Canan Çelebioğlu...
Babasını kaybettiğinde 16 yaşındaydı. Önünde iki seçenek vardı, ya babasının sıfırdan kurduğu yer hizmetleri şirketini çevre baskılarına boyun eğerek kapatacaktı ya da ayakta durmayı deneyecekti. O, 19 yaşındaki abisi Can Çelebioğlu birlikte savaşmayı seçti. Şimdi alanında global arenadaki en önemli markaları arasında yer alan sivil havacılık yer, kargo ve antrepo hizmetleri şirketi Çelebi’yi yönetiyor. Aralarında dünyanın en önemli havayolu şirketlerinin de bulunduğu 300’e yaklaşan müşterisine, yaklaşık 13 bin çalışanı ile iki kıta 5 ülkede 36 havalimanında hizmet veriyor. Çelebi Havacılık Holding Yönetim Kurulu Üyesi Canan Çelebioğlu ile hikayesini, şirketi ve projelerini konuştuk.
-Havacılık sektörü denildiğinde ilk akla gelen yer hizmetleri markasını yönetiyorsunuz. Önce Çelebi’yi anlatır mısınız?
Çelebi Havacılık Holding 224 milyon Euro cirosuyla, Delhi, Mumbai, Frankfurt, Budapeşte, Viyana olmak üzere 5 yurt dışı istasyonu ve 31 adet Türkiye istasyonunda faaliyet gösteriyor. Yer hizmetleri, kargo, depolama, özel uçakla yolcu hizmeti faaliyetlerimiz arasında. Yoğun dönemlerde istihdam sayımız 13 bin kişiyi buluyor. Ağustos 2014 itibarı ile 453 bin 270 ton kargo taşıdık ve 176 bin 880 adet uçağa hizmet verdik.
-Hikaye nasıl başlıyor?
Babam, 1958 yılında bu şirketi kurma kararı alıyor. Kendisi hava kuvetlerinde pilotken, zaman içinde bu mesleğe çok devam etmek istemiyor. Bir süre sonra ayrılıyor ve havalimanları yer hizmetlerindeki eksikleri bildiğinden bu açığı kapatmak için harekete geçiyor. Bir demirci ustasına uçak merdiveni yaptırıyor ve yanına aldığı 5 işçiyle işe başlıyor. Yer hizmetleri kavramının olmadığı bir dönemden söz ediyorum. Bir süre sonra devlet de bu alanda bir şirket kuruyor, zamanla birkaç özel şirket daha faaliyete başlıyor.
-Siz ne zaman tanıştınız Çelebi’yle?
4 yaşındayken bile babamla gider gelirdim ama asıl işlerin ucundan tutmam 13 yaşımda oldu. Uçakları temizlerdim, bagaj taşımayla ilgilenirdim. Hatta çocuk yaşta olmama rağmen bir teknik geliştidim. En kısa zamanda en en çabuk nasıl uçağı temizlerim diye çalışıyordum. Bunu başardığımızda ödülümüz ise çikolata olurdu. Ekiple kendimize çikolata alıp birlikte yerdik. Muhasebe yardımcısı, apron görevlisi ve temizlik sorumlusu olarak çalıştım. İşe gidip gelirken de abim de ben de personel servisini kullanırdık, babam özel araç kullanmamızı istemezdi.
-İşi devralmanızın hikayesi sizin için üzücü tabii, ama biraz anlatır mısınız?
Babam 1982 yılında vefat etti. O dönem ordu ülkenin başındaydı. ‘Özel sektör firmaları devletleştirilir mi’ kaygısı vardı. Korkulan olmadı. Sonra Özal dönemi geldi. Özelleştirme taraftarı hükümet baştaydı. Ancak Ulaştırma Bakanlığı yeni bir yönetmelik yayınladı ve hizmet verdiğimiz havaalanı servisinin monopolleştiğini ilan etti. Bugünkü HAVAŞ’ı, o dönemdeki adıyla USAŞ’ı koruma adına böyle bir yola gidildi. Babam vefat edince, dönemin USAŞ yetkilileri “Bu şirketi kapatın, size hisse verelim. Bu işi yürütemezsiniz” dediler. Biz kabul etmedik. Yola devam ettik ve Lufthansa da bizimle çalışma kararı aldı. 1991 yılına kadar bir çok yönetmelik çıktı, bir çok pürüzle uğraştık. Yer hizmetlerinde büyümemiz ancak 90’lı yılların başında sağlanabildi.
-Yurt dışı...
Yurt dışındaki ilk yatırımımız Budapeşte’de oldu. Oradaki bir havalimanına ait bir yer hizmetleri şirketini aldık. Ardından Hindistan ve Viyana geldi. Frankfurt’ta kargo bölümümüz var, Ortadoğu’yla ilgileniyoruz, Katar, Umman, BAE’ye bakıyoruz. Ukrayna da ilgilendiğimiz bir alandı ama orada karışıklık çıkınca vazgeçtik. Moskova ve Türk Cumhuriyetleri’ne girmek istiyoruz. Balkanlar’a bakıyoruz ve Suudi Arabistan’la görüşmelerimiz sürüyor.
-Bundan sonraki hedef ve projelerde ne var?
224 milyon Euro olan 2013 ciromuzu 5 yıl sonunda 1 milyar dolara çıkarmayı hedeliyoruz. Satın almalarımız baktığımız bölgedeki uçuş kapasitesine ve şirketin karlılığına bağlı. Bu maliyetli bir iş, bugüne keder 35 milyon Euro’ya da satın almalarımız oldu, 1.5 milyon Euro’ya da... 250 milyon Euro teklif götürdüğümüz işler de oldu. Terminal işletmeciliği dışında özel uçak hizmeti işine de girmek istiyoruz ve bununla ilgili ihaleleri takip ediyoruz.
-Sektörün asıl gelişmesi iç hat uçuşlarının özel havayollarına açılmasıyla oldu...
Sektörün büyümesi yaklaşık 10 yıl önce iç hat uçuşlarının özel havayollarına açılmasıyla birlikte büyümeye başladı. Bunula beraber kargo taşımacılığı hareketlendi. Bu alanda sektör hala zayıf ama büyüyecek. Artık şirketler bu gelişmelerden sonra daha önce gidilmeyen bölgelerde iş yapma cesareti göstermeye başladı. Çünkü daha kolay ve sık gidip gelebilecekleri bir ulaşım hizmeti yaratılmış oldu.
(Fulya ERDEM / STAR)
Yorumlar Tüm Yorumlar (16)