Geçenlerde Ataköy A Plus AVM’ de havacılıkla ilgili konularda ara sıra görüş teatisinde bulunduğumuz Bilal Yıldız beyle görüşürken konu döndü dolaştı yine Türk Hava Yollarına geldi. Bir önceki görüşmemizde konu olan Turkish-DO&CO yine geldi ve masamıza oturdu. Konuştukça, Bilal beyin anlatımlarını not aldım. Evde kendi görüşlerimi de ilave ederek düzenlemeğe çalıştım.
Öncelikle şunu belirtmek hakkaniyetli olur. DO&CO THY ikram hizmetine kalite getirmiş ve uygulamaları ile üst seviyede müşteri beğenisi kazandırmıştır. Bunu belirtmeden konuya girmek en azından ayıp olacaktır.
Airporthaber sitesinde, “THY rest çekti, Turkish DO&CO Kapanacak mı? “ başlıklı haber ile konuştuklarımızı birleştirince ben de herkes gibi “neler oluyor?” diye düşündüm. Habere göre, THY nin, 11 yıl önce kurduğu ve yarısına sahip olduğu, Turkish Do&Co Şirketinin, Üçüncü Havalimanında ikram hizmetini sağlaması konusunda, şirketin diğer ortağı DO&CO AG ile görüş ayrılığına düştüğü ve THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycının, Atilla Doğudan’a rest çekmiş olduğu iddia ediliyordu.
Airporthaber’in edindiği bilgiye göre; THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı ile Do&Co’nun sahibi Atilla Doğudan arasında yapılan görüşmede, Aycı’nın Üçüncü Havalimanında yatırım yapması için, Do&CO’ dan istekte bulunduğu; ancak Atilla Beyin, bu isteğe olumlu yaklaşmadığı ifade ediliyordu. Bu nedenle, Turkish Do&Co’ nun alternatifini oluşturmak isteyen THY yönetiminin, Singapur Havayollarının ikram şirketi SATS ile görüşmelere başladığı hususu da verilen bilgiler arasındaydı.
Ayrılık gerekçesi, bana o zaman şaka gibi gelmişti. On bir yıl önce, küçük yerel bir ikram şirketinin ve bazı lokanta, kafe, butik otellerin sahibi olan Atilla Doğudan’ ın, THY ile kurduğu elli / elli ortaklıklı Turkish DO&CO şirketi, 10 yıl sonunda milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmışken ne olmuştu da, böyle saçma sapan bir gerekçeyle, bu ortaklığı bitirmeye karar vermişlerdi? Üçüncü Havalimanında yatırım yapmayı istememek ne demekti? Yatırım yapmayı istememesi, DO&CO AG şirketinin, Türkiye piyasasından çekilmeyi istediği anlamına gelirdi. Çünkü Üçüncü Havalimanında olmak istemeyen ve bu gerekçeyle THY kontratını bir anlamda rededen bir şirket, bu piyasada zaten olamazdı. THY açısından bakıldığında yarısına sahip olduğu bir şirketi, yani Turkish DO&CO yu diğer ortak istemediği için bitirmesi çok daha saçma bir tercihti. Dünya şirketi THY, üçüncü havalimanında ikram yatırımı yapmaktan ve yoluna tek başına devam etmekten aciz miydi ki; Singapur Havayollarının ikram şirketi SATS, bir alternatif olarak lanse edilip, konuya sanki bir pazarlık yapılıyormuş havası veriliyordu.
Nitekim Türk Hava Yolları'nın, yapımı devam eden İstanbul Üçüncü Havalimanı'na taşınması ile birlikte ikram hizmeti tedariki için SATS ile iyi niyet anlaşması imzaladığını KAP a açıklamasının ardından, DO&CO AG de (Turkish DO&CO değil) Kamuyu Aydınlatma Platformu'na bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada; DO&CO AG ile THY arasındaki Turkish DO&CO ortaklığının ve THY ile Turkish DO&CO arasındaki ikram hizmetleri sözleşmesinin sonlandırılmadığı belirtildi. Şirket, THY ye karşı mevcut taahhütlerinin yerine getirilmeye devam edileceğini ifade etti. Mevcut ortaklığa / sözleşmeye bağlı kalındığını belirterek, Turkish DO&CO nun Üçüncü Havalimanında THY ikram hizmetleri sağlayıcısı durumunun devam etmemesi halinde dahi, İstanbul Üçüncü Havalimanına konusu ile ilgili önemli ölçüde yatırım yapmaya istekli oluğunu kamuoyuna açıklayıverdi.
