04 Nisan 2022, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • Yorumunuz
  • Yorumunuz
  • size üç dört haftalık malzeme gönderdik. 3 tanesinin belgeleri de ekte. Eğer ilgilenmezseniz başka sitelere göndereceğiz. adrese cevap vermeyin. adresi iptal ettik. Haftaya sayfanızda yer almaz ise ilgilenmediğinizi düşüneceğiz.
  • LÜTFEN HAKSIZCA ACIMASIZCA SON SENELERDE PEK ÇOK İŞTEN ATILAN ENGELLİLER İÇİNDE BİRŞEYLER YAZIN
  • sertaçi aliye, güliz takımına cem kozlu beyi de katmanız gerek
  • tin beye, THY' deki Sertaç beyi, aliye hn'mı ve sonra güliz hanımı sorun. Uzun sürer ama anlatacaktır.
  • bu tür konulardan ne kadar uzak olduğumuzu yorumlardan anlıyoruz. Eminim ki siz okur sayısını da görüyorsunuzdur. bu bizim okumaktan ne kadar uzak olduğumuzu göstermiyormu? Hani gazetelerde yanlız 3 sayfaları okuyan insanlar var işte bizler de tıpkı onlar gibiyiz. evet havcılığa hitap eden bir sitenin okurlarının böyle olması üzüntü verici. yazının illaki yöneticilerin lehinde veya aleyhinde olması, aldıkları ücretlerle ilgili olması, siyasi görüşüne uygun, veya uygun olmayan kişi /kurumlarla ilgili olması lazım ki bu topluluk oksun. Allahın cahillerini doldurdular bu şirketlere. eğer biz buysak bu şirketlerden ne beklenirki.allah canımızı korusun.
  • Ülkemizde haksızlık,haksız kazancı matah bir şey gibi gösterme,ticareti kazıklama aracı görme,insanları bilhassa da gençleri çabuk ve kolay yoldan zengin olmaya yönlendirmenin normalleştirilmesi,ahlaki çöküş,yozlaşma,her türlü sahtekarlık,fırsatçılık,hileli tartma,taksimetre oyunları,yoğurda margarin,zeytine ayakkabı boyası katma,hele her ramazan öncesi gıda ürünlerine zam yapma kepazeliği,torpil,hemşehricilik,adam kayırma,particilik vs ben bildim bileli var ancak son yıllarda bu rezillikler had safhaya ulaştı ve ne doğru düzgün denetleme var ne de ceza. Geçenlerde tv'de haber vardı Edremit'de zeytinyağı üreten şirketlerden 100 küsürüne zeytinyağının içine aşırı katkı maddesi katmaktan cezalar kesilmiş. Düşünün zeytinyağı ile ünlü bir yerde yapılan denetlemelerde yağların içindeki zeytinyağı oranı %20'yi geçmiyor. Bunun gibi niceleri var,baklavaya konulan fıstığın bezelyeden,pul biberin kiremit tozundan üretilmesi gibi. Devlet kurumlarında da onca olay oluyorsa ki biri de 99'da deprem yardımları,bize bedava çadır vs yollayan Norveç'ten vergi istemiştik,tabii ki red edilince onca şey depoda bir anda buhar olmuştu! Eski bir başbakanımız da benim memurum işini bilir demişti sonrası malum. Devletin böylesine çürüdüğü,kokuştuğu yerde toplum da farklı olamaz sonuçta 70 yıldır,koltuk ve politik çıkar uğruna biat eden toplum yaratmak için insanını bilerek eğitmeyen,kaliteli ve doğru eğitime,adalete,hakkaniyete önem vermeyen de devlet. Sonuçta da ekonomiden,iş hayatına,sanattan,spora her yerde sorun yaşamamız da doğal. Allah,kitabında, size akıl verdim iyi yönde kullanın yoksa üstünüze pislik yağdırırım buyuruyor,cümle müslüman ülkelere de yağdırıyor da ama kim takıyor,gayrimüslüm ve çoğunluğu ateist ya da deist gelişmiş ülkelere bakın ülkemizde olan biten rezilliğin yüzde birini duyamazsınız,göremezsiniz ancak hele bizimkilere sorsanız herkes müslüman,dindar,Allah'tan korkuyor,haram,helal nedir iyi biliyor!!!
  • Üstad yine güzel bir yazı yazmışsınız. Eskiden Türkiye dünyanın en güzel ülkesi,Türkler de en iyi milleti derlerdi ya şimdi? Ahlaki çöküş,dolandırıcılık,sahtekarlık,yolsuzluk,suç almış yürümüş,adam adamı vuruyor tutuksuz yargılanıyor,gıda ürünlerinde akıl almaz dümenler dönüyor,insanların birbirine saygısı kalmamış,herkes çıkarının peşinde. Bunlar eğitimsizlik,cehalet,şark kurnazlığı,yobazlık,gericilik ve adam gibi caydırıcı kanunların konulup,uygulanmamasından,denetimsizlikten kaynaklanıyor bunun da baş sorumlusu devlettir. Eğitim ilk ailede başlar devlet de katkı verir. Gelişmiş ülkeler insanına,bilime,eğitime,adalete,hak,hukuka,eşitliğe değer,önem veriyor gerisi de geliyor biz de tam tersini yapıyoruz sonra da dünya bizi kıskanıyor,şöyle büyüdük vs masalları anlatılıyor. Toplum olarak önce ülkemiz ve milletimizin çıkarları demediğimiz müddetçe daha çok sorunlar yaşarız ama kimin umurunda? İyi ki Türk ve müslümanız ya aksi olsaymış ne olurmuş Allah bilir. Saygılar,hürmetler...
  • Çetin abi, Rauf un vefat haberini bugün duydum, çok üzüldüm. Hürriyet de Cebeci ile çalıştığı zamanlarda ve daha sonrasında ATATÜRK Hava limanında çok güzel hatıralarımız vardı. Allah gani gani rahmet eylesin inşallah, mekanı cennet olsun. Sağlıkla kal Abicim...

