Evet, demek ki bir insana en büyük çelmeyi kendisi takıyormuş. Her ne ise bu durumda gözden düşünce sağı solu incinince kabahatlisi yine kendisi oluyor hali ile.
Airporthaber’ e yazdığım bir yazı için gönderilen yorumunda havalimanında görev yapan bir arkadaşımız “Havalimanı tam bir yalan dünyası, Burada işe başladığımızdan beri yalancı olduk çıktık. Birilerini göre göre, onlara baka baka bizler de benzedik kendilerine. Evet. Her şeyimiz yalan. Bu günlerde nasılsın sualini -iyiyim- diye cevaplarken çarpılacağız neredeyse.” Diyordu.
Derler ya: Yalanın babası şeytandır ama patent almayı unuttuğu için bu buluşunu iş dünyasına kaptırmıştır”. Bazılarımızın bu konuda şeytanı da sollayacak bir kabiliyete sahip olduklarını yaşadıklarımızla anladık ve gördük.
İşte bu düşünceler bu konuyu tekrar sizlerle paylaşmama neden oldu.
Nedeni bilinmez ama biz insanlar son zamanlarda “Yalan” konusunda çok büyük ihtisas sahibi olduk. Kendimizi mi geliştirdik, yoksa iş ve yaşam ortamı ve şartları bizleri bu özel ihtisas konusunda profesörlüğe mi yükseltti. Mayamızda varmış deyip geçmek en iyisi.
Kimisi yaşama, diğeri işine bir diğeri ise sağa sola daha iyi tutunabilmek için bu yola başvuruyor kuşkusuz. Getirisi var mı? Şüphesiz var ki insanoğlu her gün bir yeni versiyonunu düşünüyor, bir yenisini yoğuruyor zihninde. Yazıyor, sahneliyor ve de oynuyor ve kandırıyor insanları.
Peter Dunne’nin ifade ettiği üzere Belli bir amaçla söylenen yalan, en ahlaksız yalan biçimidir ancak en çok da o işe yarar. “Bu doğru ve her gün değişik örneklerini dinliyor ve görüyoruz.
Evet; bu konuda insanlara yön gösteren kitaplar bile var artık. Duygular ve mikro mimikler konusunda dünya çapında tanınan psikolog Paul Ekman’ ın kitabı “Yalan Söylediğimi nasıl anladın?” Detaylı yüz analizinde öncü olan ve başkalarının hislerinin anlaşılmasını sağlayan bu usta yazarın kitabı bizi bu konuda çok büyük ölçüde aydınlatıyor.
Bu kitabı iki kere ve çok büyük bir dikkatle okudum. Şimdi çoğu zaman yaptığım gibi bu kitabı sizlere okumanız için tavsiye edeceğimi düşünmeyin. Tavsiye falan etmiyorum. Hatta okumayın diyorum. Okumayın ki, size kimlerin yalan söylediğini anlamayın. Mimiklerine bakıp, gülümsemelerini değerlendirip o insanlardan soğumayın. Adı geçen kitap bu konuyu o denli net ve açık anlatıyor ki, bu sonuç nerede ise kaçınılmaz. Aynı gece yatağınıza yatıp, meğer doğru konuşanlar ne kadar azmış diyerek bu konuda uğradığınız hüsranı her akşam tekrar tekrar yaşamayın.
Ben psikolog değilim. Duyguları ölçümlemeyi ve değerlendirmeyi her insan kadar ancak becerebilirim. Daha fazla değil. Ama yalan söylemenin, hele hele iyi yalan kurgulamanın aşırı zeki olmayı gerektirdiğini bilirim. İnsanların yalan söyleme alışkanlıkları oluştu artık. Zamanla bu alışkanlık ihtiyaç haline dönüşmüş. Daha iyi yaşamak için, daha fazla göze girmek ve iş yerinde daha yükseklere tırmanabilmek veya tepelerde tutunabilmek için. Yalancılık artık bir meslek oldu diyebiliriz. Etrafımızda o kadar “Usta “var ki, düşündükçe şaşırıyorum.
YALAN GERÇEĞİNİN FARKINDA OLAN (?) İŞ DÜNYASI YALAN EĞİTİMİ ALIYOR.
İşe girmek, müşteri kapmak, terfi etmek, rakibi alt etmek, daha pahalıya satmak, daha ucuza almak için yalan söyleyenler var her yerde. Bu nedenle şirketler, üst düzey yöneticiler, İnsan Kaynakları ünite yönetici ve uzmanları ‘yalan’ eğitimi alıyorlar. Psikiyatri profesörü Paul Ekman’ ın geliştirdiği Türkiye’de eğitim ve yayıncılık alanında uzman olan Sola Unitas tarafından verilen davranış bilimi teknikleri eğitimlerini bugüne kadar düzenli olarak alan şirketler var.
