Zaman daraldı. Sabredenler kazanacak demiştik. Süreç hızla ilerlerken, zaman da akıp gitti. Bu ayın içinde size hukuksal bilgiler vereceğim. Ama biraz daha sabır. Yine iki üç konuya değineceğim. Önceliğimiz havacılık adına yapılan fuarların savaştırılması ve DHMİ’de yapılan değişiklikle ilgili anlatılanlardan kesitler aktaracağım.
Havacılığımızı yönetenlerin İstanbul Airshow’a gösterdikleri ilgiyi geçen hafta yazmıştık. Kerhen verilen desteklerin, gönülsüz katılımların getirdiği sonucu da yine cesurca biz yazmıştık. Birkaç örnekleme ile de detaylandırmıştık yazımızı.
Öyle Airex’ler gördük ki tıklım tıklım, adım atmaya yer bulamazsın. Dünya devlerinin boy göstermek için yarıştığı bir fuar idi. Bombardier’den Embraer’e, Boeing’ten Airbus’a kadar uçak üreticisi firmalar yer alırken, ziyaretçiler havacılığın keyfini yaşıyordu.
Yine geçen hafta yazdığım gibi bu sene her şeye rağmen başarılı geçen fuarın, gelecek yıllara nasıl akış sağlayacağını kestirmek mümkün değil.
Geçen hafta yapılan İstanbul Airshow’un ardından, bu hafta da Teknofest 2024 Adana’da yapıldı. Aradaki farkı gördünüz mü? Muhteşem bir fark var.
Nedir fark?
Tasarruf tedbirlerini gerçekçe gösteren TAI ve TEI’nin Adana’ya koşarcasına gitmiş olmaları. Hatta ve hatta Selçuk Bayraktar’a şirin görünmek için yapılan şovları saymıyorum bile.
Solo Türk eskiden İstanbullulara ve havacılık sevdalısı gençleri gösteriye doyururdu. Şimdi elbirliği ile Teknofest tarafına geçtiler.
Selçuk Bayraktar’ın yatırımlarını, gayretlerini küçümsemiyorum. Aksine mutlulukla izliyorum ve gurur duyuyorum. Demek istediğim havacılık ise hepimizin, yatırım ise hepimizin.
Her yerde olsun bizim hava araçlarımız.
Orman Bakanlığı da olmasaymış İstanbul Airshow iyice garip kalacaktı. Sponsorların yarıştığı Teknofest’in şovu da parası kadar güzel oluyor.
TAI’nin taze genel müdürü de Kaan savaş uçağı için; şöyle olacak böyle olacak minvalinde sözler etmiş. Gönül isterdi ki tırın üzerinde olsa dahi İstanbul AirShow’a getirip bu milletin gururu olduklarını göstermeliydiler. Ankara’da yapılan gösteri İstanbul’da pekişmeliydi.
Teknofest gösterdi ki öyle tasarruf genelgesi falan beyhude. İsteyen istediği yere koşa koşa gidiyor. Yollarda teknofest konvoyuna yapılan havadan eşlikleri de sanırım bonus olarak görmek gerekir.
Bizim derdimiz, devletin imkanlarından herkesin ve her kesimin ortak faydalanmasıdır. İkisi de havacılıkla alakalı.
Son önerim şu; eğer sıka sıka İstanbul AirShow’u batırmak ve yerine yenisini tesis etmek istiyorsanız verin Selçuk Bayraktar’a o dünyayı İstanbul’a getirir. Biz visitor (ziyaretçi) olarak gelsek yeter.
Gelelim DHMİ’deki değişim sürecine;
Hüseyin Keskin öyle kolay lokma değil. Koltuğundan kaldırmak oldukça zor idi. Bilal Erdoğan’ın yakın arkadaşı olduğu ve Cemal Kalyoncu ile yakın ilişki içinde olması onu koltuğundan etmeyi bırakın daha üst makamlara kadar götüreceği konuşuluyordu sektörde.
Hatta bir dönem bu acar bürokrat bakan satışına çıkmıştı. Hatta bugünün bakanının yurtdışına özel uçakla gitmesini onun üfürdüğü bile söylenmişti.
Bu acar bürokrat her partinin milletvekillerine ayrı ayrı bilgiler taşıyıp, üfürükçüler gibi üfürdükçe üfürüyor.
Ama işin aslı başka yerlere dayanıyormuş. Geçen hafta içinde duyduklarım adeta şok olmama sebep oldu.
“Yok be” diyeceğiniz cinsten.
Ha bu arada DHMİ’de bir tuzak ekibi olduğu ifade ediliyor. Bu tuzak ekip, firmalara sinsi tuzaklar kurup sonra bu tuzakları bertaraf etmek için çanta içinde getirilen hediyelerle iş bağladıkları bilgisi mevcut.
Kaynağım çantanın rengine, verildiği yere kadar söyleyecek. Biraz zaman…
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)