Airporthaber’ de yazı yazmaya başlamadan öncede Sivil Havacılıkla ilgili sitelere arada bir girer yazılara ve okuyucuların yorumlara bakardım. Ali beyle yaptığım ilk görüşmede “ Bu yorumları kaldırsak “ diye bir öneride de bulunduğumu hatırlıyorum. Önerim kabul görmemişti. Epeyce zaman geçti. Halen bazı yorumların çirkinliğine alışamadım. İlk yazılarımın birinde maalesef
içinde hakaret, vb. unsurlar bulunan yorumlar dışında, kendi aleyhimde olanlar başta olmak üzere tüm yorumları yayınlayacağıma söz verdim. Kendimle ilgili menfi yorumlar konusundaki sözümü %100 tuttum ( bu güne kadar tek bir yorumu yayınlamadım oda başkalarının isimlerini yıpratıyordu ) Diğer, yorumların ise % 99’ nu hepsini yayınladım. Çalışanların, özellikle yöneticilerin isimlerini yıpratmak amaçlı yazıldığı açık seçik belli olanlar dışında. Evet, yorumlardaki düşmanlık söylemleri beni artık yordu. İnternette iş yerlerinde çatışma veya benzeri başlık altında birçok makale vb. bilgiler yer alıyor. Bu yazılarda çatışmaların nedenleri uzun uzun anlatılıyor.
Bu yazıların hiçbirinde iş yerindeki çatışmaların bir nedeni olarak “ siyasi görüş farklılığı” veya “toplumun büyük bir bölümün saygı ve minnet duyduğu, vatanı düşmanlardan kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’ü benimsemiş olmak, sevmek ve ilkelerini benimsemek” yer almıyor. Nasıl yer alsın ki, konu işyeri ile ilgili. Ve de siyasetin bu çerçevede yeri yok. Ne yazık ki bu denli, bu boyutta cahillik bir tek bizde var.
Grup çatışmaları ve kavgalar üzerine kafa yoran bilim adamları, çeşitli araştırmaların sonuçlarını yayınlamışlar. ELMAELMA’ da bunu sitesinde paylaşmış. Ama bilim adamlarının yolu Türk Hava Yollarından geçmemiş olduğundan, bizdeki çatışma nedenlerini çalışmaları kapsamına alamamışlar.. Yine de bizdeki durumları anımsatan hususları bold yazarak belirginleştirdim. Biri iki küçük notumu da yatık karakter ile sunuyorum.
İNSANLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMEK MÜTHİŞ KOLAY,
The Better Angels of Our Nature (Doğamızın Daha İyi Melekleri) adlı eserinde istatistiksel verilerden yararlanmış. Pinker, şiddetli çatışmalardan; kan davaları, soykırımlar ve savaşlardan kaynaklanan ölümlerin son 6.000 yıldır inişe geçtiğine dikkat çekiyor. Steven Arthur Pinker, insan doğasının kültürel değişimlere (Politik, yasal, ticari ve ahlaksal) paralel olarak değiştiğini ve başka insanların çektiği sıkıntıları daha iyi anlama yetisine kavuştuğunu ileri sürüyor ( Bu düşmanlığın azaldığı anlamına gelir mi? Bilmiyorum) Ancak Pinker böyle düşünse de GRUP ŞİDDETİ, ACIMASIZLIĞI, İNSANIN VAROLUŞUNUN EN YAYGIN ÖZELLİĞİ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR. Grup şiddetine yönelik bazı akademisyenlerin yaptıkları araştırmalar ve ulaştıkları sonuçlara yönelik yorumları ise şöyle
İnsan grupları birbirlerine neden ters düşüyor? Son yıllarda sosyal psikologlar insan topluluklarının birbirlerine niçin ters düştüğü konusunda bazı ipuçları elde ettiler. Günümüzün en çetin sosyal anlaşmazlıklarına çözüm getirme olanağı da bu şekilde doğmuş oldu. Toplu saldırganlık yalnızca insanlara özgü değildir. “İNSAN SALDIRGANLIĞININ EŞİ BENZERİ YOKTUR; FİKİR UYUŞMAZLIKLARI, İNANÇ FARKLILIKLARI VE KÜLTÜREL KİMLİK ÇATIŞMALARI SALDIRI NEDENİ OLABİLİR.” ‘Düşman yapmak kolay’ Çatışma, insanlardaki toplumsal örgütlenmenin de ayrılmaz bir parçasıdır. “İnsanoğlu tek bir türdür; ama bu türün içinde birbiriyle anlaşamayan gruplar halinde yaşarlar” diye konuşan Paris’teki Jean Nicod Enstitüsü’nden antropolog Scott Atran, “İşin ilginç tarafı bu grupları birbirine düşman hale getirmek de müthiş kolaydır” diyor. Şefkat ve şiddetin aynı insanda olması çelişki Santa Fe Enstitüsü’nden ekonomist Samuel Bowles bu çelişkili durumu şöyle açıklıyor: “ BİR İNSANIN BAĞLI BULUNDUĞU GRUBA KARŞI BESLEDİĞİ AŞIRI SEVGİ VE BAĞLILIK BERABERİNDE BU GRUBUN DIŞINDA KALANLARA DÜŞMANCA DUYGULAR BESLEMESİNE YOL AÇIYOR. Böylece ortaya tuhaf bir karışım çıkıyor. Başka bir deyişle şefkat ve şiddet aynı kişide vücut bulmuş oluyor.
