Uzun zamandır medyada, VIP haberi duymamıştık. Önceki hafta gündeme düşen “VIP de 60 kilo kaçak altın” haberiyle bu konu, bir yönüyle yine gündem oluşturdu. Ben bu olayı değil ama yaygınlaşmış pratiği itibarıyla, havalimanlarımızda tam bir istismar alanına dönüşen VIP hizmetini/uygulamasını bu hafta köşeme taşıdım. Konu çok detaylı ve yerimiz de kısıtlı olduğu için, yazımız iki bölüm halinde yayınlanacak.
Cumhurbaşkanlığı VIP filosunu oluşturan hava araçlarının nasıl temin edildiği ve işletildiği konusundaki yazımı okuyanlar, dünyadaki benzerlerinden ayrışmış nevi şahsına münhasır zihniyeti/uygulamayı fark etmişlerdir. https://www.airporthaber2.com/kose-yazilari/soru-cumhurbaskanligi-filosunda-kac-ucak-var--cevap-hizmetin-gerektirdigi-sayida.html
Bu ve benzeri birçok konuda olduğu gibi ülkemizdeki VIP yolcu hizmeti ve uygulamalarının da profesyonel sivil havacılık işletmeciliği açısından bakıldığında, bazı yönleriyle, uluslararası standarda uymadığını görüyor ve bazı suistimale varan tezahürlerini, yukarıda belirttiğim olayda olduğu gibi, zaman zaman medyaya yansıyan haberlerden izliyoruz.
“Şeref salonları” da denilen, VIP salonlarında verilen bu hizmetin amaç, kapsam ve uygulama koşullarını Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) belirliyor.
Mevcut düzenlemelere göre, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) bu VIP salonlarının bakımından ve işletilmesinden; valilikler ise, havalimanının genel güvenliği kapsamında denetim, asayiş ve diğer hizmetlerle koordinasyon içinde yürütülmesinden sorumlu.
Bir de VIP salonlarını kullanacak kişileri gösteren “VIP Protokol Listesi” var. Bu liste, en son 2017 yılında güncellenmiş. Merak eden okurlarımız bu devasa listeye “Google” dan rahatlıkla ulaşabilirler.
Bilmeyen yoktur diye düşünüyorum ama tam bu noktada, “VIP” tanımını da verelim ve sonra hem bu listenin hem de verilen hizmetin içeriğinden biraz bahsedelim. VIP herkesin bildiği üzere, İngilizce’deki “Very Important Person” kelimelerinin baş harflerinden oluşturulmuş bir kısaltma. Makamı veya statüsü nedeniyle özel imtiyaz sahibi olan “çok önemli kişi” anlamına geliyor. Artık aramızda olmayan duayen gazeteci Bekir Coşkun’un literatürümüze kazandırdığı tabiriyle, bunlara “Çok Ünlü Kişi” denildiği de oluyor.
VIP listesinin özetle, devletlülerimiz başta olmak üzere, diğer bazı siyasetçiler, büyük patronlar ve herhangi bir nedenle özel muameleyi hak eden, kayda değer diğer kişilerden oluştuğunu söyleyebiliriz.
Bu çok önemli kişilere ücretsiz verilen özel hizmetin gerekçesi yani ilk çıkış noktası, aslında güvenlik ihtiyacı. Nedense, bu VIP lerin sürekli olarak, yüksek güvenlik seviyesinde korunmaya ihtiyaçları var ve bu nedenle sıradan insanlardan ayrılmayı; hazır ayrılmışken de daha yüksek düzeyde bir konfor ve hizmet içeren bir muamele görmeyi hak ettikleri var sayılıyor.
Hizmetin içeriğinden de kısaca bahsetmek gerekirse; ilgili genelgede belirlenen protokole göre, çok önemli kişilerin kullanabildiği bu salonlarda, yolculara birinci sınıf yolcu hizmeti veriliyor. Rutin yolcu kontrollerine tabi tutulmuyorlar. Bu kişiler, bagajlarını teslim etmek veya almak için ayrıca sıraya girmiyorlar. Bu yolculara, pasaport ve gümrük kontrollerinde de kolaylıklar sağlanıyor. Rahat koltuklarında bedava ikramlarını alırken, bir sürü hizmetli, bu kişiler için koşuşturuyor. Özetle, hizmet ayaklarına gidiyor. İşlemleri biten ve uçak kapı kapama vakti gelen VIP yolcular, salondan uçağa özel araçlarla götürülüp, “avamla muhatap olmadan”, uçağın 1.sınıf kompartımanında kendilerine ayrılan koltuklarına oturuyorlar.
