THY: Genel Kurul Toplantısı mı? Yoksa Sahnelenen Bir Tiyatro Oyunu mu? Şaka Gibi.
Anonim şirketlerde pay sahibinin en önemli haklarından birisi de bilgi alma hakkıdır. Bu hakkın etkin bir biçimde kullanılabilmesi için Türk Ticaret Kanunu’nda çeşitli düzenlemelere yer verildiği görülüyor Türk Ticaret Kanunun 407/2 maddesi esasen bir yönü ile bilgi alma hakkı ile ilintili bir düzenlemedir. Evet, Genel Kurul toplantılarının önde gelem amaçlarından biri hissedarlara bilgi sunulması. Mevzuat böyle diyor.
Şimdi gelelim bizdeki THY’ deki Genel Kurul uygulamalarına.
THY Genel Kurullarına küçük hissedar sıfatıyla katılanlar mutlak bilirler ki, önceden belirlenen bazı konularda ibra edilmeyi bekleyen üst yönetime sorular sorup, açıklama talep edenler var. . Bu katılımcılardan bazıları yöneltilen suallere verilen cevapları ve yapılan açıklamaları yetersiz, bulup THY üst yönetiminin ibra edilmemesi yönünde oy kullandıklarını biliyoruz. Elbette bu yönde kullanılan az miktardaki oyun belirleyiciliği yok.
Hatta malum sermaye yapısı ve şirket ana statüsü dikkate alındığı takdirde, toplantıyı yönetenlerin her zaman çoğunluk oyuna sahip olmanın rahatlığıyla hareket ettiği açıklıkla görülüyor. Bu yetmezmiş gibi hesap verme durumunda ve ibra edilme beklentisinde olan THY YK Başkanı büyük ortak, Varlık Fonu temsilcisinin kabul oyu toplantının Divan Başkanı olarak seçiliyor. Başkan seçimi vb. maddelerden sonra Genel Kurul toplantı gündeminin ilk maddesi toplantı tutanağının imzalanma yetkisinin verilmesi. Yine en büyük hissedar Varlık Fonunun kabulü ile geri kalan iştirakçilerin tümü hayır dese bile bu yetki zorunlu olarak divana veriliyor. Ve de ibra edilecek olan Başkan (?) toplantıyı gönlünce (?) yönetiyor. Neyin önemli, neyin önemsiz olduğuna, hangi hususların nasıl, ne kadar konuşulacağına, konuların toplantı tutanağına nasıl yazılacağına karar veriyor. Bu tür bir toplantıya nasıl bir isim takmak gerekir. Tiyatro oyunları bile daha ciddi. Hiç olmaz ise oyuncuların senaryoya bağlı kalma zorunluluğu var.
Ve de saygıdeğer Divan Başkanı toplantı süresini ileri sürerek katılımcılara yeterince söz hakkı tanımıyor. Sorulan soruları düzgün bir şekilde cevaplamıyor. Özetle hesap vermeye amade biri gibi de davranmıyor. Bu hususun etik olup olmadığı her ne kadar tartışmaya açık ise de yürürlükteki mevzuat bu uygulamaya maalesef cevaz veriyor.
BİR SUAL VE ALAY EDER GİBİ BİR CEVAP.
Evet, yine de Genel Kurul toplantılarında bilgi alıyor hissedarlar (?) Yöneticileriniz bu paragrafı okurlarsa mutlak sinirleneceklerdir. Evet, konu adam kayırmak olduğuna göre bu yaptığımın işin erbabına mesleğini anlatmaktan farkı yok.
THY de yıllardır sistematik bir şekilde sürdürülen nepotik kadrolaşma mevcut. Bunu bilmeyen var mı? Buna ilaveten, literatürde yer alan ayırımcılık için “patronaj” , iktidara ve seçmen kesimlerine yönelik kayırmacılık için de “klientelizm” terimleri kullanılıyor ve de bu konuda THY yönetimlerinin maşallahı var. Ayırımcılığın hiçbir türünün yabancısı değiller. Bu nedenle Genel Kurul Toplantılarında çalışanların ayırımı sorununa ilişkin olarak yöneltilen sorular her seferinde, ikrar anlamına gelen derin bir sessizlikle veya sualle ilgisi olmayan bir cevapla karşılanıyor.
