Hamdi isminin anlamını biliyor musunuz? Hamdi ismi Allah’ı Övmek, Allaha şükretmek, şükreden, şükredici anlamını taşır. Türkiye’de 31.096, İstanbul’da ise 5730 adet Hamdi isimli insan varmış. Bu ismin Kutsal Kitabımız Kuran-*ı Kerim de Bakara, Hicr, Taha ayetlerinde geçmekte olduğu belirtiliyor. Kişilik analizinde Hamdilerin genelde işkolik oldukları, ortama çabuk uyum sağlayamadıkları, yaşamlarını mesleğiyle birleşmiş oldukları ve bulundukları ortamda pek sıcakkanlı olduklarını söylemenin mümkün olmadığı hatta çoğunlukla soğuk bir yapıda oldukları belirtiliyor. İsmin anlamı bize kalem gibi dümdüz, dürüst, inançlı ve Kuranı Kerim’in tüm emirlerine sadakatle uyan bir insanı tarif ediyor. Bu denli ulvi anlamı olan bir ismi taşıyan Türk Hava Yolları’nın Hamdi Beyi acaba böyle birimiydi? Bunun cevabını bu yazıyı ve kitabı okuyanlar verebilir zannederim. Dolayısı ile bu konuyu bir kenara koyalım.
Yazıya başlarken, öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, AKP iktidarı döneminde THY ile ilgili yapılan çok müspet işler var. Bunu söylememek yanlış olur. Ancak doğruları gölgeleyen o kadar çok şey var ki. Evet; Filo büyüdü. Pilot ve Kabin çalışanlarının sayıları arttı. Uçulan nokta sayısında da bu paralelde büyük artışlar oldu. Tabii ki taşınan yolcu adedi de arttı. Kazanılan bu başarıların bir kısmında Sn. Topçu Yönetim Kurulu üyesiydi. Bir bölümünde de Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı olarak kaptan köşkünde oturuyordu. Bizlerin fazlası ile dikkate aldığı onların ise aldırmadıkları belirli konular dışında dış görünüm iyiydi anlayacağınız.
Bu başarılı görünüme rağmen Hamdi Bey pat diye görevden istifa etti. Taraftarı olduğu siyasi teşekkül kendisine görevden alınacağı bilgisini bir şekilde verdi veya Yönetim Kurulu Başkanlığı için bu kez aday gösterilmeyeceğini kuşlar kulağına tısladı. Attan inip eşeğe binmeyi kabullenmek herkesin harcı değil. Aslında bu görevi sonlandırmanın başka bir şekliydi? Sn. Topçu’ yu kamuoyu nezdinde yıpratmamak için “ Partisi tarafından milletvekili adayı gösterileceği” sözleri etrafa yayıldı. Yazıldı, çizildi. Aday falan gösterilmedi tabii ki. Ve de Hamdi Topçu gitti. Böylemi gitmeliydi? Erenler bilir? Ben bir tek şey biliyorum ki, kendilerinin döneminde mesnetsiz bir şekilde iş akitleri feshedilen on binlerin ne denli yıpranacağını kendisi de, yanındakiler de hiç ama hiç düşünmemişti. Evet; Türkçesi bir gün gelir, üzenlerde aynı şekilde üzülür. Veya eden bulur...
HAMDİ BEYİN KİTABININ İNTERNETTEKİ TANITIM PARAGRAFI: Evet; Remzi Kitapevi THY Yönetim Kurulu Eski Başkanı Hamdi Topçunun kitabının tanıtımını aşağıdaki paragrafla yapıyor internette.. Muhtemelen bu paragrafı da sn. Topçu yazmıştır. Kitabın arka kapağında da da aynı paragraf yer alıyor. “Türk Hava Yolları’nda yükseliş dönemi…" THY Yönetim Kurulu Başkanı olarak 12 yıl hizmet veren Hamdi Topçu, kurumun yükselişini, dünya çapında bir marka oluşunu sağlayan isimlerin başında geliyor. Yönetime atandığı günden itibaren liyakate, işini yükseltmek isteyen tüm çalışanlara ve paydaşlara değer veren, onları özendiren Topçu, THY’de birçok ilke de imza attı. Türkiye’ye örnek olacak bir dönemin ayrıntılı hikâyesini izleyeceksiniz.” Evet; kitabın tanıtımı böyle yapılıyordu.
