Türkiye'de low cost sistemini en iyi uygulayan şirket şüphesiz Pegasus Havayolları.Hatta daha kışa girmeden yaz sezonu için fiyat tarifesi açıklamaları da bunun bir göstergesidir. Her ne kadar bizim misafir kültürümüze uymasa bile yolculara "Misafirimizsiniz" diyen Pegasus Havayolları bir damla suyu bile paraya çevirerek low cost mantığını en ağır bir şekilde gerçekleştirerek bu konuda acımasız ve tavizsiz tutumuyla yoluna devam ediyor. Görünen o ki, Pegasus'un misafirleri ikramsız uçuşa alışmış durumda.
2003 yılında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın iç hatları özel şirketlere açmasıyla birlikte havacılık sektörümüzde hareketlilik benim bazı eleştirilerime neden olmuştu. Özel şirketlerin iç hatlara girmesine kadar Türk Havayolları'nın hegamonyası altında bulunan iç hat uçuşları, FLY Havayolları'nın Trabzon seferi ile start almış AtlasJet Havayolları, Onur Air ile en üst seviyeye ulaşmıştı.
Özel şirketlerin iç hatlara girmesi rekabeti beraberinde getirmiş ve Türk Havayolları'nı da uyuduğu kış uykusundan uyandırmıştı. THY o güne kadar uçmadığı veya uçmak istemediği noktalara özel şirketlerle girmek zorunda kalmış hatta özel şirketlerin uçtuğu noktalara ek seferler düzenlemeye başlamıştı. THY'nin bu tutumu özel sektörün gelişmesini her zaman destekleyen bir kişi olarak benim tepkimi çekmişti. THY'nin iç hatlarda özel sektörle değil dünyanın büyük şirketleri ile yarışması gerektiğini ifade etmiştim.
Bugün geldiğimiz noktada bazı şirketlerimizin iç hatlarda sefer sayılarını azaltması THY'nin bu tutumundan mıdır bilinmez ama 2005 yılında "Benim uçuş noktam Sabiha Gökçen" diyerek iç hatlara hızlı bir giriş yapan Pegasus Havayolları diğer şirketlerle arasındaki mesafeyi kapatmak için farklı bir taktik uygulayarak düşündüklerini gerçekleştirdi. Dış hat uçuşlarının yanında içhatlara da ağırlık vererek bugün sadece istanbul'dan 17 noktaya uçarak içhat ısrarını sürdürmesi, büyük ortağı olduğu İzAir ile İzmir'den değişik illere yaptığı uçuşlarla kararlı tutumundan vazgeçmiyor.
Yazımın başlığına dönmek gerekirse, yukarıda bahsettiğim gibi Türk Havayolları'nın özel şirketlerin gelişmesine engel olduğuna dair endişelerim vardı. Aslına bakarsanız Türk Havayolları'nın da "Özel şirketler yolcu sayımızı azaltacak" endişesine sahipti. Her ne kadar özel şirketlerin sessiz homurdanmaları devam etse bile THY "Bizim yolcu sayımız arttı" diyerek geçmişte yaşadığı endişelerin yersiz olduğunu kabullenmiş oldu.
Türk Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin'in 2008 Ocak ayında SKY LIFE Dergisi'nde açıkladığı Ankara Merkezli yeni oluşum yani AnadoluJet 23 Nisan 2008'den itibaren Ankara Merkezli uçuşlara başlamıştı. AnadoluJet'in alt marka olarak kalacağını düşünenler yanılmış oldu. AnadoluJet'in markalaştırılarak Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hısımları olan Albayraklara satılacağı iddialarının sık sık dillendirilmesini bir köşeye koyduğumuz zamanlarda Airport TV'de sunduğum Sorun Cevaplasın Programı'nda konuk ettiğim Türk Havayolları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hamdi Topçu'ya sorduğum "THY'nin bir çok departmanını ayırarak özel şirket haline getiriyorsunuz. AnadoluJet'de özel şirket olacak mı?" soruma "Her şey olabilir" diyerek açık kapı bırakmıştı. İşte tam bu konuşmanın üzerinden sadece üç hafta geçmişti ki THY AnadoluJet bombasını patlatıverdi. Geçen Cuma sessiz sedasız yapılan açıklama AirportHaber'in dikkatinden kaçmadı.
AnadoluJet'in başlangıçta açıklandığı gibi sadece Ankara merkezli uçuşlar yapmayacağı da Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan uçuşlara başlamasıyla anlaşılmış oldu. Bugün geldiğimiz noktada "Ankara Merkezli uçuşlar yapılacak açıklamaları" THY yöneticilerinin ustaca bir hedef şaşırtması olduğu ortaya çıkıverdi. AnadoluJet'in şirketleştirileceği planının önceden yapıldığını düşünüyoprum.
Şimdi benim senaryoma göre AnadoluJet, THY'nin low cost şirketi olacak ve uçuş ağını dalga dalga genişletecek. Yani Pegasus'un belalısı olacak. Hatta Sabiha Gökçen Havalimanını ikinci bir üs olarak kullanacaklar. Belki de AnadoluJet'in genel merkezi adıyla özdeşleşecek bir şekilde Anadolu yakasında olabilir. THY,Sunexpress ve AnadoluJet'in Sabiha Gökçen'i yeni cazibe merkezi olarak görmesi tüm hayallerini bu havalimanında gerçekleştirmek üzere planlar kuran Pegasus Havayolları'nı etkileyecek mi etkilemeyecek mi bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Pegasus Havayolları'nın yeni strateji geliştirmesi gerekir mi gerekmez mi, daha doğrusu low cost mantığında geliştirilecek bir strateji kaldı mı o da bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki büyüyen havacılıkta küçülen pasta için daha çok çalışmak gerekecek.
Saygılarımla...
Yorumlar