Bu açıklamadan sonra THY Yönetim Kurulu Başkanı ağzındaki baklayı çıkarıverdi ve Türk Hava Yolları ile Do&CO’ nun anlaşmazlık nedeninin yatırım yapma isteksizliği olmadığı ortaya çıktı. Aycı, Yaptığı ayrıntılı açıklamada; “ THY'nin Turkish-DO&CO ile 2 yıl uzatılan kontratının 2018 sonunda biteceğini, Üçüncü Havalimanındaki operasyonlarının, en muhafazakâr hesapla Turkish-DO&CO ya yılda 45-50 milyon dolar EBİTDA ( faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr) sağlayacağını, Böyle bir iş fırsatına "şerefiye bedeli” isteme haklarının olduğunu, THY kontratı olmasa, Turkish DO&CO’nun önemli varlık gösteremeyeceğini, Bu ortaklığın THY dışındaki işlerinin çok küçük oduğunu, Üçüncü Havalimanı için yapılacak kontratın 10 yıl artı 5 yıllık opsiyonu içerecek şekilde olacağını, bu durumda. DO&CO AG nin payına düşecek 10 yıllık EBİTDA karının 200-250 milyon doları bulacağını, Bunu dikkate alıp DO&CO AG ye "THY'ye şerefiye bedeli olarak ne ödersin?" diye sorduklarını ifşa ediverdi. ( Verilen rakamlar sn. Aycının beyanından alınmıştır)
Aslında, THY Yönetim Kurulu Başkanı, tam zurnanın zırt dediği yere parmak basmış ve kamuoyunun pek de farkında olmadığı bir gerçeği gözler önüne sermişti.
Sonuç olarak, Havalimanlarındaki tesisler senin, araç-teçhizat senin, ikramı sunacağın uçaktaki yolcular senin, neredeyse yüzyıllık şirketsin, ikram konusunda ciddi bir tecrübe ve alt yapıya sahipsin, Son 12 senede öğrendiklerinle de bu işi kendin tek başına da yapabilirsin, daha önce yaptın, ama yapmıyorsun?
Avusturya’da daha çok butik otel, restoran vb. konularda faaliyet gösteren, o tarihlerde havayolu ikramı sektöründe hiçbir şekilde adı geçmeyen bir şirket buluyorsun. Sahibinin Türk olması kulağa hoş geliyor ve de işlemeye hazır olan bu tezgâhın sevk ve idaresini konuya ilişkin parlak fikirleri olduğu söylenen DO&CO’ nun patronuna teslim ediyorsun. Peki; DO&CO ortaklaşa kurduğunuz bu şirkete ne kadar sermaye koymuştu?
Evet; Havaalanında ikram işi yapmak bir imtiyazdır, bunun bir şerefiyesi, hava parası olmalıdır, hizmet sözleşme akti esnasında ver bakalım şu kadar milyon TL şerefiye bedeli dedin mi? Demedin. Hisselerinin imtiyazlı olmasını şart olarak öne sürdün mü? Sürmedin. Neden bunları yapmadın? Bu soruları ve cevaplarını irdeleyebilmek için 12 yıl öncesine, Turkish DO&CO nun kuruluşuna, hatta daha öncesine gitmek gerekiyor.
Bu süreci, THY nin borsaya kote bir şirket olarak KAP a yaptığı açıklamaları ve ikram şirketinin sicil kayıtlarını esas alarak açıklamak mümkün. Ancak, daha öncesine giderek, THY yi o tarihlerde ikram hizmeti aldığı, Gate Gourmet USAŞ dan ayrılarak, Turkish DO &CO yu kurma noktasına getiren gelişmeleri gözden geçirmemiz gerekiyor.
İlginçtir, yaklaşık 12 yıl önce, DO&CO AG den talep edilmeyen şerefiye-hava parasını, o tarihten 5 yıl önce THY Gate Gourmet / USAŞ dan almıştı. Hem de hisse senedi olarak. THY, 2002-2006 dönemini kapsayan 5 yıllık ikram sözleşmesi için Gate Gourmet USAŞ dan imtiyaz karşılığı olarak, beher yıl başına yüzde 3 olacak şekilde, borsaya kote olan bu şirketin toplam yüzde on beş hissesini, bedelsiz olarak portföyüne katmıştı.