Yabancı kuruluşlar bu eğitimi alıyorlar. Eminimki çok şey katıyordur. Bunlar hangi kuruluşlar diye soracak olursanız çoğunu bilirsiniz. CIA, FBI, MİT, NASA, Google, Apple, P&G, Vodafone ve büyük insan kaynakları danışmanlık
firmaları. Öyle ya bu şirketlere binlerce insan müracaat ediyor işe girmek için. Bir not gördüm eğitim alanlar kuruluşlar içinde. Emniyet birimleri ismi geçiyor. Bizim emniyet birimleri mi? Yabancılar mı anlayamadım. Esasen emniyet birimleri çok geniş bir ifade. Emniyetin hangi birimlerini kapsıyor? (BKNZ https://www.e-psikiyatri.com/is-dunyasi-yalan-egitiminde - BKNZ https://www.hurriyet.com.tr › İK/Yeni Ekonomi- )
Ha unuttum, bu eğitimi alan ünlü kuruluşların içinde bite Bizim Türk Hava Yollarımız var. Bu eğitimlerde yer alıyor kuruluşun belirli insanları. Sakın yanlış düşünmeyin. THY bu eğitimlere eğitmen olarak katılmıyor Onların da işe girme mülakatlarında ve rakiplerini alt ederek terfi sıralamasında üstlere çıkmak amacı ile kendilerine yalan söyleyenleri fark etmek istemeleri doğal. Kurumlara girişte ve terfilerde amiyane tabirle torpil, tavassut vb. yan faktörler geçerli olmadığına göre bu türleri şirketten uzak tutmak için söz konusu eğitimi alıyorlardır mutlak. Şirkete ilk adımı atmadan onları tanımakta ve yuvaya sokmamakta fayda var.
Gülsem mi? Ağlasam mı? Bilemiyorum.
Okudunuz mu bilmiyorum.? Prof. Dr. Nejat Bozkurt’un yazdığı bir kitap” İşletmelerin Kara Deliği HİLE- Çalışan Hileleri.” Malum çalışan kelimesi kurumun A’ dan Z’ ye tüm çalışanlarını kapsar. Geçmişte bu kitaptan küçümsenmeyecek miktarda almış ve çalıştığım şirketin bu konuda kilit noktalarında görevli orta seviyedeki yöneticilerine dağıtmıştım. Faydasını gördük mü diye sorarsanız? Evet. O kitapta bir söz vardı. “Hile yapan birini ortaya çıkartmanın ve alt etmenin yolu hileyi ondan iyi bilmekten geçmektedir. Aynen hilekâr gibi düşün cümlesinde olduğu gibi. SONUÇ: Eğer bu konuda etkili olmak istiyorsanız, konuda bir hilekâr kadar uzman olmanız gerekir.
Bu sözü yalan eğitimine uygulayın lütfen. “Eğer iyi bir yalancıysanız, Eminim ki size yalan söyleyenleri hemen fark edersiniz”. Bu sözü düşünün. Ama bana neden bu eğitimi bizimkiler vermiyor diye de sormayın. Sizinkiler her kimse?
YALAN EĞİTİMİ İLE İLGİLİ BİR ÖNERİ: Acaba Kuruluşlar 10-15 adet değişik ünitelerde görev yapan, yönetici olmayan personelinin de bu eğitime katılmasını sağlayabilir mi? Malum yalanlar salt işe girişle ilgili mülakatlarda ve de tayin ve terfi durumlarında söylenmiyor. Yukarıda bir yerde söylemiştik ya. Çalışanlar kelimesi A’ dan Z’ ye tüm çalışanları kapsıyor. En tepedeki CIA veya FBI Başkanından en alttaki yazılımcı personele kadar herkes çalışıyor bu kuruluşlarda. Hangi unvanı taşırsa taşısın tüm çalışanların kendilerine kimin yalan söylendiğini anlaması kötü mü olur? Bizim THY’ yı soracaksanız gerek yok. Bizde yalanı yalnız aşağıdakiler söyler. Ya yukarıdakiler, tepedekiler diye mi sordunuz. Tövbeler olsun. Sümme haşa.
FRANKFURTER ALLGEMEİNE ZEİTUNG VE BAY BOLAT.
Öncelikle hayli eski, milyona yakın tirajlı popüler bir yabancı gazetede bir Türk yönetici ile ilgili böyle bir yazı yayınlandığını görmek ruh hastası olmayan veya futbol takımı tutar gibi siyasi parti ayırımı yapmayan her Türk gibi beni tabii ki mutlu etti. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Bu sık sık rastladığımız bir husus değil. Üstelik kalben bağlı olduğum eski şirketimi bugün yöneten bir insanla ilgili. Sevinmem, mutlu olmam doğal tabii. Güzel haber. Kutlamamız gerek.
