28 Şubat 2022, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • Normal şartlarda milli güvenlik sorunu olmalıdır..
  • Bir insan hakkında haklı olarak bu kadar çok kötü yorumlar yapılıyorsa o insanın şapkasını önüne koyup düşünmesi ve vicdan muhasebesi yapması gerek ama nerede bu tiplerde o izan,anlayış,düşünce,onur? Şu yapılan olumsuz yorumların onda biri bana yapılsa kahrolurdum kesinlikle de bunların derdi,davası para,makam ve çıkar o yüzden de suratlarına tükürülse yarabbi şükür derler hamdolsun...
  • İlker Aycının durumu aslında karışık değil;hintli gazteci bir araştırma yazısını yayınlayınca ortalık karıştı.Gazeteci makalesinde İlker Aycı’nın radikal islamcı olarak personeline yaptığı baskı ( Hava Sen), iftira ile atılan 211, Seküler yaşam süren pilatlara bakış açısı, eksi not getirdi ancak İlker Aycı radikal islamcı ilan ederek ,El kaide ile İlker Aycı arasında bağlantı kurması ve bunun hindistanın iç güvenlik meselesi olma ihtimali, ortalığı karıştırdı.Hintli yazar aynen şunları söylemekteydi:”” Aycı'nın terör gruplarıyla olan sözde bağlantılarını da araştırılacak.Bu durum sosyal medyada abartılı tepkilere yol açmış olsa da, eski Türk Hava Yolları başkanının bir zamanlar El Kaide finansörü olan bir kişiyle geçmişte ilişkileri olduğuna dair haberler çıktı. Hindistan'daki raporlar şimdi hükümetin Aycı'nın geçmişine bakmak için istihbarat teşkilatı RAW'ın hizmetlerini kullanabileceğini söylüyor. RAW'ın dikkati, Hindistan ticari havacılığında nadir görülen bir örnektir.”” Bu konu Aycının Tata gurupça, Hindistan Sivil Havacılıkça RAW İstihbarat servisine yaptırılacak güvenlik soruşturmasından geçmesini zora soktu. Nedenmi 2. Bölümde devam edeceğim. İlker Aycı ve Abdülkerim Çay ile alakalı Cumhuriyet gazatesi 03/08/2014 tarihli haberinde polis fezlekesine dayanarak şunları söylemekte ; 9 Ekim 2013 Çarşamba günü Abdülkerim Çay’ın Yasin Elkadı ile beraber toplantıda olduğu, ilker Aycının da toplantı gecesi El Kadının memnuniyetini araştırdığını yazıyor,haberdeki fotoğraf ta ise Yasin el Kadı, Muaz Kadı, Usame Kutub, Abdülkerim Çay, Cengiz Aktürk, Nebil Hâkimi…görülmekte olup konu havacılık dışında Etiler Polis Okulu yerine yapılan Bosboris 360 inşeat firmasının projesi için görüşmeler yapılmıştır. O esnada İlker Aycı Kalkınma Ajansı Başkanıdır ancak Abdülkerim Çay’ın sıfatı bilinmemektedir.Demekki bu haber ve haberin dayandığı fezleke Hintli Gazatecinin eline geçti ki , Hindistan için bir iç güvenlik meselesi uyarısı yaptı. İlker Aycı’nın açıklamasındaki “konu başka noktalara çekilmekte” demesi bumuydu acaba? Aycı’ mı görevden vazgeçti. Yoksa Tata gurupmu Aycıyı vazgeçirdi bu bir muamma. Ancak bu olay Aycı’ nın havacılık kariyerini bitirecek gibi. 03/08/2014 Cumhuriyet gazetesi haber linki https://www.cumhuriyet.com.tr/amp/haber/akpnin-susurluku-101385
  • PROF DR AHMET BOLAT BEYE ULAŞMAMIZ NASIL OLACAK YOKMU KİMSEDE MAİL ADRESİ
  • Beğenmeyen varsa kapı orada demişti. Kaderin cilvesine bak ki, o kapı kendisine gösterildi. Hem de hava durumu krizinin tam ortasında. Normalde böyle değişiklikler kriz bitip operasyon normale dönünce yapılır. Yöneticiye de nezaketen ve yalandan "Her şeyi yoluna soktum bırakıyorum" deme şansı verilir. Kriz devam ederken yöneticiyi istifa ettirmek "sen beceriksizsin bu krizi yönetemezsin" diyerek aşağılamadır. Kendisi bu nezaketten de yoksun bırakılarak kapı gosterildi. Kaderin cilvesine bakın ki, TATA gibi büyük bir grupta olmaktan gurur diyorum diye demeç veren, hatta kariyer planını yaparken bile sayın Cumhurbaşkanımın onayını alıp kabul ettim diyen bir adam, şimdi kalkıp ben istemedim demek zorunda. Ama şansına çalıştığı sektör bu acziyeti fark edecek kadar eğitimli. İlker için artık kapılar orada ama acaba hangilerinden içeri girebilir. Ona denmişti kapı orada ama biz kalırız sen gidersin diye. Bu arada sendika, yeni başkana hayırlı olsuna gidemedi henüz:)) Ayak takımının, Hamdi ve İlker gibi kendileriyle aynı düşük kültürden gelmeyen, vasıflı ve duruşu olan bir Yöneticiye çat kapı gidemeyecklerini zaten tahmin ediyorduk. Ha Ahmet Bey'in bizim aleyhimize olacak planları varsa bile bunu usulüne uygun yapacaktır. Kimseyi salak yerine koyup "sendikanız, haklarınızı korumak için bizi çok zorladı, böyle bir sendikaniz olduğu için çok şanslısınız" diye seviyesiz sulu açıklamalar yapmayacaktır. Ahbap çavuş muhabbeti bitti, artık ciddi kurumsal bir ortamda Tatlibala kolay gelsin.
  • Gerrçi yukarıda da az örtülü şekilde belirtilmiş ama İlker Aycı "kendi yaptığı" açıklama ile, Tata Son's üst yönetimile yaptığı son görüşme sonrasında teşekkür ederek, olumsuz bir duruma mahal vermemek amacıyla kendisine teklif edilmiş Air India CEO'luğudan "affını istemiş"! Ama yukarıdaki yoruma katılırım: İ.A.'nın Türkiye dışında herhangi bir ülkede sivil havacılık kariyeri bitmiştir!
  • İltisak ve irtibat diye işten atılıp savcılık tarafından tamamiyle aklanan insanlar var bu insanlara hiç bir ödeme yapılmadı. Yıllarını şirkete veren insanların beş kuruşsuz kapı dışarı edilmesi normal midir?
  • Koskoca THY Eski CEO su Hindistan da güvenlik soruşturmasından geçemedi!! Bundan daha ağır ne olabilir ki? Bu uluslar arası arenada yankı bulabilecek ciddi bir sıkıntı ve İlker Aycı için Uluslararası havacılıkta yönetici değil işçi olması dahi düşünülemez.Ama siyasi torpille ancak TR’fe bir yerin başına geçirilebilir.Sağda solda ben eşekten düşmedim zaten incektim mavrası yapar.Bu adamlar için onur,gurur ayaklar altına alınmış olmasının bir önemi yoktur, olsa idi Hava Sen’e, 211 olayı olmazdı.
  • Salak ilker ve kuyruk Abdulkerim yaptinlarinin hesabini verecekler. Maalesef bizim toplum is isden gectikten sonra uyaniyor!
  • işte aycı budur. BU BİLGİ BENDE YOK. HABER HANGİ NEŞRİYATTA YAYINLANMIŞTI. HATIRLARSANIZ MUHTEMELEN VİDEO ONLARDA VARDIR. ARAŞTIRMAM İÇİN BU BİLGİ GEREKLİ