Ancak, o tarihlerde borsanın yıldızlarından biri olan bu USAŞ hisseleri, nedense elde tutulmadı ve her hisse devri yapıldıkça, bu hisseler, önemli bölümü minimumun altında, olmak üzere, özel fiyatlarla borsada satıldı. Daha sonra fahiş fiyatları bahane ederek sözleşmeyi yenilemeyecek olan THY Yönetimi, kontratın bitmesine yıllar varken, bu hisseleri haraç-mezat satmak suretiyle aslında en başında, USAŞ’ı sepetleme niyetini ortaya koymuştu. Hatta bazı hisseleri, USAŞ’ı öldürdükten sonra sattı, yani yok pahasına. Kendi ayağına sıkar gibi. Bütün bu devir ve satış bilgileri THY Kurumsal portalındaki Borsa Açıklamaları sayfalarında mevcut. İsteyen bakabilir. Hisselerin bu şekilde elden çıkarılması elbette normal değildi. Piyasa fiyatlarının altında, özel emirlerle, kimlere satıldığı da merak konusuydu. Ancak, bir şekilde konu kapandı gitti.
Kontratın son yılına gelindiğinde, THY tarafından; iki kez yapılan ihaleye çoklu katılım olmadığı ve bu nedenle oluşmayan rekabet ortamında uygun fiyat alınamadığı için ihalelerin iptal edildiği, sonuç olarak, yeni ikram şirketi kurulmasına karar verildiği açıklandı ve DO&CO ile Atilla Doğudan isimleri ilk defa o zaman gündeme geldi.
O tarihe kadar havayolu ikramı konusunda pek anılmayan Avusturya tescilli DO&CO AG şirketinin sahibi Atilla Doğudan, şirketinin piyasada yeterince tanınmadığını kendisi de düşünmüş olmalı ki; bir grup basın mensubunu şirketin Avusturya’nın başkenti Viyana’daki merkezine davet etti. DO&CO’ nun mevcut tesislerini misafirlerine gösteren ve faaliyet alanlarıyla yeni hedefleri hakkında bilgi veren Attila Doğudan, yeni kurulacak ikram şirketi için kendilerinin 20 milyon dolarlık sermayeyi nakit olarak koymaya hazır olduklarını söyledi. Doğudan, " Türk olarak benim için THY ile böyle bir ortaklık kurmanın "duygusal bir boyutu var " demeyi de ihmal etmedi ! Evet; Bu günlerde, 3. Havalimanında yatırım yapmayı istemediği iddia edilen Sn. Doğudan böyle söylüyordu.
Şirketin kuruluşuna gelmeden önce, yine KAP açıklamalarından USAŞ ile nasıl helalleşildiğini de görmek gerekir. Eylül 2006 sonu itibarıyla, Turkish DO & CO kurulduktan sonra, Gate Gourmet USAŞ (Uçak servisi AŞ) THY kontratını kaybettiği için, küçülmeye ve daha sonra da havayolu ikramı işinden çekilmeye karar verdi. Şirketin araç teçhizatı ve personeli 2006 Ekim ayında imzalanan “Varlıkların Devri sözleşmesiyle” 68 milyon TL+KDV bedelle yeni ikram şirketine devredildi. Böylece, yılbaşı itibarıyla operasyona başlayacak olan Turkish DO&CO, hazıra konmuş ve tecrübeli elemanlarla risksiz bir kuruluş sağlamıştı.
Gate Gourmet USAŞ’a o tarihte ödenen bu para sadece demirbaş eşya, araç teçhizat, kap kacak ve diğer stok malzeme devir bedeliydi. Atatürk Havalimanı’nda ikram menülerinin hazırlandığı bina, yıllar önce THY tarafından inşa edilmiş olmakla birlikte, mülk sahibi Devlet Hava Meydanları İşletmesiydi. THY, daha doğrusu Turkish DO&CO bu bina ve müştemilatı için DHMİ ye kira, verilen beher hizmet için de her faturada şerefiye ödemeye devam edecekti. (Gördünüz mü devletin kurumu DHMİ bile şerefiye alıyor. İlker Aycı’nın DO&CO AG den böyle bir talepte bulunması “caizmiş” demekki. )
Gelelim ortaklık sermaye yapısına. THY ile Do & Co Restaurants & Catering A.G. firması arasında Ortak Girişim Anlaşması 15.09.2006 tarihi itibariyle imzalandı Bu çerçevede, Ortak Girişim Anlaşması gereğince % 50 - % 50 pay ile ana faaliyet konusu ikram hizmeti vermek olan bir şirket kurulmasına karar verildiğini borsaya yapılan açıklamadan öğrenmiş olduk. Yapılan anlaşmaya göre taraflar sermaye olarak, 30 ar milyon TL koyacaklardı. Ancak, her ne hikmetse, daha sonra 2008 yılında alınan bir kararla, bu rakam 15 er milyon TL ye düşürüldü. Böylece Atilla Doğudan, 15 milyon TL sermaye koymak suretiyle, kendisine altın tepsi içinde sunulan ve 10 yıl içinde değeri milyar doları bulacak bir şirketin yüzde elli ortağı oluvermişti.