BU KİTABI OKUMAMA GEREK KALMADI. Bu tanıtımı internette görünce kitabı okumama gerek olmadığını düşündüm. “ Yönetime atandığı günden itibaren liyakate, işini yükseltmek isteyen tüm çalışanlara ve paydaşlara değer veren, onları özendiren” cümlesini okuduktan sonra. “Torunumun masal kitaplarını okumam daha iyi gibi. Verdiğim 34 TL’ ye yazık oldu. Ama kitabı THY’ nin eski bir mensubuna vereceğim.. Tanıtım cümlesinden anlaşıldığı kadarı ile nalıncı keseri türünde bir anlatıma. THY’ de o dönemde yapılan tüm iyi işleri ben yaptım. Başka bir deyişle THY bu günleri bana borçlu. Kitabın özeti budur herhalde Tanıtım satırları böyle diyor.
ACABA NEDEN YAZDI Kİ? Benim bildiğim kadarı ile akıllı insanlar gerek yazarak ve gerekse konuşmak sureti ile ifade ettiği konulardan çıkartılarak kendisine yöneltilecek cevaplandırılması zor olan sualleri düşünür ve ona göre yazar veya konuşur. Bu ara bu düşünceden yoksun olan çok insan görüyoruz. Özellikle siyasilerin içinde bu tür insan çok var. Bizim Hamdi beyimiz de bunlardan biriymiş meğer.
Aşağıdaki konuların kronolojik bir sıra takip etmediğini belirtmek isterim.
BİZ HALEN ÖĞRENİYORUZ. Kendilerinin ifadelerine göre Sivil Havacılığı internetten altı ayda öğrenmiş olan emsali bulunmayan insanlardan biri Hamdi Bey. Kendisimi yoksa takımından birisimi söylemişti tam hatırlamıyorum. “Uçak işletmekle Otobüs işletmek arasında bir fark yok”. Ona da yolcu bir yerde biniyor, daha sonra başka bir durakta iniyor.” Kayıtlarda duruyordur zannederim. Uganda dâhil dünyanın hiçbir yöresinde Sivil Havacılığı İnternetten öğrenip Ülkesinin en büyük havayolunda Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkanlığı yapan ve sonradan da oturup bu konuda kitap yazan bir Allahın kulu daha yoktur zannımca.
TEFTİŞ KURULU YÖNETMELİĞİNİ KALDIRIP ATIN. MÜFETTİŞLERİ DE. Sn. Hamdi Topçu, 2006 yılında gerçekleştirilen özelleştirme operasyonundan sonra yürürlükteki Teftiş Kurulu Yönetmeliğini iptal ederek/ ettirerek mevcut Müfettiş ve Başmüfettişleri zaman içinde tasfiye edilmesini sağladı. Yerlerine, torpil ve tavassutla seçtikleri deneyimsiz ve müfettişlik mesleğinin gerektirdiği özellikleri haiz olmayan kişileri Müfettiş yaptı veya yapılmasını sağladı Özellikle denetim ile ilgili bu tür işlemler akla hep aynı suali getirir. Neden? Bu denli büyük bir şirketin denetimi neden zayıflatılır. Umarım kitapta bu konuda değinmiştir Hamdi Bey.
MÜFETTİŞLERİN MUHBİRLERLE ÇALIŞMASI ESASTIR. Yönetim Kurulunun Sn. Başkanı daha sonra tüm Teftiş Kurulu üyeleriyle yaptığı bir toplantıda müfettişin muhbirlerle çalışması gerektiğini söylemiş, bunu tüm ünite çalışanlarına tavsiye etmiş ve kendisinin de birçok istasyonda muhbirinin olduğunu açıklamıştı. Çok güzel ve yakışan bir yönetim tarzı değil mi? Bu muhbirler aslında, Hamdi Topçu' nun tavassutuyla makam mevki elde eden ve bunun diyetini Hamdi Topçu' ya sadakatle, muhbirlikle ödeyen kifayetsizlerdi.. Bu anlayış paralelinde kısa bir süre sonra Genel Müdür Temel Kotil de " benzeri " yöntemleri benimseyerek kendisine bağlı bir kadro oluşturma yolunu seçecekti. Muhbirlerden elde edilen bilgiler ile yönetilen bir şirket oldu Bu arada THY. Temel Kotil ne yapsın? İmam 3 kez öksürürse Cemaat boğmaca olurmuş ( ? ) malum.