Bazı İnsanların Yüzündeki Maske, Menfaatler Sonlanınca Yere Düşer.

Ne zaman bu tür bir konu açılsa aklıma  “Sismograf ” adını verdiğimiz bir Başmüdürümüz gelir.  Rahmetler olsun. Eğer teperdekilerden birini yolcu etmek için uçak başına gitmez ise o zatın görevden alındığını / alınacağını anlardık. Genelde de doğru çıkardı.

Vakti zamanında diğer tüm Bakanlar gibi, seyahatlerinde havalimanına polis koruma araçları ve kendisini uğurlamaya gelen zevatın araç konvoyu refakati ile gelen, VIP salonunda etrafını saran ilgili ilgisiz birçok insanla görüşme durumunda olan siyasiler vardı. Şimdi de benzerleri var. Zaman değişti ama davranışlar aynı. . Konu ettiğimiz bu kibar insan İstanbul beyefendisi sözcüğünün kapsadığı tüm özel niteliklere sahip Dış İşleri eski Bakanımız.

Tabii ki haftanın bir kaç günü İstanbul - Ankara arasında uçakla mekik dokuyan bu insanın yanına o zamanlar havalimanında yaklaşmamız mümkün değildi. Zaten etrafındaki çemberi yarmak imkânsıza yakındı. Onlara tam ters olan bir zihniyet iş başındaydı.

Havalimanının yoğun günlerinden biriydi. O günkü Nöbetçi Müdürümüz işe gelememişti ve onun görevini yürütmek üzere İç hatlara gitmiştim. Kontuarlara bir baktım ve söz konusu kişinin kuyruğun arkasında yanında kendisi gibi siyasi yaşamın popüler şahsiyetlerinden, dönemin eski Bakanlarından biri ile beklediğini gördüm. Hemen yanlarına giderek kendilerini nöbetçi müdür odasına davet ettim. Kırmadılar.

O anda düşüncem, Müdüriyet de misafir ettiğim Sayın Hayrettin Erkmen ve Sadettin Bilgiç ile ilgili değildi. Onlara kendime yakıştırdığım şekilde Türk Hava Yollarının misafirperverliğini sunuyordum o kadar. Ben yalnız insanların ne denli menfaatperest olduklarını, aynı görüşte olmasalar da güçlülerin yanında, yakınında bulunmak için her şeyi yaptıklarını düşünmüştüm onları kontuar önünde yalnız bekler görünce. O şakşakçılar Şimdi neredelerdi?

Kendisine yeğeni ile olan arkadaşlığımdan bahsettim. Dinledi. Bu arada Nöbetçi Müdür odasına gelenler, misafirlere baktıktan sonra, arkalarını dönüp çıkıyorlardı. Tek bir kelime söylemeden ve de şaşkınlıkla.  Bir ara

Sayın Bakanın bana bakarak gülümsediğini gördüm ve kendime geldim. Ama bir şey söylemediler. Uçağın kalkış saati gelene kadar kâh aralarında konuştular kâh havayollarında işlerin nasıl gittiğini sordular, dinlediler.