Ortaklığın hisse dağılımına bakarsak,; şirketin THY tarafının hisseleri ortada. DO&CO ya baktığımızda ise ilginç bir sermaye yapısı var. Ticari Sicil kayıtlarına göre: TURKISH DO&CO: T. Odası kayıt tarihi: 27.09.2006, Sermayesi: 30.000.000 TL (nakit ödenmiş) Ortaklar: 15.000.000 TL THY (A Grubu); 14.999.997 TL (DO&CO İstanbul Catering ve Restaurant Hizmetleri Tic. San. AŞ. ( B Grubu) ; 1 TL DO&CO International Inv. Limited ( B Grubu); 1 TL DO&CO Restaurant Catering ( B Grubu) ; 1 TL Atilla Turgut Doğudan. ( B Grubu)
Bu DO&CO İstanbul Catering ve Restaurant Hizmetleri de nereden çıktı? 08.08.2005 tarihinde kurulmuş olan bu şirketin sahibi, DO&CO AG. Avusturya tescilli olan bir şirket. Daha sonra Türkiye borsasına da kote edilip hisseleri Türkiye’de hormonlaşmış fiyatlarla satıldığı bilinen bir şirket. Ve de DO&CO AG Turkish DO&CO’ ya sermaye olarak koyduğu 15 milyon TL nin kat be kat fazlasını böylece geri almış oldu. Atilla Doğudan, Turkish DO&CO ya doğrudan ortak olmak yerine, DO&CO İstanbul Catering ve Restaurant Hizmetleri AŞ isimli şirketi üzerinden ortak olmayı tercih etmişti. Herhalde vardır bir bildiği. Tabii ki bu uygulamalarda hukuk’a uygun olmayan bir durum mevcut değil.
“ THY rest çekti, Turkish DO&CO Kapanacak mı? “ başlıklı haberden günümüze tam bir yıl geçti. Yeni havalimanına taşınmaya dört aydan az bir zaman kaldı. Bildiğimiz kadarıyla yeni havalimanında bu güne kadar ne THY ne DO&CO AG ne de Turkish DO&CO herhangi bir ikram tesisi inşaatına başlamadı. Muhtemelen uzunca bir süre daha Atatürk Havalimanındaki tesisler kullanılmaya devam edilecek. İkramlar buradan frigofrik kamyonlarla Üçüncü Havalimanına taşınacak ve uçaklara servis edilecek. .SATS ile yapılan iyi niyet anlaşmasından da vazgeçildiği duyuruldu. Bakalım hava parası, pardon şerefiye pazarlıkları nasıl sonuçlanacak? Bu arada ben hala, 2006 da DO&CO AG den, neden hava parası, ( şerefiye ) alınmadığı sorusuna takıldım kaldım. Yoksa alındı da, biz mi gözden kaçırdık?
Evet, bu konuda DO&CO tarafının bir hatası yok. THY İstememiş O da ödememiş. Böyle düşünmek gerek. Sn. Aycının da hatası yok. Alınmamış olması hata diyemiyor. O Yönetimin devamıyız demişti ya. Bu bedeli kendisinden önceki yönetimi yıpratmadan bu gün almak istiyor. Böyle bir strateji kurmuş.
O dönemde Yönetim Kurulu Başkanı olan Candan Karlıtekin ne yaptı bilemiyorum? Hamdi Topçu Bey o dönemde Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve İcra Kurulu Üyesiydi. Şu andaki uygulamayı bilemem ama eskiden bu tür büyük anlaşmalar, ortaklıklar vb. Yönetim Kurulunun onayına sunulurdu. Temel Bey bunu Genel Müdür olmak sıfatı ile İcra ve Yönetim kuruluna nasıl teklif etti. Hadi Sn. Kotil teklif etti. Yönetim Kurulunun üyeleri, sizler nasıl onayladınız?
Neticeten eğer 3. Havalimanında bu kuruluştan hizmet alımı sürdürülecek ve sözleşme bir şekilde uzatılacaksa DO&CO’ nun Türk Hava Yollarına ne kadar şerefiye ödemeyi kabullendiği konusuna kamuoyunu bilgilendirmek için açıklık getirileceğine inanıyoruz. Tabii ki; Türk Hava Yollarının geçen seneler zarfında bu hizmeti şerefiye ödemesi talep ve tahsil etmeden almasının sorumlusu DO&CO AG değil.
O yılların Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Karlıtekin ve Sn. Topçu ve Genel Müdür Sn Kotil. Bu konuda söyleyecek bir sözünüz varsa lütfen buyurunuz.
Yorumlar Tüm Yorumlar (74)