İCRA KOMİTESİNİN KURULUŞU: Evet, aynı iktidar döneminde, THY’ nin tepelerine aynı Başbakan tarafından atanan İki Yöneticiden biri olan Genel Müdür Temel Kotil, pasif direniş işini çok abartınca, Sn. Topçu Yönetim Kurulu içinden bir İcra Komitesi oluşturuldu. Genel Müdür Temel Kotil bu komitenin üyesi olduğu için 3 kişiden oluşan komitenin oy çokluğu ile karar alabilmesi kuralı benimsendi. Ayrıca, Genel Müdürün yetkileri budanarak, İcra Komitesine verildi. Parasal konularda imza atmak istemeyen Temel Kotil' in satın alma yetkisi 30.000 TL olarak belirlendi. Bu nedenle Kotil’in adı "30.000 liralık Genel Müdür" olmuştu.. Aynı amaca yönelik çalışan ve de aynı siyasi görüşü paylaşan iki yöneticiyi ve de birbirlerine karşı tutumlarını değerlendirin. Sonrada bizim gibi cahiller THY çalışanları neden böyle bölündü diye sorup duruyorlardı. Belli ki bizim İmam yine öksürmüş. THY’nın cemaati ise yine boğmacadan muzdarip.
YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HUZUR HAKKI BEDELİ:: Yönetim Kurulu üyelerine her toplantı sonrası ödenen 500 TL huzur hakkı, özellikle 2006 da yapılan sözde özelleştirme operasyonundan sonra Hamdi bey tarafından artırılarak yaklaşık 10.500 TL oldu. THY şemsiyesi altındaki şirketlerin ( An itibarı ile 10 adet ) bazılarının da ayrıca yönetim ve denetim kurullarında aynı kişilerin ulufe paylaşır gibi görev almaları nedeniyle, ayda birkaç tane huzur hakkı alma imkânları ortaya çıktı. Eminim ki Hamdi Bey kitabında o tarihlerde kaç şirketin Yönetiminde yer aldığını yazmıştır. Bu rakamlar Pas bilet hakları başta olmak üzere şirketin diğer imkânları (?) ile birlikte düşünülünce, THY Yönetim ve Denetim kurulu üyeliklerinin ne denli cazip olduğu ve yukarıda sadece belli bir döneme münhasır olarak açıklanan iktidar oyunlarına nasıl yol açtığı daha iyi anlaşılacaktır. Bu üyeliklerin en ( dikkat çekici ) örnekleri, THY nin sözde özelleşmesini onaylayan dönemin SPK Başkanı Turhan Erol ile THY ’nı denetlemekten sorumlu olan (?) Dönemin DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal'ın Yönetim Kurulu üyelikleriydi. Türk Hava Yollarına ve bağlı kuruluşlarına büyük faydalar sağladıklarına eminim.
THY’YE AKRABALARIN DOLDURULMASI: Bir milletvekili kendisine bir akrabasının işe alınması ile ilgili olarak yöneltilen suali cevaplarken “ Biz inançlı insanlarız. Cuma namazında hutbe okunur. Ne der. Akrabalarını koru kolla der. Evet, Ayetler akrabanı koru, kolla der. Buna hayır diyerek Allahın emrine karşı geliyorsanız söyleyecek bir şeyim olmaz şeklindeki sözü gazetelere konu olmuştu. THY’nin en tepesinde oturan zata bir gazeteci şirkete kendi soyadını taşıyan 13 kişiyi, TGS’ ye ise evlilik bağından ötürü soyadı değişen 6 akrabasını işe alıp almadığını sormuş. . Topçu beyin süngüsü düşmüş ve cevaplayamamış suali. Evet; bu kez o parlamenterimiz İmam, bizim YK Başkanımız ise Cemaatten biri olmuş bu kez. Teşhis aynı. Yine Boğmaca. Evet; torpil Sn. Topçu döneminde THY yaşamının vazgeçilmez bir parçası oldu. Dönemin çalışanları yüzlerce örnek verebilir.
