Geçtiğimiz mayıs ayı sonunda gerçekleştirilen THY Genel KurulU’na hissedar ve sorumlu vatandaş bilinciyle katılmış ve biri şifahi olmak üzere toplam 12 soru sormuş; 11 sorudan oluşan imzalı soru belgesini divan başkanlığına bizzat sunmuştum. Bu belge, Genel Kurul Tutanağına eklenmemiş ve bu uygulamanın yanlışlığı, Airporthaber’de aynı gün, okurlara duyurulmuştu.
Bu konuda daha önce yazmış olduğum yazıyı, “Şirketin mevcut yöneticilerinin asılsız diye yaftalayarak cevaplamaktan imtina ettikleri sorular, muhtemelen ve zamanla, başka mecralarda da karşılarına çıkacaktır. Cümlesiyle bitirmiştim.
Genel Kurul sonrasında bu sorular, doğrudan kendilerine değil ama onları THY ye yönetici olarak atayanlara soruldu. TBMM de Ulaştırma Komisyonu üyesi olan Sayın Milletvekili Ulaş Karasu tarafından, benim sorularımı da içeren 06/06/2024 tarihli soru önergeleri verildi. Biri Ulaştırma Bakanına diğeri de Cumhurbaşkanı Yardımcısına hitaben. Cevaplarını geçtiğimiz hafta TBMM Yazılı Soru Önergeleri sayfasında gördük.
Yüzde 49 kamu hissesi, Cumhurbaşkanlığına bağlı Varlık Fonuna devredilmiş olduğu için soru önergesine muhatap olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın Cevdet Yılmaz, önergede bahsi geçen hususların, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanına girdiğini iddia ederek, soruların bu bakanlığa sorulması gerektiği cevabını vermişler. Yani bir nevi, topu Ulaştırma Bakanlığı’na atmışlar.
Sayın milletvekili bu konuda tecrübeli olduğu için, eş zamanlı olarak aynı soru önergesini Ulaştırma Bakanına da sormuş. İşte, Ulaştırma Bakanlığı’nın şablon cevabı: (Şablon diyorum. Çünkü THY hakkında kendilerine sorulan hemen hemen her soruya bu cevabı veriyorlar.)
Neymiş efendim? THY, Türk Ticaret Kanunu’na göre faaliyet gösteren bir özel hukuk tüzel kişisi ve dahi halka açık bir şirket olarak, “SPK Özel Durumlar Tebliği” ne göre tüm açıklama ve yükümlülüklerini mevzuat çerçevesinde yerine getirirmiş. Böylece hem 49’ un yasal temsilcisinden ve hem de 51 adına cevap veren makamdan, birer açıklama gelmiş oldu. (TBMM sayfasına sık sık bakıyorum. Cevap vermedikleri de oluyor)
Ama netice itibarıyla, sorularımıza cevap alamadık ve yapılan şablon açıklamalar, bizi hiç şaşırtmadı. Çünkü, az önce belirttiğim üzere THY ile ilgili bütün sorulara genellikle bu cevapları veriyorlar. Maalesef soru soran vekiller de bu cevaplarla yetinmek zorunda kalıyorlar. Çünkü yeni sistem bu. Daha fazlasına imkân tanımıyor. Bu durumda ne yapıyoruz? Ulaştırma Bakanlığının cevabından ilham alarak, Genel Kurulda, hissedar olarak sorduğumuz sorulara, THY’nin seçilmiş ve mümtaz yöneticileri, ilgili mevzuat çerçevesinde ne cevap vermişlerdi? Dönüp, ona bakıyoruz.
Bazı sorularımız için onlar da “follow the KAP” demişlerdi. Biz de tek tek okumuştuk KAP açıklamalarını. Ama ve maalesef sorularımızın cevaplarını KAP da görememiştik. Zaten bu yüzden, yılda bir fırsatını bulmuşken, bizzat kendilerine sormuştuk. Bazı sorularımıza ise hiç de nazik olmayan cevaplar vermişlerdi. Daha doğrusu, asılsız haber, piyasa söylentisi ve spekülasyon olarak yaftalayıp, cevap vermeyi reddetmişlerdi.
Netice itibarıyla, devlet büyüklerimiz biz bilmeyiz, kendilerine sorun dediler. Öyleyse biz de buradan hissedar olarak, seçilmiş ve mümtaz THY yöneticilerine tekrar soralım:
Diğer yandan, bu dönemde işe alınan bazı kişilerle (bazı disiplin suçu işleyenler dahil) şirket açısından bir zorunluluk olmadığı halde, ikale (karşılıklı rızayla iş akdinin feshi) sözleşmeleri yapılarak, ekstra tazminatlar ödendiği ve 10 yıl,15 yıl izin biriktirmelerine müsamaha gösterilip; ikale tazminatına ilave olarak, yüksek izin paraları ödendiği iddiaları da söz konusu.
Sayın seçilmiş ve mümtaz THY yöneticileri, son kez soruyorum. Bir hissedar ve sorumluluk bilinciyle hareket eden bir vatandaş olarak, halkın ve kamunun şirketi olan THY ye zarar veren işlemlerinizi gündeme getirmemden ve sebeplerini sorgulamamdan neden rahatsız oluyorsunuz?
Neden bu yüzden, sürekli olarak hakkımda, suç duyuruları yaptırtıyorsunuz?
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)