Bu konuda bir toplantı katılımcısı olan küçük hissedarın yönelttiği soru: “100’ü aşkın miktarda İstanbul Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi mezununun THY de işe alındıkları ve bunların arasından yaklaşık yüz kişinin kısa bir sürede, tepe yöneticilik / yöneticilik kadrolarına terfi ettirilmiş olduklarını belirtiyordu. Soru, bu hususa ilişkin olarak basında yer alan haberlerin doğru olup olmadığı ve bu haberler doğruysa Türkiye’deki 13.000 i aşkın liseden sadece bir tanesi olan Kartal AİHL mezunlarının, işe alma ve terfilerde özellikle tercih edilmesi ile bu okul mezunlarına tanınan bu imtiyazın sebebine ilişkindi? Toplantı katılımcısı hissedar bu nepotist uygulamanın sebep ve gerekçeleri konusunda Genel Kurulun bilgilendirilmesini istiyordu?
Cevabı mı merak ettiniz? Derin bir sessizliği takip eden cevap tabii ki toplantıyı yöneten Divan ve THY Yönetim ve İcra Kurulu Başkanından geldi. Çok anlamlı ve bilgilendiriciydi. Birçok konuyu hiç cevaplamadıkları gibi, bunda da sessiz kalsalar tabii ki daha iyiydi. Ancak, Ahmet Bolat Bey konuyu geçiştirmeğe yönelik bir cevap verdi. Alay edercesine. BEN İMAM HATİP LİSESİ MEZUNU DEĞİLİM diye cevaplayıverdi. Alay eder gibi ifadesini kullanmaktan utanıyorum. Bunu yazmaktan ötürü üzgünüm. Siz okurlar, bu tutumu başka türlü değerlendirebilir misiniz? Toplantı iştirakçilerinden buna gülebilenler ise yalnız THY kanadının pek muhterem yöneticileriymiş.
HUZUR HAKLARI
THY de ödenen huzur hakları da ya cevaplanmayan ya da soruyu sorana, kamuoyu adına bilgilendirme talep eden hissedara karşı cephe almaya sebep olan nazik bir konu. Bir önceki Divan Başkanının bu soruyu yönelten şahsı ( İbra aşamasında kullandığı menfi oy nedeni ile ) kötü niyetli ve hınç dolu olmakla itham etmiş ve kınamıştı. Evet, şayet Genel Kurul Divan Başkanı hissedarlara hesap vermekle yükümlü olan THY’ nin Yönetim Kurulu Başkanıysa olacağı budur. Tarafsız ve adil bir Divan Başkanının bu tür davranışlara müsaade etmeyeceği tabiidir.
THY’ Yİ DENETLEMEKLE GÖREVLİ OLANLAR THY YÖNETİM KURULUNDA
THY yi sermaye piyasası kuralları yönünden denetlemekten sorumlu SPK nın, Başkanının THY’ de Yönetim Kurulu üyeliği yapması etiğe uygun olabilir mi? DHMI’ nin görevleri arasında, Havalimanı işletme hizmetlerinin ulusal ve uluslararası ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yürütülmesi amacıyla havalimanındaki tüm faaliyetlerin yönetim, denetim ve koordinasyonunu sağlama görevi mevcut. Bu denetimleri yapmakla görevli DHMI’ nin en tepe yöneticinin THY Yönetim Kuruluna üye seçilmesi nasıl bir uygulamadır ki? Tüm bunlardan sonra THY Yönetim Kuruluna atanan bazı vakıf yöneticilerini konu etmek istemiyorum.