BU DÖNEMDE KAÇ PERSONEL İŞTEN ÇIKARTILDI? Hamdi beyin 17 Müdüründen birisi “ ....... senesine kadar THY’ de 2003 öncesi şirkete giren hiç kimse kalmayacak “demişti. Bu çirkin söyleve karşı Yönetim Kurulu Başkanından çıt çıkmamıştı. Maşa varken ateşi elle tutmanın âlemi yoktu tabii ki. Hem de o dönemlerde o Müdür fazlası ile kuvvetliydi. Sahi; kaç personel dışlandı THY’ den biliyor musunuz? Ben 12.000 diyeyim. Siz 13.000 deyin. Hepsinin yerine tabii ki yenileri alındı. Türk Hava Yolları bu güne kadar çalışanların sizden, bizden diye ayrıldığı, ayrıştırıldığı bir süreç yaşamamıştı. Evet: imam ve cemaat meselesi bu konuda tüm ağırlığı ile kendini hissettirdi. Bizden olan yeni işe giren çalışanlarda diğerlerine bayağı cephe aldılar. İmam öksürmüştü ya. Görevleri Boğmaca olmayı gerektiriyordu.
YAPBOZ OYNAMAYA MERAK SARMIŞTI HAMDİ BEY. THY Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Hamdi Topçu Hürriyet gazetesi ekonomi Müdürü Vahap Munyar Bey ile bir görüşme yapmışlardı. Türk Hava Yollarımızın büyüklüğünü ve bu gün içinde bulunduğu fevkalade durumu vurgulayan bilgiler yer alıyor söyleşide.. “ 35 futbol sahası büyüklüğünde kapalı alana sahip Habom’a 550 milyon dolar yatırdık. Aynı anda 30 dar, 10 geniş gövdeli uçağa hizmet verebilecek düzeye ulaştık. 2003’ de THY Tekniğin 180 Milyon Dolar cirosu vardı. Şimdi Habom’la birlikte 600 milyon dolar ciroya, 5 bin personele ulaşıldı. 5 yıl sonra uçak bakım ciromuz 1,5 milyar dolara çıkacak.” diyordu Türk Hava Yollarının Yönetim Kurulu Başkanı. 180 Milyon Dolar cirosu olan THY Teknik Habomu kurmaları ile birlikte 600 Milyon Dolar ciroya ulaştı diyordu Hamdi Bey.. Öyle veya böyle izzeti ala ile kurulan ve büyük ümitlerle şekillendirilen açılışı Başbakana yaptırılan HABOM uygulamasından THY Yönetimi vazgeçti. THY veya çalışanlar bu oluşumdan ne kazandı, ne kaybetti bilemiyoruz. Fısıltı gazetesi 2013 yılı zararının 36 milyon dolar olduğunu söylemişti o zamanlar. Doğruluğunu bilemem. Otuz altı dolar veya Otuz altı milyon dolar. .Sizce ne oldu da THY 550 Milyon USD harcadığı Habom dan vazgeçti, eskiye döndü. Kitapta mutlak vardır. Okuyun. Bu yatırımın hesabını kimse sordu mu? Hayır, tabii ki. Bu da yaşanılan dönemin özelliğiydi.
SENDİKAL KONULARDAKİ TARAFSIZ ( ? )TUTUMU HAMDİ BEYİ YÜCELTTİ (?). Bu döneme kadar THY’nin hiçbir tepe yöneticisinin sendika seçimlerine karıştığı, karışmaktan öte taraf olup açık seçik müdahale ettiği ve personeli tehdit ederek oylarını yönlendirdiğini görmemiştik. Şükür bunu da gördük Hamdi beyin döneminde. Eğer bu uzun uzun anlatmaya kalksak, Hamdi beyin kitabına yakın kalınlıkta bir kitap olur. Eski yazılarda yer alıyor bu husus. THY A.O yönetiminin Hava-İş’in sistemden tasfiyesi için 2006 yılından beri çeşitli girişimlerde bulunduğu biliniyor. Ancak bu konunun miladı YHY’ nin 26 Mayıs 2006 tarihinde özelleştirilmesidir. Bu özelleştirmeden bir gün önce THY Teknik’in ikiye bölünerek ÖİB kararı ile Teknik A.Ş adı ile THY’ ye bağlı ikinci bir Ortalık kurulmasına ( her ne kadar A.Ş’ nin % 100’ü THY’ ye ait ise de ) tesadüf gözü ile bakmak iyi niyet ötesi saflığa yakın bir düşüncedir. Sendikal anlamda ilk olarak işkolu değişikliği arayışı ve TSHS’ na yönelik tavır değişikliği net olarak işte o noktada başlamıştır.
