İşaret olsa yol şaşırılmaz, bilgi olsa söz saptırılmaz… 11. yüzyıl leksikografı Kâşgarlı Mahmud’un sözüyle başlamak istedim. Neden mi?
Tartışmaların gölgesinde açılan İstanbul Havalimanı’nda sorunlar bitmiyor. Başta bilim adamları olmak üzere sektördeki büyük bir çoğunluk yeni havalimanının yeri konusunda bir yanlışlık olduğu görüşünü daha başlangıç aşamasındayken belirtti.
Siz istediğiniz kadar sözlerimizi çarpıtmaya çalışsanız da veriler olduğu sürece doğruluğumuz her gün ispatlanacak. Yoğun kar yağışı altında neler olduğuna şahit olduk. Haziran ayının bu günlerinde de havalimanına ulaşım yine çok zor. Gidiş geliş yollarında aşırı bir sis… Üzerine yağan yağışla havuza dönen yollar… Hiç mi mühendis çalışmadı bu yollarda? İnsan hayatıyla oynadınız haberiniz yok.
Hadi havalimanına ulaştınız bir şekilde… Sabahın erken saatleri de dahil olmak üzere araç ile girişte uzun kuyruklar oluyor. Bunu da es geçin. Hadi girdiniz bu sefer de otoparkta yer bulunmuyor. İnsanlar ya yola ya da engelli parklarına araçlarını bırakmak zorunda kalıyor.
Bir de bu işin çıkışı var elbette. Sözüm ona konulmuş işaretleri takip ederseniz vay halinize… Dönüp durursunuz. Sarı otoparka hiçbir yönetici inmemiş sanırım. Arkadaş bir inin bakın neresi ne alemde! Ödeme noktalarını kontrol edin. Hangi cihazda problem var hangisinde yok sorgulayın. Bir de Allah aşkına her adımda konulan şu tümsekleri biraz seyreltin. Bu ne arkadaş zıp zıp.
İstanbul Havalimanı’nın en büyük kâr kapısı hiç kuşkusuz Türk Hava Yolları. Gel gör ki; Star Alliance üyesi havayolları ile Türk Hava Yolları Business Class ve özel yolcu programı için tahsis edilen kapı önünde halen tamamlanamayan kaldırım… Basit bir şekilde en fazla yarım günlük işi olan yer neden tamamlanmaz? Bu alanı da mı görmediniz sayın İGA yöneticileri? Bence dışarıdan gelen taksileri kovalamak için ekip oluşturacağınıza bu türlü aksaklıkları tespit için ekip oluşturun. Sizler için daha faydalı olabilir.
İstanbul’a üçüncü bir havalimanı yapılmasına itiraz etmedim. Ancak yeri daha iyi belirlenebilirdi. Özellikle meteorolojik veriler ışığında daha doğru bir yer seçilebilirdi. Ve yine tekrar etmekte yarar var, Atatürk Havalimanı da âtıl duruma düşürülmemeliydi. Önümüzdeki kış bunu daha iyi anlayacağınıza eminim.
Yapılan yanlıştan dönmek, hatayı kabullenmek erdemdir. Üçüncü bir havalimanı olmayacak diye sözleşmeye madde eklenmiş olsa bile, kendi çıkarlarınız yerine ülke menfaatlerini düşünmeniz, vicdanı yönden sizi ve kamuyu rahatlatacaktır. Gelin şu yıkım işinden vazgeçin. Üç havalimanı da tıkır tıkır çalışır. Kimsenin şüphesi olmasın.
Makamda koltuk yöneticiliği ile bu işler çözülmez. Tanıdığım bütün generaller ve üst düzey yöneticiler sahada sürekli olarak gözlem içinde. Yeri gelir yerde çöp görür toplar yeri gelir öyle bir adım atar ki, sorunlar şak diye çözülür. İşte bu sebeple işaretçiniz de bilginiz de kuvvetli olmalı. Yoksa yanlış kişilerle yanlış yollarda gezer durursunuz.
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Yorumlar