Merhaba,
Daha önce bir yazımda Sayın Hamdi Topçu’nun THY’den ayrılması ve Sayın İlker Aycı’nın başlaması ile ilgili değerlendirmelerimi yazmıştım.
(Özetle, kişilerin eleştirisi değil fakat etkin olan / etkin olduğunu düşündürecek kadar siyasi tarafı ön planda olan değişiklikler olduğunu belirtip eleştirmiştim)
Sayın Aycı’nın bazı iç-dış iletişime dönük çalışmaları kimileri tarafından çok beğenilirken kimileri de çok eleştirel yaklaştı. Bunlardan bir kaçını hatırlayacak olursak;
- Temizlik personeli kıyafeti giyerek uçakları tebdil-i kıyafet teftişi
- Tebdil-i kıyafet olarak havalimanında başbakanı karşılaması
- Plansız olarak Uçak teknisyenlerinin sahuruna katılıp hangarı ve özellikle teknisyenlerin soyunma dolabı alanı gibi bölümleri teftişi.
- Rutin toplantı formatı dışında yöneticiler ile görüşüp çalışan lehine tavır alması ve çalışan doğrudan teması.
Burada niyetin bir PR imaj çalışması mı olduğu yoksa samimi bir davranış olup standart bilgi kanalları yerine doğrudan görmek ve hızlı çözümler üretmek mi olduğu tartışılıyor. Ben aksinden emin olana kadar 2. Şık olduğunu düşünmek istiyorum.
**
Yukarda yazdığım formata uygun olarak iki konuda daha Sayın Aycı alışılmadık bir şekilde davrandı.
Bilindiği üzere THY yıllardır DO-CO ile başarılı bir ortaklık yürütüyor ve bunu da TURKISH DO-CO olarak ortak şirket çatısı altında yapıyor. Diğer konularda farklı görüşler olsa da her zaman THY ikramın öneminden bahsetti ve ikramı öne çıkardı. Sayın Aycı farklı ne yaptı derseniz – haber kaynaklarımızın ilettiği bilgiye göre yazıyorum- Pilotlar ile yaptığı bir görüşmede THY’nin önceliğinin ikram değil uçuş emniyeti olması gerektiğini vurgulamış. Uçuş emniyetinin önemini herkes söylerdi fakat biraz da – bu benim yorumum – ikram ile karşılaştırıp sanki biraz bu konuda daha çok çalışmalıyız düşüncesine sahip olduğunu hissettirmiş. Tebrik ediyor gereğini bu yolda atılan her adımın, harcanan her liranın helal olacağını belirtmek istiyorum.
Bunu yaparken de özellikle hızlı mesafe kazanmak için 3. göz olarak bakacak / bakan kuruluş ve kişilerden faydalanmasının önemli olduğu aşikardır.
Bir başka sıra dışı davranışı da TEKNİK A.Ş TİS sürecinde gördük. Yıllardır teknik personelin Pas bilet hakkı ile ilgili sorunları vardı ve bu konunun bazı teknik detayları ısrarla THY tarafından kabul edilmiyordu. İmzalanan son TİS ile pas bilet konusunda ki durum çalışan lehine olarak kabul edildi. Burada Sayın Aycı’nın kişisel yaklaşımının etkili olduğu anlaşılıyor. ( Çalışan TEKNİK A.Ş şirketinin personeli Bilet hakkı veren ise THY A.O yani burada TEKNİK A.Ş maddi fedakarlık yapan taraf aynı zamanda )
**
Bu yazımda daha önce değindiğim bir konuya da kısaca yer vermek istiyorum.
Konu : İşsiz pilotlar
Soru : Bu kadar pilot ihtiyacı varken işsiz pilot nasıl olur ?
(Burada işsizlik sorunu olanların kaptanlar değil 2. Pilot / F.O ‘lar olduğunu belirtmeliyim)
Bu sorunun cevabı için –istisnaları ayrı tutalım- işsiz pilotlarımızın özelliklerine bakmak gerekiyor.
Kamu şirketlerini bir kenara koyalım ( THY de kamu kabul edebiliriz ) Sadece bir havayolu olsa bir şekilde izah etmeye çalışabiliriz fakat bu kadar farklı özellikte özel havayollarımız varken böyle bir sorun varsa bakış açımızı değiştirmemiz gerektiği kanaatindeyim. Niçin bazıları iş bulurken bazıları işsiz kalıyor ?
İş bulanların; uçuş eğitimi , ingilizce , diploma , davranış vb durumlarına bakıp aynı şekilde birde iş bulamayanlara bakarsak arada fark olduğunu emin olun görebilirsiniz.
Bu kadar yetişmiş pilotu işsiz kalması da ayrıca hem bu arkadaşlarımız için hem de ülkemizin kaynaklarının kullanımı açısından üzücü.
Çözüm olarak ; İşsiz pilotlarımızın elenme sebeplerine göre gruplandırılarak bu eksiklerini tamamlayıp hazır hale gelmeleri sağlanabilir.
Okyanus geçilmiş , tüm süreç bitmiş fakat X konuda yetersiz olduğu için dereyi geçemeyen / sürekli elenen bir pilotun israfı yazık değil mi ?
Bu eksiklerin giderilmesi en başta ülke ekonomimiz için atıl bir yatırımı kazanmak anlamına gelir. Burada en çok görev STK’lara düşüyor. Pilotların örgütlü olduğu vakıf , dernek gibi oluşumlar var. Bu STK’lar aktif rol üstlenebilir.
**
Bu vesile lüzumu üzere kısacık bir teknik bilgiyi de yeniden paylaşmak istiyorum. Havacılık tıbbı ile ilgili kişiler bile teknik konularda yanlışlıklar yapabiliyor örneğin pilotların sürekli kabindeki havayı soluduğu için sorun olduğu yazılıyor / söyleniyor. İşin aslı kokpitte kabin havası olmaz kabinden farklı olarak kokpit havası sirkülasyona tabii değildir sol pack’ten alınan özel bir hat ile doğrudan ve sürekli temiz hava verilir.
Saygılarımla
Erdal GÜLMEZ
Yorumlar Tüm Yorumlar (40)