Bir yandan çalışanlarının işine son veriliyor, diğer yandan çok sayıda kabin memuruna eğitim verip işbaşı yaptırılmıyor, bir başka yandan ise yüzlerce kabin memurunu eğitim adı altında uçurmaması garip şeylerin zuhur bulduğunun göstergesi diye düşünüyorum. Öte yandan bir dedikodu aldı başını gidiyor.
Hiç ama hiç iyi değil. Süslü kelimelerle kamuoyu aldatılıyor, yanıltılıyor ve gerçekler gizleniyor.
Şuradan başlayalım isterseniz; THY borsada eriyor ve bu gidişatın THY’ye nasıl bir yıkım yaşattığının bilançosu henüz kimsenin önüne konulmadı. Kamuoyu, THY’nin başındaki kişinin kendi uhdesinde olan medyanın sunduğu ile yetinmek zorunda bırakılıyor. Gerçeklere erişmek, uzaktan bakanlar ve sadece medya ile yetinenler açısından oldukça zor.
Oysa, THY borsada tepetaklak. Bunu nereden anlıyoruz? İlker Aycı’nın Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajından.
Eğer bir yönetim kurulu başkanı özel sektörün açıklamalarını gündeme getiriyor ise, bilanço kavgası ediyor ise demek ki sorun büyük.
Kimi kastediyor? Tabi ki Pegasus Havayolları’nı. Çünkü Pegasus borsada tavan yapmış, yolcuda tavan yapmış, gelirde tavan yapmış. Milli havayolumuz THY ne yapmış, baş aşağı giden bir tablo yaratmış.
THY, 11.30’dan işlem görürken Pegasus Havayolları 70.90 ile işlem görüyor. Bunun hesabını kim verecek? Verecek kimse yok!
Ama isterseniz ben söyleyeyim hesabı. Taşındık para kaybettik, MAX’ler yere indi yolcu kaybettik. Havalimanı uzağa taşındı, maliyetler arttı. Taksi süresi uzadı, körük pahalandı, kiralar arttı hepsi bana negatif yansıdı. Açıklanacak mazeret bu. Eeee, önlem olarak sen ne yaptın?
Onu da söyleyelim.
“Bol bol konuştuk. En lüks arabalara bindik. THY gibi bir markanın yönetimi olarak her kırmızı halıdan başka yere basmadık. THY için değil kendi PR’ım için çalıştık. LEGO’lara para yatırdık. Velhasıl elimizden geleni yaptık” demekten başka çareleri de yok.
Tabi işin can alıcı noktasını unutmuyoruz.
Çalışanların işine son veriliyor. Örneğin; THY’nin alt markası TGS’den yüzlerce kişiye kapı gösteriliyor. THY kendi kabinindeki 700 kabin memurunu uçurmuyor. Eğitim adı altında 45 gün yerde eğitim verecek. Benim bildiğim sıfırdan kabin memuru olacak olanlara o kadar süre ile eğitim veriliyor. Bu sayede tasarruf yapacağını düşünüyor arkadaşlar.
Eğitimi tazelenen arkadaşların yerine yenileri gelecek. Onlara da eğitim dökülecek. İşler böyle giderse yine torpilliler kalacak torpilsizler işten çıkartılacak.
En basit çözüm işten çıkartma.
THY’nin OPET ile yarı yarıya ortaklığını hesaba katmıyoruz. Biliyorsunuz İstanbul Havalimanı’nda OPET yok. THY %25 ortaklığa razı gelerek yeni bir oluşuma evet dedi.
Neresini tutarsanız tutun dökülüyor.
Yılsonunu merak ediyorum. Yılsonu arkadaşların karnesi ortaya çıkacak. Bakalım hangi argümanlar ile toplumun karşısına çıkacaklar.
Yılsonunu beklemeden bir dedikoduyu dile getirelim.
THY kaynaklarından edindiğim bilgidir bu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çıkarılan veya istifa edenlerin yeni durağı THY olacakmış. Bunun geçmişte örnekleri çok. Temel Kotil’den Abdurrahman Gündoğdu’ya kadar hepsi belediye geçmişi olan yöneticiler idi. Ne diyelim onu da bir kes daha görmüş olacağız.
Selçuk Bayraktar’a hayranım…
Gerçekten ve içten söylemem gerekirse adam “MİLLİ” tabirini layığı ile hak eden bir çalışma yürütüyor. Son paylaşımı gurur verici. Bırakın insansız hava aracını işte Milli uçağı da üretebilecek bir azim ve istek sahibi.
Keşke ülkemizde on tane daha Selçuk Bayraktar olsaydı da “Milliliği” doyasıya yaşasaydık.
Havacılık, hava savunması, ülke güvenliği anlamında yaptığı çalışmalar tam da olması gerektiği gibi. İşte bizim ülke olarak damat diye değil yatırımcı olarak bakmamız gereken bir şahsiyet olduğunu söylemek lazım.
Tüm samimiyetim ile tebrik ediyorum.
Yorumlar Tüm Yorumlar (88)