Sivil Havacılık tarihinde böyle skandal görülmedi. En azından ben duymadım, okumadım. Bilen varsa bana da söylesin lütfen. Aşağıda yazacağım şeylerden Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yetkililerinin de memnun olduğunu sanmıyorum.
25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen helikopter kazasında Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve yanında bulunanlar hayatlarını kaybettiler. Tüm Türkiye’yi üzüntüye boğan bu kazadan sonra çok şeyler yazıldı ve söylendi.
Kazada hayatını kaybeden bir siyasi lider olduğunda araştırma ve incelemenin daha titiz yapılması çok doğal. Kazaya neden olan her türlü alternatif bilgi ve belge en ince ayrıntısına kadar değerlendirilmeli. Diğer kazalarda olduğu gibi bu kazanın nedenlerini, niçinlerini araştıracak kaza kırım ekibine sahip olduğumuzu düşünüyorum. Eksikliklerimiz olabilir ama bu eksikliklerin nedenleri örtbas edecek bir eksiklik olacağına inanmıyorum. İnanmak istemiyorum.
Isparta kazasını, Adana kazasını, Van kazasını, Diyarbakır kazasını, Trabzon’da düşen İspanyol askerleri taşıyan uçak kazasını ve daha nicelerini araştıran kaza kırım komisyonlarımızın yanlış yaptıklarını söyleyebilir miyiz? Son Isparta kazasının raporu herkesi tatmin etmedi mi? Kanımca etti ve bu konuda elle tutulur itiraz olmadı.
Ancak Kahramanmaraş’ta yaşanan helikopter kazasının ardından yaşanan olaylar zinciri Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün karizmasını çizmiştir. Buna çanak tutanda İçişleri Bakanlığı’dır.
Neden diye soracaksınız?
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde meydana gelen bu kazanın ardından Büyük Birlik Partisi’nin inceleme için bir ekip getireceğini öğrendiğimde hayretler içinde kaldım. Bu ülkenin Sivil Havacılığına güvenilmediğini gösteren izni veren İçişleri Bakanlığı’nın ne büyük bir hata içinde olduğunu hatırlatan olmadı sanırım?
Ne olduğu belli olmayan iki kişi Almanya’dan geldi. Kaza yerine devletin tahsis ettiği helikopterlerle giderek akıllarınca resimler çektiler. Edindiğimiz bilgiye göre bu kişilerden birinin helikopter pilotu lisansı var. Diğerinin ise sadece PPL dediğimiz amatör pilot lisansı var. Resmi hiçbir yetkileri yok. Almanya’da bir şirketin sahibi olarak görünüyor inceleme heyeti denen kişilerden biri.
Şimdi sormak istiyorum?
Bu kişilerin yazacakları rapor ne işe yarayacak? Kime ne faydası olacak? Uluslararası hangi kaza kırımlarda görev aldılar? Kim oldukları, ne iş yaptıkları, kaza kırımlarda tecrübelerinin olup olmadıkları araştırıldı mı? İçişleri Bakanlığı hangi gerekçe ile bu kişilere izin verdi? Bundan sonra meydana gelmesi muhtemel kazalarda da bu tür incelemelere izin verilecek mi? Büyük Birlik Partisi devletin kaza kırım ekibine güvenmiyor mu?
Bütün bu sorular cevaplarını bekliyor.
Bana göre bu davranış Ulaştırma Bakanlığı ve oluşturduğu kaza kırım ekibi ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne büyük bir hakarettir. Hakareti yaptıran da İçişleri Bakanlığı’dır.
Bunun adı da tam bir SKANDALDIR...
Yorumlar