Saldırganlık eğilimi kültürden kültüre farklılaşıyor Kültür, uğrunda mücadele edilmesi gereken değerleri de belirler. Ve bazı kültürler diğerlerinden daha düşmanca bir eğilime sahip olabilir. Psikoloji Profesörü Michele J. Gelfand bu konuda şöyle konuşuyor: “İNSANLAR ÇATIŞMALARIN TOPLUMSAL KURALLARINI BELİRLER. VE BU KURALLAR KÜLTÜRDEN KÜLTÜRE FARKLILIK GÖSTERDİĞİ İÇİN, SALDIRGANLIK EĞİLİMLERİNDE DE ÇOK BÜYÜK FARKLILIKLAR OLUŞUR.” Bu noktada toplumun bireyci mi yoksa toplumcu mu olduğu kritik bir sorudur. Bu sorunun yanıtına bağlı olarak grup üyelerinin, grubun çıkarları için kendilerini feda etmeye ne kadar istekli oldukları ortaya çıkar. Çünkü toplumcu gruplarda insanlar kendilerini grupları ile özdeştirmişlerdir. DOLAYISIYLA GRUBA AİT OLANLARLA OLMAYANLAR ARASINDA ÇOK KESKİN BİR HAT VARDIR.
Arabulucuların stratejisi Bruneau bu durumu şöyle açıklıyor: “Arabulucuların temel stratejisi, tarafların olaylara bakış açılarını, karşı tarafa açıkça anlatmaktır. Bunun sonucunda tarafların birbirine davranışları yumuşar.” Ancak bu uygulama güçlerin asimetrik olduğu koşullarda işe yaramaz. DOMİNANT GRUBUN ÜYELERİ, KARŞI TARAFA DAHA BÜYÜK BİR EMPATİ İLE YAKLAŞIRKEN, BASKI ALTINDAKİ GRUPTAKİLER SESLERİNİ DUYURMA GAYRETİ İÇİNDEDİR. BU DA BİRBİRLERİNİN SESLERİNİ DUYMAKTA ZORLUK ÇEKTİKLERİ ANLAMINA GELİR. ( Bizde ise söz konusu arabulucular herhalde Tepe Yöneticiler olmalı diye düşünüyorum.) Yazının bu kadarını alıyorum. Amacım ise söz konusu bilim adamlarının ve de dolayısı ile şirketlerin konuyu ne denli ciddiye aldıklarını anlatmak.
Gelelim bu tür konulara bizim yaklaşımlarımıza. Aşağıda geçtiğimiz hafta kaleme aldığım yazıya gelen iki yorumu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bunu yazanlar iki Türk Hava Yolları çalışanı. Evet; Türk Hava Yollarında bu tür insanlar da çalışıyor. Emin olmak isterim ki bunları şirkete kabul edenler bile bu kadar kötü olduklarını bilmiyordur. Evet; bunlar THY yönetimini tenkit etmeyi, ülkenin siyasi iktidarını tenkitle aynı çizgide değerlendiren bulunmaz beyinler.
