Çinliler savaşlardan ve işgallerden bıkıp büyük Çin Seddi inşa etmeye karar verdiklerinde yüksekliğinden dolayı hiç kimselerin tırmanamayacağını düşündüler...
Fakat, seddin inşasından sonraki 100 yılda Çinliler 3 misli daha fazla işgale uğradılar.
Düşman piyade askerlerinin, hiçbir zaman duvara tırmanma ya da duvarı yıkmaya ihtiyaçları olmadı.
Çünkü, her zaman muhafızlara rüşvet verdiler ve kapılardan girdiler.
Çinliler yüksek ve kalın duvar inşa etmişlerdi; fakat muhafızların karakterlerini inşa edememişlerdi.
Netice olarak, insan karakterini inşa etmek farklı ve önemli ve her şeyin inşasından önce gelir.
Yeni neslin bugünkü ihtiyacı işte budur.
Çinliler derler ki;
Bir ulusun medeniyetini inşa etmek istiyorsanız bunun 3 yolu vardır:
1. Aile yapısını koruyun
Aileyi korumak için, bir kültür taşıyıcısı ve ev sahibi olarak Annenin rolüne saygı gösterin.
2. Eğitim geleneklerini sürdürün.
Eğitimi sürdürmek için, öğretmenleri onurlandırın ve toplumdaki yerlerini yükseltin, böylece arayanlar onları sevsin ve saygı duysun.
3. Rol modellerini destekleyin ve referans noktasını yükseltin
Rol modelliğini sürdürmek için, Bilgeleri ve Kahinleri, Şairleri, Sanatkarları, Bilim Adamlarını ve Akademisyenleri onurlandırın, fikirlerine saygı gösterin, onları dinleyin ve takip edin.
Eğer bir milletin medeniyetini tahrip etmek istiyorsanız, onun da 3 yolu var;
1. Aile yapısını tahrip edin.
Aileyi tahrip etmek için; anneliği küçümseyin ve alçaltın.
2. Eğitim sistemini tahrip edin.
Eğitim sistemini tahrip etmek için; eğitimcilere, öğretmenlere önem vermeyin ve toplumdaki itibarlarını düşürün ki, öğrencileri onları hakir görsün, küçümsesin.
3. Rol modellerini ve referanslarını küçümseyin, alçaltın.
Rol modellerin itibarını küçültün. Alimlerin ve bilim insanlarının sinsice mahvına çalışın, ta ki onlardan şüphe duyulsun, kimse onları dinlemesin ya da takip etmesin...
Bilinçli anne kaybolduğunda,
Adanmış öğretmenler kaybolduğunda ve
Rol modeller itibarsızlaştırıldığında;
Kim gençlere İNSANİ Değerleri Öğretecek?
Modern bir Zen ustası olan Suzuki Roshi'den bir keresinde Budizm'i tek bir cümleyle özetlemesi istendi.
Kısa cevabı şuydu: "Her şey değişir."
Zen zaten üç şey hakkındadır:
1-Her şey değişir.
2-Her şey birbirine bağlı.
3-Herşeye dikkat et.
Zen öğretileri:
1-Eşsiz olduğunu her zaman hatırla. Sen de herkes gibi bir tanesin.!
2-Suyun derinliğini asla iki ayağınla test etme.
3-Eğitimin öğrenmene engel olmasına asla izin verme.
4-Dudakların hareket ettiğinde (konuşarak) pek bir şey öğrenmiyorsun demektir.
5-Planın yoksa hayal kırıklığı da yok demektir.
6-Başkalarını bilmek zekadır, kendini bilmek bilgeliktir.
Lao Tzu
Düşüşte olan ama gözle görülmeyen değerlerin gelecekte çocuklarınızın gözünde nasıl bir konuma yerleştirileceğinizi tahmin etmeye çalışın. Artık anne ve babanızın sizi yetiştirdiği ortamda değilsiniz.
Bu sizin ortamınız ama kendinize de sormanız lazım, nasıl bir ortamda ben çocuklarımı yetiştiriyorum ve nasıl bir dünya bırakacağım onlara?
Onlara bırakacağım ortam, dünyanın hangi gelişmiş ya da geri kalmış ülkeleri arasında olacak?
Benim değerlerim ne kadar evrensel?
Ben ne kadar evrenselim ki çocuklarım hangi eğitimle beni geçmiş olacaklar?
Ben ne kadar kendime yetiyorum ki çocuklarım da kendilerine yetecek bilgi ve beceriyi nasıl edinecekler?
Ben ne kadar dünyaya açığım ki çocuklarım benden de açık ve yaşamlarında başları dik, kendine yeter, bilimde ileri ve dünya medeniyetleri ile uyum içerisinde olacaklar?
