Hatırlar mısınız İstanbul Havayolları serüvenini. Bir inat uğruna piyasadan çekilmişti. O inadı aşağıda hatırlatacağım sizlere. Bilmeyenler de öğrenecek eminim. Gençler açısından diyorum bunu. Şimdi THY kalitesindeki şirketimiz AtlasGlobal’in hikayesini anlatacağım size.
İtiraf edeyim çok sevdiğim şirketlerden biri. Tarzı, hizmet anlayışı, özel havayolu şirketleri açısından dünyada eşine benzerine az rastlanan bir modelleme AtlasGlobal.
Bir başka itirafı daha yapayım. Bilal Ekşi’nin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yaptığı dönemden sonra hiçbir reklam çalışması yapmadığımız bir şirket. Bunu bilin ki yazdıklarımın ne anlama geldiğini daha iyi anlayasınız.
Gerek patron nezdinde ve gerekse idareciler anlamında samimiyet çerçevesinde basın iletişim kanallarını sonuna kadar iyi niyetle götürdüğümüz bir şirket. Ne patronu, ne yönetim kademesi bugüne kadar “Şunu yaz, bunu yazma” gibi taleplerle karşılaşmadığım bir şirket. Murat Ersoy’dan bugüne kadar duyduğum en güzel söz “Reuters dahil her yerde olumsuz haberlerim çıkabilir. Ama sende çıkacak olumsuz bir haberim kadar hiçbir yayın organında olmayacak kadar etkisi olur” diyerek Airporthaber’in hakkını teslim eden dürüst işadamı.
Yazımın başında bahsettiğim İstanbul Havayolları hikayesi şöyle.
1990’lı yılların sonu idi. Çoğumuz bilir ki tıpkı bu günlerde olduğu gibi o günlerde de Türkiye ekonomik bir dar boğazdan geçiyor. Apo olayları turizmi vurmuş, ekonomi diplerde idi.
İstanbul Havayolları ülkeyi idare edenlerin kapısını çalmış ve 10 milyon dolar destek istemişti. Maalesef 10 milyon dolar çok görülen İstanbul Havayolları kapıya kilit vurmuş ülkemizin ilk özel havayolu şirketi gözyaşları arasında serüvenini tamamlamıştı. 2000’li yılların başında gerçekleşen bu olayın ardından köklü bir şirketimiz olan AtlasGlobal’in başına da bir nevi aynı olay gelmiş oldu.
Düşünün bir ülkenin turizm bakanının kardeşinin şirketi AtlasGlobal uçuşlarını askıya alıyor. Oysa Mehmet Nuri Ersoy’un Turizm Bakanı olduğunda ne çok dedikodu olmuştu. “AtlasGlobal’i tutan olamaz, Atlas kayırılacak” gibi karnından konuşan insanlar.
Oysa tam tersi oldu. Yine itiraf edeyim aynı düşüncelere ben de saplanmıştım. “Destek olur” demiştim kendi kendime.
Ama tüm öngörüler duvara tosladı.
AtlasGlobal’in yaptığı açıklamalar net açıklamalardır. 2015 ve sonrasında yaşanan tüm olumsuzluklar, üstüne üstlük İstanbul Havalimanı’nın getirdiği ek maliyetlerin altında kimse duramazdı.
Öyle de oldu.
Ama ben inanıyorum ki, tüm malını mülkünü havayolu şirketi için harcayan Murat Ersoy bu işin içinden yüzünün akı ile çıkacaktır.
Hele ki son ay maaşı geç verince “En çok zoruma giden personelime geç maaş vermem” diyen bir adam. Bu kadar personeli düşünen bir iş insanı eminim küllerinden doğacaktır.
Şu bir gerçek ki, bir havayolu şirketi ülkenin imajıdır. Eğer milli havayolu deyip THY’ye her türlü pozitif ayrımcılığı yapıyorsanız özel şirketlere de el atmak zorundasınız. Havayolu şirketi demek ülkenin yurtdışı imajı demek, turist demek, dolar demek, euro demek. İşte bu sebeple diyorum ki, bakın Avrupa Birliği’in kaç şirkete milyon avrolar hibe etmiştir. Dönün bir de bize bakın. Hangi şirkete destek olmak için destek olmuşuzdur.
Oysa bu şirketler sizin çocuklarınızdan, bürokratlarınıza kadar her istenileni vermiştir.
Demem o ki, işsizler ordusuna yeni işsizler katmak istemiyorsanız tüm şirketlere destek olun. Buna İstanbul Havalimanı’ndaki fiyatlarla başlayın.
Yorumlar Tüm Yorumlar (56)