Şimdi hemen bizim reel eleştirilerimize "yalakasınız" yakıştırması yapan sendika yönetimi yalakaları küfür ve hakaretlere devam edecekler ama biz bildiğimizi yazmaya, doğru olanı da kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.
Evet, mahkemeler bazı kararlar aldı. Ancak bu kararların itiraz hakları var ve henüz yargı aşaması bitmedi demektir. Dolayısıyla Türk Hava Yolları'nın bu kararları uygulayabilirliği olduğu kadar hukuki sürecin bitmediğini ileri sürerek uygulamama hakkı da var.
Sendikanın grev yapma hakkı nasıl var ise THY'nin de bazı hakları var.
Ancak, görünen köy kılavuz istemiyor. Grev etkisiz. İlk gün olduğu gibi bugün de yarın da etkisiz olacak. Bu etkisizlik çalışanın grev istemediğinden değil sendika yönetimine güvenmediğindendir.
İşte bunun en canlı örneği geçen hafta yaşandı. 1 gün 1 gece yani toplamda 24 saat eylem çağrısına kimse kulak asmadı. Eylemin başladığı saatlerde ve daha sonrasında bir kaç kez uğradım grev alanına. İnanın 24 saat eylem çağrısı yapılan bu girişime 24 kişi katılmamıştı. Katılanların çoğu 305 kişiden birkaçı, diğerleri mevcut grevciler ve sendika görevlileri.
Sendika yönetiminin geçen yıl 29 Mayıs'ta başlattığı ve bu yıl 15 Mayıs'ta başlayan grev ile devam ettirdiği yanlış hamleleri sendikanın itibarını yerle bir etmiştir.
THY çalışanları sendikasız olmamalı. Sendikacılık da bugünkü sendikacılık anlayışında olmamalı. Ne biat eden ne de zart-zurt eden sendikacılık anlayışı yerine çağın gerektirdiği gibi kendisini güncelleyen yepyeni stratejiler geliştiren sendikacılık anlayışı yerleşmeli.
Mesela bu sendikanın başkanı mevcut hükümeti diktatörlükle suçluyor. Ama kendisi 25 yıla yakındır sendika başkanı. Peki neden gençlere bırakmıyor yerini? Neden "illa da ben illa da ben" diyor. Örneğin Sefa İnan, Uçak Teknisyenleri Derneği'nden zirvede iken ayrıldı ve Onursal Başkanlık unvanı ile halen teknisyenlere bilgi ve birikimini aktarmaya devam ediyor. TASSA'da, TALPA'da, HAVAK'ta, PİLVAK'ta, THYHAVAK'ta yönetimler değişti. Bazılarında birkaç kez değişti. Bu Atilay Ayçin neden ısrarla sendika başkanlığında kalmak ister?
Tek kelime ile iktidar hırsı, iktidar hırsı.
Ama kanımca deniz bitti kara göründü. Artık THY çalışanları için tünelin ucunda ışık göründü. Bu anlayışın kendilerini temsil edemeyeceğini anladılar.
Geçen hafta Ali Gülçiçek ve ekibi Airporthaber'i ziyaret ettiler. Biliyorsunuz Ali Gülçiçek hem bu sendikanın başlattığı greve katılan hem de muhalif olan tek başkan adayı. Daha önce Sedat Emanet açıklamıştı başkan adaylığını. Şimdi de Ali Gülçicek. Açıkçası, projeleri ve getirmek istedikleri sendikacılık anlayışı gayet iyi. Ama toplum gözünde ne kadar tutacak göreceğiz. Ali Gülçiçek'in açıklamalarını Airporthaber'de okuyacaksınız. Gülçiçek; "Kaos bitecek" diyor.
Ali Gülçiçek, THY'nin içinden bir aday. Bir başka aday var biliyorsunuz. Başkasının şemsiyesi altında gölgelenirken, THY personeline yön vermeye çalışması ve hatta bu grevde hasbelkader kendisine destek veren 3-5 kişiyi bile grev etkisi olsun diye greve sokmayan birine mi oy verecek bu THY çalışanları, yoksa THY'nin içinden çıkacak gerçek bir THY çalışanına mı?
Hep birlikte göreceğiz. Ama emin olun ki başka şirketlerde çalışıp hatta bu şirketlerde maksimum çalışma saatlerine boğun eğip sonra da THY'de ahkam kesmek isteyenlerden çok daha eftal olacaktır.
Eski tüfeklere değil yeni beyinlere yol açmak lazım. Köhnemiş sendikacılık anlayışı fosilleşmiş düzene göre taktikler bitmiştir. THY çalışanları Aralık ayında yapılacak olan yeni yönetimin oluşacağı seçimlerde projelere önem vermeli. Çok laf edene, çok bağırana, çok dedikodu edene değil çağdaş ve emekçiden yana bir anlayışa destek vermeli.
İki yıldır iş barışı tamamen yok olmuş, çalışanlar ile grevciler, 29 Mayısçılar, 305'çiler diye demet demet ayrılmış parçaları birleştirmek lazım. O yüzden başarısız sendikacılığın arkasında durmanın anlamı yoktur.
Bizden söylemesi...
Yorumlar Tüm Yorumlar (31)