Uçak anons edilince kendilerine refakat ederek onları uçağa götürdüm. Arka kapının önünde araçtan indiler. O uğurlayıcı kalabalıktan şimdi ortada kimse yoktu. Bir kişi bile. Acaba neredeydiler?  Beni uzaklara götüren düşünce buydu. Bunları düşünürken dalmışım ve uzun süre konuşmamışım. 

Rahmetli Hayrettin Bey. Koluma girdi ve  " Çetin Bey yaşam böyle işte. Sende alışmalısın. Yoksa çok üzülürsün. Bu denli hassas olma. Teşekkür ederiz" dedi ve uçağa çıktılar. Kalakaldım orada. Demek ki dalıp gitmemden ne düşündüğümü anlamışlardı. Kendilerini hürmet ve  rahmetle anıyorum.

O dönemde Havayollarında siyaseten etkin olan grup beni pek sevmezdi nedense. Aslında herkese siyasi yakıştırmalar yapılırdı o dönemlerde. Bizden, bizden değil ayırımı vardı, şimdiki gibi. Bende bir türlü memuriyet yaşamımın hiç bir döneminde etkin olan ''bizden'' grubunun içine girmemiştim.  Nedense hep karşı muhalif guruba yakıştırılırdım. 

Ve de o hafta içinde etkin grubun havalimanındaki en yetkili insanı olan bey odama geldi. Söylediği beni düşündürmemiş ama şaşırtmıştı. "Biz sizi yanlış tanımışız, siz bu dönemde bizim iki bakanımızı odanızda misafir edip yolcu etmişsiniz, bundan sonra sizi kendimize daha yakın göreceğiz

Kendilerini dinlemesine dinledim ama derdimi, düşüncemi bir türlü anlatamadım. İnsanların belirli hasletlerden ne denli uzak kaldıklarını görmek üzücüydü. Benim davranışımın bizden veya sizden olmakla bir ilgisi yok. Tamamen insanlıkla ilgilidir. Bir adım öte " Çetin Özbey  " olmanın gereğidir diye cevapladımsa da  dinleyene, saçma, laf olsun diye söylenmiş bir söz  gibi geldiğine emindim. Zaten ondan sonrada kimseye anlatamadım bu derdimi.

Evet; yaşam ve yaşadıklarımız böyle işte. Daha doğrusu yaşamın en önemli parçası olan insanlar böyle.

Bir gün gelir, güçlü günlerin dostları ortadan kaybolurlar. .İlk başta arada bir sorarlar, telefonla. Nasılsın, özledik vb. yapmacık sözlerle. Süre geçer, bayram ve seyranlarda ararlar. Bir süre sonra ona da gerek duymazlar,  ne ararlar ne de sorarlar.

Bazı insanların, diğerlerinden özenle sakladıkları gerçek yüzleri böylesine çirkin ve renksiz Bu konuda en etkili ilaç mı? “Zaman tablet. 50 mgr”  Yaşanmışları unutturmuyor ama alıştırıyor. Eskisi kadar üzülmüyorsunuz.

Hangi Suali Sormak daha doğru: Allah bizi artık sevmiyor mu? Veya Allah bizi neden sevsin ki?

Gerçekten de birçok yönden daha tehlikesiz yaşar durumdayız. Yaşamımızdaki risk yüzdeleri azalıyor.  Son yüzyılda araba kazasında can kaybı riski %96 daha az.  Kaldırımda araba çarpması riski ise %88, uçak kazası can kaybı riski %99 ve de iş kazası can kaybı riski %95 daha az.  Kuraklık, sel, yangın, fırtına, volkan, heyelan, deprem ve meteor çarpması gibi doğal felaket sebebiyle can kaybı riski de %89 daha azalmış eskilere göre. Evet, teknoloji ilerledikçe daha risklerin azaldığı başka bir deyişle güvende olduğumuz ortada. Başka bir deyişle evet, bizi bekleyen birçok tehlikenin yüzde olarak azaldığı görülüyor ama bu arada insanlığımızı yitirdik mi dersiniz? Yoksa bana mı öyle geliyor? Kim bilir?

İnsanların salt siyasi görüş ayrılığı nedeni ile haklı olmalarına rağmen birbirinin üzerini çizerek tüm bir aileyi perişan ettikleri bu çirkin ortamı hazırlayanlar ve de davranışları ile bunu tasdik edenler, sizce nasıl bir ruh hali içindedirler? Onlara ettiğim tek beddua Niyetleri kaderleri olsun.