Bir yönetim Kurulu üyesinin istifası üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanının eşinin Türk Hava Yolları Yönetim Kuruluna bağımsız üye olmasına ilişkin soruyu Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Divan Başkanı Sn. İlker Aycı üyenin yetkinliği ve çalışanlığı güzellemesi ile cevaplamış ve SPK’ dan bu konuda uygunluk belgesi alındığını ifade etmiştir. İlker Aycının uygunluk aldık dediği kurum kendi Başkanını usule uygun olmamasına rağmen Türk Hava Yollarına Yönetim Kurulu üyesi olarak atanmasını uygun mütalaa eden SPK’ dır. Evet, bu bağımsız adaylığa üye olan kişi de bağimsizlik beyani’ na ıilişkin belgeyi düzenleyip, imzalayarak THY ilgili makamlarına nasıl sunmuştur dersiniz? Burada hatalı bir beyan varsa bu yanlışlığın Genel Kurul Divan Başkanının bilgisi dâhilinde şekillendirildiği açıktır.
TURKISH DO &CO: YENİ SÖZLEŞME İÇİN THY’NİN TALEP ETTİĞİ 100 MİLYON USD ŞEREFİYE BEDELİ TAHSİL EDİLDİ Mİ?
Genel Kurul Toplantılarında ısrarla sorulduğu halde, THY üst yönetiminin cevaplayamadığı, topu taca attığı konulardan biri de bu.
Hatırlanacağı üzere THY nin ikram hizmetini tedarik ettiği Turkish DO&CO ile yaptığı iş birliği ve sözleşme döneminin uzatmalardan sonra bitmesine yakın tarihlerde, dönemin THY Yönetim Kurulu başkanı İlker Aycı, çeşitli vesilelerle kamuoyuna konu ile ilgili açıklamalar yapmıştı. Yeni sözleşme yapmanın bir bedeli olacağını, Turkish DO&CO, THY ile işbirliğine devam etmek istiyorsa, THY ye 100 milyon USD şerefiye bedeli ödemesi gerektiğini, adeta dikte eder bir üslupla açıklamıştı.
Sonrasında, yani çeşitli bazı pazarlıklardan ve gel-git’ lerden sonra, THY nin Turkish DO&CO ile yeniden anlaştığını medyadan duyduk. Şerefiye konusunda bir açıklama yapılmadığı için, bu konuyu Genel Kurulun gündemine taşıyan hissedarın, “2019 yılından itibaren ikram sözleşmesinin yenilenme-imzalama şartı olarak taleb edilen 100.000.000 USD şerefiye bedeli DO&CO adlı şirketten alınmış mıdır? Alınmadıysa, kamuoyuna açıkça deklere edilen bu sözleşme şartından vaz geçilerek, ne karşılığında bu şirketle tekrar 15 yıl vadeli yeni bir anlaşma imzalanmıştır?” sorusuna. “ANLAŞMA YAPTIK AMA HENÜZ RESMEN ONAYLANMADI” gibi bir cevap verilmiş, o genel kurulda. Ne evet, ne de hayır. Sonuç:: o tarihten bu güne kadar açıklanan bilançolarda, bu 100 milyon dolarlık şerefiye bedeli görülmedi..
Okuyanlar hatırlayacaktır. Yaklaşık 3 yıl önce Turkish DO&CO’ dan bahsettiğim yazıda, “ Bakalım hava parası, pardon şerefiye pazarlıkları nasıl sonuçlanacak? Bu arada ben hala, 2006 da DO&CO AG den, neden hava parası, ( pardon şerefiye ) alınmadığı sorusuna takıldım kaldım. Yoksa alındı da, biz mi gözden kaçırdık? “ Diye yazmıştım. Şimdi yine aynı soruyu 2019 dan itibaren yenilenen sözleşme için soruyorum. Anlaşma şartı olarak dikte edilen 100 milyon dolarlık şerefiye bedeli alındıya, neden bir açıklama yapılmadı? ve neden kayıtlarda göremiyoruz.(?)
