Evet, neden personel emekliliğe teşvik edilir? Tensikat yapmak yerine bu yönlendirmede bulunmak insancıl bir davranış değil mi? Tabii ki öyle. Emeklilik için müracaat edenler beklenilen miktara ulaşmaz ise şirket ne yapacaktır? Allah korusun!
Tabii ki bu durumda akla ilk gelen husus şirkette istihdam fazlalığının mevcut olduğudur. Bu olabilir mi? Bugünkü durumda mümkün. 2019 yılı uçuş programı 24 adet B-737 Max in mevcudiyeti üzerine kuruldu. 12 adet uçak uçuştan alındı ve THY tarafından parka çekildi. Diğer 12’si ise Boeing depolarında veya park yerlerinde beklemede. THY’nin Boeingde bekleyen 12 adet uçağı almaya mecbur olup olmadığı ise ayrı bir konu. Sözleşme hükümlerini bilmediğimiz için bu konuda kesin fikir serdetmemiz mümkün değil. Ancak üç, beş ay önce bir Boeing üst yetkilisi uçakların iadesinin hukuken mümkün olamayacağını mı söylemişti? Yoksa bu durumlarda tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını mı? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum? Her ne ise. şurası açık ki, THY’nin 2019 yılı başında ilan ettiği filo yapısına ve buna bağlı olarak yapılan uçuş programına uygun istihdam hazırlığını yapmış olması gerekir.
İnternette bulunan THY Faaliyet Raporlarının ( yatırımcı İlişkileri ) 11. sayfasında bulunan İnsan Kaynakları bölümüne baktığınız takdirde 2017-2018 ve 2019 yıllarında şirkette istihdam edilen pilot ve pilot adayları ile kabin memurlarının sayılarını görebilmek mümkün. Bu rakamlarda şirketin B-737 Max tipi uçakların operasyonu için gerekli istihdam hazırlığını yaptığını gösteriyor. Yanlış değerlendirmiyorsam eğer uygulamanın nedeni bundan kaynaklanan istihdam fazlalığının giderilmesi ise çalışanların emeklilik müracaatlarındaki sayısal beklenti haliyle ortada demektir..
Evet; bugün için Türk Hava Yollarında tensikat yapmak hayli zor. Bunun nedeni ise basit. Türk Hava Yollarında 2003 yılı öncesi şirkete girmiş olanlar zaten ayıklandı. Kalanlardan ise THY’nin vazgeçemediği (fonksiyonları nedeni ile) ortada. Eğer vazgeçebilselerdi şu anda bu eski sicilliler çoktan uzaklaştırılmışlardı kurumdan. Şimdi belki de eskilerin hepsini çıkarttıkları için üzgündürler. Bir köşede bir miktar eski çalışanı ihtiyat akçesi misali saklasalardı keşke. Evet; bugünün geleceği belliydi çok önceden. Şimdiki THY Yönetimi, 2003 sonrası işe kendi aldıkları arasından ayıklama yapmak durumunda. Son giren ilk çıkar yöntemini uygulayamazlar. Kimlerin zarara uğrayacağı belli olmaz.
Bir önceki yönetim döneminde yani 5, 6 sene önce İnsan Kaynakları ünitesinin bir liste oluşturduğunu duymuştuk. Ve de bu listeyi güncel tuttuklarını. Şimdi bu konuda çok emeği geçmiş olan bir tepe yöneticinin İnsan kaynakları yetkilisine aşağıdaki talimatı verdiğini düşünelim. Hem komiktir, hem de acı. Evet; aşağıdaki satırlar bir kurgu. Ne bunu söyleyen, talimatı veren var, ne de talimatı alan mevcut. Ancak her konuyu siyasetle ilişkilendiren saygıdeğer yöneticilerin oluşumu başka türlü programlamaları da olası değil.
“ İşe alınan kim kimin yakını, kime kim tavassut etti işe girişte. Tüm bilgiler bu listede mevcut olmalı. Öncelikle işe girenlere kimler aracılık etmiş bir bakmamız gerek. O dönemlerde bizden olup, yaşlılıktan ötürü kenara çekilenler, sistem tarafından unutulanlar, tepedekilerin gözünden düşen ve vefat eden kimseler varsa onların aracılık ettikleri çalışanları önce alırız tensikat listesine. Malum, sistemin eskimişlerinin THY’ den dışlanmasının kimse üzerinde yıkıcı bir etkisi olmaz ne de olsa. Türkçesi, kuvvetliden zayıfa güncellenmiş bir tavassut listesi çıkartıp bakalım. Listenin ilk sırada tavassut edenlerin adı soyadı ve bu gün nerede ve ne iş yaptıkları olsun. Onların aracılığı ile işe alınanların isim ve soyadları ikinci sırada alabilir. Aslında başka bilgiye gerek yok. El mecbur biz sıralamayı yalnız birinci sıraya bakarak yapacağız zaten. Başka çaremiz var mı?”
Zordur bu iş. Allah kolaylık versin. Her ne kadar o yıllarda eski çalışanların işten çıkartılmalarına alkış tutulduysa da yine de bugünün çalışanları açısından dileğim, emekliliklerini isteyeceklerin THY’nin beklentilerini karşılayacak sayıda olması.
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, düzenlediği basın toplantısında yazılım hatası nedeniyle aylardır yerde beklettikleri 24 Boeing 737 MAX tipi uçakların zararı için taksimetrenin çalıştığını söyledi. Aycı, “Bu beni çok rahatsız ediyor. Sözleşmeden doğan haklarımızı kullanmak için müzakerelerde bulunuyoruz” dedi. Evet; Türk Hava Yolları bu konuda fazla bilgilendirme yapmadı bu güne kadar. Kamuoyuna anlatımlarında net ve açık bilgi verdiği söylenemez. Yine de kamuoyuna sundukları en geniş bilgi İlker beyin son toplantıda söyledikleriydi. Ancak bir şey sormadan edemeyeceğim. Sözleşmeden doğan haklarımız neler? Bunlar şirket sırrı mı? Bu haklar sözleşmede belirtildiğine göre, kullanım için müzakerelerde bulunuyoruz’ sözünün anlamı ne?
Evet; keşke Boeıng 737 MAX’ ler THY’ye bu denli zarar vermeseydi konu bu denli uzayıp adeta bir krize dönüşmeseydi. Keşke THY yönetimi ticari kuruluşların yalnız kriz dönemlerinde değil, her zaman tasarruflu hareket etmesinin gerekli olduğunu bilebilseydi. Ve de bu gün THY yönetimi giderlerin istihdamla ilgili kısmından tasarruf sağlamak amacı ile ( çalışanların aklına doğal olarak başka şeyler getiren) personeli emekliliğe davet etmek dışında başka uygulamaların da yapılabilirliğini düşünebilselerdi. THY’nin tepeleri başarıyı yönetmenin onu yakalamaktan zor olduğunun bilincinde olsaydı. Keşke.
Eğer konu B-737 Max tipi uçakların operasyon dışı kalmaları değilse ( ki öyle görünmüyor) durum kötü. Keşke, bizim çocukları işe koyuyoruz mantığı ile ihtiyaç fazlası personel istihdamı yapılmasaydı ve bizim çocukları işe koymanın güzel ve kolay, ancak işten çıkartmanın ise bir o kadar zor olacağını düşünebilselerdi. Bu durumda bu uygulama bilançoda gösterilen şirket zararının nedenlerinden biri olarak yorumlanırdı. Ne Devlet ne de Türk Hava Yolları bunu kaldıracak durumda değil. İnşallah böyle değildir.
Yorumlar Tüm Yorumlar (60)