Hava-İş, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş'de grev kararı alacağını duyurmasının ardından gözler sendikaya çevrildi.
Sendikanın mevcut yönetimi bir yandan Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri ile meşgul olurken diğer yandan da muhalefetin genel kurul baskılarını püskürtmeye çalışıyor.
Bu iki konu ile ilgili gözlemlerimi aktarmadan önce bazı şeylerin hatırlanmasında fayda olduğunu düşünüyorum.
Durumdan vazife çıkartıp taraf olan insanlar var bu camiada. Taraf görünüp o camiadan faydalanmak isteyenler mevcut yönetimi pohpohluyorlardı. Biz bu tür davranış içinde olanlara "yanaşma" diyoruz. Bu yanaşmalar akan suya veya esen rüzgara göre taraf yön değiştirirler. Bu yanaşmaların, yanaştıkları Hava-İş'in internet sitesinde de alenen gösterilmişti zamanında.
Ama zamanla anlaşılan gerçek düşünceler yanaşmacılarla-yanaşılanları birbirinden ayırdı. İşte taraf olmanın en kötü yönü de bu. Bu yanaşmalar şimdi başkalarının yamacına asılıp oradan medet umuyorlar. Ama yanaşarak değil çalışarak üretmek en güzeli diye düşünüyorum.
Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, AirportHaber'e konuştuktan sonra muhalif kanat Gökkuşağı Hareketi'nin temsilcileri de ofisimize bir nezaket ziyaretinde bulundular. Her iki kanadın AirportHaber'le görüşmesi bizlerin ne kadar tarafsız olduğunun bir göstergesidir.
Bu açıdan her zaman doğru yolda olduğumuzu düşünürüm. Haberci arkadaşlarla yaptığımız toplantılarda da tarafsızlık konusunda sürekli telkinde bulunurum.
Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin'in hem hizmette eskidiğini hem de yüzünün eskidiğini düşünüyorum. Tıpkı Tunus Devlet Başkanı gibi 20 yılı devirmiş. “El insaf” diyorum. Bir insan bu kadar koltuk hırsı ile yanıp tutuşur mu? Kişiler kendi kararlarını kendileri verirler ama Atilay Ayçin'in Tunus Devlet Başkanı’nın durumuna düşmeden çekilmesi gerektiği kanaatindeyim. Kendi desteklediği bir aday da olabilir veya üyeleri serbest bırakarak sendikanı yeni yönetici seçmesini sağlayabilir. Yıllardır futbol takımı tutar gibi kendisini destekleyenlere teşekkür etmeyi bilmeli.
Gökkuşağı Hareketi'nin AirportHaber'i ziyareti ile ilgili de birkaç söz söylemem gerek. Açıkçası Ali Gülçiçek ve yanında bulunan diğer arkadaşları oldukça ılımlı gördüm. Olması gereken de bu. Hatta itiraf edecek kadar olgun gördüm Ali Gülçiçek'i. Örneğin; Hava-İş Sendikası'nı tacizle suçlamaları konusunda hatalı olduklarını kabul etmesi herkesin yapacağı bir iş değil. Devir, şiddet devri değil.
Seçim kazanılacaksa vaadlerle kazanılmalı. Yeni açılımlarla kazanılmalı. Sadece mevcudu eleştirmekle seçim kazanılmamalı. Yada bel altı vurmalarla da kazanılmamalı. Yanaşmalarla da yolda yürünmemeli. Asıl gücü üyelerden, delegelerden almak gerek.
Sendikanın Türk Hava Yolları Teknik A.Ş'de grev kararı alacağız açıklamasını ise yine geçmiş dönemlerde yapılan blöflerden biri olarak görüyorum. Grev kararı asmak grev yapmak değildir. Sonuçta al gülüm-ver gülüm olup bitecek. Ama çalışanların haklarını en iyi şekilde korumak sendikanın görevi ise işverenin de çalışanların hakkını gözetmesi gerekiyor.
Sendikanın THY ortaklığındaki Pratt&Whitney ile TİS görüşmeleri yürüttüğü ve orada da uyuşmazlık olduğu haberleri geliyor. Anlaşılan o ki, sendika çok cephede savaş veriyor. THY Teknik, Pratt&Whitney, muhalefet, Sabiha Gökçen bunlardan bir kaçı. Atilay Ayçin'in açıklamalarından anladığımız kadarıyla yakında özel sektöre de el atılacak. Cephe büyüyor, daire genişliyor. Bakalım bu savaşın galibi kim olacak. Ama benim tavsiyem herkes yanaşmalara dikkat etsin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (11)