Öyle bir sektörün içinde bulunuyoruz ki, zaman zaman insanı hayretler içerisinde bırakacak olayları duyuyorsunuz. Şimdi yazacağım konu bir senaryo yada bir hayal ürünü değil. Tamamen gerçekleri yansıtacak bu olaylar zincirini bende yeni öğrendim.
Bir yönetici düşünün. Bu yönetici bir havayolu şirketimizin başında bulunuyor. Sonra bir başka şirkette yönetici oluyor. İlk çalıştığı şirkette kurduğu ilişkiler sayesinde son çalıştığı şirkete katma değer sağlayacak diye düşünülerek göreve getiriliyor.
Uçak pazarlama sistemindeki çıkar ilişkileri sebebiyle ilk şirketinde kurduğu bağlantıları en yakını üzerine kurduğu aracı şirket kanalıyla kendisine gelir kapısı olarak kullanıyor. Sadece kendisi için değil yine eksi şirketindeki mesai arkadaşı olan yabancı bir kişi ile gerçekleştiriyor.
Bu kişi havacılık sektörümüzün içinde sessiz duruşuyla tanınıyor.
Temsil gözetim şirketlerinde de hiç bilmediğiniz olaylar dönüyor. Bana gelen bilgilere göre temsil gözetim hizmeti veren bazı şirketlerde acaip ayak oyunları dönüyor. Bir havaalanına uçmak isteyen yabancı bir havayolu şirketi için verilecek olan hizmetler planlı bir şekilde düzenleniyor.
Şimdi yabancı bir havayolu şirketinin başından geçen olayı aktarmak istiyorum sizlere. Yabancı havayolu şirketi turistik bir havaalanımıza uçmak için girişimde bulunuyor. İlgili şirket havaalanı yönetimine bilgi mesajı gönderiyor. Mesajda “Havalimanınıza sefer düzenlemek istiyoruz” yazısı gönderiliyor.
Durumu haber alan havaalanı yöneticileri patronlarına haber vererek “Yeni bir şirket bulduk, gerekli görüşmeleri yapmak için X ülkeye gidiyoruz” diyerek patrona şirin görünmeye çalışıyor. Havayolu şirketine de “permi sorunu var slot sorunu var” diyerek zorluk çıkartılıyor. Tam bu sırada devreye temsil gözetim hizmeti veren şirket devreye giriyor. “Biz bu sorunu çözeriz” diyerek devreye giren temsil gözetim firması olmayan sorunu çözmek için havayolu şirketinin temsil gözetim işini de üzerine almış oluyor.
Temsil gözetim firması havayolu firmasının yetkilisi ile ortak olarak bu işi yürütüyor. Sonra hem temsil gözetim firması kazanıyor hem de havaalanı yetkilisi hatırı sayılır bir nema indiriyor cebine.
Kim bu kişiler? Eminim onlar bu yazıyı okuduklarında biziz diyecekler…
Bende biliyorum isimlerini, ama yazmak istemiyorum şimdilik. İlerleyen süreçte yazar mıyım onu da bilmiyorum.
Diyeceksiniz ki, ticari ilişkilerde bu tür durumlar yaşanabilir… Yaşanır ama ticari ilişkilerde çalışılan kurumun çıkarları ön planda tutulur. Yöneticiler bulundukları kurumları düşünmek zorundalar.
Bilmiyorum havayolu şirketi sahiplerinin bu durumdan haberleri var mı? Varsa neden böyle kişileri halen kadroda tutarlar. Şirket sahiplerinin “uçağımızı uçuruyor, o da para kazansın bizde para kazanalım” düşüncesi var ise ona da söylenecek söz yok. Ama daha fazla kazanmak var iken neden böyle oyunlara göz yumulur ki?
Bir başka konu… Birçok havayolu şirketimizde yönetici pozisyonunda çalışan ismi bizde saklı bir kişi temsil gözetim hizmeti yapan firma ile ortak iş yapıyor. Birçok dalda cambazlık yapıyor ama farkında olan bile yok. Bana göre herkes farkında ama yolunu tutan tutmuş.
İnsanın içinden “açıkla şunları” düşüncesi geçmiyor değil. Sizce gerek var mı?
Yorumlar