Havacılıktan soğudu, kendini unutturdu...
"Beni bıktırdılar, beni soğuttular. Artık havacılığı kolay kolay yapmam. Kafam rahat, huzurum yerinde" Bu sözler kime ait az sonra sizlerle paylaşacağım. Havacılığa sıfırdan gelmişti ama koca bir dev yaratarak ayrıldı. Şimdi sayfiye bir yerde kafasını dinliyor. Uçak kalktı-kalkamadı, yolcular havalimanında kaldı, teknik arıza var, petrolün variline şu kadar zam geldi. Aman biletleri erken sattık yine zarar ettik gibi düşünceleri yok artık.
Çaycı Ömer lakabıyla anılan Ömer Torosluoğlu'ndan bahsediyorum. 11 Kasım 2008 tarihinde İnter Havayolları adlı şirketini kapatarak havacılık sektöründen çıkıverdi. O günden sonra kimseye konuşmadı, havacılık sektöründen neden çıktığını açıklamadı bile.
Malum yaz sezonu olması sebebiyle kendimizi Akdeniz'in soğuk sularına bırakmak için biraz serinleyelim istedim. Yolumuz Kemer'e kadar uzandı. Ömer Torosluoğlu'nun sahibi bulunduğu Orange County Oteli'nde de misafir olduk. Önce kısaca otelden bahsedeyim. Bir konsept bu kadar muhteşem düşünülebilir. İçine giren dışarı çıkmak için bir sebep bulamıyor. Bakkalından diskosuna, kuaföründen alış-veriş merkezine kadar aklınıza ne gelirse her şey mevcut otelde. Akşam olduğunda kendinizi İstiklal Caddesi'nde geziyormuş gibi hissediyorsunuz.
Hal böyle olunca da otel hiç boş kalmıyor. Tıklım tıklım. Azerisinden Hollandalısına, Türkünden Almanına, İngilizinden Rusuna kadar her milletten insan Orange County'de tatil yapmak için can atıyor.
Ömer Bey ile otelin İstiklal Caddesi'nde oturuyoruz, uzun uzun sohbet ediyoruz. Ama laf dönüp dolaşıp hep havacılığa geliyor.
Dayanamayıp soruyorum. "Havacılıktan neden ayrıldınız, tekrar girecek misiniz"
İşte bu soru yaraya tuz basmış gibi Ömer Torosluoğlu'nun içindekileri dökmesine neden oluyordu.
Kelimeleri de seçerek kullanıyor. "Başka şirketlere tanınan bize tanınmadı" diyor Ömer Torosluoğlu.
Bir keresinde uçağımıza yurtdışında bir yer aracı çarpmıştı. Sonra Lufthansa Teknik'te uçağı bakıma aldırdık. Yolcular perişan olmasın diye yabancı bir şirketten uçak kiraladık. Ama Ankara bize "Bu uçak altı ay uçmamış izin veremeyiz" deyince tepemiz attı. Aynı uçak yabancı bir başka şirket altında Türkiye'ye uçuş yaptı.
Adaletsizliğe maruz kaldık. Moldova uçağı Irak'ta düşünce bizim Sivil Havacılığımız kılı kırk yarmaya başladı. Dolayısıyla olan bize oldu. Oysa en sorunsuz şirket bizdik. Önümüze konulan engeller bu işi yapma hevesimizi kırdı. Sonunda karar aldık. Zorlayarak havacılık yapılmaz dedik.
Tüm arkadaşlarımızın maaşını ve alacaklarını verdik. Sonra çıktık bu sektörden. Şimdi asla girmem. Çok rahatım, bildiklerimi söylesem yer yerinden oynar. Ama bazen susmak gerekiyor.
İşte bütün bunlar Ömer Torosluoğlu'nun sözleri.
Muhteşem otelinde muhteşem bir işletmecilik yaparak turizmcilik yapıyor. Gidilip görülesi otelde sakin bir hayat sürüyor. Tıpkı havacılıkta kazandığını Türkiye'ye yatırdığı gibi turizmden kazandığını da Türkiye'ye yatırıyor.
Ne diyelim darısı diğer havacıların başına.
Yorumlar