İlker Beyin Özgeçmiş soruşturması ne zaman biter? Air İndia iş teklifini geri çeker mi?



Anlaşılan çok istesek bile şu İlker Aycı beyi, kaldırıp bir kenara koyup, onu orada unutamayacağız. Halen bana gelen özel notların % 50’ si bu beyle ilgili.. Yorumlarda halen mümtaz bir yeri var Sn. Aycı’ nın. Sanki tüm Hindistan Airporthaber okurmuş gibi. Mektup gönderip duruyoruz Air İndia çalışanlarına.

Bu arada bir dostum, Prince M. Thomas’ın Hindistan basınında yer alan bir yazısını gönderdi.  Daha iyi anlamamız ve paylaşmamız için Türkçe tercümesini de göndermeyi ihmal etmemiş.  Bay Prince M. Thomas’ı kim bilgilendirmiş ise bayağı zaman ayırmış bu işe. Ancak çok eksiği var.

Evet, yazının için de en flaş bölüm yine bizim 211’ ler ile ilgili. Bu uygulamanın kamuoyuna nasıl duyurulduğu da özellikle vurgulanarak ve de yapılan bu çirkinliğe dikkat çekilerek ifade edilmiş haberde. Mahkemeler ile birlikte, tüm haklarını geri kazanmış olan çalışanlara pass biletlerin ve de emeklilik haklarını kazanmış olanlara THY Emekli Personel Tanıtma Kartlarının verilmemesi konusunun maddiyattan çok daha önemli olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Bunu açıklıkla vurguladığına göre Baş Thomas’ da benim gibi düşünüyor demektir. Sn. Aycının en büyük hatalarından biridir bu husus. İyi niyetle kesinlikle bağdaşmayan uygulamalarından yalnız ve yalnız biridir. Bay Thomas, uzun haberinde Hava Sen konusuna da değinmiş. Aycı beyin pilotlarla ilişkileri de Air İndia kokpit çalışanlarını ziyadesinden fazla tedirgin edecek şekilde vurgulamış haberde. Ve de ilk göreve başladığı zaman apron işçisi kıyafeti ile Başbakanı karşıladığından da bahsediyor. Aycı gösterişi meraklıydı notu ile. Bu konuda eksik mi bilgilendirilmiş yoksa yazar konunun uzamaması için yazar mı onları kırpmış bilemiyorum.

