THY’nin karar vericisi, kim işten atılacak kim işe alınacak son imzacısı Prof Ahmet Hocam, haksız yere işten attığınız insanlara verdiğiniz umut beyhude çıktı. Ölümünü sağlayıp sonra suni teneffüs ile nefes almalarına izin vereceğinizi kesin bir dille onay verdiğiniz insanlara yine karalar bağlattınız.
Benim en çok önem verdiğim şey fikri takiptir. Ayrıca kendi amaçlarıma değil, çalışanların huzur ve kaliteli yaşamlarına devam etmelerini sağlamak için çalışıyorum. Yazıyorum, aksaklıkları dile getiriyorum, kimsenin yazmak değil beyninin kılcal damarlarından bile geçiremediği konuları dile getiriyorum.
Geçtiğimiz Mayıs ayında kum tanesi kadar hatası, zerre miskal şirketine ihaneti olmayan aksine hayatları boyunca aidiyetten, çalışmaktan, faydalı olmaktan, şirketine kazandırmaktan başka bir eylemi bulunmayan insanlar bir kalemde çizilmişti.
“Bunları sürekli neden yazıyorsun Ali” diye serzenişte bulunabilirsiniz. Bugün bu kişilerin başına gelen yarın senin de başına gelir diye yazıyorum. Aslında, senin geleceğini de yazıyorum demektir. Kimse, benim yerim garanti diye düşünmesin.
Ahmet Bolat, THY’nin olduğu gibi AJET (AnadoluJet) 'inde YK başkanı. Dolayısıyla her iki şirketin de son imzacısı. Dediği dedik, çaldığı düdük tabiri tam ona uygun. O yüzden Mayıs ayında THY’den attıklarını vicdan mı desek, haksızlığın sadakası mı desek ne dersek diyelim kabin memurlarına “gelin sizi AJET’de kabin amiri olarak sınavsız, sorgusuz/sualsiz işe başlatıyoruz” telefonu ile davet ettiler.
Geçtiğimiz Salı, bu arkadaşlar THY’nin teknoloji şirketinde görüşmeye alındılar. Eminim ki bu kardeşlerimizin yüreğindeki duygu, “Kader utansın… Haksızlığa uğradım ama evime de ekmek götürmek zorundayım. Çocuğumun okul masraflarını, kiramı, elektriğimi, suyumu, doğalgazımı ödeyeceğim” şeklinde idi.
Daha maaşları konusunda bile anlaşmadan, boy/kilo ölçümü için gittiklerini sandılar. O kadar zor durumdalar ki, maaşı bile öğrenmeden “işim olsun” hesabındaydılar.
Bir de ne görsünler. Karşılarına normal prosedürler, mülakat süreçleri velhasıl sıfırdan işe başlayacaklarına yakın bir tutumla karşılaştılar.
Ahmet Hocam, nasıl aratmıştın çocukları? Hemen işe başlayacaklardı. Olmadı, yine olmadı Ahmet Hocam. Tamam bir iki ay oryantasyon olabilir ama mülakat da neyin nesi?
Bir kez olsun hayal kırıklığı olmayın, bir kez olsun söyleminiz ile eylemeniz birbirini tutsun. Bu insanlardan ölümü yaşatıp suni nefesle hayata tutunmalarını sağlamaları için önerdiğiniz teklifin arkasında durun.
Hatta daha da ötesi işten attığınız tüm suçsuzları da kapsasın bu teklifiniz. Kadük kalmasın, birine var diğerine yok anlayışınızı, egolarınızı bir kez olsun atın kafanızdan. Merak etmeyin geride kalanları kimse görmez. Kimsenin kafasının arkasında gözü yok. Allah iki göz vermiş ileri bakmanız için.
Değerli THY çalışanları; THY’nin iştiraklerinde çalışan kıymetli emektarlar, ben sizin düşüncelerinizi okuyabiliyorum. Sırça köşklerde yaşayanlar bunu bilemezler. O sebeple birbirinize sahip çıkın. İspiyonculuk, gammazcılık sizin iş hayatınızda ve gerçek hayatınızda yer almasın.
Patronlara yalakalık yerine arkadaşlarınıza sahip çıkın.
ERKEN EMEKLİLİK SIKINTISI…
THY’de erken emeklilik ile ilgili sorunlar var. Özellikle kabin personeli açısından çok problem görünüyor. Şurada bir cümle ile özetlemek gerekirse, emekliliği gelen personeli zorunlu emekliye sevk etme yerine, emekli olmalarını sağlayıp sonra da özel sözleşmelerle işlerine devam etmelerini sağlamak en sağlıklı yol olacaktır.
Bir milletvekili iki yılda süper emeklilik hakkını elde ediyor. Yıllarını bu işe vermiş, saçlarını ağartmış bu insanların tecrübelerinden faydalanın.
İKİ UÇUŞ BİR DEĞERLENDİRME…
Annem Giresun’da bir hastanede yoğun bakımda olduğu için sürekli gidip geliyorum. Geçen Cuma Giresun’a, Cumartesi de Trabzon’dan İstanbul’a uçtum. Giresun inişimizde havanın açık, yerlerin kuru olmasına rağmen öyle bir set iniş yaptık ki uçak kırılıyor sandım. Yolcular birbirine bakakaldı. Yağmurlu bir havada bu iniş olmuş olsaydı, lastiklerin tutunması için sert iniş yapmış olabilir diye düşünürdüm ama maalesef böyle bir olumsuz hava yoktu. Pilota sormak lazım.
Trabzon Havalimanı’ndan kalkışımız da İstanbul Havalimanı’na inişimiz de tereyağı gibiydi. Kadın kaptanın pencereye kuş konmuşçasına inişi ve uçuş sırasında ninni gibi gelen seyahat yaşatmasından ötürü teşekkürlerimi iletmek isterim.
Son sözüm, Ahmet Hocam, sözünüzde durursanız buradan size teşekkür edeceğim. Hadi er meydanı ortada…
Kendi planına değil sözüne sadık kal.
Yorumlar Tüm Yorumlar (59)