SUAYB 28 Mayıs 2020, Perşembe 17:31:11.00 ( Bu yorum 7 kişi tarafından beğenilmiş ) Bu kriz iyi bir fırsat. Temizleyin tüm anti reiscileri reis düşmanlarını, ballı çift kardeş ise girenleri, Kemalist Rizelileri, Atatürkçüleri ve kripto Feto’culari. İnanın şirkete bereket gelecek, inanın bana. Şirket saha kalkmazsa bana da Suayb Öz demesinler. Şirketin iyi bir temizliğe ihtiyacı var ben onu bilir onu konuşurum. Değerli yöneticilerim fırsat bu fırsat. Elinizi çabuk tutun. ( imla hataları aynen muhafaza edilmiştir)
REİS DÜŞMANLARI 28 Mayıs 2020, Perşembe 18:11:22 ( Bu yorum 8 kişi tarafından beğenilmiş) Bence de tam sırası reis düşmanlarının atılması lazım sabah akşam Kartal imam Hatipliler giriyor diyorsunuz TK personelinin hemen hepsi yurtdışında clup ve barlardan içkili foto paylaşıyorlar. Allah aşkına imam adam bunu yapar mı yapmaz o halde Tk da torpil yapılıyor lafı külliyen yalan bir laftır. Bravo kardeşim yorumunu destekliyorum.
Evet, bu nadide yorumları yapanlardan biri yorumunun sonunda “ TK’ da torpil yapılıyor lafı külliyen yalan bir laftır buyuruyor. Evet, şirketin bir temizliğe ihtiyacının olduğu açık. Bu iki insan başta olmak üzere hangi taraftan olursa olsun bu denli düşman yaradılışlıların kurumdan uzaklaştırılmasının gerektiğine ben de katılıyorum.
Her iki çalışanda “ ŞECAAT ARZ EDERKEN MERD-İ KIPTİ SİRKATİN SÖYLER “ sözünün anlamını araştırmalıdırlar. Nedeni basit. Bu söz sanki onlar için söylenmiş gibi.
THY Yönetimi 05 Haziran 2020 günü çalışanlarına hitaben bu konuda bir duyuru yayınladı. Ve de personeline seslendi. Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu seslenişin bir paragrafını sizlerle paylaşmak istedim. “Kullanılan ifadelerin Ortaklığın herhangi bir paydaşı ya da müşterisi tarafından okunduğunda ne gibi etkiler bırakabileceğine dair empatik bir yaklaşım içerisinde olmalıdır. Bu çerçevede, sosyal ağlar da dâhil olmak üzere, bulundukları her ortamda Ortaklığımızın birer temsilcisi ve marka elçisi olan Türk Hava Yolları çalışanlarının kurum kültürüne katkı sağlamaları; anlaşmazlıklara ve belirsizliklere yol açabilecek içerikleri paylaşmaktan kaçınmaları; paylaşımlarının şahsi hesaplar üzerinden olsa da, özel alan çalıştıkları kurumun stratejik öneme sahip kuruluşlardan biri olduğunun bilincinde olmaları; çalışma arkadaşları Ortaklık yöneticileri ve müşterileri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurum ve kuruluşları hakkında eleştiri sınırlarını aşan, kin ve nefret söylemleri içeren, toplumu ayrımcılığa sevk edebilecek siyasi içerikli ve etik olmayan paylaşımlardan kaçınmaları; başkaları tarafından yapılmış bu tür paylaşımları desteklememeleri; Ortaklığımızın gizlilik kurallarını ihlal edecek bilgi, belge ve fotoğraf paylaşımlarında bulunmamaları ve ekte yer alan Türk Hava Yolları A.O. Sosyal Medya Kullanımı Politikasına uyum hususunda hassasiyet göstermeleri büyük önem taşımaktadır “ Evet, THY Yönetiminin samimiyetine inanmak istiyor ve çalışanlarına uyarıları için tekrar teşekkür ediyorum.
Yazı arasında yer alan görsellerde Türk Hava Yollarının düşman Kardeşleri sözünü kullandım birkaç kez. Uzun süredir şirkettekilerin bir bölümü kardeşlik mefhumundan çok uzaklar. Benim o görseller de zikrettiğim kardeşlikten kastım aynı kurumda çalışmaktan ötürü hissedilmesi gereken iş arkadaşlığı duygularıdır. İş arkadaşlığının dostluğa dönüştüğüne ilişkin örnekler tabii ki vardır. Ancak çok ender görülürler. Aslında bu tür dostlukların en tehlikeli düşmanlıklar müstesna bir yeri vardır. Kardeşlerin düşmanlığı ise beraberinde çok daha büyük insani duygulardan çok uzak olan ahlaki çirkinlikler taşır.
Bu konuda herhangi bir yakıştırmada bulunmam insanları çok küçültür. Bunun için esasen hak etmiş bulundukları yakıştırmaları yapmaktan kendimi uzak tutuyorum. Allah bunlara doğru yolu göstersin. Kim kimin için ne diliyorlarsa kaderleri olsun.
Yorumlar Tüm Yorumlar (27)