Her ne ise şimdiki son haber ise İlker Aycı için Hindistan İç işleri Bakanlığınca özgeçmiş incelemesi yapılacağına ilişkin. Malum Özgeçmişteki hususlar İlker beyin THY öncesini de kapsıyor. Nereye kadar uzanır, bilmem (?)

Hintliler kibar davranıp rutin bir işlem olarak duyurdular bu konuyu.  Ancak Hindistan’ da üst düzey bir göreve getirilecek olan yabancı uyruklu kişilere yönelik söz konusu detaylı özgeçmiş araştırmasının görevlendirilmenin ilanı öncesi yapılması ve atamanın bu araştırmayı takiben kamuoyuna duyurulması diplomatik nezakete daha uygun olurdu gibime geliyor. İlker Bey ve yakın dostlarının bu hususu nasıl düşünememiş olduklarını anlayabilmem mümkün değil.

 Evet, bu bahaneler 2016’ da 211’lere uydurulamadı ama İlker Bey ile Bay Çay’a uyacaktır.(?). Yazıyı uzatmamak için uygunluk gerekçelerini yazmıyorum. Uymuyor diyen olursa, metin içinde geçen her kelimenin bu iki şahıs için neden uygun olduğunu teker teker anlatabilirim.

Her ne bulurlarsa bulsunlar İNDİSTAN İç İşleri Bakanlığı yetkilileri bu bahaneyi ilgili zata bildirirken zorluk çekmezler”. Ama İlker Bey bunu kendi ülkesinin halkına ve beraber çalıştığı ( ? ) insanlara nasıl anlatır orasını bilemem?  Üstelik sonucun menfi olmasından mutluluk duyacak ve İlker Beyin aleyhinde neşriyat yapmaya hazır “ Allahın sopası yok, Adaleti var. Eden bulur ” demeyi bekleyen bir THY topluluğu varken. Tabii daha önce görev yaptığı işyerlerindeki çalışanların Bay Aycı’ ya hissiyatlarını bilmiyorum. Acaba onlar ne düşünüyordur (?) Yanılmıyorsam İlker Bey THY’ de işe başladığı zaman internette bir önceki görevinden ayrılış nedenini okumuştum.

Her ne ise, bu gün Hindistan’da Aycı’ nın Air İndia’ da görevlendirilmesine milliyetçi kanadın muhalefet ettiğini ve de Başbakandan uygulamayı veto etmesini istediklerini okudum. Aslında özgeçmiş soruşturması sonunda şurasın bu var, şurasında şu var diye görevlendirmeyi geri çekeceklerse Başbakanın hiç o konuları karıştırmadan atamayı veto etmesi daha hayırlı. Bakmayın kızarız, sevmeyiz yaptıklarını unutmayız hatta”, niyeti kaderi olsun” diye beddua bile ederiz ama yine de bir Türkün özellikle yurt dışında kötü bir duruma düşmesini arzu etmeyiz.

ÖNCE BAŞLIĞI AÇIĞA KAVUŞTURALIM. IK neden IKK’ya dönüştü? IK’ da Sergilenen yönetim tarzlarından olabilir mi? Peki, IKK Ne demek?” Evet; IKK kısaltmasının açılımı ( İnsan Kayırma & Kaydırma Ünitesi)  şeklinde oluyor. Beğendiniz mi? Aynı görüşte misiniz?  Doğruluğunu onaylar mısınız? Bilemem.

YAZIYA BAŞLAMADAN ÖNCE BİR NEZAKET KAİDESİNİ YERİNE GETİRELİM.: Mutlak ki; bazı şirketlerin söz konusu üniteleri, insani ve vicdani prensiplere ve yönetim kıstaslarına uygun planlamaları ile çalışanların genelinin saygı ile kabul ettiği bir hizmet üretiyorlardır. Önce İnsanları seven, insanın bir değer olduğu noktasından hareketle, çalıştıkları şirkete, patronuna olduğu kadar çalışanlarına da yakın ve tüm faaliyetlerini konu ile ilgili mevzuat ve prensiplere uygun, insancıl bir tarzda yürüten İnsan Kaynakları ünitelerini yazıda yer alan anlatımın tümünden tenzih ediyorum.

Oldum olası İnsan kaynakları ünitelerinin sorumluları ile problemliyimdir. Patronlar, bu iş için genelde tanıdıkları, güvendikleri (?) insanları görevlendirirler. Hatırlar mısınız bilmem eskiden bu ünitenin adı Personel Müdürlüğü / Başkanlığı / Genel Müdür Yardımcılığıydı. Sonra birisi çıktı ortaya daha fiyakalı bir yakıştırma yaptı.İnsan Kaynaklarına dönüştürdü ünitenin adını. Bu unvan değişikliği adeta çağ atlatmıştı üniteye. Hafiften şımartmıştı.  Anında kendilerini daha modern görmeğe başladılar. Çoğunlukla konuşmalarında Türkçeyi bir kenara bırakıp İngilizce terimler kullanmaya başladılar. Oysaki, İlk başta ümitlenmiştim. Ağalar çalışanlarında insan olduğunu nihayet hatırladılar diye. Yine yanılmışım. Olanı biteni gördükten ve işleyişi tam anladıktan sonra o üniteye IKK adını yakıştırdım. Evet, İnsan Kayırma ve Kaydırma Ünitesi bölümün reel fonksiyonunu daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Yanılıyorsam, söyleyin.

