Nedir bu talihsizlik, nedir bu kâbus? Biz 2016 bitsin, yaşanan kötü yılı geride bırakalım derken bu sefer de kara kış esir aldı havacılığı. Allah’ın işi elbet. Yapacak fazla bir şey yok. Allah yöneticilere sabır versin. İşleri çok ama çok zor.
Mesele doğal afet olunca fazla söze gerek olmuyor. Eleştirecek söz de bulamıyorsun. Elbet işimiz sadece eleştirmek değil, durum tespiti yapmak da işimizin bir parçası.
Bir yazımda THY’nin genel müdürü Bilal Ekşi için “Pimi çekilmiş bombayı kucağında buldu” demiştim. Gerçekten de bir genel müdür bu kadar talihsizliğin üzerine ne yapabilir düşünmeden edemiyorum. Ekonomik savaş içinde olan THY’yi düzlüğe çıkarmanın çareleri aranırken, üstüne kar kâbusu gelince elinde sihirli sopa olan bir yöneticinin dahi baş edemeyeceği çaresizlikler yaşanıyor.
Türk Hava Yolları daha önce DHMİ’nin ve havalimanı işletmecilerinin kapısını çaldı. Zor dönemi atlatmanın formülünü buralardan alacağı indirimlerde aradı. Sıra personele yapılacak zam oranına gelmişti ki ve bu anlamda da sendikanın kapısı tıklatıldığında alınacak karar beklenirken bu sefer de kara kış son darbeyi indirmiş oldu THY’ye.
Yüzlerce uçuş iptal edildi, binlerce yolcu ya otellerde konaklatılmak zorunda kalındı ya da havalimanlarında kumanyalarla aç bırakılmadan yolcuların memnun edilmesi için çaba harcandı. Bu durumlar bir havayolu şirketinin hiç istemediği durumlardır.
Ancak “başa gelen çekilir” sözünden yola çıkarak kar kâbusu en hafif şekilde atlatılmaya çalışıldı.
THY, her şekilde maddi kayıp yaşamak zorunda kaldı.
Kritik olan başka bir durum var. Karar vermek de zor kararsız kalmak da zor. THY çalışanlardan da fedakârlık isteyecek. Bu yıl zam yapılmaması gündeme gelecek. Çalınacak kapı da belli Sendika.
Sendikanın işi hem THY açısından hem de çalışanlar açısından oldukça zor. Bir yanda milli bayrak taşıyıcı THY, diğer yanda haklarının savunulması için o veren çalışanlar. İki arada bir derede kalmak buna denir.
Sendika yıl sonunda yapılacak seçimleri de göz önüne alarak bir karar vermek zorunda.Ya çalışanlarım deyip eski tip sendika anlayışı ile çalışanların yanında yer alıp THY’ye “Bana ne senin zararından ben TİS’e bakarım” deyip köprüleri atacak ya da çalışanları ikna edip bu dönemde THY’ye yardımcı olunması yönünde karar alacak.
Şahsi fikrimi sorarsanız, THY içeride iş yapmayanları ayıklarsa,bir masada iki kişi oturup akşama kadar bilgisayar oyunları ile haşır-neşir olanları minimize ederse çoğu şeye gerek kalmayacak.
Şu torpilli masa başı elemanları kastediyorum. Halen devam eden kayırmaca alınan personelden, bankamatik memurlarından bahsediyorum. Bu adamları boşuna beslemeyin. Şişkin kadroları minimize edin, bir kişinin yapacağı işi beş kişiye paylaştırmayın. Tasarrufu kendi içinizde yapın.
Bakın o zaman ne DHMİ kapısı, ne işletmeci kapısı ne de sendika kapısı çalarsınız.
Sözün özü şu ki, gerçekten bir talihsizlik yaşanıyor ve bunun yükünü de Bilal Ekşi çekiyor. Ama en azından THY’den çatlak ses çıkmıyor. Yönetim huzur içinde çalışıyor. Medya meraklıları olsa idi kar var kış var demeden allama pullama derdinde olup ekranlardan düşmezlerdi. Şimdi herkesin odak noktası THY olmuş. En sevindiricisi de bu olsa gerek.
Yorumlar Tüm Yorumlar (122)