Çoğunuz en az bir defa tecrübe etmişsinizdir. Bazen, aceleyle itiş kakış bin/diril/diğiniz uçağın, saati geldiği halde kalkmadığını görüp de merak eder, neden hala kalkmıyoruz? diye kendi kendinize söylenirsiniz ve tam o sırada ufukta, bir-iki kişinin daha uçağa teşrif ettikleri görülür. İşte onlar VIP dir.
Netice itibarıyla, kamuya dolayısıyla da vatandaşa külfet getiren bir uygulama bu. Çünkü, ülkemiz havalimanlarında bu amaçla işletilen salonların çeşitli masraflarını, çok sayıda hizmet veren personeli ve aprondaki uçaktan/uçağa ulaşım hizmetlerini dikkate aldığımızda, önemli bir maliyet oluşturan bu hizmet, bedava sunuluyor bu çok önemli/ünlü kişilere.
Hizmetin bedava olması bir yana, uygulamadaki sıkıntılara gelecek olursak; öncelikle bizdeki gibi devasa bir “protokol listesinin” hiçbir uygar ülkede olmadığını açıkça belirtmemiz gerekiyor. Kaldı ki; bu salonlarda bedava hizmet sunulan VIP lerimiz sadece bu devasa listede sayılanlardan da ibaret değil.
Çünkü, tek adam hükümet sistemine geçtikten sonra kaldırılan, değiştirilen makamlar/unvanlar dikkate alınarak, mevcut protokol listesi güncellenmeyip; bu konuda valilere inisiyatif kullanma yetkisi verilmiş. Bazı valiler de havalimanından sorumlu yardımcılarına havale etmişler bu çok önemli işleri.
Onlar kimin çok önemli kişi olduğuna nasıl karar veriyor? Diye sorarsanız, özellikle büyük şehirlerde her gün onlarca, belki yüzlerce VIP talebini bizzat valilerin ve yardımcılarının tek tek değerlendirdiğini düşünmek safiyane bir yaklaşımdır derim.
Muhtemelen çok önemli kişi, önceden kendi kendisini belirlemiştir. Daha doğrusu, kendisinin çok önemli bir kişi olduğuna karar vermiştir. Bu arkadaşlara da onaylamak kalmıştır. Bu talep-onay sürecinde esas alınan kriter de belli aslında. Bazı istisnalar dışında, iktidara mensup olmak.
Elbette arada kritere aykırı tercihler de oluyordur. Ama haberleştirilmedikleri sürece biz bunların hiçbirini görmüyoruz, duymuyoruz. Sonuç olarak, mevcut listenin bile abartıldığının tartışıldığı; tartışılmasının gerektiği bu uygulamada, kimlerin bu salonları kullandığını takip ve kontrol etmek artık mümkün değil. Çünkü, hasbelkader sorulduğunda, “özel talimat” açıklaması (kriteri) ile karşılaşıyorsunuz. Talimatı verenin böyle bir hak ve yetkisinin olup olmadığı da ayrı bir sorun.
Yakın geçmişte olduğu gibi, bu salonları kullanmalarına müsaade edilen şarkıcı, manken, metres, cari açık kapatan hayır sever iş adamı haberlerini artık pek sık göremiyor olmamızın asıl sebebi de bu aslında. Çünkü, VIP leri doğru-yanlış diye kontrol edecek güncellenmiş bir liste yok artık. İnisiyatif kullanmayı da eleştirebilirsiniz ama doğruluğu/yanlışlığı noktasında kesin hüküm oluşturamayacağınız için somut bir sonuca varamazsınız.
Uygar ülkelerdeki benzerlerinden giderek farklılaşan bu arabesk VIP uygulamasını daha doğrusu giderek normalleşen VIP hizmeti/uygulaması istismarını anlatmaya, gelecek haftaki yazımda devam edeceğim.
Yorumlar