Bu değişiklik yapıldığı zaman, İş göreni makinenin bir parçası olarak gören klasik yönetim anlayışının bir sonucu olan Personel Yönetimi, iş görenin sadece işe alma, terfi, atama, ücret ve izin gibi işlemleriyle ilgili bir alandı.  İnsan Kaynakları Yönetimi, Personel Yönetiminin geleneksel işlevleri yanı sıra, insana daha değer veren ve onu geliştiren, psikolojik ve toplumsal gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen bir yaklaşım olacağı düşünülmüştü. Bazı kurumlarda öyle de oldu. Bazılarında ise, hayır öyle olmadı.

Bu arada küçük bir anekdot. Çalıştığım şirketlerin birinde İnsan Kaynakları Ünitesinin üst kat girişinde koskocaman “Personel giremez” yazısı görmüştüm.  Evet, çalışanlar girmemeliydi ofise. Orada yapılan işlerin tümü gizliydi ya. Haklısınız, inanılır gibi değil. Bir arkadaşımdan rica edip resmini çekmesini istemiştim. Keşke saklasaymışım. Ama o kapının resmini çeken dost halen hayatta.

Evet, Personel Yönetimi ile İnsan Kaynakları yönetimi arasındaki farkı takip eden linkte detaylı olarak görmeniz mümkün. Aslında bu makaleyi bütünü ile okursanız konu ile ilgili her türlü bilgiyi bulacaksınız. Oturup burada belirtilen insan Kaynakları ünitesinin işlevi ile şirketinizdeki IKK’ nın işlevini mukayese etmeye kalmayın.

Üzülürsünüz.(http://www.egitisim.gen.tr/tr/index.php/arsiv/sayi-11-20/sayi-17-savas-ve-uygarlik-kasim-2007/229-personel-yonetiminden-insan-kaynaklari-yonetimine-gecis)

İNSAN KAYNAKLARINI, “İNSAN KAYIRMA VE KAYDIRMA” ÜNİTESİ HALİNE GETİRENLER UTANMALI.

Devlet kuruluşlarının veya devletin hissedar olduğu şirketlerin İnsan Kaynakları ünitelerinin organizasyon şemaları diğerleri ile aynı veya benzeri.  Görev tarifleri de benzer. Ama güncel fonksiyonları aynı değil. Bu tür kuruluşlardaki IK tepe noktası nın unvanı ne olursa olsun ister Müdür ister Genel Müdür Yardımcısı her ne ise hakiki işi “temsilcilik” görevi yapmak. Kimi, neyi temsil eder onu da siz bulun artık. Şirketi, kurumu temsil eder demeyin sakın.  İnsan Kaynaklarının tepesinde oturan adam kuvvetlidir. Zira şirket dışından yapılan tüm işe alım talepleri ona gelir. Çok kimsenin ona şükran borcu vardır. Oğlunu, yeğenini vb. çok yakın akrabalarından birini işe almış veya terfiini veya istenilen noktaya tayinini sağlamıştır. Hele hele yaptığı temsilcilik görevi onu fazlası ile güçlü ve kuvvetli kılar. Neticeten erişilmez ve dokunulmaz olur. Hele hele şirket içinde yapılan tayin ve terfi işlemlerinde ilgili çalışanı diğerlerinden ayrıştırarak kendisine bağlar ve onların desteğini kazanır. Ancak bu destek IK’ nın tepesinin görevinde sürekliliği sağlayacak, destek olacak cinsten değildir. Aslında buna da ihtiyacı yoktur. Sonuç olarak bu insan güçlüdür, kuvvetlidir. Genel Müdürler gelir, Genel Müdürler gider o dokunulmazdır. Yanındaki çalışanları da aynı şekilde formatlayabilecek bir gücün sahibidir. Ne zaman biri çıkar ve daldaki bu meyve artık olmuştur. Daldan düşüp yerlerde iyice çürüyüp yenilebilir vasfını kaybetmeden biz onu kopartalım diyeceğini beklemek uzun zaman alır.

 Bir akvaryumunda vahşi Barracuda diğer balıklara saldırmaya çalışırsa da, araya konulmuş olan cam bölme buna engel olur. Burnunu bu bölmeye defalarca çarptıktan sonra Barracuda artık denemeden vazgeçer. Sonra aradaki cam bölme kaldırılır. Ancak Barracuda’ nın akvaryumda bölmenin önceden durduğu yere kadar yüzüp durduğu görülür. Birçok insanda böyledir. Bir yere kadar ilerlerler ancak kendilerine dayatılan sınırlayıcı bir tutum nedeni ile dururlar ve de yapılan hiçbir şeye tepki göstermezler. Nedeni ise Barracuda’ nın burnunu defalarca cam bölmeye çarpmasından, başka bir deyişle bu denemelerde canının çok yanmasından farklı değildir. İş yerlerinde Barracuda’ nın akvaryuma koyulması ile birlikte, aynı anda bu kısıtlayıcı bölmeyi balıkların yaşam alanına yerleştirende, alıştı artık sesi çıkmaz diyerek kaldıranda yukarıdaki genel görevlerden de anlaşılacağı üzere “İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA “ünitesidir. Ve de onun başında oturan insandır.  Ve de kısıtlamalarına uymayanları nasıl cezalandıracakları bellidir. Kaşının üzerinde gözün var bile iş akdinin feshi için bir neden.

