Türkiye havayolu işletmeciliği açısından 2003 yılından 2006 yılına kadar hızlı bir büyüme süreci yaşadı. Bu yıllar arasında toplam 10 şirket kuruldu. Havayolu işletmeciliği açısından doyum noktasına ulaşıldı. Şimdi havacılığın gözdesi çok daha farklı.
Havacılık açısından altın çağını yaşayan Türkiye, son üç yılda Best Air, Tarhan Tower Havayolları, Golden Havayolları, Saga Havayolları, Wordfocus, Orex Havayolları, ACT Havayolları, Bosphorus Havayolları, Kuzu Havayolları ve İzAir gibi şirketler kuruldu. Bu havayolu şirketlerine 2007 yılında da Turkuaz Havayolları da eklenerek toplam havayolu şirketi sayısı 11’e yükseldi. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar kısa bir sürede bu sayıda havayolu şirketi kurulduğu söylenemez.
Bu şirketlerden Golden Havayolları ile Tarhan Tower Havayollarının lisansları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından iptal edildi. Orex Havayolları ortaklar arasındaki anlaşmazlıktan dolayı ikiye ayrılmak zorunda kaldı. Orex şimdi yeniden yapılanmanın hesaplarını yaparken Orex’in ortağı ACT Havayollarını kurdu. ACT Havayollarının büyük hissesi şimdi Yavuz Çizmeci’nin elinde bulunuyor. Bosphorus Havayolları ise başlamadan bitirdi gökyüzü serüvenini.
Şimdi Türkiye havacılık adına yeni atılımların peşinde. Havayolu işletmeciliğinin çokta karlı bir işletmecilik olmadığını gören şirketler şimdi teknik bakım üstleri kurmanın planlarını yapıyor. Teknik bakım hizmetinin geleceği bundan tam 13 yıl önce çılgınca düşünen bir kişi tarafından keşfedilmişti. O gün tek başına çıktığı yolda bugün teknik anlamda çığır açtığı yaşanan bir gerçek. Kimden bahsediyorum? Prima Aviation’un sahibi Erdal Döker’den bahsediyorum. Döker’in hayat hikâyesini dinlediğinizde bugün teknik bakım hangarlarının özel sektör tarafından keşfedilmesinin duayeni dememeniz için hiçbir sebep olmadığını göreceksiniz.
Bugün gelinen noktada Erdal Döker’in ifadesi ile “Çılgınca Düşünmeyen Batar” sözü gerçeğe dönüşüyor. Kısaca MRO denilen teknik hizmet alanlarının ilkini Erdal Döker gerçekleştirdi.
Erdal Döker’in ardından İstanbul Havayolları teknik bakım hangarı kurmak için girişimlerde bulunmuş ve bugün MNG Tekniğin olduğu hangarı yapmıştı. Ancak İstanbul Havayolları bu hangarı MNG’ye satınca MNG Teknik kurularak Prima’dan sonra ikinci MRO olma unvanını elinde bulunduruyor. Bu başarılı örnekler, havayolu işletmeciliği alanında doyum noktasına gelen ülkemizde gözleri teknik bakım hangarı kurmaya yönlendirdi yatırımcıları. Önce THY Sabiha Gökçen Havalimanında HABOM projesini gündeme getirerek dikkatleri üzerine çekti. Ancak Yavuz Çizmeci hızlı hareket ederek Sabiha Gökçen’de MY TECHNIC’i hayata geçirmek için adım attı. Kısa bir süre sonra My Technic hizmet vermeye başlayacak.
Teknik bakım hizmeti vermek diğer şirketlerinde gözdesi olmaya başladı. Önce Onur Havayolları bu iş için kolları sıvadı. DHMİ’nin açmış olduğu ihaleye girerek Atatürk Havalimanında hangar alanı aldılar. Ancak DHMİ’nin ihale şartlarındaki değişimleri sonucunda bu girişimden şimdilik vazgeçildi. Bir başka çalışma da Isparta’da yürütüldü. Isparta’da da teknik hangar yapılması için çalışmalar sürdürülüyor.
Son olarak AtlasJet Havayolları da teknik bakım yapmak üzere bir şirket kurdu.
Anlaşılan o ki, artık havayolu işletmeciliğinin cazibesi yerini teknik bakım hizmeti veren şirketlere bırakacak.
Hizmet yarışı için rekabetin her zaman etik kurallar çerçevesinde yapılmasını dilerken, MRO’u düşüncesini Türkiye’ye aşılayan Erdal Döker’i alkışlamak gerek.
Evet, artık havacılığın yeni gözdesi MRO’lar. Türkiye’ye ve Türk Sivil Havacılığına hayırlı olsun.
Yorumlar