Sahi, çocuklarınıza neler öğrettiniz?
Yalan söylememeyi mi? Başkasının hakkını yememeyi mı? Size ait olmayanı, dahası başkasına ait olanı da çalmamayı mı? Başkası hakkında kötü söz söylememeyi mi?
Eğer bunları öğrettim diyorsanız vay halinize. Bunlar öğretilmez!
Hele sizden öyle görmedi iseler, siz kaç defa söylerseniz söyleyin kıymeti yok.
Ahlak görgü ile, örnek olarak öğrenilir. Bir tutumdur. Ortamdaki toplu davranıştır.
Sana “sayın” diyenlerin saygısı, cenazede “nasıl bilirdiniz” sorusuna verilen cevap gibi ise geçmiş olsun. Hiç duymuyor, bilmiyor ama içten içe hissediyorsan ne mutlu sana.
Eğitim ile öğrenim’ in farkı gibidir yaşam. Eğitilebilirsin ama öğrenmeyebilirsin de. Öğrenirsin ama eğitilmediğin zaman o öğrendiğinin de bir kıymeti yoktur.
Öğrenmeyi ister ve kendini eğitirsen, sırasıyla yakın çevrene, komşularına, mahalleye, köyüne, kasabana, şehrine ve ülkene yararın olmuş demektir. Sana yol gösterecek olanlar ise işte toplumu yaratıp yönlendirecek olan o üç kıymetli varlıktır.
Kadın, doğuştan annedir. Annelik hasleti için doğurmasına gerek yoktur. Kıymetini bil ve koru.
Öğretmenlik bir meslek değildir. Hiçbir öğretmen sabahları işe gidiyorum diye evden çıkmaz. Çocuklarına koşar. Yıllar sonra unutsan da o seni hep hatırlar. Aşağılanmasına, itilmesine ve ötelenmesine engel ol.
Önek olmak zordur. Melekler gibi. Ne örnek olduklarından haberleri vardır ne de öyle bir görevleri. Sadece onlara ne iş verilirse verilsin, yapmaları gerektiğine inandıklarını, inandıkları gibi yaparlar.
Her hareketine değil, sadece davranışına dikkat et yeter. Senin iyi olan bir yanın birisine, kötü olan bir yanın da bir başkasına örnek olacaktır.
Bugünden yarını kurduğunun bilincinde ol, farkında ol ve aklını kullan.
Bugüne nasıl gelindi diye hiç şaşırmıyorum.
2020'de 269 Kadın Öldürüldü 152 Kadının ölümü şüphe içeriyor.
1960 askeri darbesi sonrasında yaşanan 147 akademisyenin tasfiyesi ile çok önemli hocalar üniversitenin dışında kaldılar. 1980 askeri darbesi sonrasında görevine son verilen 95 üniversite öğretim üyesi ve 2016'da yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle devlet üniversitelerinde çalışan 2 bin 346 akademisyen ihraç edildi. Burada saymadıklarımız ya da sayamadıklarımız, bildiklerimizden de fazla olabilir. Türk genci için Eğitim ve Öğrenim, çok uzun bir süredir dışlanmış görünüyor.
Cumhuriyeti kuran tarihi kişilikler de dahil, sayısız önder ve öncü kişiler aşağılanmakta ve çoğu ülkeden kaçmakta. Kaçıp kurtulanlardan bir çift, geçen hafta Der Spigel mecmuasına kapak oldular. Halbuki bize örnek olurken, yurdumuz insanı olmalarını tercih ederdik, göçmen diye anılmalarını değil.
Tüm bunlar karşısında düşünmeli ve nasıl bir gelecek istediğinizi kendinize sormalısınız.
“Yolun gideceği yeri takip etmeyin.
Bunun yerine yolu olmayan bir yere gidin ve arkanızda iz bırakın."
Ralph Waldo Emerson
Demokrasi, her çeşit kültürün ortak isteği değildir ve olamaz da. Çoğunluk ise her zaman yanılmıştır. Demokrasi, belirli kültürlerin kendi kendilerini yönetmelerinden oluşan çoğunluk olarak ifade edilmektedir artık. Atatürk, bu kültürleri birleştirerek bir ülke ve millet yarattı. Ortak paydayı ise yaptığı kongrelerde, bu farklı kültürler oluşturdu. Nasıl geldik biz bu böl ve parçala dönemine bilemiyorum?
Üstün Dökmen diyor ki;
Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın.
Zira zaten size benzeyecekler.
Kendinizi terbiye edin, yeter.
Yorumlar