Evet, ben sık sık Türk Hava Yolları ve yönetimi ile ilgili menfi yazı yazan biriyim. Ancak her konuyu ayrı kompartımanlarda değerlendirebilmek yetisine de sahip biriyim. Normal insanlar bu ayırımı yapmayı ve şartlar ne olursa olsun yaşanan bir olaydan ötürü üzülürse sıkıntısını, sevinirse mutlu olduğunu ortaya koymayı bilir. Ve de ben normal bir insanım.
EVET İŞVEREN ALT İŞVERENİN ÇALIŞMALARINI DENETLEMELİDİR. MEVZUAT ÖYLE DİYOR. PEKİ DENETLENİYOR MU? (2)
Sayın Prof. Dr. Ahmet Bolat,
THY Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı
Başlıktaki konu için size sesleniyorum. Okursunuz okumazsınız onu bilemem? Ama hukukçularınızın bu konuyu tetkik etmelerinde fayda olduğu açık. “Asıl işveren-alt işveren ilişkilerinin belirlenmesinde kanun koyucu konuyu, işçilerin hak ve menfaatlerini koruma yönünden ele almış ve özellikle işçilerin haklarını elde edememe tehlikesi karşısında asıl işvereni de müteselsilen sorumlu tutmak sureti ile işçileri koruma altına almıştır. (BKNZ (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/97925 )
Bu yazılarımdan, taşeron şirketlerin çalışmalarına karşı olduğumu çıkartmayacağınızı tahmin ediyorum. Bu benim işim değil. Kazansınlar, sizin işleriniz artsın daha fazla istihdam yapın daha fazla kazansınlar. Konumuz bu değil. Taşeron işçi arkadaşların kadroya alınmaları ile promosyon konularının THY ile ilgili olmadığı malum.
Mevzuat buna amir olduğu zaman THY olarak sizde ve Taşeron firmalarda personelinde bu ödemeyi yapacaklar.
THY’ ye hizmet sunan taşeron işçilerin sosyal haklarının örneğin: ödenmemesi / zamanında ödenmemesi / kısmen ödenmesi vb. konularda veya konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin yerine getirilmediği hususunun işçiler tarafından ispat edilmesi / belgelenmesi halinde THY’ nin de hukuken sorumlu olacağı kanun hükmü. Eminim ki bu tür bir davanın muhatabı olmak bile artık dünyanın sayılı havayollarından sayılan bayrak taşıyıcı şirketimiz, THY’ na yakışmayacaktır.
“Daha iyisini bulana kadar en iyi işin sahip olduğunuz iştir” sözü çok doğru. İşsiz kalma düşüncesi çalışanları konuyu hukuki platforma taşımaktan alıkoyacağı kabulü zorunlu olan bir gerçek. Ancak işten ayrılan / çıkartılan çalışanların THY’ ye bu sıkıntıyı yaşatmaları da yadırganmayacak bir gerçek.
Esasen hizmetinizin istenilen seviyede verilip verilmediğini de kontrol etmekle yükümlü olduğunuz açık. Şirketinizin yorumlarda dile getirilen ilgisizliği alt yüklenici çalışanlarının THY ve söz konusu personelin istihdam edildiği THY ünitelerinin yöneticileri hakkında yanlış olmasını umduğum ve dilediğim hususları düşünmelerine sebebiyet verdiğini de dikkatlerinize sunmak isterim.
Taşeron personelin şirketleri hakkında hakikat olmayan hususları ifade ettikleri düşüncesindeyseniz bu kez de kamuoyuna Bayrak taşıyıcı şirketimiz olan THY’ nin kendisine yakışmayan şirketlerle iş yapmayacağını da gösterme yükümlülüğünüzü yerine getirmelisiniz. Malum THY halka açık bir şirket. Bu da hem THY’ nin imajını koruma hem de THY’ ye hizmet veren, anlaşmalı Taşeron Şirketlerin (tekrarlıyorum çalışan beyanları doğru değilse) yanlarında durmanız anlamını taşır.
Her halükârda şirketinizin yükümlü olduğu bu denetimi yapmasının THY başta olmak üzere faaliyetin içinde bulunan tüm şahıs ve kuruluşlar açısından faydalı olacağı yönündeki düşüncemi bilgilerinize sunuyorum.
Tabii ki bu denetimler yapılmaktaysa ve de sonuçları çalışanların ifadelerini doğrulamıyorsa bu konuda da onları da bilgilendirmek yerinde olacaktır.
Takdir ve değerlendirmenize sunuyorum. Saygılarımla.
Yorumlar Tüm Yorumlar (20)