INSAN KAYNAKLARI BİR PLANLAMA ÜNİTESİDİR.

Evet, çok iyi planlarlar. Performans sistemini bile işten adam çıkartmalarda kullanılan, alt yapı hazırlayıcı bir uygulamaya çevirdiler. Bir örnek daha:  211 çalışanın işten atılmak üzere listesini düzenlerler. Bunu bir tarafa koyun bu iftihar vesilesi işlemi çalışanlardan önce basına duyurmak için hazırlayacakları duyurunun muhteviyatını belirler ve de işten atılan insanların ufkunu iyiden iyiye karartırlar. Bu benim uzun çalışma yaşamımda duyduğum en çirkin ve en hatalı duyuruydu. Halen beddua ederim yazanında, onaylayanın da niyeti kaderi olur inşallah. Yönetimin bu uygulamasını takiben bir çalışan yorum gönderir. Özetle işe 2003 yılında girdim. Yaklaşık 13 sene oldu. Artık eski personel olduk. 2003’ den önce işe girenler önümüzü tıkıyor vb. İleride bir çalışan da başka bir yorum yazsa ve “ bu 2003’ den sonra işe girenlerden de aynı şekilde bahsetse bu düşmanlık ateşini kim, nasıl söndürecek? Evet, o yorum İmam ve Cemaat sözünün doğruluğunu belgeleyen bir sesleniş.

Bu konuda yazılmış dünya kadar kitap var. Hepsinde de İnsan Kaynakları ünitesinin fonksiyonları ve görev tarifleri mevcut. Hiçbirinde bu ünitenin şirketin tayin terfi vb. işlemlerinin içinde seçici olması gibi bir fonksiyonu kaydedilmemiş. Bunlara hiç mi karışmaz? Karışır tabii ki. Yalnız ve yalnız (X) göreve terfi ettirilmesi düşünülen çalışanla ilgili olarak üstlerince yapılan müspet veya menfi değerlendirme şirket kural ve yönetmeliklerine uygun değilse müdahil olur, ikaz görevini yerine getirir. Hepsi bu.

Peki, bizim saygıdeğer İnsan Kaynakları yöneticileri neden değişik bir formatta çalışmayı istediler. Bir üst paragrafta anlatıldığı üzere daha fonksiyonel ve daha kuvvetli olabilmek için. Karar mercilerinin tümünde yer almak kişileri kuvvetli yapar belli ki. Bu kesin. Tayin ve terfilerde, cezalandırılmalarda ve ödüllendirmelerde yetkili ve etkili olan her kimse, bir şirkette onun kudretinden şüphe duyulması mümkün mü? Nasıl anılacak bu insan. Şirketin en etkili ve yetkili yöneticisi olarak tabii ki. Tabii ki kurum olmaya yakışmayan bu durumun yaratılmasına müsaade eden zayıf, baskıya direnemeyen makamını kaybetmekten korkan tepe yöneticiler den öte değil. Uzun senelerdir vaziyetin durumu işte böyle.

Şirketlerde, çalışanların iş yaşamının süreçlerini planlayan bir bölüm var ve bu ünite işverenin olduğu kadar çalışanların ihtiyaçlarını da gözetmeli. Bazı yöneticilerin üstlerinden kabul görme ihtiyacı duymamaları halinde o ünite bu gözetimi yerine getirir mi? Keyfe keder. Bu nedenle kuruluşta IKK yöneticisi unvanı taşımak her dönem de çok kolay olmuştur.

Rahmetli annem Yöneticilik keman çalmaya benzer, İnsanın doğuştan içinde olması gerek. Ders alarak öğrenilmez derdi. Evet doğruymuş. Anladım ve zamanla gördüm ki, benim tanıdığım tepedeki IK mensuplarının hiç biri keman çalmayı da beceremiyor.

İlker Beyin Özgeçmiş soruşturması ne zaman biter? Air İndia iş teklifini geri çeker mi?

Yorumlar Tüm Yorumlar (75)

~ 3 yıl önce
Normal şartlarda milli güvenlik sorunu olmalıdır..