2009 yılı Eylül ayında İstanbul İkitelli’ de büyük bir sel olayı vuku bulmuştu. 35 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Gece yarısı başlayan şiddetli yağış nedeniyle kentin en işlek otoyollarından ikitelli Basın Ekspres yolu tamamen kapandı. Trafiğe kapatılan basın ekspres yolunda sel nedeniyle yol kenarlarında bulunan birçok fabrikanın camlarının kırıldı. Fabrikaların ve satış mağazalarının malları yol kenarlarına saçıldı. Sabah erken saatlerde ellerine poşetler ve çuvallarla bekleyen bazı kişiler uyarılara aldırmayarak ne buldularsa yağmalamaya devam ettiler. Su basan mağazalardaki malzemeleri kapan aldı gitti. Mağazalardan dışarı taşan malzemeleri de tabii ki. O sıralarda iş yerim oradaydı. Ömür boyu unutabilmem mümkün değil gördüklerimi.

Evet,  büyük Türk Milletinin iyi insanları Elazığ depreminden sonra söz konusu ilimizdeki ev kiralarını 1’ e 3 artırdılar ve büyüklüklerini gösterdiler. Ne hükümetin nede Valiliğin çağrıları fayda sağlamadı. Van depreminde felaketzedelere gönderilen yardım malzemeleri bazı kendini bilmezlerce talan edildi. Bunu bizzat yaşadım. Yardım diye şirketim tarafından gönderilen malzemeler kaybolmuştu. Araştırdılar, ne olduğunu öğrendik.

Rakı hayli pahalı değil mi?  Çare tükenmez, senelerce önce çözümü sahte rakı üretimine bulduk. Daha iki, üç sene önce 55 kişiyi aşkın insan öldü sahte rakıdan. Üstelik bu ilk de değildi. Sonuncusu da olmadı. Halen devam ediyor.

Hep birlikte bir Pandemi yaşıyoruz, üçüncü senesindeyiz. Hatırlar mısınız?  Korunmanın en önemli faktörü maskeydi.  Piyasa süratle kalitesiz maske dolmuştu. Pazarlarda 15-20 TL’ye düşmüştü maskeler. Televizyonlar ha babam kalitesiz maske kullanımına dikkat çekiyordu. Kimin umurunda. Ailesi, çoluk çocuğu hastalanır diye düşünmeden kazandığı paraya bakıyordu necip Türk Milletinin bu işi yapan üreticileri.

Evet,  savaştan kaçan Ukraynalılar ülkemize sığınınca da, kiralar 3 misli arttı diyor gazeteler. İzmir depremini takip eden günlerde de aynı durumu yaşadığımız hatırlardadır zannederim.

Gazetelerin 3. sayfalarına bir bakın. Önlenemeyen kadın cinayetleri ile dolu. İnsanların dövülmesi, taciz edilmeleri, hırsızlıklar ayrı bir konu. Trafik kazalarının çoğunluğu da cehaletimizin bir göstergesi gibiler. Aşırı sürat, trafik kaidelerine uymamak, vb.

Şu anda ülkemiz ekonomik bir sorun yaşıyor. Sebebi şu veya bu fark eder mi? Aşırı pahalılık insanların taşıyamayacağı bir yüke dönüştü? Bakıyorsunuz ki ( x ) marka, bir kiloluk bir ürün a marketinde 30, diğerinde ise 45 TL. .Her iki marketinde kapısında aynı afiş var. Büyük Ucuzluk. İstifçilerin yaptıklarını herkes biliyor.Raflarda yağ yok, şeker yok. Zammı takiben doluyor raflar.

Serap Ezgü, Müge Anlı, Esra Erol’un TV programlarına bakıyor musunuz hiç. Cinayetler, kayıplar vb. Programa iştirak eden müştekilere bakınca hem cehaletimiz hem de çaresizliğimiz net bir şekilde ortaya çıkıyor. Ahlaki çöküşümüz de ekranlarda. Herkes birbirini aldatıyor.

Hadi bunları bırakalım bir kenara, şu bizim kaleme aldığımız yazılara gönderilen yorumlara gelelim. Yorum adı verilen bu satırları daha düşmanca kaleme almanın başka bir yolu yok. Tabii kendini VPN denilen bir duvarın arkasına gizleyerek. Sözüm ona birbirleri için bunları yazanlar aynı ailenin fertleri gibi. Aynı şirketin çalışanları, adeta birbirine düşman olan kardeşler..

