Bir kez daha anladınız değil mi? Biz olmasaydık sesinizi duyan olmazdı. Kabin memurlarına son zamanlarda şiddete varan sözlü saldırıları Airporthaber gündeme getirdi ve dolayısıyla Türkiye gündemine de gelmiş oldu. Biz yazana kadar ne THY’den ne de trollerden ses çıkmamıştı.
Şu “fabrikalarım var” deyip caka satan yolcuyla başlayıp Dilan Çıtak ile devam eden saldırıları kastediyorum. Yıllardır bu sektörün sesi olmanın gururu yetiyor bize. Fabrikası ile ünlü arkadaşın paylaşımı bizim paylaşımımızda 4,5 milyon kişiye ulaştı. Çarpanları ile düşündüğünüzde Türkiye’de duymayan kalmadı.
Bizim bu olayı gündeme getirmemizin ardından troller de istemeden de olsa yayınlama zorunda kaldı. Ve hatta öncü olmak için çırpındı da güven kaybolduğu için itibar eden olmadı. Ve ardından beyimiz de devreye girdi.
Beyimiz dediğim THY Basın Müşaviri de kara liste açıklamasında bulundu. Kara liste ne işe yarar? Hiç!
Fabrikalı yolcunun bu tavrını “nasıl açıklarsınız” diye sorsam, adaletin olmadığı yerde güçlülerin adaletinin devreye girdiğini söylersiniz hep bir ağızdan.
Bu kişinin arkası güçlü olmasaydı bu şekilde agresif, bu şekilde nezaketli polislerimize bile atar yapması mümkün olabilir miydi?
Toplumsal tepkilerin nasıl sonuç verdiğini hep birlikte gördük. Ama öncü olmamızın Airporthaber’in ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamış oluyor. Ne kadar baskı görürsek görelim, ne kadar adaletsizlikle karşılaşırsak karşılaşalım bu yoldan dönmeyeceğimizi sizlere göstermiş olduk ve buna devam edeceğiz.
Bakın bizim olumlu ya da olumsuz yazdığımız her şey mahkemelik oluyor. Biz de doğruları söylerken aldığımız veya alacağımız cezaları sorun etmiyoruz.
Dilan Çıtak olayı da böyle. Kabin memurunun görevi uçak içi emniyeti sağlamak. Yolcuları emniyetli bir şekilde uçurmak ve emniyetli bir şekilde uçaktan indirmektir. Dilan Çıtak, İbrahim Tatlıses’in kızı olabilir. Uçuş emniyeti cumhurbaşkanı için de bakan için de, Hasan/Hüseyin için de aynıdır.
Airporthaber’in haberleştirdiği bu olayın ardından Türkiye bir kez daha kabin memuruna saldırı olayını öğrenmiş oldu. Fakat THY kara liste konusunda resmi açıklama yapmadı. Onun yerine kullandıkları trol hesabı açıklama yaptı. Ne diyelim! Demek ki maaşlı trol olmak bunu gerektiriyor.
Tüm bu olayların ardından büyük beyimiz Ahmet Bolat kabin memurlarını ziyaret etmiş. Yarım elma gönül alma hesabı yapmış. Git tabi… onların senin güler yüzüne ihtiyacı var.
Ha bir de şu sebepsiz işten attıklarını bir araya topla ve onlara gerçek sebepleri anlatıver. Onların da senin açıklamalarına ihtiyacı var. Ama dediğim gibi gerçek sebepleri.
Ulaştırma Bakanının Gafları…
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu son günlerde gaf üstüne gaf yapıyor. Önce bu ülkede yaşayan herkesin kimlik verilerinin çalındığını açıkladı. Bu ne demek biliyor musunuz? Her bir kişinin kişisel verileri başkalarının elinde.
Casusların mı, ajanların mı, hırsızların mı kim olduğu belli olmayan bir oluşum tarafından kimlik bilgilerimiz çalınmış.
Peki, sen ne iş yaparsın sayın bakan? Sana bağlı onlarca kurum millete ceza yağdırırken, keyif üstüne keyif çatarken bizi nasıl sattıklarının hesabını sormadınız mı?
Günah çıkarırcasına bu açıklama neyin nesidir?
Bu arada bakan bey AJET konusunda yapılan şikayetleri de açıklamış. Açıklamada uçuş emniyetini olumsuz etkileyecek bulgu bulunmadığını da söylemiş. Eminim böyle bir şey olmuş olsaydı ve bu bakan tarafından açıklansaydı, önümüzdeki hafta sonuna kadar koltuğunu başkasına devrederdi.
Bu arada Hüseyin Keskin’in adı sık sık anılmaya başlandı ulaştırma bakanlığı için. Olur mu olur. Olursa Cemil Acar’ın bakan yardımcısı olması için kapılar sonuna kadar açılacak demektir.
Zira ikili arasında inanılmaz ve anlaşılmaz bir göbek bağı var. Eğer gerçekleşirse gidip Cemil Acar’ı kutlayacağım.
Bunda ciddiyim. Neden mi? Onca olaya rağmen makam veriliyorsa adam cidden boncuklu bir adam derim.
Haftaya görüşmek dileğiyle.
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)