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Yazık ~ 3 yıl önce
Bir insan hakkında haklı olarak bu kadar çok kötü yorumlar yapılıyorsa o insanın şapkasını önüne koyup düşünmesi ve vicdan muhasebesi yapması gerek ama nerede bu tiplerde o izan,anlayış,düşünce,onur? Şu yapılan olumsuz yorumların onda biri bana yapılsa kahrolurdum kesinlikle de bunların derdi,davası para,makam ve çıkar o yüzden de suratlarına tükürülse yarabbi şükür derler hamdolsun...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Pişkin ~ 3 yıl önce
Malesef pişkinliğe vuruyor!!,bu durum bir japon’un başına gelse gereğini yspar intehar eder.
Aycının Durumu ~ 3 yıl önce
İlker Aycının durumu aslında karışık değil;hintli gazteci bir araştırma yazısını yayınlayınca ortalık karıştı.Gazeteci makalesinde İlker Aycı’nın radikal islamcı olarak personeline yaptığı baskı ( Hava Sen), iftira ile atılan 211, Seküler yaşam süren pilatlara bakış açısı, eksi not getirdi ancak İlker Aycı radikal islamcı ilan ederek ,El kaide ile İlker Aycı arasında bağlantı kurması ve bunun hindistanın iç güvenlik meselesi olma ihtimali, ortalığı karıştırdı.Hintli yazar aynen şunları söylemekteydi:”” Aycı'nın terör gruplarıyla olan sözde bağlantılarını da araştırılacak.Bu durum sosyal medyada abartılı tepkilere yol açmış olsa da, eski Türk Hava Yolları başkanının bir zamanlar El Kaide finansörü olan bir kişiyle geçmişte ilişkileri olduğuna dair haberler çıktı. Hindistan'daki raporlar şimdi hükümetin Aycı'nın geçmişine bakmak için istihbarat teşkilatı RAW'ın hizmetlerini kullanabileceğini söylüyor. RAW'ın dikkati, Hindistan ticari havacılığında nadir görülen bir örnektir.”” Bu konu Aycının Tata gurupça, Hindistan Sivil Havacılıkça RAW İstihbarat servisine yaptırılacak güvenlik soruşturmasından geçmesini zora soktu. Nedenmi 2. Bölümde devam edeceğim. İlker Aycı ve Abdülkerim Çay ile alakalı Cumhuriyet gazatesi 03/08/2014 tarihli haberinde polis fezlekesine dayanarak şunları söylemekte ; 9 Ekim 2013 Çarşamba günü Abdülkerim Çay’ın Yasin Elkadı ile beraber toplantıda olduğu, ilker Aycının da toplantı gecesi El Kadının memnuniyetini araştırdığını yazıyor,haberdeki fotoğraf ta ise Yasin el Kadı, Muaz Kadı, Usame Kutub, Abdülkerim Çay, Cengiz Aktürk, Nebil Hâkimi…görülmekte olup konu havacılık dışında Etiler Polis Okulu yerine yapılan Bosboris 360 inşeat firmasının projesi için görüşmeler yapılmıştır. O esnada İlker Aycı Kalkınma Ajansı Başkanıdır ancak Abdülkerim Çay’ın sıfatı bilinmemektedir.Demekki bu haber ve haberin dayandığı fezleke Hintli Gazatecinin eline geçti ki , Hindistan için bir iç güvenlik meselesi uyarısı yaptı. İlker Aycı’nın açıklamasındaki “konu başka noktalara çekilmekte” demesi bumuydu acaba? Aycı’ mı görevden vazgeçti. Yoksa Tata gurupmu Aycıyı vazgeçirdi bu bir muamma. Ancak bu olay Aycı’ nın havacılık kariyerini bitirecek gibi. 03/08/2014 Cumhuriyet gazetesi haber linki https://www.cumhuriyet.com.tr/amp/haber/akpnin-susurluku-101385

Yanıtla

Kalan karakter 1000
İlginç ~ 3 yıl önce
Demekki hükümet gidince hepsi yargılanacak!!
Meraklı ~ 3 yıl önce
Bu durumda Abdülkerim Çay’a ne olacak?
Tk ~ 3 yıl önce
PROF DR AHMET BOLAT BEYE ULAŞMAMIZ NASIL OLACAK YOKMU KİMSEDE MAİL ADRESİ