TOPLANTI TUTANAKLARININ DÜZENLENMESİ
Son olarak birkaç satır. Geçmişte yapılan bir Genel Kurul Toplantısında küçük hissedarlardan biri Genel Kurulda bir konuşma yapmış ve onunla birlikte toplantıya katılan başka biri de bu konuşmayı banda kaydetmişti. Birkaç gün sonra toplantı tutanağı çıktı ortaya. Konuşmanın dörtle biri bile tutanağa geçirilmemişti. Öyle ya, THY Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Genel Kurul Toplantısı Divan Başkanıydı ve de divan üyelerini kendisi seçmişti. Bu da yetmezmiş gibi Toplantı tutanağını imzalama yetkisi de divan da bulunmaktaydı.
TEK ŞANSIMIZ BOLAT BEYİN LİYAKAT VE ADALETE VERDİĞİ ÖNEM.
Her ne ise tek şansımız THY Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Divan Başkanının görevlendirmelerde liyakat ve adalete çok büyük önem vermesi (?) En son icraatları ile bu konudaki samimiyetlerini THY çalışanlarına ve kamuoyuna gösterdi. Prof. Dr Ahmet Bolat. Bey soyadı tesadüfen Nebati olan bir zatı THY İkram Başkanlığına atadı ve de THY İK yönetimi havayolumuz için iftihar vesilesi olan bu atamayı tüm çalışanlara duyurdu. Garipseyecek bir şey yok. Belki de Sn Bolat’a göre B&G Tekstil yönetimi ile THY İkram hizmeti birbiri ile yakından ilintilidir. Kim bilir? Evet, bu haber gazetelerde neşredildi.
Bu gün 23.7.2022 saat 23.00. Okuduğunuz yazım bitmişti. Şu anda duydum ki Bay Bolat bu haberi şifahen yalanlamış. Bunu söyleyen şahsa bilginin gazete haberlerde yer aldığını dolayısıyla konu ile ilgili yapılacak olan yalanlamanın tanıdıklara telefonla değil de bir bülten ile basına duyurulmasının gerektiğini söyledim. Evet, bu duyumu aldıktan sonra durumu yazımda belirtmeğe mecburum
Aldığım bu bilgi üzerine, bir gazeteciye ve de bir siyasiye yalanlamayı nakledip doğruluğunu sordum. Doğrudur cevabını aldım. Yalnız birisi acaba tepkileri takiben vazgeçmiş olabilirler mi veya tepelerden biri müdahale etmiş olabilir mi diye sualimi soru ile cevapladı. Ben de kendilerine THY IK Başkanlığının bu konuyu neden bir yazı ile duyurduğunu anlamadığımı söyledim. Öyle ya usul atama duyurularının internet üzerinden yapılıyor olmasıydı.
HER NE İSE YA BASINDA YER ALAN HABER YALAN, YA DA YAPILAN YALANLAMA YALAN. SONUÇ HANGİSİ OLURSA OLSUN BİZİ ŞAŞIRTMAYACAKTIR.
İŞTE ETİK DEĞERLERİ BOŞ VERİP, HESAP VERME DURUMUNDA OLAN TEPE YÖNETİCİYİ HESAP SORACAK OLAN GENEL KURULA DİVAN BAŞKANI YAPARSANIZ SONUÇ BÖYLE OLUR. BU GÖREVİ VE TUTANAK İMZALAMA YETKİSİNİ KABUL ETMEYECEK, HESAP VERMEĞE AMADE BİR BABAYİĞİT YK BAŞKANI ÇIKAR MI DERSİNİZ? BU GÜNE KADAR ÇIKMADI.
SONUÇ OLARAK, TİYATROVARİ BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLEN THY GENEL KURULLARINDA YAŞANANLAR HEP BU MİNVALDE. KENDİLERİ ÇALIP, KENDİLERİ OYNUYORLAR.
Yorumlar Tüm Yorumlar (49)