Merhaba,
Geçtiğimiz ekim ayı içinde Oyak Renault Otomobil Fabrikaları AŞ tarafından Bursa’da Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında alüminyum blok motor fabrikası temeli atıldı. Sanayi ve Teknoloji bakanımız Sayın Mustafa Varank’ın basın demecine göre 100 milyon euro yatırım maliyeti olan tesis, ülkemiz cari açığını her yıl 2.3 milyar usd azaltacak. Milyon ve milyar olarak karışıklık olmasın diye bir kaç kez kontrol ve teyit ettim, Rakamları bir daha tekrar edeyim; Bir defa yapılan 100 milyon euro yatırımın cari açığa pozitif etkisi yıllık 2.3 milyar dolar. Tesis belli, ürün belli , ülkemize katma değeri belli tabii ki çok sevindim. Teşvik eden devlet büyüklerimize , yatırımcıya , emeği geçenlere bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.
http://www.milliyet.com.tr/aluminyum-motor-uretiminde-geri-ekonomi-2754627/ ….. “Yeni nesil motor üretiminin Türkiye için bir inovasyon olacağını vurgulayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, şöyle devam etti: “Sabit yatırım tutarı 100 milyon euroyu aşan bu projenin cari açığın azaltılmasına yıllık 2.3 milyar dolar katkı sağlaması bekleniyor. Türkiye’de ilk defa alüminyum motor üretilecek. Bu motor bloklarının üretiminde ise dünyada sadece birkaç yerde kullanılan yüksek teknolojiden faydalanılacak. Otomotiv sanayimiz için çok büyük bir atılım olan bu yatırım, katma değerli üretime, istihdama ve ihracata ciddi katkılar sunacak. Ayrıca, üretimde kullanılacak alüminyumun yerli temini için Türk şirketleriyle görüşmeler devam ediyor. Dolayısıyla yerli kaynaklarımızdan mümkün olan en iyi şekilde yararlanılmış olacak.”
100 milyon Euro yatırım ile yıllık 2.3 milyar dolarlık katma değeri olan işler yapılabiliyor olması beni hem sevindirdi hem düşündürdü; Doğru harcandığı zaman her kuruşun dönüşü lira olur, Doğru yatırıma örnek: OR-Gİ havalimanı yatırımı. Yanlış harcandığı zaman da her kuruşun maliyeti lira olur yanlış yatırıma örnek: Zafer havalimanı yatırımı. 2013 yılı ocak ayında aynı yazıda her ikisini de aynı kurumlar yaptırıyor fakat OR-Gİ çok doğru Zafer Havalimanı ise çok yanlış bir yatırım diye yazmıştım. Keşke yanılsaydım keşke ben haksız çıksam DHMİ haklı çıksa idi fakat maalesef öyle olmadı. Bugün durum ortada OR-Gİ tüm bölge için çok faydalı oldu ve ülkemize yüksek katma değeri var. Zafer Havalimanı ise maalesef neredeyse atıl durumda ve yüksek katma zararı var. Konunun detayı ile ilgilenen sayın okurlar için DHMİ güncel istatistik bilgi link: https://www.dhmi.gov.tr/sayfalar/istatistik.aspx
Kategorik olarak her yatırımı eleştirmek veya aynı şekilde her yatırımı övmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Aynı kurumlar aynı tarihlerde çok doğru işlere imza atarken yanlışlarda yapabiliyor. Bu da çok doğal hatasız kul ve hatasız kurum olmaz. Toplumun tüm kesimlerinin düşüncelerine kulak verip ülkemiz için optimum ne ise onun kararı verildikten sonra sorun yok.
Şimdi gelelim İstanbul Yeni Havalimanı (ISL) için şerhime; ISL niçin yapıldı ? Bu sorunun genel cevabı : Atatürk Havalimanı (AHL) günlük uçak trafik kapasitesi ve uçak park yeri kapasitesi yetersiz olduğu için. Bunun dışındaki gerekçeler şehir efsanesi olup hiç bir yolcu havalimanı gezmek için başka bir ülkeye gitmiyor. Paris’e veya Londra’ya havalimanı görmek için mi gidiliyor ? Bununla birlikte kullanışlı , mimarisi güzel bir havalimanı ülkeye ve şehre tabii ki artı katar. İster dünyanın en büyük havalimanı olsun isterse en küçük havalimanı olsun; Sultanahmet, Ayasofya, Boğaziçi gibi saymakla bitmeyecek değerleriniz varsa ve ülkenin ekonomik ilişkileri, ticareti canlı ise insanlar gelir. ISL gibi devasa bir yatırım yapılmadan önce mutlaka fizibiliteleri yapılmış ve ülkeye faydalı olacağı öngörülmüştür fakat ben konuya daha farklı bakıyorum. Ülkemizin kısıtlı kamu ve özel kaynakları yazının girişinde belirttiğim motor fabrikası gibi üretken yatırımlar için kullanılmalı diye düşünüyorum. ISL’ye göre hazır pek çok avantajı olan AHL, günlük uçak trafiğini 1500’lerden 2000’lere yükseltecek ilave pist ve park alanı iyileştirme çalışması yapılarak daha uzun yıllar serviste kalabilirdi. Bunun nasıl olabileceği ile ilgili çok fazla yazıldı, konuşuldu. Cengiz Topel, Sabiha Gökçen, Atatürk, Çorlu havalimanlarının eşgüdümünden tutun OR-Gİ benzeri bir ilave pist çalışmasına kadar pek çok alternatif gündeme getirildi. AHL kapasite artışı için Uluslararası ödüllü bir proje yarışması yapılsa idi inanıyorum pek çok somut proje ortaya çıkardı. Keşke İstanbul 3.havalimanını yapan firmalara, havalimanı yapmaları için sağlanan her türlü imkan yine aynı firmalara yine aynı şartlarla fakat havalimanı yerine doğrudan üretime dayalı üretken bir yatırım için sağlansa idi. Böylece İstanbul 3.havalimanını için ve bağlantı yolları , metro hatları gibi daha pek çok ilave yatırım için toplamda şu ana kadar harcanan 10 milyar Euro üzerindeki kaynak ve bundan sonra harcanacak milyarlarca Euro kaynak ile üretken yatırımlar yapılsa idi ülkemiz için çok daha katma değeri olan işler yapılmış olurdu diye düşünüyorum. Umarım yanlış düşünen benimdir ve İstanbul 3.havalimanını (ISL) ülkemiz için çok faydalı olur.
ISL sonrası, AHL’nin tamamen kapatılıp park yapılması gündeme geldiğinde; tamamen kapatmak yerine mevcut yatırımların korunarak fuar, eğitim vb. maksatlı kullanılmasını ve kısmen park yapılmasının daha doğru olacağını yazmıştım. Tabii ki daha pek çok yerde benzer şeyler yazıldı söylendi. Şu an mevcut söylemin değişerek , tamamen kapatmak yerine, AHL’nin havalimanı vasfı korunarak mevcut tesislerinin değerlendirileceği bir konsept olacağının açıklanmasına çok sevindiğimi belirtmeliyim. Saygılarımla.
Erdal Gülmez
Yorumlar