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Beyefendi ~ 3 yıl önce
Beğenmeyen varsa kapı orada demişti. Kaderin cilvesine bak ki, o kapı kendisine gösterildi. Hem de hava durumu krizinin tam ortasında. Normalde böyle değişiklikler kriz bitip operasyon normale dönünce yapılır. Yöneticiye de nezaketen ve yalandan "Her şeyi yoluna soktum bırakıyorum" deme şansı verilir. Kriz devam ederken yöneticiyi istifa ettirmek "sen beceriksizsin bu krizi yönetemezsin" diyerek aşağılamadır. Kendisi bu nezaketten de yoksun bırakılarak kapı gosterildi. Kaderin cilvesine bakın ki, TATA gibi büyük bir grupta olmaktan gurur diyorum diye demeç veren, hatta kariyer planını yaparken bile sayın Cumhurbaşkanımın onayını alıp kabul ettim diyen bir adam, şimdi kalkıp ben istemedim demek zorunda. Ama şansına çalıştığı sektör bu acziyeti fark edecek kadar eğitimli. İlker için artık kapılar orada ama acaba hangilerinden içeri girebilir. Ona denmişti kapı orada ama biz kalırız sen gidersin diye. Bu arada sendika, yeni başkana hayırlı olsuna gidemedi henüz:)) Ayak takımının, Hamdi ve İlker gibi kendileriyle aynı düşük kültürden gelmeyen, vasıflı ve duruşu olan bir Yöneticiye çat kapı gidemeyecklerini zaten tahmin ediyorduk. Ha Ahmet Bey'in bizim aleyhimize olacak planları varsa bile bunu usulüne uygun yapacaktır. Kimseyi salak yerine koyup "sendikanız, haklarınızı korumak için bizi çok zorladı, böyle bir sendikaniz olduğu için çok şanslısınız" diye seviyesiz sulu açıklamalar yapmayacaktır. Ahbap çavuş muhabbeti bitti, artık ciddi kurumsal bir ortamda Tatlibala kolay gelsin.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
mafaky ~ 3 yıl önce
Gerrçi yukarıda da az örtülü şekilde belirtilmiş ama İlker Aycı "kendi yaptığı" açıklama ile, Tata Son's üst yönetimile yaptığı son görüşme sonrasında teşekkür ederek, olumsuz bir duruma mahal vermemek amacıyla kendisine teklif edilmiş Air India CEO'luğudan "affını istemiş"! Ama yukarıdaki yoruma katılırım: İ.A.'nın Türkiye dışında herhangi bir ülkede sivil havacılık kariyeri bitmiştir!

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Çetin bey ~ 3 yıl önce
İltisak ve irtibat diye işten atılıp savcılık tarafından tamamiyle aklanan insanlar var bu insanlara hiç bir ödeme yapılmadı. Yıllarını şirkete veren insanların beş kuruşsuz kapı dışarı edilmesi normal midir?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ÇETİN BEY ~ 3 yıl önce
KELİMELERİ BİLİYORUM AMA İŞTEN ATILMA KONUSUNDA NASIL BİR ALT YAPI OLUŞTURDUĞUNU KAVRAYAMADIM. HAFİFTEN AÇARMISINIZ LTFsar
Temel Fıkrası ~ 3 yıl önce
Temel, Musevi bir vatandaşın yakasına yapışır, "Söyle bakalım, neden Zekeriya Peygamberi öldürdün" der. Musevi vatandaş, "O olay binlerce yıl önceydi, ben orada yoktum bile" der. Temel, "Ben anlamam, ben seni buldum, sen de onlardansın" der. Kısacası Çetin Bey, darbede fikir birliğiniz yok, eyleminiz yok, eğitim yok, iradenizi kimseye teslim etmemişsiniz, delil yok, silah yok, yardım yok, üyelik yok, darbe gecesi nargiledesiniz. İrtibat ve iltisak, "suçun yok ama sen de onlardansın" demek. Falanca legal bir üniversitede master yapmışsınız, alın size kapı gibi bir "irtibat". Tazminatsız işten çıkarmak için "kanuni!!!" bir yol işte.
Engelli kadrosu, ~ 3 yıl önce
İlker gittiği, olay bitti giden gitti, o artık geçmişi kapatıp, geleceğe bakmalı. Örneğin İlker Bey’in bıraktığı kötülükleri temizlemeli süpürmeli gerekirse elektrikli süpürgeyle çekmeli. Engelliler niye buradan memnun gitmedi geride kalanlarını sorgulamalı, görme engelli üç tane arkadaş, niye kalbi kırık gitti, geride kalanlarını temizlemeli İlker gitti olay bitti arkada kalanlarını temizlemek. Mesela artık. Dedim ya, İlker gitti, olay bitti. Arkada kalanlarını temizlemeli.
Engelli kadrosu rumuzlu arkadaşım ~ 3 yıl önce
İnan ne demek istedin tam olarak hiç bir şey anlamadım. Geride kalıp temizlenenlerden değiliz. Zira epey zaman oldu biz görevimizden edileli....
Güvenlik Soruştrması ~ 3 yıl önce
Koskoca THY Eski CEO su Hindistan da güvenlik soruşturmasından geçemedi!! Bundan daha ağır ne olabilir ki? Bu uluslar arası arenada yankı bulabilecek ciddi bir sıkıntı ve İlker Aycı için Uluslararası havacılıkta yönetici değil işçi olması dahi düşünülemez.Ama siyasi torpille ancak TR’fe bir yerin başına geçirilebilir.Sağda solda ben eşekten düşmedim zaten incektim mavrası yapar.Bu adamlar için onur,gurur ayaklar altına alınmış olmasının bir önemi yoktur, olsa idi Hava Sen’e, 211 olayı olmazdı.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Koskocamı ~ 3 yıl önce
Bunlar yaptıklarıyla, karekterleriyle, malesef öyle bir küçüldülerki.İnsanlar bunlar yüzünden aidiyetlerini yitirdi.
Aycı ~ 3 yıl önce
Bu nedemek biliyormusunuz? İlker aycı için havacık bitmiştir.Bu rezillik sana az Aycı.
Zebani ~ 3 yıl önce
Cehennemde her kazanının başında bir zebani varmış , Türkiye hariç çünkü kimse kazanın dışına kaçamıyormuş diğer bir Türk ayağından çektiğinden. Bugün körfez havayolları gibi bir çok havayolunun başında İngiliz, Alman vb insanlar var.Bu yöneticiler hem kendi vatandaşlarını üst yönetime alıyorlar hem de kendi ülkelerinin mal ve hizmetini bu havayollarına satarak ülkelerine inanılmaz faydalar sağlıyorlar.Hamdi Topçu en vasıfsız yöneticiydi o bile gitse hayır denilmez Türk insanı için.İlker Aycı ve Cem Kozlu özel sektörden teklif alabilen nadir THY Başkanlarıydı.Her ikisinin de eksiği gediği vardır, bir birimize bu kadar düşmanca davranmak çok yazık . İlker Aycı ile bir dakika yan yana gelmiş insan değilim ama havayolu sektörünün 100 yıllık tarihinde görülmemiş bir krizi devletten diğer network havayollarına göre bir kuruş almadan başarılı bir şekilde yönetti. Adam Kartal İmam Hatipli olmadığı halde buradan yola çıkarak analiz yapıyorlar bu analiz ne derece başarılıdır sizce. İlker Aycıya tam olarak tek başına şirketi yönetme yetkisini verilmediğini de gözden kaçırıyoruz yazık.Personel açısından evet pandemi süresince ciddi fedekarlık istendi bu bile İlker beyin gitmesi için bir sebeptir popülist davranmış olsaydı böyle bir şey yapmazdı ama şirketi toparlaması zor bir sürece isterdi. Makul olmak hepimizin faydasına millet olarak refahı arttırmak istiyorsak.
Zevani ye Cevap ~ 3 yıl önce
İlker Aycı Hindistan da bir gazetecinin ilker Aycı ve Abdülkerim Çay ın ululararası arenada aranan Yasin El Kadı ile görüşmelerinden bahsetti.Konu Cumhuriyet Savcılığına kadarintikal etmiş dir, aynı zamanda El Kadı ile Fotoğrafları vardır.Çetin Bey arzu ederseniz fezleke ve fotoğraflar mevcut.Yani ilker Aycı Malesef güvenlik soruşturmasına takıldı.Daha ne diyelim,
Zebani yazana ~ 3 yıl önce
Sen hamdi,ilker,temel vs gibi hayatlarında her işlerini torpille yapmış,yaptırmış,işin içinden gelmeden tepeden inme yönetici yapılan adamlarla,havacılığın en alt kademelerinden işe başlayıp yıllar içinde bileklerinin hakkıyla yönetici olup körfez havayollarını yönetenleri aynı kefeye nasıl koyuyorsun? Her iki tarafın cvlerine bak bir de öyle yorum yap. Bu şahısları sırf Türk diye ne olursa olsun destekleyip,koruyup kollayalım mı? Bu hakka, hakkaniyete,adalete,vicdana sığar mı? O meşhur fıkrayı bir de ilker gibilere anlat bakalım zira haksız yere mobbing, iftira,yalan,baskıyla işten attıkları,haklarını yedikleri,mahkeme kararlarını uygulamadıkları da Türklerdi bilmem anlatabildim mi?
Ya cok kolay ~ 3 yıl önce
Salak ilker ve kuyruk Abdulkerim yaptinlarinin hesabini verecekler. Maalesef bizim toplum is isden gectikten sonra uyaniyor!

