. Kardeş Ekşi bu görev için aranması gereken şartların fazlasına haiz biri. Ve de çalışanlarca seviliyor. Gel de kıyasla öncekilerle.
Genel Müdür Kim olursa olsun, vasıfları uygunsa ( Tekrar ediyorum vasıfları uygunsa) kardeşine THY’ da bir yer arar ve bulurdu. Bunu yapmayacak kimse varsa el kaldırsın. Doğruya doğru, görelim diyen ve davet eden benim ama elim şu anda havada değil.
YA YÖNETİM KURULU BAŞKANI: Beni şaşırtan ise bu konuda Sn. İlker Aycı ile ilgili bir bilginin not edilmemiş veya varsa bu bilgilerin ulaşmamış olması. Sütte leke var, Sn. Aycıda yok demek doğrumudur bilmem? Bir ara çok kullandığım bir söz vardı. “Politika yağlı kara gibi. Siz onu bıraksanız da o sizi bırakmaz. Üzerinizde yağlı lekesi kalır. “ Başka bir deyişle İlker beyde politikacılara yakın biri ve de onlar kendisini bu konuda rahat bırakmazlar. Şayet bu beyefendide öncekiler gibi istihdam konusunda sistemi alt üst eden uygulamalar yaptı / yapıyor ise, bunun kimse tarafından konu edilmemesi de bir o kadar şaşırtıcı.
Evet; düşünüyorum da, Topçu beyin ayakkabı numarası dahi her şeyini bilen, anlatan, yazan insanlar nasıl oluyor da bu günküler ile ilgili sus pus olabiliyorlar. Bu anlaşılabilir gibi değil. İlker beyin çok kabiliyetli olduğunu ve deveye hendek atlatma yöntemini iyi bildiğini hatta ateşi maşa ile tuttuğunu düşünmek mümkün. Belki de değişik bir trambolin kullanıyordur diye de düşündüm. O da oturmadı. Ortada ne deve var ne de maşa. THY sınırları dahilinde uçurumun kenarına kurulmuş bir trambolin de yok görünürlerde. Bu durumda değerlendirilmeyen bir husus kalıyor ki; oda; Yönetim Kurulu Başkanının, bu tür konulardan bir şekilde uzak durmayı başardığı. Her ne ise, önümüzde konu ile ilgili bu denli menfi örnek varken salt yukarıda sıraladığım ihtimallerin herhangi birinden emin olunamamasından ötürü bir tepe yöneticiye kasıtlı ihtimal hesapları yaparak gölge düşürmek doğru değil. Uzak duruyorsa, bunu yapabiliyorsa başarıdır. Hele hele bu konuda kimseye alet de olmuyorsa.
ÜLKEMİZDEKİ EN MUNTAZAM İŞLEYEN MEKANİZMA: Evet, ülkemizde torpil mekanizması tıkır tıkır işliyor. Yazılı basında ve internette her gün onlarca haber okuyoruz. Sahi bu kötü gidişat bir gün sonlanmayacak mı?. Peki, bu durumun şirketlerimizi ve çalışanlarımızı nasıl etkilediğine bakalım isterseniz. Bu konuda kendimin değil, profesyonellerin yaşanmışlarını size nakletmem daha doğru. Hiç olmaz ise kimse çalıştığım şirketlerden örnekler anlattığımı düşünmez.
