Şöyle geçmiş on yılı gözümün önünden geçirdim. Ne kadar çok şey sıkıştırmışız on yıla. Çok sevinçler yaşamış bu sektör. Çokça da üzüntü. Uçak kazalarını bir yana bırakırsak, işten çıkarmaların, batmaların en çok yaşandığı dönemlerden biri adeta.
Son on yılda toplam 10 şirket kurulup batmış. Bu şirketlerden bazıları eski şirketler ama batışları bu dönemle alakalı.
Hatırlıyorum, FLY Havayolları ile Mardin'e yaptığımız iç hat seferlerinin başlangıcı sebebiyle yapılan ilk seferin heyecanını. Mardin kalesinde yenilen o enfes kebapları hatırlıyorum.
FLY Havayolları için bir yetkilinin "Bu düşünce yapısını sürdüren patronlar biz görev başında olduğumuz sürece havayolu şirketi kuramaz, işletemez" dediğini hatırlıyorum.
İnter Havayolları'nın Bülent Dilmen ile davalarını hatırlıyorum. Ve batmadan kapısına kilit vuran o şirketin hiçbir çalışanını mağdur etmediğini hatırlıyorum. Herkesin kuruşuna kadar alacağını verdiğini hatırlıyorum.
Kuveyt'ten milyon dolarları iç eden Nurullah Bilgen'in Golden Air'ini hatırlıyorum. Siyasi taraf olduğu için, siyasetin kendisine destek vereceğini sanıp havacılığın kurallarını ihlal eden Nurullah Bilgen'i SHGM'nin affetmediğini hatırlıyorum.
Best Air'in süslü püslü patroniçesini hatırlıyorum. BlueJean ile verdiği, verdirdiği pozları, hatırlıyorum. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne götürdüğü rüşvetleri hatırlıyorum, pastaları hatırlıyorum, sonra kendisinden rüşvet istenecekmiş gibi yaptığı kayıtları hatırlıyorum. Sonra bu kayıtları ünlü bir gazeteciye götürdüğünü hatırlıyorum ve o gazetecinin "bunda bir sıkıntı yok" dediğinde yüzünün mosmor olduğunu hatırlıyorum.
Tarhan Tower Havayolları'nı hatırlıyorum. Sürekli tehdit eden yöneticilerini hatırlıyorum. "Bizi Ali Kıdık batırdı" deyip mahkemeye vermelerini hatırlıyorum. Lakin resmi belgelerin aksini gösterdiğini mahkeme yüzlerine vurduğunda ortaya çıkan manzarayı hatırlıyorum. Tabut gibi uçaklarla yolcu taşımak istediklerini hatırlıyorum. Ve burada söylenmeyecek o kadar çok şey hatırlıyorum ki yazmakla bitmez.
World Focus Havayolları'nı hatırlıyorum. Florya'da Gül inşaatın binasındaki ofislerinde koşuşturmayı hatırlıyorum. Aydın Kızıltan'ın Isparta'da düşen uçaktan sonraki çaresizliğini hatırlıyorum. Anka adını almasını hatırlıyorum ve küllerinden yeniden doğacak diye yaptığımız haberleri hatırlıyorum.
Turkuaz Havayolları'nı hatırlıyorum. İlk genel müdürü Ahmet Şimşek'i hatırlıyorum. Hidayet Aydoğan'la Zeytinburnu'ndaki Aydoğanlar Plaza'da buluşup ilk haberi yaptığım günleri hatırlıyorum. Sonra iş bilmez yöneticileri ve laf dinlemez hallerini hatırlıyorum Hidayet Aydoğan'ın. Yavaş yavaş eriyen bir Turkuaz Havayolları'nı hatırlıyorum. "Benim oğlum ne yaparsa doğruyu yapar" diyen babanın Turkuaz Havayolları batırıldığında düştüğü durumu hatırlıyorum.
Dün gibi SKY Havayolları'nı hatırlıyorum. 17 uçaklık bir filoya ulaşıp bir anda devrilen koca şirketin şaşalı günlerini hatırlıyorum. Tahir Görgülü'nün yeni genel müdür olduğu sıralarda uçakların sık sık kuyruk vurmalarının Airporthaber'de yayınlanmasından sonra yediğimiz küfürleri hatırlıyorum. "Ne yazıyorsun Ermeni misin sen" diye söylenen sözleri hatırlıyorum. SKY, çok kişiye ekmek verdi ama sonunu iyi getiremedi, hala anlamış değilim kendime de anlatamıyorum.
SAGA Havayolları'nın yavaş yavaş erimesini görüyorum. SAGA ile ilgili yapılan haberlerden sonra Musa Alioğlu'nun hem geçmişteki gazetecilik hayatına geri dönerek bize hem gazetecilik dersi vermeye kalktığını hem de havacılık öğretmeye kalktığını hatırlıyorum.
Kurulmadan batan VIP Air'i hatırlıyorum. Şöyle yapacağız, böyle yapacağız diyen yöneticileri hatırlıyorum.
Ve en önemlisi batan bu şirketlerden dolayı yüzlerce belki de binlerce işsiz kalan insanların feryatlarını hatırlıyorum. "Evime icra geldi, kredi kartımı ödeyemiyorum, taksitlerimi ödeyemiyorum, eşimle ayrılma derecesine geldim, stresten hasta oldum" diyen emekçileri hatırlıyorum.
İzmir'de kurulan İzAir'i hatırlıyorum. Şimdilerde Ali Sabancı sayesinde HiçAir oldu. Yüzlerce pilotun İzAir ve Ali Sabancı sayesinde 1 milyon dolarının hiç olduğunu hatırlıyorum.
Ve diyorum ki artık kötü şeyler hatırlamak istemiyoruz. Şirketler batmasın mevcutlara hem devlet olarak hem vatandaş olarak hem de yöneticiler olarak sahip çıkalım diyorum.
THY yazmaktansa çeşitliliği, farklı renkleri olan şirketleri yazmalıyız.
Ben hatırlattım, her ne kadar THY bizim için vazgeçilmez olsa bile özel sektörün önemini devleti idare edenler daha iyi anlamalı. Nasıl ki havalimanlarımızı özel sektör çok daha güzel işletiyor ise özel havayolu şirketleri de bu bağlamda önemli görülmeli.
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)