ÖNCE UÇAKLARI ALALIM. PİLOT VE TEKNİSYEN NASIL OLSA BULUNUR. Buna inanmak zor ama bu da yaşandı o dönemde. Hikâyesi eski yazılarda mevcut. Yabancı pilot bulundu ama yabancı teknisyen uygulaması başlatılamadı.
HAMDİ BEYİN LİYAKATTEN BAHSETMESİ VE TEMEL BEYİN HİÇ TARAF TUTMADIK SÖZÜ. Sn. Temel Kotil’ in 09 AUG 2015 tarihli Hürriyet Gazetesinin İnsan Kaynakları ekinde bir söyleşisi yer almıştı. Yöneltilen sualler Temel beyi rahatsız edici bir formatta değildi. Biri dışında. O da “ Göreve geldiğiniz zaman yakın çalışanları nasıl seçtiniz “ sorusuydu. Temel beyin cevabı enteresandı. Direk kendisine rapor edecek yöneticileri ( Genel Müdür Yardımcılarını, belki de direk bağlı Başkanları ) seçebilmek için Ankara’dakilerin yönlendirme ve desteklerini aldım diyor ve de konuşmasına nedendir bilmem, kendisine sorulmayan bir hususu belirterek devam ediyordu.“ Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul un surlarını döven toplarını yapan ustanın Müslüman olmadığını ve Fatih İstanbul’u fethettikten sonra ekonomik yapıyı dik tutmak için bankerleri olduğu gibi yerlerinde tutarken hiç kimse için senin, benim adamım dememişti. Biz de buna çok dikkat ettik on yılda” sözleri ile görüşmedeki bu konuyu noktalıyordu. Temel Bey benzetmeyi Fatih Sultan Mehmet üzerinden yapmıştı. Ve de Sn. Kotil on yılda çalışanlara ilişkin işlemlerde personel arasında hiç ayırım yapmadıklarını söylüyordu. Güldürmüştü bizleri. Şimdide Hamdi Bey bizi güldürdü. Liyakate önem verdiğini söyleyerek.
HAMDİ BEY. THY’ NİN 17 GENEL MÜDÜRÜNDEN BİRİ OLAN T.KOTİL BEY ŞİMDİ NERELERDE. YA SİZ? Evet; Sn. Kotil’ e yine görev verildi. TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine atandı. Demek ki. Kendisini yıpratma gayretleriniz pek dikkate alınmadı devletin tepeleri tarafından. Hani bir zamanlar “ Ben Başbakandan başkasından talimat almam diye böbürlenirdiniz ya. Size Yönetim Kurulu Başkanlığını tekrar vermeyerek istifa etmenize ön ayak olan ve de Sn.Kotil’e THY’ den ayrılmasını takiben bu görevi veren de aynı insan. Ne ilginiz var bilmem ama şimdi inşaatçılığa başladığınız söyleniyor. Doğru mu bilmem. Şayet doğru ise kolay gelsin. THY çalışanlarına hizmet için yanıp tutuştuğunuz malum.
Evet, Bu anlatılanlar kitabın tanıtım yazısında belirtildiği üzere Türkiye’ ye örnek olacak dönemden hatırladıklarımızın küçük bir bölümü . Kim neyi örnek alacaksa tabii ki alabilir.
21 NİSAN 2016 TARİHİNDE SN. CEM KOZLU VE SN. YUSUF BOLAYIRLIYA YAZDIĞIM TEŞEKKÜRÜ GÖNÜLDEN TEKRARLIYORUM. Sn. C. Kozlu ve Sn. Y.Bolayırlı. Beni 2002 yılı başında çok sevdiğim THY’ den kovmuş olmanızdan ötürü sizlere müteşekkirim. Atılmamı biraz daha geciktirseydiniz, bu keşmekeşin içine girmiş olacak ve şüphesiz ki şirketten bu tepe yöneticiler (?) tarafından atılacaktım. Bunu hazmetmek ise çok daha zor olurdu. Her İşte bir hayır vardır derler ya. Sizlere Teşekkür ediyor, Saygılar sunuyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (43)