PROFESYONELLERİN ANLATIMI: Buyurun bir çalışanın sözleri. “Birkaç ay önce aramıza yeni bir arkadaş katıldı; iş konusunda hiç bir deneyimi yoktu. Her şeyi ona biz öğretiyorduk ki, bir gün işe geldiğimizde bir de ne öğrenelim? Yeni gelen arkadaşımız bizim yöneticimiz olmuş. Sonradan öğrendik, yeni gelen arkadaşımız Genel Müdürümüzün uzaktan bir akrabasıymış. Ben 5 yıldır bu şirkete emek verdim, karşılığında 3-4 aylık bir çömezi başımıza yönetici diye atadılar. Şimdi ayaklarım geri geri işe gidiyorum. Başka bir iş bulur bulmaz buradan ayrılacağım." Bu sözler bir şirkette orta düzey yönetici olarak çalışan A.G’ye ait. Eminin birçoğunuza çok tanıdık gelmiştir. Kaynak: (on5yirmi5.com )
Patron genç oğlunu ondan 15-20 yıl daha fazla tecrübeye sahip, alanına hákim ve yetkin yöneticilerin başına genel müdür olarak atıyorsa, orada bir hata vardır. Bu tür örneklerle çok sık karşılaşıyoruz. Benzer bir durum çok büyük bir şirkette yaşanmıştı ve şirket çok önemli pozisyonlarda bulunan yetkin yöneticilerini kaybetti. En başta çok tecrübeli ve şirket için en önemli isimlerden biri olan genel müdür yardımcısı istifa etti ve şirket büyük ölçüde kan kaybetti." ( 0n5yirmi5.com)
Torpil en çok kurumsallaşmamış, etkin bir inan kaynakları departmanı olmayan şirketlerde, aile şirketlerinde, ( Parantez ararsı benin notumdur. Kurumsal görülen ve IK ünitesi düzineye yakın IK görevlisi bulunan şirketlerde de torpilin ağababası mevcut ) KOBİ’lerde ve kamuda görülüyor.
Her iktidar, her yönetim değişikliğinde kadrolarda da değişikliğe gidiliyor. Manpower Genel Müdürü Ebru Coş, kamu sektörünün bugüne dek torpil denilince ilk akla gelen alan olduğunu söylüyor: "Devlete kapağı atma eğilimi ve işe alım süreçlerinin sağlam bir sisteme oturtulmamış olması bu alandaki spekülasyonları hep canlı tuttu. İş arama süreci uzadığında ’bir yerde asgari ücretle de olsa çalışsın’ yaklaşımı ile tüm tanıdıklar devreye sokulmaya çalışılıyor." Kamunun yanı sıra aile şirketlerinin de torpil konusunda başı çektiğini söyleyen Hazar Candan Wilson, "Aile üyelerinin, ailenin yakın çevresinden insanların bu şirketlere yerleştirilmesi ve hızla yükselmesi, ya da yerinin sağlam olması çok sık rastlanan bir durum. Şirket ufak çaplı bir şirket de olsa büyük bir holding de olsa durum aynı. ( On 4yirmi5.com)
Özel sektörde torpilin en yaygın olduğu sektör medya sektörü. Medya gruplarında üst yöneticilerin ve bölüm şeflerinin tanıdıkları hızla ekrana çıkabilirken herhangi bir çalışanın bu noktaya ulaşması seneler alabiliyor bundan sonra ." Güven sarsılıyor Torpilli bir kişinin işe alınması diğer çalışanların da performansını etkiliyor. Diğer çalışanlar, işlerinde ne kadar yetkin olsalar, ne kadar verimli ve başarılı çalışsalar, torpilleri olmadığı için bir yerlere gelemeyeceklerini düşünüyorlar. Torpil şirket içinde konuşulmaya başladığında ise çalışanların güveni, yönetici ekiplere duyulan saygısı iyice azalıyor, insan kaynaklarının hedefleri ve itibarı yerle bir oluyor. PwC İK Hizmetleri Bölüm Yöneticisi Murat Demiroğlu, insan yönetiminde hakkaniyet ilkesinin giderek daha fazla önemsendiğini söylüyor: "Bunun aksine uygulama, tutum ve davranışlar diğer çalışanlarda güven kaybına ve isteklendirme eksikliğine yol açar, özellikle yetenekli işgücünün şirkete bağlılığı azalabilir." Kelly Services Ülke Müdürü Derya Türkkorkmaz, "Adaletin olmadığı her kurumda huzursuzluk ve mutsuzluk olur. Örneğin; tüm satış hedeflerine ulaşan bir yöneticiye terfi verilmesi gerekirken, Genel Müdürün okul arkadaşının o göreve atanması hem içerideki adaletsizliğin boyutlarını, hem de kurumun ne kadar yetersiz, başarısız ve subjektif bir yönetime emanet edildiğini ortaya tüm açıklığı ile koyuyor. http://www.on5yirmi5.com/haber/kariyer/is-dunyasi/10289/ofiste-torpilli-biri-mi-var.html Zannederim ki bu profesyoneller içinde bulunduğumuz durumu benden iyi anlatmışlardır. Bu satırları sizler yazsanız kimbilir ne kadar farklı olurdu. Tabii ki bunun için THY’ den ayrılmış olmanız gerek.
Yorumlar Tüm Yorumlar (109)