Bu örnekleri, benzeri yaşanmışları çoğaltmak tabii ki mümkün de buna gerek var mı?

Evet, yok olan ne? İnsanlarınız birbirine karşı duyduğu sevgiyi ve daha önemlisi saygıyı yitirdiler. Artık birbirimizi sevmiyor, saymıyoruz. Birbirimizi düşünmek ise hiç yok. Birbirimize karşı hislerimiz kin, hırs ve düşmanlık ile besleniyor gibi. Büyük Milletiz Vesselam. Lafa gelince hepimiz fedakâr, necip ve asil Türk Milletinin mensuplarıyız.

Bunların tümünü yaratmamıza ve de  tümünü yaşanmamıza rağmen halen Allah’ın bizi sevdiğine inanan var mı?  Başka bir soru daha? Allah bizi neden sevsin ki?

PGS BAY NANENİN KONUYA BAKIŞI: SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ SATIN ALACAK KADAR PARANIZ VARSA, ORTADA SORUN YOK DEMEKTİR.

PGS davayı kaybetti ve işten çıkarttığı çalışanlarına 20 brüt maaş ödemeye mahkûm edildi. 2021’ yılının ilk aylarından itibaren Disk’ e bağlı Nakliyat İş’in örgütlenme çalışmaları yürüttüğü Pegasus’ da tepe yönetim sendikalaşmanın önünü kesebilmek için 80’ ni sendikalı olan 106 çalışanı işten çıkartmıştı. Sendikanın desteği ile açılan davayı çalışanlar kazandı. Hayırlı olsun inşallah.

Evet,  Bay Nane. Davaları kaybedip kanunun öngördüğü tazminatları ödersen ( işe iade kararını zaten uygulamazsınız ) sizin açınızdan ortada sorun kalmaz. Nasıl olsa paranız var. Sendikaya başarılar diliyoruz.

Bazı İnsanların Yüzündeki Maske, Menfaatler Sonlanınca Yere Düşer.

Yorumlar Tüm Yorumlar (32)

Lsrn ~ 2 yıl önce
Yorumunuz

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Lsrn ~ 2 yıl önce
Yorumunuz

Yanıtla

Kalan karakter 1000
iyi günler ~ 3 yıl önce
size üç dört haftalık malzeme gönderdik. 3 tanesinin belgeleri de ekte. Eğer ilgilenmezseniz başka sitelere göndereceğiz. adrese cevap vermeyin. adresi iptal ettik. Haftaya sayfanızda yer almaz ise ilgilenmediğinizi düşüneceğiz.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
tk ~ 3 yıl önce
LÜTFEN HAKSIZCA ACIMASIZCA SON SENELERDE PEK ÇOK İŞTEN ATILAN ENGELLİLER İÇİNDE BİRŞEYLER YAZIN

Yanıtla

Kalan karakter 1000
üzgünüm ~ 3 yıl önce
sertaçi aliye, güliz takımına cem kozlu beyi de katmanız gerek