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP 211 S DEVAM ~ 3 yıl önce
işte aycı budur. BU BİLGİ BENDE YOK. HABER HANGİ NEŞRİYATTA YAYINLANMIŞTI. HATIRLARSANIZ MUHTEMELEN VİDEO ONLARDA VARDIR. ARAŞTIRMAM İÇİN BU BİLGİ GEREKLİ

Yanıtla

Kalan karakter 1000
211 S ~ 3 yıl önce
Çetin Bey, haberin kaynağını bulunca sizinle irtibata geçeceğim. Ancak Airporthaber'de 20 Ekim 2016'da yayınlanan bir haberde, yorum yapan bir kişi aynen bu haberde geçen ifadeleri aynen yazmış. Burada ayırt etmeksizin 211 kişiyi yaftalıyor. Linki paylaşıyorum: https://www.airporthaber.com/thy-haberleri/ilker-aycidan-onemli-aciklamalar-61442.html Bu basin aciklamasinda ilker ayci baska bir soruya su cevabi verir: Güney Afrikalı bir gazetecinin FETO terör örgütünün Türk Hava Yolları’nı ne kadar etkilediği ve kaç personelin FETÖ üyesi olarak işten atıldığına yönelik sorusu üzerine Aycı, “Birkaç yüz çalışanla yollarımızı ayırdık. Bunların içerisinde yöneticiler de var, uzmanlar da var. Bu çalışmaları titizlikle takip ettik ve çalışmalar sonucunda bu insanlarla yollarımızı ayırdık. FETO konusunda dikkatli olunması konusunda benim daha önceki görevlerimden de belli tecrübelerim de vardı. Bu temizliği yapmak konusunda görece şanslı şirketlerden bir tanesiyiz...

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000