Merhaba, Uçakların teknik verilerini ve pilotların kokpit konuşmaları ile hava trafik kontrolörleri / haberleşme sistemi üzerinden yaptıkları diğer konuşmaları kaydeden sistem yaygın olarak karakutu olarak adlandırılmaktadır. Karakutular iki ayrı sistem olup kokpit içi sesler ile pilotların haberleşme sistemi konuşmalarını kaydeden sisteme Cockpit Voice Recorder ( CVR) uçak teknik verilerini kaydeden sisteme ise Digital Flight Data Recorder ( DFDR) denmektedir.
Ticari uçuş yapan yolcu ve kargo uçaklarının hepsinde belli özelliklere sahip olarak bulunması zorunlu olan ve renkleri siyah değil turuncu olan iki ayrı sistem söz konusudur. Rengin turuncu olması kaza sonrası toprak , çamur , karanlık vb. ortamlarda rahat bulunması içindir. Karakutu olarak adlandırılması ise teknik değil bir metafor kullanımdır.
Uçak kazalarının tek bir faydası olduğunu, ben dahil bu konuda yazıp çizen herkes belirtmektedir. Uçak kazalarından sonra yaşanan kazanın sebebini / sebeplerini inceleyip buradan elde ettiğimiz bilgileri tecrübeye dönüştürebilirsek aynı nedenle başka kazaların olmasına engel olabiliriz. Uçak kazasının yeğane faydası budur. Bu faydanın sağlanması ve ilgili kazanın sebeplerinin anlaşılabilmesi için uçak kazası sonrası karakutuların bulunması gerekmektedir. Her ne kadar 6000 metre su basıncı ve 1100 derece sıcaklığa dayanmak gibi yüksek standartlarda üretilmiş olsa da bazı kazalarda karakutular bilgi edinilemeyecek şekilde hasarlanmış olabiliyor. Nadiren de karakutular hiç bulunamayabiliyor.
Geçen hafta ( 9 ocak 2021) Endonezya’da denize düşen B 737-500 uçağı , deniz içinde oldukça sığ bir derinlikte ( 23 metre) olmasına rağmen DFDR bulundu fakat CVR hafıza bölümü yazının yayın tarihi itibariyle henüz bulunamadı. CVR veya DFDR kayıp veya bilgi edinilemeyecek kadar hasarlı olduğu durumlarda kaza ile ilgili pek çok nokta karanlıkta kalabilmektedir. Dolayısıyla hem ilgili kazanın sebebi tam anlaşılamayabiliyor hem de kazanın nedeni tam bilinemeyince diğer uçaklar için önleyici tedbirler alınamıyor. Bu mahsurları yüzünden klasik sistem ile birlikte kara kutuların kaydettiği bilgilere ulaşmanın garantiye alınacağı yeni uygulamalar sivil havacılık otoritelerinin gündeminde olmalı.
Karakutu bilgilerinin online olarak yerde kaydedilmesi konusu Malezya Havayollarına ait B777-200 uçağının 8 mart 2014 tarihinde Güney Çin denizi üzerinde kaybolması sonrası “ live-stream-black-box “ başlığı ile farklı platformlarda gündeme getirildi. https://theconversation.com/if-wed-used-the-cloud-we-might-know-where-mh370-is-now-24542
CVR ve DFDR’ların kaydetmiş olduğu bilgileri anlık online olarak yer istasyonuna iletmiş olsak bu bilgiler ilgili sivil havacılık otoritesi ve / veya havayolu bünyesinde muhafaza edilse kaza sonrası kara kutu aramak gibi bir sorun olmaz . Çözüme katkı maksadıyla 2006 yılında Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) Uçak Veri Kayıt Sistemi (UVKS) adıyla yapmış olduğum başvurum uçak DFDR ve CVR verilerinin online olarak yer istasyonuna aktarılmasını içeriyordu. Patent başvurum , TPE tarafından UVKS faydalı model olarak tescil edildi fakat o yıllarda uydu bağlantısı ile yüksek miktarda bilginin yer istasyonuna canlı aktarılması maliyet yüksekliği nedeniyle çok cazip olmadığı için somut uygulaması olmadı.