Yanıtla

Kalan karakter 1000
THY 2001'e ~ 3 yıl önce
tin beye, THY' deki Sertaç beyi, aliye hn'mı ve sonra güliz hanımı sorun. Uzun sürer ama anlatacaktır.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
çetin bey ~ 3 yıl önce
bu tür konulardan ne kadar uzak olduğumuzu yorumlardan anlıyoruz. Eminim ki siz okur sayısını da görüyorsunuzdur. bu bizim okumaktan ne kadar uzak olduğumuzu göstermiyormu? Hani gazetelerde yanlız 3 sayfaları okuyan insanlar var işte bizler de tıpkı onlar gibiyiz. evet havcılığa hitap eden bir sitenin okurlarının böyle olması üzüntü verici. yazının illaki yöneticilerin lehinde veya aleyhinde olması, aldıkları ücretlerle ilgili olması, siyasi görüşüne uygun, veya uygun olmayan kişi /kurumlarla ilgili olması lazım ki bu topluluk oksun. Allahın cahillerini doldurdular bu şirketlere. eğer biz buysak bu şirketlerden ne beklenirki.allah canımızı korusun.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
gerçekler ~ 3 yıl önce
Ülkemizde haksızlık,haksız kazancı matah bir şey gibi gösterme,ticareti kazıklama aracı görme,insanları bilhassa da gençleri çabuk ve kolay yoldan zengin olmaya yönlendirmenin normalleştirilmesi,ahlaki çöküş,yozlaşma,her türlü sahtekarlık,fırsatçılık,hileli tartma,taksimetre oyunları,yoğurda margarin,zeytine ayakkabı boyası katma,hele her ramazan öncesi gıda ürünlerine zam yapma kepazeliği,torpil,hemşehricilik,adam kayırma,particilik vs ben bildim bileli var ancak son yıllarda bu rezillikler had safhaya ulaştı ve ne doğru düzgün denetleme var ne de ceza. Geçenlerde tv'de haber vardı Edremit'de zeytinyağı üreten şirketlerden 100 küsürüne zeytinyağının içine aşırı katkı maddesi katmaktan cezalar kesilmiş. Düşünün zeytinyağı ile ünlü bir yerde yapılan denetlemelerde yağların içindeki zeytinyağı oranı %20'yi geçmiyor. Bunun gibi niceleri var,baklavaya konulan fıstığın bezelyeden,pul biberin kiremit tozundan üretilmesi gibi. Devlet kurumlarında da onca olay oluyorsa ki biri de 99'da deprem yardımları,bize bedava çadır vs yollayan Norveç'ten vergi istemiştik,tabii ki red edilince onca şey depoda bir anda buhar olmuştu! Eski bir başbakanımız da benim memurum işini bilir demişti sonrası malum. Devletin böylesine çürüdüğü,kokuştuğu yerde toplum da farklı olamaz sonuçta 70 yıldır,koltuk ve politik çıkar uğruna biat eden toplum yaratmak için insanını bilerek eğitmeyen,kaliteli ve doğru eğitime,adalete,hakkaniyete önem vermeyen de devlet. Sonuçta da ekonomiden,iş hayatına,sanattan,spora her yerde sorun yaşamamız da doğal. Allah,kitabında, size akıl verdim iyi yönde kullanın yoksa üstünüze pislik yağdırırım buyuruyor,cümle müslüman ülkelere de yağdırıyor da ama kim takıyor,gayrimüslüm ve çoğunluğu ateist ya da deist gelişmiş ülkelere bakın ülkemizde olan biten rezilliğin yüzde birini duyamazsınız,göremezsiniz ancak hele bizimkilere sorsanız herkes müslüman,dindar,Allah'tan korkuyor,haram,helal nedir iyi biliyor!!!

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Sn Çetin bey ~ 3 yıl önce
Üstad yine güzel bir yazı yazmışsınız. Eskiden Türkiye dünyanın en güzel ülkesi,Türkler de en iyi milleti derlerdi ya şimdi? Ahlaki çöküş,dolandırıcılık,sahtekarlık,yolsuzluk,suç almış yürümüş,adam adamı vuruyor tutuksuz yargılanıyor,gıda ürünlerinde akıl almaz dümenler dönüyor,insanların birbirine saygısı kalmamış,herkes çıkarının peşinde. Bunlar eğitimsizlik,cehalet,şark kurnazlığı,yobazlık,gericilik ve adam gibi caydırıcı kanunların konulup,uygulanmamasından,denetimsizlikten kaynaklanıyor bunun da baş sorumlusu devlettir. Eğitim ilk ailede başlar devlet de katkı verir. Gelişmiş ülkeler insanına,bilime,eğitime,adalete,hak,hukuka,eşitliğe değer,önem veriyor gerisi de geliyor biz de tam tersini yapıyoruz sonra da dünya bizi kıskanıyor,şöyle büyüdük vs masalları anlatılıyor. Toplum olarak önce ülkemiz ve milletimizin çıkarları demediğimiz müddetçe daha çok sorunlar yaşarız ama kimin umurunda? İyi ki Türk ve müslümanız ya aksi olsaymış ne olurmuş Allah bilir. Saygılar,hürmetler...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
cvp sn.çetin ~ 3 yıl önce
BEĞENİNİE TEŞEKKÜRLER. MAALESEF SİZİNLE AYNI GÖRÜŞTEYİM.
Halit Ürkmezgil ~ 3 yıl önce
Çetin abi, Rauf un vefat haberini bugün duydum, çok üzüldüm. Hürriyet de Cebeci ile çalıştığı zamanlarda ve daha sonrasında ATATÜRK Hava limanında çok güzel hatıralarımız vardı. Allah gani gani rahmet eylesin inşallah, mekanı cennet olsun. Sağlıkla kal Abicim...

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000