Günümüzde verinin aktarılması ile ilgili gelişen yazılım ve uydu teknolojileri maliyeti çok düşürdüğü için benzeri çalışmalar tekrar gündeme getirilebilir. Uçuşun tamamında ki verilerin aktarılması maliyetli olsa bile en azından kaza riskinin görece daha yüksek olduğu uçak kalkış ve uçak inişleri sırasında ve uçak irtifasında ani büyük düşüş, motor güç kaybı , limitlerden yüksek açısal hareketler, gövde hasarı nedeniyle ani kabin basınç düşmesi gibi abnormal major bir uçuş datası olduğu zaman yer istasyonuna online veri gönderilmesi başlayacak şekilde kısa süreli olarak kara kutu bilgileri yer istasyonuna gönderilebilir. Böylece 10 saatlik bir uçuşta 30 dakika canlı veri aktarımı yapılarak maliyet çok düşürülebilir. Bu sistemin altyapısı uçaklarda zaten var. Bazı uçaklar , ACARS, DEMONSRATOR ve benzeri sistemler ile bazı teknik verilerini kendi havayolunun ilgili birimlerine anlık online olarak göndermektedir. Bunun dolaylı bir faydası da uçuş sırasında dikkat çekmeyecek bazı teknik ayrıntıları yer istasyonunda ki uzmanlar fark edip proaktif davranarak daha sorun çıkmadan pilotları ikaz edebilir.
Sektör dışı okurlar tarafından kara kutular ile karıştırılan Emergency Locator Transmitter (ELT) sistemi kara kutulardan tamamen farklı olup ELT sistemi , uçağın düşmesi ile meydana gelebilecek şiddette ivme değişikliğini algılar ve ayarlandığı derecede farklı ivme değişikliği olunca uçağın düştüğünü kabul ederek uçak konum bilgisi sinyali yaymaya başlar. Uçak kabininde taşınabilir olan ve manual kumanda edilen ELT ‘den CVR ve DFDR birlikte tek sistem olarak kullanımına kadar pek çok başka detay da var fakat bu tip köşe yazılarında maksadımız sadece teknik personele hitap etmek olmadığı için çok detaylı bir teknik yazı yerine genel esas alınarak daha geniş bir okur kitlesinin bunalmadan okuyabileceği formatta yazmaya çalışıyorum.
Uzun yıllardır hukuk ve teknik ile ilgili konularda yazıyorum özellikle teknik konularda yazarken okurlar içinde öğrenciler olduğunu bildiğim için onların teknik meraklarını gıdıklayarak araştırmacı gençler olmaları için bir nebze faydalı olmaya çalışıyorum. Teknik konulara karşı çoğu öğrencide üzülerek şahit olduğum bir ilgisizlik var.
Merak ve araştırma duygusu güçlü olmayan gençlerin bilgiyi ürüne dönüştürmesi zordur. Dünyanın kendi etrafında ki dönüş hızını sorduğunuz lise hatta üniversite öğrencilerinden çoğu dünyanın kendi etrafında ki dönüş hızını maalesef bilmiyor. Aynı öğrenciye ekvatorun çevresini ve dünyanın kendi çevresini kaç saatte döndüğünü sorduğunuzda 40 bin km ve 24 saat cevaplarını duyuyorsunuz fakat bu bilgilere sahip olmalarına rağmen basit bir işlem ile dünyanın dönüş hızını hesaplamayı akıl edemiyorlar. Bu soruyu bilene “ dünya saate 1666 km hızla dönüyor ise biz niye bunu hissetmiyoruz ? “ diye sorarsanız fizik dersinde öğrendiği ivme ile dünyanın dönüş hızını hissetmemek arasında ki bağlantıyı kurmakta zorlandıklarını göreceksiniz. Hazır bilgiye ve ezbere alışmış olunmasının kötü sonuçları maalesef. Öğrenciler akademik bilgiyi test cevaplayarak sınav kazanmak için öğreniyor. Bu şekilde yetişen öğrencilerin üretken olmalarını beklemek zor. Ne kadar üretken gençlerimiz olursa hem insanlık hem de ülkemiz için o kadar çok katma değer üretimi söz konusu olur.
Keşke ne kaza olsa ne de kara kutuya ihtiyaç kalsa, korona virüsün bittiği , uçak kazaların olmadığı bir 2021 yılı ve yıllar diliyorum.
Saygılarımla
Erdal Gülmez
Yorumlar